» 24 / Nûr  55:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

 » 24 / Nûr  Suresi: 55
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَعَدَ (VAD̃) = veǎde : va'detmiştir
2. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselere
4. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lara)
5. مِنْكُمْ (MNKM) = minkum : sizden
6. وَعَمِلُوا (VAMLVE) = ve ǎmilū : ve yapanlara
7. الصَّالِحَاتِ (ELṦELḪET) = S-SāliHāti : iyi işler
8. لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ (LYSTḢLFNHM) = leyesteḣlifennehum : onları hükümran kılacaktır
9. فِي (FY) = fī :
10. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yeryüzünde
11. كَمَا (KME) = kemā : gibi
12. اسْتَخْلَفَ (ESTḢLF) = steḣlefe : hükümran kıldığı
13. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
14. مِنْ (MN) = min :
15. قَبْلِهِمْ (GBLHM) = ḳablihim : onlardan önceki
16. وَلَيُمَكِّنَنَّ (VLYMKNN) = veleyumekkinenne : ve sağlamlaştıracaktır
17. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendilerine
18. دِينَهُمُ (D̃YNHM) = dīnehumu : dinlerini
19. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī :
20. ارْتَضَىٰ (ERTŽ) = rteDā : razı olduğu
21. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendileri için
22. وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ (VLYBD̃LNHM) = veleyubeddilennehum : ve onları erdirecektir
23. مِنْ (MN) = min :
24. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : ardından
25. خَوْفِهِمْ (ḢVFHM) = ḣavfihim : korkularının
26. أَمْنًا (ÊMNE) = emnen : (tam) bir güvene
27. يَعْبُدُونَنِي (YABD̃VNNY) = yeǎ'budūnenī : bana kulluk edecekler
28. لَا (LE) = lā :
29. يُشْرِكُونَ (YŞRKVN) = yuşrikūne : ortak koşmayacaklar
30. بِي (BY) = bī : bana
31. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en : hiçbir şeyi
32. وَمَنْ (VMN) = vemen : ama kim(ler)
33. كَفَرَ (KFR) = kefera : inkar ederse
34. بَعْدَ (BAD̃) = beǎ'de : sonra
35. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bundan
36. فَأُولَٰئِكَ (FÊVLÙK) = feulāike : işte
37. هُمُ (HM) = humu : onlar
38. الْفَاسِقُونَ (ELFESGVN) = l-fāsiḳūne : yoldan çıkanlardır
va'detmiştir | Allah | kimselere | inanan(lara) | sizden | ve yapanlara | iyi işler | onları hükümran kılacaktır | | yeryüzünde | gibi | hükümran kıldığı | kimseleri | | onlardan önceki | ve sağlamlaştıracaktır | kendilerine | dinlerini | | razı olduğu | kendileri için | ve onları erdirecektir | | ardından | korkularının | (tam) bir güvene | bana kulluk edecekler | | ortak koşmayacaklar | bana | hiçbir şeyi | ama kim(ler) | inkar ederse | sonra | bundan | işte | onlar | yoldan çıkanlardır |

[VAD̃] [] [] [EMN] [] [AML] [ṦLḪ] [ḢLF] [] [ERŽ] [] [ḢLF] [] [] [GBL] [MKN] [] [D̃YN] [] [RŽV] [] [BD̃L] [] [BAD̃] [ḢVF] [EMN] [ABD̃] [] [ŞRK] [] [ŞYE] [] [KFR] [BAD̃] [] [] [] [FSG]
VAD̃ ELLH ELZ̃YN ËMNVE MNKM VAMLVE ELṦELḪET LYSTḢLFNHM FY ELÊRŽ KME ESTḢLF ELZ̃YN MN GBLHM VLYMKNN LHM D̃YNHM ELZ̃Y ERTŽ LHM VLYBD̃LNHM MN BAD̃ ḢVFHM ÊMNE YABD̃VNNY LE YŞRKVN BY ŞYÙE VMN KFR BAD̃ Z̃LK FÊVLÙK HM ELFESGVN

veǎde llahu elleƶīne āmenū minkum ve ǎmilū S-SāliHāti leyesteḣlifennehum l-erDi kemā steḣlefe elleƶīne min ḳablihim veleyumekkinenne lehum dīnehumu lleƶī rteDā lehum veleyubeddilennehum min beǎ'di ḣavfihim emnen yeǎ'budūnenī yuşrikūne şey'en vemen kefera beǎ'de ƶālike feulāike humu l-fāsiḳūne
وعد الله الذين آمنوا منكم وعملوا الصالحات ليستخلفنهم في الأرض كما استخلف الذين من قبلهم وليمكنن لهم دينهم الذي ارتضى لهم وليبدلنهم من بعد خوفهم أمنا يعبدونني لا يشركون بي شيئا ومن كفر بعد ذلك فأولئك هم الفاسقون

 » 24 / Nûr  Suresi: 55
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ veǎde va'detmiştir Allah (has) promised
الله | ELLH llahu Allah Allah (has) promised
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselere those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lara) believe
منكم | MNKM minkum sizden among you
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapanlara and do
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler righteous deeds,
ليستخلفنهم خ ل ف | ḢLF LYSTḢLFNHM leyesteḣlifennehum onları hükümran kılacaktır surely He will grant them succession
في | FY in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth,
كما | KME kemā gibi as
استخلف خ ل ف | ḢLF ESTḢLF steḣlefe hükümran kıldığı He gave succession
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri to those who
من | MN min (were) before them,
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan önceki (were) before them,
وليمكنن م ك ن | MKN VLYMKNN veleyumekkinenne ve sağlamlaştıracaktır and that He will surely establish
لهم | LHM lehum kendilerine for them
دينهم د ي ن | D̃YN D̃YNHM dīnehumu dinlerini their religion
الذي | ELZ̃Y lleƶī which
ارتضى ر ض و | RŽV ERTŽ rteDā razı olduğu He has approved
لهم | LHM lehum kendileri için for them,
وليبدلنهم ب د ل | BD̃L VLYBD̃LNHM veleyubeddilennehum ve onları erdirecektir and surely He will change for them
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di ardından after
خوفهم خ و ف | ḢVF ḢVFHM ḣavfihim korkularının their fear,
أمنا ا م ن | EMN ÊMNE emnen (tam) bir güvene security
يعبدونني ع ب د | ABD̃ YABD̃VNNY yeǎ'budūnenī bana kulluk edecekler (for) they worship Me,
لا | LE not
يشركون ش ر ك | ŞRK YŞRKVN yuşrikūne ortak koşmayacaklar they associate
بي | BY bana with Me
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir şeyi anything.
ومن | VMN vemen ama kim(ler) But whoever
كفر ك ف ر | KFR KFR kefera inkar ederse disbelieved
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
ذلك | Z̃LK ƶālike bundan that,
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte then those
هم | HM humu onlar [they]
الفاسقون ف س ق | FSG ELFESGVN l-fāsiḳūne yoldan çıkanlardır (are) the defiantly disobedient.

24:55 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

va'detmiştir | Allah | kimselere | inanan(lara) | sizden | ve yapanlara | iyi işler | onları hükümran kılacaktır | | yeryüzünde | gibi | hükümran kıldığı | kimseleri | | onlardan önceki | ve sağlamlaştıracaktır | kendilerine | dinlerini | | razı olduğu | kendileri için | ve onları erdirecektir | | ardından | korkularının | (tam) bir güvene | bana kulluk edecekler | | ortak koşmayacaklar | bana | hiçbir şeyi | ama kim(ler) | inkar ederse | sonra | bundan | işte | onlar | yoldan çıkanlardır |

[VAD̃] [] [] [EMN] [] [AML] [ṦLḪ] [ḢLF] [] [ERŽ] [] [ḢLF] [] [] [GBL] [MKN] [] [D̃YN] [] [RŽV] [] [BD̃L] [] [BAD̃] [ḢVF] [EMN] [ABD̃] [] [ŞRK] [] [ŞYE] [] [KFR] [BAD̃] [] [] [] [FSG]
VAD̃ ELLH ELZ̃YN ËMNVE MNKM VAMLVE ELṦELḪET LYSTḢLFNHM FY ELÊRŽ KME ESTḢLF ELZ̃YN MN GBLHM VLYMKNN LHM D̃YNHM ELZ̃Y ERTŽ LHM VLYBD̃LNHM MN BAD̃ ḢVFHM ÊMNE YABD̃VNNY LE YŞRKVN BY ŞYÙE VMN KFR BAD̃ Z̃LK FÊVLÙK HM ELFESGVN

veǎde llahu elleƶīne āmenū minkum ve ǎmilū S-SāliHāti leyesteḣlifennehum l-erDi kemā steḣlefe elleƶīne min ḳablihim veleyumekkinenne lehum dīnehumu lleƶī rteDā lehum veleyubeddilennehum min beǎ'di ḣavfihim emnen yeǎ'budūnenī yuşrikūne şey'en vemen kefera beǎ'de ƶālike feulāike humu l-fāsiḳūne
وعد الله الذين آمنوا منكم وعملوا الصالحات ليستخلفنهم في الأرض كما استخلف الذين من قبلهم وليمكنن لهم دينهم الذي ارتضى لهم وليبدلنهم من بعد خوفهم أمنا يعبدونني لا يشركون بي شيئا ومن كفر بعد ذلك فأولئك هم الفاسقون

[و ع د] [] [] [ا م ن] [] [ع م ل] [ص ل ح] [خ ل ف] [] [ا ر ض] [] [خ ل ف] [] [] [ق ب ل] [م ك ن] [] [د ي ن] [] [ر ض و] [] [ب د ل] [] [ب ع د] [خ و ف] [ا م ن] [ع ب د] [] [ش ر ك] [] [ش ي ا] [] [ك ف ر] [ب ع د] [] [] [] [ف س ق]

 » 24 / Nûr  Suresi: 55
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ veǎde va'detmiştir Allah (has) promised
Vav,Ayn,Dal,
6,70,4,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah (has) promised
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselere those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lara) believe
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
منكم | MNKM minkum sizden among you
Mim,Nun,Kef,Mim,
40,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapanlara and do
Vav,Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
6,70,40,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler righteous deeds,
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – genitive feminine plural active participle
اسم مجرور
ليستخلفنهم خ ل ف | ḢLF LYSTḢLFNHM leyesteḣlifennehum onları hükümran kılacaktır surely He will grant them succession
Lam,Ye,Sin,Te,Hı,Lam,Fe,Nun,He,Mim,
30,10,60,400,600,30,80,50,5,40,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular (form X) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth,
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
كما | KME kemā gibi as
Kef,Mim,Elif,
20,40,1,
P – prefixed preposition ka
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
استخلف خ ل ف | ḢLF ESTḢLF steḣlefe hükümran kıldığı He gave succession
Elif,Sin,Te,Hı,Lam,Fe,
1,60,400,600,30,80,
V – 3rd person masculine singular (form X) perfect verb
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri to those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
من | MN min (were) before them,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan önceki (were) before them,
Gaf,Be,Lam,He,Mim,
100,2,30,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وليمكنن م ك ن | MKN VLYMKNN veleyumekkinenne ve sağlamlaştıracaktır and that He will surely establish
Vav,Lam,Ye,Mim,Kef,Nun,Nun,
6,30,10,40,20,50,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
لهم | LHM lehum kendilerine for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
دينهم د ي ن | D̃YN D̃YNHM dīnehumu dinlerini their religion
Dal,Ye,Nun,He,Mim,
4,10,50,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الذي | ELZ̃Y lleƶī which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
ارتضى ر ض و | RŽV ERTŽ rteDā razı olduğu He has approved
Elif,Re,Te,Dad,,
1,200,400,800,,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
لهم | LHM lehum kendileri için for them,
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
وليبدلنهم ب د ل | BD̃L VLYBD̃LNHM veleyubeddilennehum ve onları erdirecektir and surely He will change for them
Vav,Lam,Ye,Be,Dal,Lam,Nun,He,Mim,
6,30,10,2,4,30,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di ardından after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
خوفهم خ و ف | ḢVF ḢVFHM ḣavfihim korkularının their fear,
Hı,Vav,Fe,He,Mim,
600,6,80,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أمنا ا م ن | EMN ÊMNE emnen (tam) bir güvene security
,Mim,Nun,Elif,
,40,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
يعبدونني ع ب د | ABD̃ YABD̃VNNY yeǎ'budūnenī bana kulluk edecekler (for) they worship Me,
Ye,Ayn,Be,Dal,Vav,Nun,Nun,Ye,
10,70,2,4,6,50,50,10,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يشركون ش ر ك | ŞRK YŞRKVN yuşrikūne ortak koşmayacaklar they associate
Ye,Şın,Re,Kef,Vav,Nun,
10,300,200,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بي | BY bana with Me
Be,Ye,
2,10,
P – prefixed preposition bi
PRON – 1st person singular personal pronoun
جار ومجرور
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir şeyi anything.
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ومن | VMN vemen ama kim(ler) But whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
كفر ك ف ر | KFR KFR kefera inkar ederse disbelieved
Kef,Fe,Re,
20,80,200,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
T – accusative time adverb
ظرف زمان منصوب
ذلك | Z̃LK ƶālike bundan that,
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte then those
Fe,,Vav,Lam,,Kef,
80,,6,30,,20,
REM – prefixed resumption particle
DEM – plural demonstrative pronoun
الفاء استئنافية
اسم اشارة
هم | HM humu onlar [they]
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
الفاسقون ف س ق | FSG ELFESGVN l-fāsiḳūne yoldan çıkanlardır (are) the defiantly disobedient.
Elif,Lam,Fe,Elif,Sin,Gaf,Vav,Nun,
1,30,80,1,60,100,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَعَدَ: va'detmiştir | اللَّهُ: Allah | الَّذِينَ: kimselere | امَنُوا: inanan(lara) | مِنْكُمْ: sizden | وَعَمِلُوا: ve yapanlara | الصَّالِحَاتِ: iyi işler | لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ: onları hükümran kılacaktır | فِي: | الْأَرْضِ: yeryüzünde | كَمَا: gibi | اسْتَخْلَفَ: hükümran kıldığı | الَّذِينَ: kimseleri | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: onlardan önceki | وَلَيُمَكِّنَنَّ: ve sağlamlaştıracaktır | لَهُمْ: kendilerine | دِينَهُمُ: dinlerini | الَّذِي: | ارْتَضَىٰ: razı olduğu | لَهُمْ: kendileri için | وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ: ve onları erdirecektir | مِنْ: | بَعْدِ: ardından | خَوْفِهِمْ: korkularının | أَمْنًا: (tam) bir güvene | يَعْبُدُونَنِي: bana kulluk edecekler | لَا: | يُشْرِكُونَ: ortak koşmayacaklar | بِي: bana | شَيْئًا: hiçbir şeyi | وَمَنْ: ama kim(ler) | كَفَرَ: inkar ederse | بَعْدَ: sonra | ذَٰلِكَ: bundan | فَأُولَٰئِكَ: işte | هُمُ: onlar | الْفَاسِقُونَ: yoldan çıkanlardır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وعد WAD̃ va'detmiştir | الله ELLH Allah | الذين ELZ̃YN kimselere | آمنوا ËMNWE inanan(lara) | منكم MNKM sizden | وعملوا WAMLWE ve yapanlara | الصالحات ELṦELḪET iyi işler | ليستخلفنهم LYSTḢLFNHM onları hükümran kılacaktır | في FY | الأرض ELÊRŽ yeryüzünde | كما KME gibi | استخلف ESTḢLF hükümran kıldığı | الذين ELZ̃YN kimseleri | من MN | قبلهم GBLHM onlardan önceki | وليمكنن WLYMKNN ve sağlamlaştıracaktır | لهم LHM kendilerine | دينهم D̃YNHM dinlerini | الذي ELZ̃Y | ارتضى ERTŽ razı olduğu | لهم LHM kendileri için | وليبدلنهم WLYBD̃LNHM ve onları erdirecektir | من MN | بعد BAD̃ ardından | خوفهم ḢWFHM korkularının | أمنا ÊMNE (tam) bir güvene | يعبدونني YABD̃WNNY bana kulluk edecekler | لا LE | يشركون YŞRKWN ortak koşmayacaklar | بي BY bana | شيئا ŞYÙE hiçbir şeyi | ومن WMN ama kim(ler) | كفر KFR inkar ederse | بعد BAD̃ sonra | ذلك Z̃LK bundan | فأولئك FÊWLÙK işte | هم HM onlar | الفاسقون ELFESGWN yoldan çıkanlardır |
Kırık Meal (Okunuş) : |veǎde: va'detmiştir | llahu: Allah | elleƶīne: kimselere | āmenū: inanan(lara) | minkum: sizden | ve ǎmilū: ve yapanlara | S-SāliHāti: iyi işler | leyesteḣlifennehum: onları hükümran kılacaktır | : | l-erDi: yeryüzünde | kemā: gibi | steḣlefe: hükümran kıldığı | elleƶīne: kimseleri | min: | ḳablihim: onlardan önceki | veleyumekkinenne: ve sağlamlaştıracaktır | lehum: kendilerine | dīnehumu: dinlerini | lleƶī: | rteDā: razı olduğu | lehum: kendileri için | veleyubeddilennehum: ve onları erdirecektir | min: | beǎ'di: ardından | ḣavfihim: korkularının | emnen: (tam) bir güvene | yeǎ'budūnenī: bana kulluk edecekler | : | yuşrikūne: ortak koşmayacaklar | : bana | şey'en: hiçbir şeyi | vemen: ama kim(ler) | kefera: inkar ederse | beǎ'de: sonra | ƶālike: bundan | feulāike: işte | humu: onlar | l-fāsiḳūne: yoldan çıkanlardır |
Kırık Meal (Transcript) : |VAD̃: va'detmiştir | ELLH: Allah | ELZ̃YN: kimselere | ËMNVE: inanan(lara) | MNKM: sizden | VAMLVE: ve yapanlara | ELṦELḪET: iyi işler | LYSTḢLFNHM: onları hükümran kılacaktır | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | KME: gibi | ESTḢLF: hükümran kıldığı | ELZ̃YN: kimseleri | MN: | GBLHM: onlardan önceki | VLYMKNN: ve sağlamlaştıracaktır | LHM: kendilerine | D̃YNHM: dinlerini | ELZ̃Y: | ERTŽ: razı olduğu | LHM: kendileri için | VLYBD̃LNHM: ve onları erdirecektir | MN: | BAD̃: ardından | ḢVFHM: korkularının | ÊMNE: (tam) bir güvene | YABD̃VNNY: bana kulluk edecekler | LE: | YŞRKVN: ortak koşmayacaklar | BY: bana | ŞYÙE: hiçbir şeyi | VMN: ama kim(ler) | KFR: inkar ederse | BAD̃: sonra | Z̃LK: bundan | FÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELFESGVN: yoldan çıkanlardır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah, sizden inanıp iyi işlerde bulunanlara, onlardan önce gelip geçenleri nasıl yeryüzüne sâhip ve hâkim kıldıysa onları da mutlaka yeryüzüne sâhip ve hâkim kılmayı ve onlara, râzı ve hoşnût oldukları dîni nasîp edip o dini, bütün dinlerden üstün etmeyi, korkularını emniyete tebdil eylemeyi vaad etmiştir; bana kulluk etsinler ve hiçbir şeyi eş tutmasınlar bana; ve bundan sonra kim kafir olursa o çeşit adamlardır, buyruktan çıkanların ta kendileri.
Adem Uğur : Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.
Ahmed Hulusi : Allâh, sizden iman eden ve imanın gereğini uygulayanlara vadetti ki: Onlardan öncekileri halife yaptığı gibi, arzda, onları da mutlaka halife yapacak. . . Kendileri için seçip - razı olduğu dinlerini (imana uygun yaşam tarzlarını) gene onlar için mutlaka yerleştirecek; korkularından sonra onları mutlaka emniyete sokacak. . . (Böylece) bana kulluk ederler, bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar! Bundan sonra kim hakikat bilgisini inkâr ederse, işte onlar bozuk inançlıların ta kendileridir.
Ahmet Tekin : Allah, içinizden imanda kemale erip hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, kesinlikle başkalarının yerine geçirip yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, onlardan öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi, sahip ve hâkim kılacağını; kendilerine lâyık görerek beğenip seçtiği dinlerini, şeriatlarını, medeniyetlerini, İslâm’ı yeryüzüne yerleştirip, kök saldıracağını, kuvvetlendireceğini; güçlü ve itibarlı hale, iktidara getireceğini; korkularının ardından emniyet ve güven sağlayacağını onlara va’detti. Onlar beni ilâh tanırlar, candan müslümanlar olarak bana bağlanırlar, saygıyla bana kulluk ve ibadet ederler. İlâhlığımda, otoritemde, mülkümde, tasarruflarımda bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar, gizli şirke düşmezler, başka otoriteler kabul etmezler. Kimler bundan sonra, inkâr eder, küfre saplanır, bu nimetlere nankörlük ederse, işte onlar doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkan âsilerin, fasıkların, bozguncuların, günahkârların, ta kendileridir.
Ahmet Varol : Allah sizden iman edip salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri hükümran kıldığı gibi onları da yeryüzüne hükümran kılacağını vaad etti. [7] Kendileri için seçip beğendiği dinlerini onlar için güçlendirip yerleştirecek ve korkularından sonra onları güvene kavuşturacaktır. Onlar bana ibadet eder, hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Bundan sonra kimler inkar ederse işte onlar yoldan çıkmış olanlardır.
Ali Bulaç : Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıktır.
Ali Fikri Yavuz : Sizden iman edib de salih ameller işliyenlere Allah şöyle vaad buyurdu: “- Yemin olsun ki, kendilerinden evvel gelen İsrail oğullarını nasıl kâfirlerin yerine getirdi ise, onları da kâfirlerin arazisine getirecek (hakim kılacak) ve onlara, kendileri için seçtiği dinlerini (İslâm’ı) kuvvetlendirib icra imkânı verecek, onları korkularının arkasından muhakkak emniyete kavuşturacaktır (Allah müslümanların düşmanlarını helâk edecektir). Böylece bana hiç bir şeyi ortak koşmıyarak hep bana ibadet edecekler. Kim de bundan sonra nankörlük ederse, işte onlar asıl fasıklardır.
Bekir Sadak : Allah, icinizden inanip yararli is isleyenlere, onlardan oncekileri halef kildigi gibi, onlari da yeryuzune halef kilacagina, onlar icin begendigi dini temelli yerlestirecegine, korkularini guvene cevirecegine dair soz vermistir. Cunku onlar Bana kulluk eder, hicbirseyi Bana ortak kosmazlar. Bundan sonra inkar eden kimseler, iste onlar artik yoldan cikmis olanlardir.
Celal Yıldırım : Allah sizden imân edip iyi-yararlı işlerde bulunanları, onlardan öncekileri yeryüzünde (inkarcı sapıkların) yerine getirdiği gibi, onları da (putperest müşriklerin) yerine getireceğini, onlar için hoş görüp razı olduğu dini yine onlar için sağlam temellere oturtup yerleştireceğini ve korkularının ardından güvene çevireceğini yeminle va'detmiştir: Öyle ki bana ibâdet edecekler, hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Bundan sonra kim küfrederse, işte onlar ilâhî sınırları aşanların kendileridir.
Diyanet İşleri : Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah, içinizden inanıp yararlı iş işleyenlere, onlardan öncekileri halef kıldığı gibi, onları da yeryüzüne halef kılacağına, onlar için beğendiği dini temelli yerleştireceğine, korkularını güvene çevireceğine dair söz vermiştir. Çünkü onlar Bana kulluk eder, hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Bundan sonra inkar eden kimseler, işte onlar artık yoldan çıkmış olanlardır.
Diyanet Vakfi : Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.
Edip Yüksel : ALLAH, inanıp erdemli davrananlarınızı, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da egemen yapacağına, kendileri için seçtiği dini yerleştireceğine ve korkularını güvene çevireceğine söz vermiştir. Çünkü onlar bana kulluk ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Bundan sonra inkar edenler, yoldan çıkmış olanlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah sizden iman edip güzel işler yapanlara, kendilerinden öncekileri yaptığı gibi onları da muhakkak yeryüzünün hükümranları yapacağına, onlara kendileri için hoş gördüğü dinlerini kuvvetle icra etme gücü vereceğine, kesinlikle onları korkularının arkasından güvenceye erdireceğine dair, yeminle söz verdi. Onlar, hakkımda hiçbir şeyi ortak koşmayarak yalnızca Bana ibadet edeceklerdir. Artık bundan sonra kim nankörlük ederse, onlar fasıkların ta kendileridir!
Elmalılı Hamdi Yazır : Sizden iyman edip salih ameller işliyenlere Allah şöyle va'd buyurdu: kasem olsun ki onlardan evvelkileri istıhlâf ettiği gibi kendilerini Arzda mutlak ve muhakkak istıhlâf edecek ve behemehal onlara kendileri için marzıysi olan dinlerini kuvvetle icra kudreti verecek ve behemehal onları korkularının arkasından emne erdirecek, hakkımda hiç bir şeyi şerik koşmıyarak hep bana ıbadet edecekler, kim de bundan sonra küfranda bulunursa artık onlar hep fasıklardır
Fizilal-il Kuran : Allah, aranızdaki iman edip iyi ameller işleyenlere, kendilerini tıpkı daha önceki mü'minler gibi yeryüzünde egemen kılacağını, kendileri için seçtiği dinlerini sarsılmaz temellere oturtacağını ve korkularını güvene dönüştüreceğini vadetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler, hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Bu aşamadan sonra kâfir olanlara gelince, onlar yoldan çıkmışların ta kendileridirler.
Gültekin Onan : Tanrı, içinizden inananlara ve salih amellerde bulunanlara vaadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe (emna) çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bunlara sonra küfrederse işte onlar fasıktır.
Hakkı Yılmaz : "Ve Allah, sizlerden iman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapmış olan kimselere, kendilerinden öncekileri başkalarının yerine getirdiği gibi, yeryüzünde onları da başkalarının yerine geçireceğini, onlar için beğenip seçtiği dini onlar için kesinlikle tutunduracağını ve korkularından sonra, onları kesinlikle güvene değiştireceğini vaat etti. Onlar Bana kulluk ederler, Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Bundan sonra da kim küfrederse; Benim ilâhlığımı ve rabliğimi bilerek reddederse /inanmazsa, artık işte onlar, yoldan çıkanların ta kendileridir. "
Hasan Basri Çantay : Allah, içinizden îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) de bulunanlara yemîn ile va'd etdi ki kendilerinden evvel gelenleri nasıl (kâfirlerin) yerine getirdi (haakim kıldı) ise onları da yer (yüzün) de muhakkak (müşriklerin) yerine geçir (ib hükümran ede) cek, onlara kendileri için beğendiği dîni (Islâmı) her halde pâydâr kılacak, onların korkuların (ı üzerlerinden kaldırdık) dan sonra (hallerini) kat'î bir emînliğe çevirecekdir. (Tâki) onlar (bu güvenlik içinde) bana ibâdet etsinler, bana hiçbir şey'i ortak tutmasınlar. Kim bundan sonra nankörlük ederse artık onlar faasıkların ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Allah, içinizden îmân edip sâlih ameller işleyenleri, ken dilerinden öncekileri (İsrâ ilo ğul la rını, Fir'avun ehlinin) yerine geçirdiği (hâkim kıldığı) gibi onları (o berâ be rindeki mü’min le ri) de mutlakā yeryüzünde (kâfirlerin) yerlerine geçi re(rek hâkim kıla)cağını va'd etmiştir. Ve (Allah) onlar için râzı olduğu dinlerini (İslâm’ı) mutlakā kendilerine sağlamlaş tıracak (onlara imkânlar verecek) ve kor kularından sonra kendilerini mut lakā güvenli bir hâle çevirecektir. (Böylece onlar) bana ibâdet edecekler; hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.
İbni Kesir : Allah; içinizden iman edip salih amel işleyenlere vaad etti ki: Onlardan öncekileri nasıl halef kıldı ise onları da yeryüzüne halef kılacak ve on lar için beğendiği dini temelli yerleştirecek, korkularını emniyete çevirecektir. Çünkü onlar, Bana kulluk eder ve hiç bir şeyi Bana şirk koşmazlar. Kim de bundan sonra inkar ederse; işte onlar fasıkların kendileridir.
İskender Evrenosoğlu : Allah, sizden âmenû olanlara ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyenlere, kendilerinden öncekileri yeryüzünde halife kıldığı gibi mutlaka onları da halife kılacağını ve onlara, onlar için razı olduğu dînlerini mutlaka sağlamlaştıracağını ve korkularından sonra (korkularını) mutlaka güvenliğe çevireceğini vaadetti. Bana kul olurlar, hiçbir şeyle (Bana) şirk koşmazlar. Bundan sonra kim inkâr ederse, işte onlar, onlar fasıklardır.
Muhammed Esed : Allah, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlarda bulunanlara, tıpkı kendilerinden önce gelip geçen (bazı toplumları) egemen kıldığı gibi, onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına; onları üzerinde görmekten hoşnut olduğu dini onlar için kuvvetle kökleştireceğine ve çektikleri korkulardan, kaygılardan sonra onları mutlaka güvenli bir duruma kavuşturacağına dair söz vermiştir; çünkü (böyleleri yalnız) Bana kulluk eder, Benden başkasına tanrısal güçler ve nitelikler yakıştırmazlar. Artık (bütün) bu (açıklamalardan) sonra da hakkı inkar yolunu seçenler, günaha gömülüp gitmiş olanların ta kendileridir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Allah sizden imân eden ve sâlih sâlih amellerde bulunanlara vaadetmiştir ki, elbette onları yer yüzünde halife kılacaktır. Nasıl ki, onlardan evvelkileri halife kılmıştır ve elbette onlara kendileri için razı olduğu dinlerini temkin edecektir. Ve muhakkak ki, onları korkularından sonra bir eminliğe çevirecektir. Bana ibadet ederler, Bana bir şeyi şerik koşmazlar, ve bundan sonra kim kâfir olursa artık fâsıklar olan, onların kendileridir.
Ömer Öngüt : Allah içinizden iman edip de sâlih amel işleyenlere vâdetti ki, kendilerinden evvel gelenleri nasıl yeryüzüne sahip ve hâkim kıldıysa, onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacak ve onlar için seçip beğendiği dinlerini kuvvetlendirecek, korkularını üzerlerinden kaldırdıktan sonra muhakkak emniyete kavuşturacak. Öyle ki, bana ibâdet etsinler, bana hiçbir şeyi ortak koşmasınlar. Kim de bundan sonra inkâr eder, nankörlük ederse; işte onlar yoldan çıkmış olanlardır.
Şaban Piriş : Allah, sizden iman eden ve doğruları yapanlara, kendilerinden öncekileri hükümran kıldığı gibi, onları da yeryüzüne halifeler kılacağını vaat etmiştir. Kendileri için hoşnut olduğu dinlerini güçlendirecek, korkularını güvene çevirecektir. Çünkü onlar yalnız bana kulluk ederler, bana hiçbir şeyi şirk koşmazlar. Bundan sonra kim küfrederse, işte onlar, fasık olanlardır.
Suat Yıldırım : Allah içinizden iman edip makbul ve güzel işler işleyenlere kesin olarak vaad buyurur ki: Daha önce müminleri dünyada hakim kıldığı gibi kendilerini de hakim kılacak, kendileri için beğenip seçtiği İslâm dinini tatbik etme gücü verecek ve yaşadıkları korkulu dönemin arkasından, kendilerini tam bir güvene erdirecektir. Çünkü onlar, yalnız Bana ibadet edip hiçbir şeyi Bana şerik yapmazlar. Artık bundan sonra kim küfrana saparsa, işte onlar yoldan çıkıp Allah’a karşı gelmiş olurlar.
Süleyman Ateş : Allâh sizden, inanıp iyi işler yapanlara va'detmiştir: Onlardan öncekileri nasıl hükümran kıldıysa, onları da yer yüzünde hükümran kılacak ve kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine sağlamlaştıracak ve korkularının ardından kendilerini (tam) bir güvene erdirecektir. Bana kulluk edecekler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Ama kim(ler) bundan sonra da nankörlük ederse işte onlar, yoldan çıkanlardır.
Tefhim-ul Kuran : Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim ki bundan sonra küfre saparsa, işte onlar fasık olandır.
Ümit Şimşek : Sizden iman edip güzel işler yapanlara Allah şunu vaad etmiştir: Kendilerinden öncekileri nasıl başkalarının yerine getirdiyse, onları da başkalarının yerine getirerek yeryüzünde egemen kılacak; onlara, kendileri için razı olduğu dinlerini uygulama imkânı verecek; korkularını güvene çevirecektir. Zira onlar hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnız Bana kulluk ederler. Bundan sonra kim nankörlük ederse, işte onlar yoldan çıkmışların tâ kendileridir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}