CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
آمنا
ا م ن | EMN
ËMNE
āmennā
inandık
"""We believe"
,Mim,Nun,Elif, ,40,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به
|
BH
bihi
ona
"in it."""
Be,He, 2,5,
P – prefixed preposition bi PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
وأنى
ا ن ي | ENY
VÊN
veennā
ama nasıl olur?
But how
Vav,,Nun,, 6,,50,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) INTG – interrogative noun الواو عاطفة اسم استفهام
لهم
|
LHM
lehumu
onlar için
for them
Lam,He,Mim, 30,5,40,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالُوا: ve demektedirler | امَنَّا: inandık | بِهِ: ona | وَأَنَّىٰ: ama nasıl olur? | لَهُمُ: onlar için | التَّنَاوُشُ: elde etmeleri | مِنْ: -den | مَكَانٍ: yer- | بَعِيدٍ: uzak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقالوا WGELWEve demektedirler | آمنا ËMNEinandık | به BHona | وأنى WÊNama nasıl olur? | لهم LHMonlar için | التناوش ELTNEWŞelde etmeleri | من MN-den | مكان MKENyer- | بعيد BAYD̃uzak |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳālū: ve demektedirler | āmennā: inandık | bihi: ona | veennā: ama nasıl olur? | lehumu: onlar için | t-tenāvuşu: elde etmeleri | min: -den | mekānin: yer- | beǐydin: uzak |
Kırık Meal (Transcript) : |VGELVE: ve demektedirler | ËMNE: inandık | BH: ona | VÊN: ama nasıl olur? | LHM: onlar için | ELTNEVŞ: elde etmeleri | MN: -den | MKEN: yer- | BAYD̃: uzak |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve diyecekler ki: İnandık ona, fakat bu uzak bir yerde nereden îmana kavuşacaklar, ondan faydalanacaklar?
Adem Uğur : (İş işten geçtikten sonra:) "Ona inandık" demişlerdir, ama uzak yerden (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imana kavuşmak onlar için nasıl mümkün olur?
Ahmed Hulusi : "O'na (hakikatimizde olarak) iman ettik" dediler. . . (Öyle olsaydı) bu uzaklık nasıl oluşurdu ki!
Ahmet Tekin : İş işten geçtikten sonra:
'Ona iman ettik' demişlerdir. Uzak bir yerden, ulaşılması mümkün olmayan bir yerden imana el uzatmak, ona kavuşmak, onlar için ne mümkün!
Ahmet Varol : 'Ona inandık' derler. Ama onlar için, uzak bir yerden [3] (imana) ulaşmak nerede?
Ali Bulaç : "Biz O'na iman ettik" derler; ancak onlara uzak bir yerden (ahiretten imana) el uzatmak nerede?
Ali Fikri Yavuz : (Ve azabı gördükleri zaman): “-Biz O’na= Hz. Muhammed’e (s.a.v.) iman ettik.” demektedirler; fakat uzak bir yerden (ahiretten) tevbe etmek nerede?
Bekir Sadak : (51-52) Onlari korktuklari zaman bir gorsen; artik kurtulus yoktur; cehenneme yakin bir yerde yakalanmislardir. O zaman, «Allah'a inandik» derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasil kolayca ulasirlar?
Celal Yıldırım : «Biz O'na imân ettik» derler. Ama uzak bir yerden (Âhiret'ten imâna) el sunmak (Dünya'ya yeniden döndürülmek) onlara nereden?
Diyanet İşleri : (Azabı görünce), “ona inandık derler” ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan) iman elde etmek nasıl mümkün olur?
Diyanet İşleri (eski) : (51-52) Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur, cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman, 'Allah'a inandık' derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasıl kolayca ulaşırlar?
Diyanet Vakfi : (İş işten geçtikten sonra:) «Ona inandık» demişlerdir, ama uzak yerden (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imana kavuşmak onlar için nasıl mümkün olur?
Edip Yüksel : 'Ona inandık,' derler. Uzak bir yerden ona nasıl ulaşabilirler?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve: «O'na iman ettik» demektedirler. Fakat onlar için (âhiret gibi) uzak bir yerden (imana) el sunmak (ulaşabilmek) nerede?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve: «O'na iman ettik!» demektedirler, fakat onlara uzak yerden el sunmak nerede?
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve «iyman ettik ona» demektedirler, fakat onlara uzak yerden el sunmak nerede?
Fizilal-il Kuran : O'na inandık derler, ama artık iyice uzağında kaldıkları imanı nasıl yakalayacaklardır?
Gültekin Onan : "Biz O'na inandık" derler; ancak onlara uzak bir yerden (ahiretten imana) el uzatmak nerede?
Hakkı Yılmaz : Ve onlar: “O'na iman ettik” dediler. Fakat onlar için uzak bir yerden el sunmak/ulaşabilmek nerede?
Hasan Basri Çantay : «Ona îman etdik» demişlerdir. Fakat onlar için (dünyâye) uzak (kalmış) bir yerden (tevbeye) el sunmak nerede?.
Hayrat Neşriyat : Artık (iş işten geçtikten sonra): 'Ona (Muhammed’e) îmân ettik' demişlerdir. Fakat uzak bir yerden (âhiret âleminden, dünyada olması gereken îmânı) elde etmek, onlar için nasıl (mümkün) olur?
İbni Kesir : O'na inandık demişlerdir. Ama uzak bir yerden nasıl kolayca imana ulaşılır?
İskender Evrenosoğlu : Ve "O'na îmân ettik." dediler. (Hidayete) uzak bir yerden (dalâletten) onlar (îmânı) nasıl elde ederler?
Muhammed Esed : ve (görsen, nasıl) "Biz (şimdi) ona inandık!" diye yalvarırlar fakat nasıl bu kadar uzaktan (kurtuluşa) ere(ceklerini ümit ede)bilirler?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve demiş olurlar ki, ona imân ettik. Fakat onlara uzak bir yerden el sunmak nerede?
Ömer Öngüt : "Ona inandık!" demektedirler. Amma uzak yerden el sunmak (dünyaya yeniden döndürülmek) nasıl mümkün olur?
Şaban Piriş : -Ona inandık, derler. Bu kadar uzak yerden ona nasıl ulaşılır? (İnanmak neye yarar?)
Suat Yıldırım : İş işten geçtikten sonra "Peygambere inandık." demektedirler; ama uzak yerden, ta dünyadan imanı nasıl alabilsinler?
Süleyman Ateş : "Ona inandık" demektedirler, ama uzak yerden (tâ dünyâdan imanı) nasıl alabilsinler?
Tefhim-ul Kuran : «Biz O'na iman ettik» derler; ancak onlara uzak bir yerden (ahiretten imana) el uzatmak nerede?
Ümit Şimşek : 'Ona iman ettik' demektedirler. Ama o kadar uzaktan imana el atmak ne mümkün?
Yaşar Nuri Öztürk : "Ona inandık!" dediler. Ama nasıl mümkün olur onlar için imana ulaşmak o uzak yerden!
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]