» 14 / Ibrahim  12:

Kuran Sırası: 14
İniş Sırası: 72
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 12
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā : neden?
2. لَنَا (LNE) = lenā : biz
3. أَلَّا (ÊLE) = ellā :
4. نَتَوَكَّلَ (NTVKL) = netevekkele : dayanmayalım
5. عَلَى (AL) = ǎlā :
6. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
7. وَقَدْ (VGD̃) = veḳad : elbette
8. هَدَانَا (HD̃ENE) = hedānā : bize göstermişken
9. سُبُلَنَا (SBLNE) = subulenā : yollarımızı
10. وَلَنَصْبِرَنَّ (VLNṦBRN) = veleneSbiranne : ve katlanırız
11. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
12. مَا (ME) = mā :
13. اذَيْتُمُونَا ( ËZ̃YTMVNE) = āƶeytumūnā : bize yaptığınız eziyetlere
14. وَعَلَى (VAL) = ve ǎlā : ve
15. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
16. فَلْيَتَوَكَّلِ (FLYTVKL) = felyetevekkeli : dayansınlar
17. الْمُتَوَكِّلُونَ (ELMTVKLVN) = l-mutevekkilūne : tevekkül edenler
neden? | biz | | dayanmayalım | | Allah'a | elbette | bize göstermişken | yollarımızı | ve katlanırız | | | bize yaptığınız eziyetlere | ve | Allah'a | dayansınlar | tevekkül edenler |

[] [] [] [VKL] [] [] [] [HD̃Y] [SBL] [ṦBR] [] [] [EZ̃Y] [] [] [VKL] [VKL]
VME LNE ÊLE NTVKL AL ELLH VGD̃ HD̃ENE SBLNE VLNṦBRN AL ME ËZ̃YTMVNE VAL ELLH FLYTVKL ELMTVKLVN

ve mā lenā ellā netevekkele ǎlā llahi veḳad hedānā subulenā veleneSbiranne ǎlā āƶeytumūnā ve ǎlā llahi felyetevekkeli l-mutevekkilūne
وما لنا ألا نتوكل على الله وقد هدانا سبلنا ولنصبرن على ما آذيتمونا وعلى الله فليتوكل المتوكلون

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 12
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā neden? And what
لنا | LNE lenā biz (is) for us
ألا | ÊLE ellā that not
نتوكل و ك ل | VKL NTVKL netevekkele dayanmayalım we put our trust
على | AL ǎlā upon
الله | ELLH llahi Allah'a Allah,
وقد | VGD̃ veḳad elbette while certainly
هدانا ه د ي | HD̃Y HD̃ENE hedānā bize göstermişken He has guided us
سبلنا س ب ل | SBL SBLNE subulenā yollarımızı to our ways?
ولنصبرن ص ب ر | ṦBR VLNṦBRN veleneSbiranne ve katlanırız And surely we will bear with patience
على | AL ǎlā on
ما | ME what
آذيتمونا ا ذ ي | EZ̃Y ËZ̃YTMVNE āƶeytumūnā bize yaptığınız eziyetlere harm you may cause us.
وعلى | VAL ve ǎlā ve And upon
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
فليتوكل و ك ل | VKL FLYTVKL felyetevekkeli dayansınlar so let put (their) trust
المتوكلون و ك ل | VKL ELMTVKLVN l-mutevekkilūne tevekkül edenler "the ones who put (their) trust."""

14:12 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

neden? | biz | | dayanmayalım | | Allah'a | elbette | bize göstermişken | yollarımızı | ve katlanırız | | | bize yaptığınız eziyetlere | ve | Allah'a | dayansınlar | tevekkül edenler |

[] [] [] [VKL] [] [] [] [HD̃Y] [SBL] [ṦBR] [] [] [EZ̃Y] [] [] [VKL] [VKL]
VME LNE ÊLE NTVKL AL ELLH VGD̃ HD̃ENE SBLNE VLNṦBRN AL ME ËZ̃YTMVNE VAL ELLH FLYTVKL ELMTVKLVN

ve mā lenā ellā netevekkele ǎlā llahi veḳad hedānā subulenā veleneSbiranne ǎlā āƶeytumūnā ve ǎlā llahi felyetevekkeli l-mutevekkilūne
وما لنا ألا نتوكل على الله وقد هدانا سبلنا ولنصبرن على ما آذيتمونا وعلى الله فليتوكل المتوكلون

[] [] [] [و ك ل] [] [] [] [ه د ي] [س ب ل] [ص ب ر] [] [] [ا ذ ي] [] [] [و ك ل] [و ك ل]

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 12
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā neden? And what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
INTG – interrogative noun
الواو عاطفة
اسم استفهام
لنا | LNE lenā biz (is) for us
Lam,Nun,Elif,
30,50,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person plural personal pronoun
جار ومجرور
ألا | ÊLE ellā that not
,Lam,Elif,
,30,1,
SUB – subordinating conjunction
NEG – negative particle
حرف مصدري
حرف نفي
نتوكل و ك ل | VKL NTVKL netevekkele dayanmayalım we put our trust
Nun,Te,Vav,Kef,Lam,
50,400,6,20,30,
V – 1st person plural (form V) imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
على | AL ǎlā upon
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'a Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وقد | VGD̃ veḳad elbette while certainly
Vav,Gaf,Dal,
6,100,4,
CIRC – prefixed circumstantial particle
CERT – particle of certainty
الواو حالية
حرف تحقيق
هدانا ه د ي | HD̃Y HD̃ENE hedānā bize göstermişken He has guided us
He,Dal,Elif,Nun,Elif,
5,4,1,50,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
سبلنا س ب ل | SBL SBLNE subulenā yollarımızı to our ways?
Sin,Be,Lam,Nun,Elif,
60,2,30,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولنصبرن ص ب ر | ṦBR VLNṦBRN veleneSbiranne ve katlanırız And surely we will bear with patience
Vav,Lam,Nun,Sad,Be,Re,Nun,
6,30,50,90,2,200,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
على | AL ǎlā on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
آذيتمونا ا ذ ي | EZ̃Y ËZ̃YTMVNE āƶeytumūnā bize yaptığınız eziyetlere harm you may cause us.
,Zel,Ye,Te,Mim,Vav,Nun,Elif,
,700,10,400,40,6,50,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وعلى | VAL ve ǎlā ve And upon
Vav,Ayn,Lam,,
6,70,30,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فليتوكل و ك ل | VKL FLYTVKL felyetevekkeli dayansınlar so let put (their) trust
Fe,Lam,Ye,Te,Vav,Kef,Lam,
80,30,10,400,6,20,30,
REM – prefixed resumption particle
IMPV – prefixed imperative particle lām
V – 3rd person masculine singular (form V) imperfect verb, jussive mood
الفاء استئنافية
اللام لام الامر
فعل مضارع مجزوم
المتوكلون و ك ل | VKL ELMTVKLVN l-mutevekkilūne tevekkül edenler "the ones who put (their) trust."""
Elif,Lam,Mim,Te,Vav,Kef,Lam,Vav,Nun,
1,30,40,400,6,20,30,6,50,
N – nominative masculine plural (form V) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: neden? | لَنَا: biz | أَلَّا: | نَتَوَكَّلَ: dayanmayalım | عَلَى: | اللَّهِ: Allah'a | وَقَدْ: elbette | هَدَانَا: bize göstermişken | سُبُلَنَا: yollarımızı | وَلَنَصْبِرَنَّ: ve katlanırız | عَلَىٰ: | مَا: | اذَيْتُمُونَا: bize yaptığınız eziyetlere | وَعَلَى: ve | اللَّهِ: Allah'a | فَلْيَتَوَكَّلِ: dayansınlar | الْمُتَوَكِّلُونَ: tevekkül edenler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME neden? | لنا LNE biz | ألا ÊLE | نتوكل NTWKL dayanmayalım | على AL | الله ELLH Allah'a | وقد WGD̃ elbette | هدانا HD̃ENE bize göstermişken | سبلنا SBLNE yollarımızı | ولنصبرن WLNṦBRN ve katlanırız | على AL | ما ME | آذيتمونا ËZ̃YTMWNE bize yaptığınız eziyetlere | وعلى WAL ve | الله ELLH Allah'a | فليتوكل FLYTWKL dayansınlar | المتوكلون ELMTWKLWN tevekkül edenler |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: neden? | lenā: biz | ellā: | netevekkele: dayanmayalım | ǎlā: | llahi: Allah'a | veḳad: elbette | hedānā: bize göstermişken | subulenā: yollarımızı | veleneSbiranne: ve katlanırız | ǎlā: | : | āƶeytumūnā: bize yaptığınız eziyetlere | ve ǎlā: ve | llahi: Allah'a | felyetevekkeli: dayansınlar | l-mutevekkilūne: tevekkül edenler |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: neden? | LNE: biz | ÊLE: | NTVKL: dayanmayalım | AL: | ELLH: Allah'a | VGD̃: elbette | HD̃ENE: bize göstermişken | SBLNE: yollarımızı | VLNṦBRN: ve katlanırız | AL: | ME: | ËZ̃YTMVNE: bize yaptığınız eziyetlere | VAL: ve | ELLH: Allah'a | FLYTVKL: dayansınlar | ELMTVKLVN: tevekkül edenler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve ne diye Allah'a dayanmayalım ki gerçekten de o sevketmiştir bizi doğru yola ve elbette bize ettiğiniz eziyetlere katlanacağız ve dayananlar, artık ancak Allah'a dayanmalı.
Adem Uğur : Hem, bize yollarımızı göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah'a dayanıp güvenmeyelim? Sizin bize verdiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkülde sebat etsinler.
Ahmed Hulusi : "Hem bizi hakikate giden yola yönlendirmişken ne diye Allâh'a tevekkül etmeyelim ki? Bize eziyet etmenize elbette sabredeceğiz. . . Tevekkül edenler Allâh'a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman etsinler).
Ahmet Tekin : 'Bizim, Allah’a dayanıp güvenmememiz, işlerimizi O’na havale etmememiz için bir sebep yok. Bize gideceğimiz yolları, yaşayacağımız hayat tarzlarını da göstermiştir. Sizin bize yaptığınız eziyete karşı elbette sabrederek mücadeleye devam edeceğiz. Tevekkül sahipleri, işlerini Allah’a havale edenler, Allah’a, yalnız Allah’a dayanıp güvensinler.' dediler.
Ahmet Varol : Biz niçin Allah'a güvenmeyelim ki bizi (doğru olan) yollarımıza O iletti. Elbette bize yaptığınız eziyete katlanacağız. Güvenenler yalnızca Allah'a güvensinler.'
Ali Bulaç : "Bize ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim? Bize doğru olan yolları O göstermiştir. Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz. Tevekkül edenler Allah'a tevekkül etmelidirler."
Ali Fikri Yavuz : Hem, bizim, Allah’a tevekkül etmememiz için, hangi özür olabilir ki, O bize yollarımızı dosdoğru göstermiş, hidayet vermiştir. Elbette bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. O halde tevekkül edenler, yalnız Allah’a tevekkül etmekte sebat etsinler”
Bekir Sadak : «ize yollarimizi gosteren Allah'a nicin guvenmeyelim? Bize ettiginiz eziyete elbette katlanacagiz. Guvenenler ancak Allah'a guvensinler."*
Celal Yıldırım : Biz ne diye ancak Allah'a güvenip dayanmıyalım ki O cidden bize yollarımızı göstermiştir. Bize yaptığınız eziyetlere karşı elbette sabredeceğiz. Artık tevekkül edenler sadece Allah'a güvenip dayansınlar.
Diyanet İşleri : “Allah, bize yollarımızı dosdoğru göstermişken, biz ne diye O’na tevekkül etmeyelim? Bize yaptığınız eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Bize yollarımızı gösteren Allah'a niçin güvenmeyelim? Bize ettiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Güvenenler ancak Allah'a güvensinler.'
Diyanet Vakfi : «Hem, bize yollarımızı göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah'a dayanıp güvenmeyelim? Sizin bize verdiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkülde sebat etsinler.»
Edip Yüksel : 'Bize yollarımızı göstermişken neden ALLAH'a güvenmiyelim? Sizin bize yaptığınız eziyete karşı sabırla direneceğiz. Güvenenler ALLAH'a güvenmeli.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bize yollarımızı göstermişken neden biz Allah'a dayanıp güvenmeyelim? Elbette bize yaptığınız eziyetlere katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve biz ne diye. Allah'a güvenip dayanmayalım ki, O, bizlere yollarımızı dosdoğru gösterdi. Ve kesinlikle bize yaptığınız eziyetlere karşı da sabredeciğiz; tevekkül edenler hep Allah'a güvenip dayanmalıdır»
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve biz, neyimize Allaha mütevekkil olmıyalım ki, o, bizlere yollarımızı dosdoğru gösterdi, ve elbette bize yaptığınız ezalara karşı sabredeceğiz, ve hep Allaha tevekkül etmelidir onun için mütevekkiller
Fizilal-il Kuran : Allah bizi doğru yola ilettiğine göre, niye O'na dayanmayalım ki? Bize edeceğiniz eziyetlere kesinlikle katlanacağız. Dayanak arayanlar sırf Allah'a dayanmalıdırlar.»
Gültekin Onan : "Bize ne oluyor ki, Tanrı'ya tevekkül etmeyelim? Bize doğru olan yolları O göstermiştir. Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz. Tevekkül edenler Tanrı'ya tevekkül etmelidirler."
Hakkı Yılmaz : (11,12) Elçileri onlara dediler ki: “Biz, ancak sizin gibi bir beşeriz. Velâkin Allah, kullarından dilediğini nimetlendirir. Ve Allah'ın izni/ bilgisi olmadıkça bizim için size bir delil getirmemiz olacak şey değildir. Onun için de inananlar sadece Allah'a işin sonucunu havale etsinler. Ve bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah'a sonucu bırakmayalım! Ve elbette biz, bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Sonucu bırakanlar da yalnız Allah'a sonucu bıraksınlar.”
Hasan Basri Çantay : «Hem biz ne diye Allaha güvenib dayanmayalım ki bize dosdoğru yolları O göstermişdir. Bize yapdığınız eziyyetlere elbette katlanacağız. Tevekkül edenler dahi yalınız Allaha güvenib dayanmakda sebat etmelidir».
Hayrat Neşriyat : 'Hem bize yollarımızı dosdoğru göstermişken, neden Allah’a tevekkül etmeyelim? Bize yaptığınız eziyetlere de mutlaka sabredeceğiz. Tevekkül edenler ise, artık ancak Allah’a tevekkül etsin.'
İbni Kesir : Hem biz, ne diye Allah'a tevekkül etmeyelim ki; bize dosdoğru yolları O, göstermiştir. Bize yaptığınız eziyetlere elbette dayanacağız. Tevekkül edenler de yalnız Allah'a tevekkül etsinler.
İskender Evrenosoğlu : Ve biz niçin Allah'a tevekkül etmeyelim? Bizi, yollarımıza hidayet etmiştir (ulaştırmıştır). Sizin bize yaptığınız eziyetlere elbette sabredeceğiz. Artık tevekkül edenler, Allah'a tevekkül etsinler.
Muhammed Esed : Hem, izlediğimiz yolu bize gösteren Allah olduğuna göre, artık nasıl güvenmeyebiliriz ki O'na? "Bunun içindir ki, bize çektirdiklerinize mutlaka göğüs gereceğiz; çünkü bir kere Allah'a güven bağlamış olanlar sonuna kadar O'na güvenmekte devam edeceklerdir!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve biz ne için Allah Teâlâ'ya tevekkül etmeyelim ki, bize yollarımızı muhakkak O dosdoğru göstermiştir ve elbette bize yaptığınız eziyetlere sabrederiz. Ve mütevekkil olanlar da artık Allah'a tevekkülde bulunsunlar.»
Ömer Öngüt : “Bize yollarımızı gösteren Allah'a niçin güvenmeyelim? Sizin bize ettiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler. ”
Şaban Piriş : -Bize yollarımızı gösteren Allah’a niçin bağlanmayalım? Bize ettiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Bağlananlar ancak Allah’a bağlansın.
Suat Yıldırım : "Biz neden Allah’a tevekkül etmeyelim ki gireceğimiz yolları bize O gösterdi. Bize verdiğiniz her türlü eza ve sıkıntıya sabredeceğiz. Tevekkül edenler yalnız Allah’a dayanıp güvenmelidirler."
Süleyman Ateş : "Bize yollarımızı göstermişken neden biz Allah'a dayanmayalım? Sizin bize yaptığınız eziyetlere katlanacağız. Tevekkül edenler, Allah'a dayansınlar."
Tefhim-ul Kuran : «Bize ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim? Bize doğru olan yolları O göstermişti. Ve elbette bize yapmakta olduğunuz işkencelere karşı sabredeceğiz. Tevekkül edenler Allah'a tevekkül etmelidirler.»
Ümit Şimşek : 'O bize yollarımızı göstermişken Biz niçin Ona tevekkül etmeyelim ki? Sizin bize vereceğiniz eziyete biz sabredeceğiz. Tevekkül edecek olanlar da ancak Allah'a tevekkül etsinler.'
Yaşar Nuri Öztürk : "O, bize yollarımızı göstermişken neden Allah'a tevekkül etmeyecekmişiz? Bize yaptığınız eziyetlere elbette sabredeceğiz. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}