» 36 / Yâsîn  66:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 66
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْ (VLV) = velev : ve eğer
2. نَشَاءُ (NŞEÙ) = neşā'u : dilesek
3. لَطَمَسْنَا (LŦMSNE) = leTamesnā : silerdik
4. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerini
5. أَعْيُنِهِمْ (ÊAYNHM) = eǎ'yunihim : gözleri
6. فَاسْتَبَقُوا (FESTBGVE) = festebeḳū : ve dökülürlerdi
7. الصِّرَاطَ (ELṦREŦ) = S-SirāTa : yola
8. فَأَنَّىٰ (FÊN) = feennā : ama nasıl?
9. يُبْصِرُونَ (YBṦRVN) = yubSirūne : görecekler
ve eğer | dilesek | silerdik | üzerini | gözleri | ve dökülürlerdi | yola | ama nasıl? | görecekler |

[] [ŞYE] [ŦMS] [] [AYN] [SBG] [ṦRŦ] [ENY] [BṦR]
VLV NŞEÙ LŦMSNE AL ÊAYNHM FESTBGVE ELṦREŦ FÊN YBṦRVN

velev neşā'u leTamesnā ǎlā eǎ'yunihim festebeḳū S-SirāTa feennā yubSirūne
ولو نشاء لطمسنا على أعينهم فاستبقوا الصراط فأنى يبصرون

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 66
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And if
نشاء ش ي ا | ŞYE NŞEÙ neşā'u dilesek We willed,
لطمسنا ط م س | ŦMS LŦMSNE leTamesnā silerdik We (would have) surely obliterated
على | AL ǎlā üzerini [over]
أعينهم ع ي ن | AYN ÊAYNHM eǎ'yunihim gözleri their eyes,
فاستبقوا س ب ق | SBG FESTBGVE festebeḳū ve dökülürlerdi then they (would) race
الصراط ص ر ط | ṦRŦ ELṦREŦ S-SirāTa yola (to find) the path,
فأنى ا ن ي | ENY FÊN feennā ama nasıl? then how
يبصرون ب ص ر | BṦR YBṦRVN yubSirūne görecekler (could) they see?

36:66 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | dilesek | silerdik | üzerini | gözleri | ve dökülürlerdi | yola | ama nasıl? | görecekler |

[] [ŞYE] [ŦMS] [] [AYN] [SBG] [ṦRŦ] [ENY] [BṦR]
VLV NŞEÙ LŦMSNE AL ÊAYNHM FESTBGVE ELṦREŦ FÊN YBṦRVN

velev neşā'u leTamesnā ǎlā eǎ'yunihim festebeḳū S-SirāTa feennā yubSirūne
ولو نشاء لطمسنا على أعينهم فاستبقوا الصراط فأنى يبصرون

[] [ش ي ا] [ط م س] [] [ع ي ن] [س ب ق] [ص ر ط] [ا ن ي] [ب ص ر]

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 66
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
نشاء ش ي ا | ŞYE NŞEÙ neşā'u dilesek We willed,
Nun,Şın,Elif,,
50,300,1,,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
لطمسنا ط م س | ŦMS LŦMSNE leTamesnā silerdik We (would have) surely obliterated
Lam,Tı,Mim,Sin,Nun,Elif,
30,9,40,60,50,1,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā üzerini [over]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
أعينهم ع ي ن | AYN ÊAYNHM eǎ'yunihim gözleri their eyes,
,Ayn,Ye,Nun,He,Mim,
,70,10,50,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Eye
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فاستبقوا س ب ق | SBG FESTBGVE festebeḳū ve dökülürlerdi then they (would) race
Fe,Elif,Sin,Te,Be,Gaf,Vav,Elif,
80,1,60,400,2,100,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصراط ص ر ط | ṦRŦ ELṦREŦ S-SirāTa yola (to find) the path,
Elif,Lam,Sad,Re,Elif,Tı,
1,30,90,200,1,9,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
فأنى ا ن ي | ENY FÊN feennā ama nasıl? then how
Fe,,Nun,,
80,,50,,
REM – prefixed resumption particle
INTG – interrogative noun
الفاء استئنافية
اسم استفهام
يبصرون ب ص ر | BṦR YBṦRVN yubSirūne görecekler (could) they see?
Ye,Be,Sad,Re,Vav,Nun,
10,2,90,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: ve eğer | نَشَاءُ: dilesek | لَطَمَسْنَا: silerdik | عَلَىٰ: üzerini | أَعْيُنِهِمْ: gözleri | فَاسْتَبَقُوا: ve dökülürlerdi | الصِّرَاطَ: yola | فَأَنَّىٰ: ama nasıl? | يُبْصِرُونَ: görecekler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW ve eğer | نشاء NŞEÙ dilesek | لطمسنا LŦMSNE silerdik | على AL üzerini | أعينهم ÊAYNHM gözleri | فاستبقوا FESTBGWE ve dökülürlerdi | الصراط ELṦREŦ yola | فأنى FÊN ama nasıl? | يبصرون YBṦRWN görecekler |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: ve eğer | neşā'u: dilesek | leTamesnā: silerdik | ǎlā: üzerini | eǎ'yunihim: gözleri | festebeḳū: ve dökülürlerdi | S-SirāTa: yola | feennā: ama nasıl? | yubSirūne: görecekler |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: ve eğer | NŞEÙ: dilesek | LŦMSNE: silerdik | AL: üzerini | ÊAYNHM: gözleri | FESTBGVE: ve dökülürlerdi | ELṦREŦ: yola | FÊN: ama nasıl? | YBṦRVN: görecekler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve dileseydik onları kör ederdik de doğru yolu ararlar, bulamazlardı, nasıl görebilirlerdi ki?
Adem Uğur : Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
Ahmed Hulusi : Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yolda (öylece) koşuşurlardı. . . Fakat nasıl görebilecekler (bu gerçeği)?
Ahmet Tekin : Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, elbette gözlerini silme kör ederdik. Bu durumda doğru yola gelmeye yarış ederlerdi. Ama kâinattaki ve peygamberlerin getirdiği sayısız delilleri göremeyen basiret yoksunları bunun nasıl farkına varacaklardı?
Ahmet Varol : Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yolda koşuşup dururlardı. Ama nasıl göreceklerdi?
Ali Bulaç : Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır kör ederdik, böylece yola dökülüp koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?
Ali Fikri Yavuz : Eğer dileseydik, o kâfirlerin (hakkı görmiyen dalâlet) gözlerini silme kör ederdik de (onlar akıllarını başlarına alarak) hak yola (imana) koşar, yarış ederlerdi. Fakat şimdi onlar nasıl görecekler (hakkı anlayacaklar)?...
Bekir Sadak : Dilesek, gozlerini kor ederdik de yol bulmaga calisirlardi. Nasil gorebilirlerdi?
Celal Yıldırım : Dilemiş olsak, gözlerini silme kör ederdik de yolu bulabilmek için koşuşup dururlardı; ama nerede görebilirlerdi ?
Diyanet İşleri : Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!
Diyanet İşleri (eski) : Dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışırlardı. Nasıl görebilirlerdi?
Diyanet Vakfi : Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
Edip Yüksel : Dilesek gözlerini büsbütün silerdik. Yolu bulmaya çalıştıklarında göremezlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem dilersek gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi, fakat nereden görecekler?
Fizilal-il Kuran : Dilersek, gözlerini kör ederdik de, yol bulmaya çalışırlardı. Nasıl görebilirlerdi?
Gültekin Onan : Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır kör ederdik, böylece yola dökülüp koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?
Hakkı Yılmaz : Eğer Biz dileseydik, gözlerini üzerinden silme kör yapardık/ soylarını kuruturduk da yola dökülürlerdi. Artık nereden görecekler ki?
Hasan Basri Çantay : Eğer dileseydik onları gözlerinin üzerinden silme kör yapardık da yolda koşuşub (didişib) kalırlardı. Artık nasıl göreceklerdi?
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de yolda koşuşup kalırlardı; o hâlde nasıl görecekler(di)?
İbni Kesir : Biz isteseydik; onların gözlerini kör ederdik de yolda koşuşup kalırlardı. Ama nasıl göreceklerdi ki.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer dileseydik, elbette gözlerini mahvederdik (kör ederdik). O zaman yolda (sağa sola) koşuştururlardı. Bundan sonra nasıl görürler?
Muhammed Esed : Eğer (insanların doğru ile yanlışı ayırd edememelerini) dilemiş olsaydık, onları görüp anlama melekesinden yoksun bırakırdık da (doğru) yoldan hep şaşarlardı, ama (öyle olsaydı) onlar (doğruyu) nasıl görebilirlerdi?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer dilese idik gözlerini büsbütün mahvederdik de yola koşar dururlardı. Artık nereden görebilecekler?
Ömer Öngüt : Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yol bulmaya çalışırlardı. Fakat nasıl görebilirlerdi ki?
Şaban Piriş : Dileseydik, gözlerini tamamen kör ederdik de yol bulmak için didinirlerdi, oysa nasıl görebilirler?
Suat Yıldırım : Eğer dileseydik gözlerini dümdüz, silme kör ederdik, o zaman yola dökülür, hidayete ulaşmak için yarışırlardı. Fakat o takdirde nasıl görebilirlerdi?
Süleyman Ateş : Dilesek gözlerini silerdik de yola dökülürlerdi, ama nasıl görecekler?
Tefhim-ul Kuran : Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır kör ederdik, böylece yola dökülüp koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?
Ümit Şimşek : Dileseydik, gözlerini tümüyle silip kör ederdik de öylece yollarda koşuşurlardı. O zaman nasıl göreceklerdi?
Yaşar Nuri Öztürk : Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}