» 38 / Sâd  46:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 38 / Sâd  Suresi: 46
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
2. أَخْلَصْنَاهُمْ (ÊḢLṦNEHM) = eḣleSnāhum : onları ihlaslı (kul) yaptık
3. بِخَالِصَةٍ (BḢELṦT) = biḣāliSatin : samimiyetle
4. ذِكْرَى (Z̃KR) = ƶikrā : düşüncesiyle
5. الدَّارِ (ELD̃ER) = d-dāri : ahiret yurdu
elbette biz | onları ihlaslı (kul) yaptık | samimiyetle | düşüncesiyle | ahiret yurdu |

[] [ḢLṦ] [ḢLṦ] [Z̃KR] [D̃VR]
ÎNE ÊḢLṦNEHM BḢELṦT Z̃KR ELD̃ER

innā eḣleSnāhum biḣāliSatin ƶikrā d-dāri
إنا أخلصناهم بخالصة ذكرى الدار

 » 38 / Sâd  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
أخلصناهم خ ل ص | ḢLṦ ÊḢLṦNEHM eḣleSnāhum onları ihlaslı (kul) yaptık [We] chose them
بخالصة خ ل ص | ḢLṦ BḢELṦT biḣāliSatin samimiyetle "for an exclusive (quality);"
ذكرى ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikrā düşüncesiyle remembrance
الدار د و ر | D̃VR ELD̃ER d-dāri ahiret yurdu (of) the Home.

38:46 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette biz | onları ihlaslı (kul) yaptık | samimiyetle | düşüncesiyle | ahiret yurdu |

[] [ḢLṦ] [ḢLṦ] [Z̃KR] [D̃VR]
ÎNE ÊḢLṦNEHM BḢELṦT Z̃KR ELD̃ER

innā eḣleSnāhum biḣāliSatin ƶikrā d-dāri
إنا أخلصناهم بخالصة ذكرى الدار

[] [خ ل ص] [خ ل ص] [ذ ك ر] [د و ر]

 » 38 / Sâd  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أخلصناهم خ ل ص | ḢLṦ ÊḢLṦNEHM eḣleSnāhum onları ihlaslı (kul) yaptık [We] chose them
,Hı,Lam,Sad,Nun,Elif,He,Mim,
,600,30,90,50,1,5,40,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بخالصة خ ل ص | ḢLṦ BḢELṦT biḣāliSatin samimiyetle "for an exclusive (quality);"
Be,Hı,Elif,Lam,Sad,Te merbuta,
2,600,1,30,90,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine indefinite active participle
جار ومجرور
ذكرى ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikrā düşüncesiyle remembrance
Zel,Kef,Re,,
700,20,200,,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
الدار د و ر | D̃VR ELD̃ER d-dāri ahiret yurdu (of) the Home.
Elif,Lam,Dal,Elif,Re,
1,30,4,1,200,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | أَخْلَصْنَاهُمْ: onları ihlaslı (kul) yaptık | بِخَالِصَةٍ: samimiyetle | ذِكْرَى: düşüncesiyle | الدَّارِ: ahiret yurdu |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE elbette biz | أخلصناهم ÊḢLṦNEHM onları ihlaslı (kul) yaptık | بخالصة BḢELṦT samimiyetle | ذكرى Z̃KR düşüncesiyle | الدار ELD̃ER ahiret yurdu |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | eḣleSnāhum: onları ihlaslı (kul) yaptık | biḣāliSatin: samimiyetle | ƶikrā: düşüncesiyle | d-dāri: ahiret yurdu |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | ÊḢLṦNEHM: onları ihlaslı (kul) yaptık | BḢELṦT: samimiyetle | Z̃KR: düşüncesiyle | ELD̃ER: ahiret yurdu |
Abdulbaki Gölpınarlı : Biz onları, dâimâ yurtları olan âhireti anma huyuyla yarattık da özleri temiz, ihlâs sâhibi kullar ettik.
Adem Uğur : Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık.
Ahmed Hulusi : Doğrusu biz onlarda, gerçek vatanlarını (hakikat boyutunu) hatırda tutarak yaşama sâfiyetini açığa çıkardık.
Ahmet Tekin : Biz onları samimiyetle, asıl yurt, âhiret düşüncesine rağbet eden ve insanları âhiret hayatına inanmaya teşvik eden has kullarımızdan kıldık.
Ahmet Varol : Biz onları (ahiret) yurdu(nu) anmaktan ibaret halis bir özellikle ihlaslı kimseler kıldık.
Ali Bulaç : Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
Ali Fikri Yavuz : Çünkü biz, onları, ahiret yurdunu anmaktan ibaret pak bir hasletle hâlis (insanlar) kıldık.
Bekir Sadak : Biz onlari ahiret yurdunu dusunen, icten bagli kimseler kildik.
Celal Yıldırım : Şüphesiz biz, onları katıksız olarak Âhiret yurdunu düşünen hâlis kişiler kıldık.
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık.
Diyanet İşleri (eski) : Biz onları ahiret yurdunu düşünen, içten bağlı kimseler kıldık.
Diyanet Vakfi : Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık.
Edip Yüksel : Salt ahireti düşündükleri için onları salt/dupduru kıldık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü biz onları temiz bir hasletle, hâlis yurt (ahiret) düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü Biz onları temiz bir hasletle, halis ahiret yurdu düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü biz onları temiz bir hassa, halîs yurd düşüncesiyle halîslerimizden kılmışızdır
Fizilal-il Kuran : Biz onları Ahiret yurdunu düşünen, gönülden bağlı kullar yaptık.
Gültekin Onan : Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz Biz onları “Yurt Düşüncesi/ özgür vatan hasreti” saflığıyla saflaştırdık, arı-duru hâle getirdik.
Hasan Basri Çantay : Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu dâima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — haalis (insanlar) yapdık.
Hayrat Neşriyat : Çünki biz onları, hâlis (bir haslet) olan âhiret düşüncesiyle ihlâslı (kimseler) kıldık.
İbni Kesir : Doğrusu Biz, onları ahiret yurdunu samimiyetle düşünen kimseler kıldık.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz, onları (ahiret) yurdunu zikreden halis (kullar) olarak ihlâs sahibi kıldık.
Muhammed Esed : Biz onları arı duru bir düşünce aracılığıyla temizledik. Öteki dünyayı gözetme (düşüncesiyle).
Ömer Nasuhi Bilmen : (45-46) Ve kuvvetler ve basiretler sahipleri olan kullarımız İbrahim'i ve İshak'ı ve Ya'kub'u da an. Şüphe yok ki, Biz onları dar-ı ahireti düşünme hasletiyle mümtaz, ihlâs sahipleri kılmıştık.
Ömer Öngüt : Biz onları ahiret yurdunu düşünen, ihlâslı kimseler kıldık.
Şaban Piriş : Biz onları gerçek yurdu düşünen, tam olarak arınmış, ihlaslı kimseler kılmıştık.
Suat Yıldırım : Biz onları özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kişiler kıldık.
Süleyman Ateş : Biz onları âhiret yurdunu düşünme özelliğiyle temizleyip, kendimize hâlis (kul) yaptık.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
Ümit Şimşek : Biz onları, özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kullar kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onları, yurdu düşünme özellikleriyle yücelen tertemiz kullar yaptık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}