: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | لَكُمْ: sizin için vardır | مِيعَادُ: belirtilmiş | يَوْمٍ: bir gün | لَا: | تَسْتَأْخِرُونَ: geri kalmazsınız | عَنْهُ: ondan | سَاعَةً: bir sa'at | وَلَا: ve | تَسْتَقْدِمُونَ: ileri geçemezsiniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GLde ki | لكم LKMsizin için vardır | ميعاد MYAED̃belirtilmiş | يوم YWMbir gün | لا LE | تستأخرون TSTÊḢRWNgeri kalmazsınız | عنه ANHondan | ساعة SEATbir sa'at | ولا WLEve | تستقدمون TSTGD̃MWNileri geçemezsiniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | lekum: sizin için vardır | mīǎādu: belirtilmiş | yevmin: bir gün | lā: | teste'ḣirūne: geri kalmazsınız | ǎnhu: ondan | sāǎten: bir sa'at | ve lā: ve | testeḳdimūne: ileri geçemezsiniz |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | LKM: sizin için vardır | MYAED̃: belirtilmiş | YVM: bir gün | LE: | TSTÊḢRVN: geri kalmazsınız | ANH: ondan | SEAT: bir sa'at | VLE: ve | TSTGD̃MVN: ileri geçemezsiniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Size vaadedilen gün, öylesine bir gündür ki zamanından bir an bile geriye kalmayacağı gibi ileriye de atılmaz.
Adem Uğur : De ki: Size öyle bir gün vâdedilmiştir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.
Ahmed Hulusi : De ki: "Sizin için tespit edilmiş bir süreç vardır ki, onu ne erteleyebilirsiniz ne de öne alabilirsiniz. "
Ahmet Tekin : 'Size öyle bir gün va’dedilmiştir ki, ne bir an erteleyebilirsiniz, ne de öne alabilirsiniz.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki ondan ne bir saat geri bırakılırsınız ne de öne alınırsınız.'
Ali Bulaç : De ki: "Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz."
Ali Fikri Yavuz : (Rasûlüm, onlara) de ki: “- Size vaad olunan öyle bir gündür ki, ondan bir an geri de kalamazsınız, ileri de geçemezsiniz.”
Bekir Sadak : De ki: «Size, bir gun tayin edilmistir. Ondan bir saat ne geri kalabilirsiniz ne de one gecebilirsiniz.» *
Celal Yıldırım : De ki: Size belirlenen bir gün vardır ki ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de bir an ileri geçebilirsiniz.
Diyanet İşleri : De ki: “Sizin için belirlenen bir gün vardır ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Size, bir gün tayin edilmiştir. Ondan bir saat ne geri kalabilirsiniz ne de öne geçebilirsiniz.'
Diyanet Vakfi : De ki: Size öyle bir gün vâdedilmiştir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.
Edip Yüksel : De ki, 'Size bir saat gecikmeyecek, bir saat de erken gelmeyecek belirlenmiş bir gününüz vardır.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Size vaad edilen öyle bir gündür ki, ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Size va'd edilen bir gündür ki; ondan bir saat geri de kalamazsınız, ileri de geçemezsiniz.»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: size bir gün mîadı ki ondan bir saat geri de kalamazsınız, ileri de geçemezsiniz
Fizilal-il Kuran : Onlara de ki; «Sizin belirlenmiş bir gününüz vardır, ne bir an ertelenir ve ne de önceye alınır.»
Gültekin Onan : De ki: "Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz."
Hakkı Yılmaz : De ki: “Size günün belirlenmiş bir zamanı vardır ki ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.”
Hasan Basri Çantay : De ki: «Size va'd olunan, öyle bir gündür ki siz ondan bir saat geri de kalamazsınız, (onun) berisine de geçemezsiniz».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Sizin için va'd edilen öyle bir gün vardır ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de öne geçebilirsiniz.'
İbni Kesir : De ki: Sizin için bir günün miadı vardır. Ondan bir an ne geri kalabilirsiniz, ne de öne geçebilirsiniz.
İskender Evrenosoğlu : De ki: "Sizin için (belirlenen) günün zamanından, bir saat (dahi) tehir ve takdim edemezsiniz (geciktiremezsiniz veya öne alamazsınız)."
Muhammed Esed : De ki: "Sizin için belli bir gün tayin edilmiştir, ondan tek bir an ne geri kalabilirsiniz, ne de onu geçebilirsiniz".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Sizin için bir mev'ud gün vardır ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz ve ne de ileri geçebilirsiniz.»
Ömer Öngüt : De ki: "Size vaad olunan bir gün vardır ki, siz ondan ne bir saat geri kalırsınız, ne de ileri geçebilirsiniz. "
Şaban Piriş : De ki: -Size verilen sözün bir günü vardır. Ondan bir saat geri de bırakılmazsınız, zamanı öne de alamazsınız.
Suat Yıldırım : (29-30) Bir de: "Eğer doğru söylüyorsanız vâd ettiğiniz kıyamet ne zaman gerçekleşecek?" derler. De ki: "Sizinle öyle bir buluşma günümüz var ki ondan ne bir saat ileri geçebilirsiniz, ne de bir saat geri kalabilirsiniz.!"
Süleyman Ateş : De ki: "Sizin için belirtilmiş bir gün vardır. Ondan ne bir sâ'at geri kalırsınız, ne de ileri geçebilirsiniz."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, siz ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz.»
Ümit Şimşek : De ki: Sizin için belirlenmiş bir vakit var ki, onun ne bir saat önüne geçebilir, ne de gerisinde kalabilirsiniz.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Size bir gün vaat edilmiştir; ondan ne bir saat geri kalabirsiniz ne de ileri geçebilirsiniz."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]