Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ : buyurdu | فَإِنَّكَ : elbette sen | مِنَ : -densin | الْمُنْظَرِينَ : süre verilenler- | Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL buyurdu | فإنك FÎNK elbette sen | من MN -densin | المنظرين ELMNƵRYN süre verilenler- | Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle : buyurdu | feinneke : elbette sen | mine : -densin | l-munZerīne : süre verilenler- | Kırık Meal (Transcript) : |GEL : buyurdu | FÎNK : elbette sen | MN : -densin | ELMNƵRYN : süre verilenler- | Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de demişti, sen, ölmeyenlere katıl. Adem Uğur : Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin.'' Ahmed Hulusi : (Allâh) buyurdu: "Muhakkak ki sen süre tanınanlardansın!" Ahmet Tekin : 'Sen mühlet verilenlerdensin' buyurdu. Ahmet Varol : (Allah) dedi ki: 'O halde sen süre tanınanlardansın. Ali Bulaç : Dedi ki: "O halde, süre tanınanlardansın." Ali Fikri Yavuz : (Allah şöyle) buyurdu: “- Haydi geri bırakılanlardansın, Bekir Sadak : (80-81) Allah: «Sen bilinen gune kadar erteye birakilanlardansin» dedi. Celal Yıldırım : (80-81) Allah : Gerçekten bilinen vakte (Kıyamete) kadar sen mühlet verilenlerdensin, dedi. Diyanet İşleri : (80-81) Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.” Diyanet İşleri (eski) : (80-81) Allah: 'Sen bilinen güne kadar erteye bırakılanlardansın' dedi. Diyanet Vakfi : (80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu. Edip Yüksel : Dedi ki, 'Sana süre verilmiştir;' Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (80-81) Allah: «Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin» buyurdu. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (80-81) (Allah): «Haydi belirli bir vakte kadar geri bırakılanlardansın.» buyurdu. Elmalılı Hamdi Yazır : Haydi buyurdu: geri bırakılanlardansın Fizilal-il Kuran : Allah: «Haydi sana mühlet verildi. Gültekin Onan : Dedi ki: "O halde süre tanınanlardansın." Hakkı Yılmaz : (80,81) Allah, “Haydi, sen belirli bir vakte kadar süre verilenlerdensin” dedi. Hasan Basri Çantay : Buyurdu: «Haydi sen mühlet verilenlerdensin». Hayrat Neşriyat : (80-81) (Allah:) 'Haydi, doğrusu sen ma'lûm vaktin gününe kadar mühlet verilenlerdensin!' buyurdu. İbni Kesir : Buyurdu ki: Sen, şüphesiz ertelenensin, İskender Evrenosoğlu : (Allahû Tealâ): "Öyleyse muhakkak ki sen, tehir edilenlerdensin." dedi. Muhammed Esed : (Allah) "Peki, (öyle olsun)!" dedi, "Sen mühlet verilenlerden oldun, Ömer Nasuhi Bilmen : (Cenâb-ı Hak da) Buyurdu ki: «Haydi, sen muhakkak ki, mühlet verilenlerdensin.» Ömer Öngüt : Allah dedi ki: "Sen mühlet verilenlerdensin. " Şaban Piriş : -Sen, süre verilenlerdensin, dedi. Suat Yıldırım : Allah: "Haydi sana mühlet verildi!" Süleyman Ateş : Buyurdu: "Haydi sen süre verilenlerdensin." Tefhim-ul Kuran : Dedi ki: «O halde sen, (kendilerine) süre tanınanlardansın.» Ümit Şimşek : Allah buyurdu ki: 'Sana süre tanındı. Yaşar Nuri Öztürk : Buyurdu: "Peki, süre verilenlerdensin."