» 34 / Sebe’  51:

Kuran Sırası: 34
İniş Sırası: 58
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

 » 34 / Sebe’  Suresi: 51
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْ (VLV) = velev : şayet
2. تَرَىٰ (TR) = terā : bir görsen
3. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : zaman
4. فَزِعُوا (FZAVE) = feziǔ : telaşa düştükleri
5. فَلَا (FLE) = felā :
6. فَوْتَ (FVT) = fevte : hiçbiri kurtulamaz
7. وَأُخِذُوا (VÊḢZ̃VE) = ve uḣiƶū : ve yakalanmışlardır
8. مِنْ (MN) = min : -den
9. مَكَانٍ (MKEN) = mekānin : yer-
10. قَرِيبٍ (GRYB) = ḳarībin : yakın
şayet | bir görsen | zaman | telaşa düştükleri | | hiçbiri kurtulamaz | ve yakalanmışlardır | -den | yer- | yakın |

[] [REY] [] [FZA] [] [FVT] [EḢZ̃] [] [KVN] [GRB]
VLV TR ÎZ̃ FZAVE FLE FVT VÊḢZ̃VE MN MKEN GRYB

velev terā feziǔ felā fevte ve uḣiƶū min mekānin ḳarībin
ولو ترى إذ فزعوا فلا فوت وأخذوا من مكان قريب

 » 34 / Sebe’  Suresi: 51
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev şayet And if
ترى ر ا ي | REY TR terā bir görsen you (could) see
إذ | ÎZ̃ zaman when
فزعوا ف ز ع | FZA FZAVE feziǔ telaşa düştükleri they will be terrified
فلا | FLE felā but (there will be) no
فوت ف و ت | FVT FVT fevte hiçbiri kurtulamaz escape,
وأخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ VÊḢZ̃VE ve uḣiƶū ve yakalanmışlardır and they will be seized
من | MN min -den from
مكان ك و ن | KVN MKEN mekānin yer- a place
قريب ق ر ب | GRB GRYB ḳarībin yakın near.

34:51 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şayet | bir görsen | zaman | telaşa düştükleri | | hiçbiri kurtulamaz | ve yakalanmışlardır | -den | yer- | yakın |

[] [REY] [] [FZA] [] [FVT] [EḢZ̃] [] [KVN] [GRB]
VLV TR ÎZ̃ FZAVE FLE FVT VÊḢZ̃VE MN MKEN GRYB

velev terā feziǔ felā fevte ve uḣiƶū min mekānin ḳarībin
ولو ترى إذ فزعوا فلا فوت وأخذوا من مكان قريب

[] [ر ا ي] [] [ف ز ع] [] [ف و ت] [ا خ ذ ] [] [ك و ن] [ق ر ب]

 » 34 / Sebe’  Suresi: 51
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev şayet And if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
ترى ر ا ي | REY TR terā bir görsen you (could) see
Te,Re,,
400,200,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
إذ | ÎZ̃ zaman when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
فزعوا ف ز ع | FZA FZAVE feziǔ telaşa düştükleri they will be terrified
Fe,Ze,Ayn,Vav,Elif,
80,7,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فلا | FLE felā but (there will be) no
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
فوت ف و ت | FVT FVT fevte hiçbiri kurtulamaz escape,
Fe,Vav,Te,
80,6,400,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
وأخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ VÊḢZ̃VE ve uḣiƶū ve yakalanmışlardır and they will be seized
Vav,,Hı,Zel,Vav,Elif,
6,,600,700,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
من | MN min -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
مكان ك و ن | KVN MKEN mekānin yer- a place
Mim,Kef,Elif,Nun,
40,20,1,50,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
قريب ق ر ب | GRB GRYB ḳarībin yakın near.
Gaf,Re,Ye,Be,
100,200,10,2,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: şayet | تَرَىٰ: bir görsen | إِذْ: zaman | فَزِعُوا: telaşa düştükleri | فَلَا: | فَوْتَ: hiçbiri kurtulamaz | وَأُخِذُوا: ve yakalanmışlardır | مِنْ: -den | مَكَانٍ: yer- | قَرِيبٍ: yakın |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW şayet | ترى TR bir görsen | إذ ÎZ̃ zaman | فزعوا FZAWE telaşa düştükleri | فلا FLE | فوت FWT hiçbiri kurtulamaz | وأخذوا WÊḢZ̃WE ve yakalanmışlardır | من MN -den | مكان MKEN yer- | قريب GRYB yakın |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: şayet | terā: bir görsen | : zaman | feziǔ: telaşa düştükleri | felā: | fevte: hiçbiri kurtulamaz | ve uḣiƶū: ve yakalanmışlardır | min: -den | mekānin: yer- | ḳarībin: yakın |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: şayet | TR: bir görsen | ÎZ̃: zaman | FZAVE: telaşa düştükleri | FLE: | FVT: hiçbiri kurtulamaz | VÊḢZ̃VE: ve yakalanmışlardır | MN: -den | MKEN: yer- | GRYB: yakın |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve dehşetli bir korkuya kapıldıkları ve hiçbirinin kurtulamayıp en yakın bir yerde azâba uğratıldıkları gün, bir görsen onları.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Telaşa düştükleri zaman, bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Ahmed Hulusi : Korku ve dehşete kapıldıklarında bir görsen! Kaçacakları yerleri yoktur; çok yakından yakalanmışlardır!
Ahmet Tekin : Onları korkudan, telaşa, dehşete düştükleri zaman bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerde, dünyada yakalanarak cezalandırılacaklar.
Ahmet Varol : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yeri yoktur ve yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Ali Bulaç : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yoktur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, kıyamet günü o kâfirleri) dehşete düştükleri vakit görsen!... Artık kaçacak yerleri yoktur ve (cehenneme) yakın bir yerde yakalanmışlardır.
Bekir Sadak : (51-52) Onlari korktuklari zaman bir gorsen; artik kurtulus yoktur; cehenneme yakin bir yerde yakalanmislardir. O zaman, «Allah'a inandik» derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasil kolayca ulasirlar?
Celal Yıldırım : Onları, korkup telaşa kapıldıkları zaman görsen ! Artık kurtulma (şansları) hiç yoktur ve yakın bir yerde yakalanmışlardır.
Diyanet İşleri : Sen onları, dehşetli bir korkuya kapılıp da kaçıp kurtulamayacakları ve yakın bir yerden yakalanacakları zaman bir görsen!
Diyanet İşleri (eski) : (51-52) Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur, cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman, 'Allah'a inandık' derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasıl kolayca ulaşırlar?
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Telaşa düştükleri zaman, bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Edip Yüksel : Korkuya kapıldıkları anı bir görsen; kaçamazlar; yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onları telaşa düştükleri zaman görsen: Artık kaçamak yoktur. Yakın yerden yakalanmışlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O telaşa düştükleri zaman görsen, artık kaçamak yoktur, yakın yerden yakalanmışlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Görsen o telâşa düştükleri vakıt, artık kaçamak yoktur, yakın yerden yakalanmışlardır.
Fizilal-il Kuran : Onları bir de paniğe kapıldıklarında görsen! Kaçacakları hiçbir yer yok. Cehennemin yakınında yakayı ele vermişlerdir.
Gültekin Onan : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yoktur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
Hakkı Yılmaz : "Ve sen onları korkuya kapıldıkları zaman bir görsen; artık kaçmak yoktur. Ve yakın bir yerden yakalanmışlardır. "
Hasan Basri Çantay : Onları can baş kaygısına düşdükleri vakıf görmelisin. Artık kaçacak yerleri de yokdur. Yakın bir mahalde yakalanmışlar,
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Hâlbuki (onları mahşer günü) dehşete düştükleri zaman bir görsen; artık (onlar için) kaçış yoktur, çünki (onlar) yakın bir yerden yakalanmışlardır.
İbni Kesir : Bir görsen, hani onlar korkmuşlardı. Artık kaçacak yerleri de yoktur, yakın bir yerde yakalanmışlardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve onları dehşete kapıldıkları zaman görsen. Artık kaçış (kurtuluş) yoktur. Ve onlar, (cehenneme) yakın bir yerden yakalandılar.
Muhammed Esed : Sen, (Kıyamet Günü, hakikati inkar edenlerin,) -can damarlarından yakalandıkları için- kaçacak bir yer bulamayıp korkuyla büzüldükleri (anki halleri)ni bir görsen;
Ömer Nasuhi Bilmen : Görecek olsan telaşa düştükleri zaman (ne garip bir manzara görmüş olursun) artık kurtuluş yok ve onlar yakın bir mahalden yakalanmışlardır.
Ömer Öngüt : Can baş kaygısına düştükleri zaman bir görmelisin! Artık kaçacak yerleri de yoktur. Yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Şaban Piriş : Onların dehşetli bir korkuya tutuldukları anı bir görsen! Geçip gitmek yok... Yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Suat Yıldırım : Kıyamet günü o kâfirler can kaygısına düştükleri zaman bir görsen! Artık kaçacak hiçbir yerleri yoktur ve cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır.
Süleyman Ateş : Telâşa düştükleri zaman (onları) bir görsen: Hiçbiri kurtulamaz, yakın yerden yakalanmışlardır.
Tefhim-ul Kuran : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yoktur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
Ümit Şimşek : Can derdine düştükleri zaman onları bir görsen! Kaçacak hiçbir yer yoktur; azabın çok yakınında yakalanmışlardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bir görsen onları korku ve telaşa düştüklerinde! Artık kaçış, kurtuluş yok! Çok yakın bir yerden yakalanmışlardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}