» 33 / Ahzâb  32:

Kuran Sırası: 33
İniş Sırası: 90
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 32
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. نِسَاءَ (NSEÙ) = nisā'e : kadınları
3. النَّبِيِّ (ELNBY) = n-nebiyyi : peygamber
4. لَسْتُنَّ (LSTN) = lestunne : siz değilsiniz
5. كَأَحَدٍ (KÊḪD̃) = keeHadin : herhangi biri gibi
6. مِنَ (MN) = mine : -dan
7. النِّسَاءِ (ELNSEÙ) = n-nisā'i : kadınlar-
8. إِنِ (ÎN) = ini : eğer
9. اتَّقَيْتُنَّ (ETGYTN) = tteḳaytunne : (Allah'tan) sakınıyorsanız
10. فَلَا (FLE) = felā :
11. تَخْضَعْنَ (TḢŽAN) = teḣDeǎ'ne : yumuşak bir eda yapmayın
12. بِالْقَوْلِ (BELGVL) = bil-ḳavli : sözlerinizde
13. فَيَطْمَعَ (FYŦMA) = feyeTmeǎ : böylece tamah etmesin
14. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : bulunan
15. فِي (FY) = fī :
16. قَلْبِهِ (GLBH) = ḳalbihi : kalbinde
17. مَرَضٌ (MRŽ) = meraDun : hastalık
18. وَقُلْنَ (VGLN) = veḳulne : ve söyleyin
19. قَوْلًا (GVLE) = ḳavlen : bir söz
20. مَعْرُوفًا (MARVFE) = meǎ'rūfen : güzel
EY/HEY/AH | kadınları | peygamber | siz değilsiniz | herhangi biri gibi | -dan | kadınlar- | eğer | (Allah'tan) sakınıyorsanız | | yumuşak bir eda yapmayın | sözlerinizde | böylece tamah etmesin | bulunan | | kalbinde | hastalık | ve söyleyin | bir söz | güzel |

[Y] [NSV] [NBE] [LYS] [EḪD̃] [] [NSV] [] [VGY] [] [ḢŽA] [GVL] [ŦMA] [] [] [GLB] [MRŽ] [GVL] [GVL] [ARF]
YE NSEÙ ELNBY LSTN KÊḪD̃ MN ELNSEÙ ÎN ETGYTN FLE TḢŽAN BELGVL FYŦMA ELZ̃Y FY GLBH MRŽ VGLN GVLE MARVFE

nisā'e n-nebiyyi lestunne keeHadin mine n-nisā'i ini tteḳaytunne felā teḣDeǎ'ne bil-ḳavli feyeTmeǎ lleƶī ḳalbihi meraDun veḳulne ḳavlen meǎ'rūfen
يا نساء النبي لستن كأحد من النساء إن اتقيتن فلا تخضعن بالقول فيطمع الذي في قلبه مرض وقلن قولا معروفا

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
نساء ن س و | NSV NSEÙ nisā'e kadınları wives
النبي ن ب ا | NBE ELNBY n-nebiyyi peygamber (of) the Prophet!
لستن ل ي س | LYS LSTN lestunne siz değilsiniz You are not
كأحد ا ح د | EḪD̃ KÊḪD̃ keeHadin herhangi biri gibi like anyone
من | MN mine -dan among
النساء ن س و | NSV ELNSEÙ n-nisā'i kadınlar- the women.
إن | ÎN ini eğer If
اتقيتن و ق ي | VGY ETGYTN tteḳaytunne (Allah'tan) sakınıyorsanız you fear (Allah),
فلا | FLE felā then (do) not
تخضعن خ ض ع | ḢŽA TḢŽAN teḣDeǎ'ne yumuşak bir eda yapmayın be soft
بالقول ق و ل | GVL BELGVL bil-ḳavli sözlerinizde in speech,
فيطمع ط م ع | ŦMA FYŦMA feyeTmeǎ böylece tamah etmesin lest should be moved with desire
الذي | ELZ̃Y lleƶī bulunan he who,
في | FY in
قلبه ق ل ب | GLB GLBH ḳalbihi kalbinde his heart
مرض م ر ض | MRŽ MRŽ meraDun hastalık (is) a disease,
وقلن ق و ل | GVL VGLN veḳulne ve söyleyin but say
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen bir söz a word
معروفا ع ر ف | ARF MARVFE meǎ'rūfen güzel appropriate.

33:32 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | kadınları | peygamber | siz değilsiniz | herhangi biri gibi | -dan | kadınlar- | eğer | (Allah'tan) sakınıyorsanız | | yumuşak bir eda yapmayın | sözlerinizde | böylece tamah etmesin | bulunan | | kalbinde | hastalık | ve söyleyin | bir söz | güzel |

[Y] [NSV] [NBE] [LYS] [EḪD̃] [] [NSV] [] [VGY] [] [ḢŽA] [GVL] [ŦMA] [] [] [GLB] [MRŽ] [GVL] [GVL] [ARF]
YE NSEÙ ELNBY LSTN KÊḪD̃ MN ELNSEÙ ÎN ETGYTN FLE TḢŽAN BELGVL FYŦMA ELZ̃Y FY GLBH MRŽ VGLN GVLE MARVFE

nisā'e n-nebiyyi lestunne keeHadin mine n-nisā'i ini tteḳaytunne felā teḣDeǎ'ne bil-ḳavli feyeTmeǎ lleƶī ḳalbihi meraDun veḳulne ḳavlen meǎ'rūfen
يا نساء النبي لستن كأحد من النساء إن اتقيتن فلا تخضعن بالقول فيطمع الذي في قلبه مرض وقلن قولا معروفا

[ي] [ن س و] [ن ب ا] [ل ي س] [ا ح د] [] [ن س و] [] [و ق ي] [] [خ ض ع] [ق و ل] [ط م ع] [] [] [ق ل ب] [م ر ض] [ق و ل] [ق و ل] [ع ر ف]

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – accusative feminine plural noun
أداة نداء
اسم منصوب
نساء ن س و | NSV NSEÙ nisā'e kadınları wives
Nun,Sin,Elif,,
50,60,1,,

النبي ن ب ا | NBE ELNBY n-nebiyyi peygamber (of) the Prophet!
Elif,Lam,Nun,Be,Ye,
1,30,50,2,10,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
لستن ل ي س | LYS LSTN lestunne siz değilsiniz You are not
Lam,Sin,Te,Nun,
30,60,400,50,
V – 2nd person feminine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض من اخوات «كان» والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «ليس»
كأحد ا ح د | EḪD̃ KÊḪD̃ keeHadin herhangi biri gibi like anyone
Kef,,Ha,Dal,
20,,8,4,
P – prefixed preposition ka
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
من | MN mine -dan among
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
النساء ن س و | NSV ELNSEÙ n-nisā'i kadınlar- the women.
Elif,Lam,Nun,Sin,Elif,,
1,30,50,60,1,,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
إن | ÎN ini eğer If
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
اتقيتن و ق ي | VGY ETGYTN tteḳaytunne (Allah'tan) sakınıyorsanız you fear (Allah),
Elif,Te,Gaf,Ye,Te,Nun,
1,400,100,10,400,50,
V – 2nd person feminine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
فلا | FLE felā then (do) not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
PRO – prohibition particle
الفاء استئنافية
حرف نهي
تخضعن خ ض ع | ḢŽA TḢŽAN teḣDeǎ'ne yumuşak bir eda yapmayın be soft
Te,Hı,Dad,Ayn,Nun,
400,600,800,70,50,
V – 2nd person feminine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالقول ق و ل | GVL BELGVL bil-ḳavli sözlerinizde in speech,
Be,Elif,Lam,Gaf,Vav,Lam,
2,1,30,100,6,30,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine verbal noun
جار ومجرور
فيطمع ط م ع | ŦMA FYŦMA feyeTmeǎ böylece tamah etmesin lest should be moved with desire
Fe,Ye,Tı,Mim,Ayn,
80,10,9,40,70,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
الفاء سببية
فعل مضارع منصوب
الذي | ELZ̃Y lleƶī bulunan he who,
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قلبه ق ل ب | GLB GLBH ḳalbihi kalbinde his heart
Gaf,Lam,Be,He,
100,30,2,5,
"N – genitive feminine singular noun → Heart
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun"
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مرض م ر ض | MRŽ MRŽ meraDun hastalık (is) a disease,
Mim,Re,Dad,
40,200,800,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
وقلن ق و ل | GVL VGLN veḳulne ve söyleyin but say
Vav,Gaf,Lam,Nun,
6,100,30,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person feminine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen bir söz a word
Gaf,Vav,Lam,Elif,
100,6,30,1,
N – accusative masculine indefinite verbal noun
اسم منصوب
معروفا ع ر ف | ARF MARVFE meǎ'rūfen güzel appropriate.
Mim,Ayn,Re,Vav,Fe,Elif,
40,70,200,6,80,1,
N – accusative masculine indefinite passive participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا: EY/HEY/AH | نِسَاءَ: kadınları | النَّبِيِّ: peygamber | لَسْتُنَّ: siz değilsiniz | كَأَحَدٍ: herhangi biri gibi | مِنَ: -dan | النِّسَاءِ: kadınlar- | إِنِ: eğer | اتَّقَيْتُنَّ: (Allah'tan) sakınıyorsanız | فَلَا: | تَخْضَعْنَ: yumuşak bir eda yapmayın | بِالْقَوْلِ: sözlerinizde | فَيَطْمَعَ: böylece tamah etmesin | الَّذِي: bulunan | فِي: | قَلْبِهِ: kalbinde | مَرَضٌ: hastalık | وَقُلْنَ: ve söyleyin | قَوْلًا: bir söz | مَعْرُوفًا: güzel |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | نساء NSEÙ kadınları | النبي ELNBY peygamber | لستن LSTN siz değilsiniz | كأحد KÊḪD̃ herhangi biri gibi | من MN -dan | النساء ELNSEÙ kadınlar- | إن ÎN eğer | اتقيتن ETGYTN (Allah'tan) sakınıyorsanız | فلا FLE | تخضعن TḢŽAN yumuşak bir eda yapmayın | بالقول BELGWL sözlerinizde | فيطمع FYŦMA böylece tamah etmesin | الذي ELZ̃Y bulunan | في FY | قلبه GLBH kalbinde | مرض MRŽ hastalık | وقلن WGLN ve söyleyin | قولا GWLE bir söz | معروفا MARWFE güzel |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | nisā'e: kadınları | n-nebiyyi: peygamber | lestunne: siz değilsiniz | keeHadin: herhangi biri gibi | mine: -dan | n-nisā'i: kadınlar- | ini: eğer | tteḳaytunne: (Allah'tan) sakınıyorsanız | felā: | teḣDeǎ'ne: yumuşak bir eda yapmayın | bil-ḳavli: sözlerinizde | feyeTmeǎ: böylece tamah etmesin | lleƶī: bulunan | : | ḳalbihi: kalbinde | meraDun: hastalık | veḳulne: ve söyleyin | ḳavlen: bir söz | meǎ'rūfen: güzel |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | NSEÙ: kadınları | ELNBY: peygamber | LSTN: siz değilsiniz | KÊḪD̃: herhangi biri gibi | MN: -dan | ELNSEÙ: kadınlar- | ÎN: eğer | ETGYTN: (Allah'tan) sakınıyorsanız | FLE: | TḢŽAN: yumuşak bir eda yapmayın | BELGVL: sözlerinizde | FYŦMA: böylece tamah etmesin | ELZ̃Y: bulunan | FY: | GLBH: kalbinde | MRŽ: hastalık | VGLN: ve söyleyin | GVLE: bir söz | MARVFE: güzel |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey Peygamberin eşleri, siz, öbür kadınlardan birine benzemezsiniz; çekiniyorsanız sözü yumuşak bir tarzda söylemeyin ki gönlünde bir hastalık olan ümîde düşer sonra ve doğru ve güzel söz söyleyin.
Adem Uğur : Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin.
Ahmed Hulusi : Ey Nebi'nin Hanımları. . . Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz! Eğer korunmak istiyorsanız (muhatabınız olan erkeğe) edâlı - işveli konuşmayın! Bu yüzden, düşüncesiz - hastalıklı olan kimse sizden umutlanır! Uygun ve yanlış anlaşılmayacak tarzda konuşun!
Ahmet Tekin : Ey peygamber hanımları, siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer Allah’a sığınıp, emirlerini yerine getirerek günahlardan arınıp, azaptan korunuyorsanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetinizi muhafaza ediyorsanız, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincindeyseniz, yabancı erkekler karşısında yumuşak, tatlı, çekici bir eda ile konuşmayın. Kalpleri kararmış, aklından zoru olanlar, hasta ruhlular, size karşı bir ümide kapılmasın. Ağırbaşlı, ciddi, mâkul, meşrû ve islâmî kurallarla örtüşen örfe uygun şekilde konuşun.
Ahmet Varol : Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer sakınırsanız. Sözü çekici bir şekilde söylemeyin ki sonra kalbinde bir hastalık bulunan tamaha kapılır. Uygun (ve ağırbaşlı bir şekilde) söz söyleyin.
Ali Bulaç : Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin.
Ali Fikri Yavuz : Ey Peygamberin hanımları! Siz (sevap ve azap bakımından diğer) kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer takva sahibi olmak istiyorsanız, (yabancı erkeklere karşı gevşek ve) yumuşak kelâmda bulunmayın. Bu takdirde kalbinde bir fenalık bulunan tamaa düşer. Güzel ve ciddi söz söyleyin.
Bekir Sadak : Ey peygamberin hanimlari! Sizler herhangi bir kadin gibi degilsiniz. Allah'tan sakiniyorsaniz edali konusmayin, yoksa, kalbi bozuk olan kimse kotu seyler umit eder; daima ciddi ve agirbasli soz soyleyin.
Celal Yıldırım : Ey Peygamber kadınları! Sizler, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; Allah'tan korkuyorsanız (yabancı erkeklere karşı) kırıtarak konuşmayın, sonra kalbinde (şehvetten arız) hastalık bulunan kimsede arzu uyanabilir. Güzel, ölçülü (ağırbaşlı) söz söyleyin.
Diyanet İşleri : Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.
Diyanet İşleri (eski) : Ey Peygamberin hanımları! Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız edalı konuşmayın, yoksa, kalbi bozuk olan kimse kötü şeyler ümit eder; daima ciddi ve ağırbaşlı söz söyleyin.
Diyanet Vakfi : Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin.
Edip Yüksel : Ey peygamberin hanımları, siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Erdemliyseniz, işveli konuşmayın ki kalbinde hastalık bulunan birileri size yönelmesin. Güzel ve normal biçimde konuşun.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey peygamberin hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer takva ile korunacaksanız, konuşurken kırıtmayın da kalbinde bir hastalık bulunan kimse tamaha düşmesin. Güzel ve dosdoğru söz söyleyin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey peygamberin hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; eğer Allah'tan korkuyorsanız, konuşurken kırıtmayın ki, kalbinde bir hastalık bulunan, kötü bir ümide kapılmasın. Güpgüzel, dosdoğru söz söyleyin!
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey Peygamberin kadınları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz, eğer korunur takvalı olursanız, onun için söylerken kırıtmayın da kalbinde bir maraz bulunan tamaa düşmesin, güpgüzel, dosdoğru söz söyleyin.
Fizilal-il Kuran : Ey Peygamber hanımları! Eğer Allah'tan sakınıyorsanız sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Sözü yumuşak, tatlı bir eda ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse kötü şeyler ümit etmesin, daima ciddi ve ağır başlı söz söyleyin.
Gültekin Onan : Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin.
Hakkı Yılmaz : (32-34) "Ey Peygamber'in kadınları! Siz kadınlardan herhangi biri değilsiniz; eğer Allah'ın koruması altına giriyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki sonra kalbinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk kimse tamah eder. Sözü örfe uygun/ herkesçe kabul gören bir şekilde söyleyin. Evlerinizde vakarlı olun, ilk cahiliyet gösterişi hâlinde gösteriş yapmayın, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun], zekâtı/vergiyi verin, Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin. –Ey ehli beyt! Gerçekten Allah, sizden kiri gidermek ve sizi temizlemek ister.– Ve evlerinizde okunmakta olan Allah'ın âyetlerini ve haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri hatırlayın. Hiç şüphesiz Allah, çok lütfedicidir, gizliyi bilendir, her şeyin iç yüzünü, gizli taraflarını da iyi bilendir. "
Hasan Basri Çantay : Ey peygamber kadınları, siz (diğer) kadınlardan (her hangi) biri gibi değilsiniz. Eğer (Allahdan) korkuyorsanız (size yabancı olan erkeklere) yumuşak söylemeyin. Sonra kalbinde bir maraz bulunanlar tamaa düşer (ler). Sözü ma'ruf vech ile (ve ağır başlı) söyleyin.
Hayrat Neşriyat : Ey Peygamber hanımları! (Siz,) kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; eğer(Allah’dan) sakınıyorsanız, o hâlde (yabancı erkeklerle konuşurken) konuşmayı yumuşak(bir edâ ile) yapmayın ki kalbinde bir hastalık bulunan kimse tamah etmesin; ve (bir şey söyleyeceğinizde ciddiyetle) güzel bir söz söyleyin!
İbni Kesir : Ey peygamber kadınları; sizler, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer sakınıyorsanız; edalı olmayın yoksa kalbinde bir hastalık bulunanlar kötü şeyler umarlar. Ve hep ma'ruf söz söyleyin.
İskender Evrenosoğlu : Ey Peygamber Hanımları! Siz (diğer) kadınlardan biri gibi değilsiniz. Eğer takva sahibi iseniz artık sözü yumuşak söylemeyin (erkeklerle çekici bir şekilde konuşmayın). O taktirde kalbinde maraz (nifak, fitne, şehvet) bulunan kimse tamah eder (arzu duyar). Ve maruf (ciddî) söz söyleyin.
Muhammed Esed : Ey Peygamber eşleri! Siz (öteki) kadınlar gibi değilsiniz, eğer Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine (hakkıyla) sahip olursanız. O halde, edalı bir şekilde konuşmayın ki kalplerinde maraz olanlar (size karşı) bir arzuya kapılmasın, daima yerinde ve uygun şekilde konuşun.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey Peygamberin zevceleri! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsinizdir, eğer muttakî bulunuyor iseniz. Lâkırdıyı yumuşakça yapmayınız, sonra kalbinde bir fesat bulunan tamaha düşer. Ve maruf söz söyleyin.
Ömer Öngüt : Ey Peygamber hanımları! Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer takvâ sahibi olmak istiyorsanız, edâlı konuşmayın. Kalbinde hastalık bulunan kimse kötü şeyler ümit eder. Daima ciddi ve ağırbaşlı söz söyleyin.
Şaban Piriş : -Ey peygamber hanımları! Siz, diğer kadınlardan birisi gibi değilsiniz. Eğer Allah’tan korkuyorsanız, edalı konuşmayın ki kalbinde hastalık olan arzu duyar. Uygun şekilde konuşun.
Suat Yıldırım : Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Takvâ sizin sıfatınız olduğuna göre, namahrem erkeklere hitab ederken tatlı ve cilveli bir eda ile konuşmayın ki kalbinde hastalık bulunan bir şahıs, şeytanî bir ümide kapılmasın. Ciddi, ölçülü konuşun.
Süleyman Ateş : Ey peygamber kadınları, siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allâh'ın buyruğuna karşı gelmekten) korunuyorsanız, sözü yumuşak (kıvrak) bir edâ ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse tamah etmesin; güzel, (kuşkudan uzak bir biçimde) söz söyleyin.
Tefhim-ul Kuran : Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin.
Ümit Şimşek : Ey Peygamber hanımları, siz başka kadınlar gibi değilsiniz. Eğer takvâya sarılacaksanız, cilveli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde hastalık bulunan kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken, münasip şekilde söz söyleyin.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}