» 14 / Ibrahim  46:

Kuran Sırası: 14
İniş Sırası: 72
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 46
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَدْ (VGD̃) = ve ḳad : ve kuşkusuz
2. مَكَرُوا (MKRVE) = mekerū : onlar kurdular
3. مَكْرَهُمْ (MKRHM) = mekrahum : tuzaklarını
4. وَعِنْدَ (VAND̃) = veǐnde : oysa yanındadır
5. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
6. مَكْرُهُمْ (MKRHM) = mekruhum : onların tuzakları
7. وَإِنْ (VÎN) = vein : eğer
8. كَانَ (KEN) = kāne : olsa bile
9. مَكْرُهُمْ (MKRHM) = mekruhum : tuzakları
10. لِتَزُولَ (LTZVL) = litezūle : yerinden kaldıracak
11. مِنْهُ (MNH) = minhu :
12. الْجِبَالُ (ELCBEL) = l-cibālu : dağları
ve kuşkusuz | onlar kurdular | tuzaklarını | oysa yanındadır | Allah'ın | onların tuzakları | eğer | olsa bile | tuzakları | yerinden kaldıracak | | dağları |

[] [MKR] [MKR] [AND̃] [] [MKR] [] [KVN] [MKR] [ZVL] [] [CBL]
VGD̃ MKRVE MKRHM VAND̃ ELLH MKRHM VÎN KEN MKRHM LTZVL MNH ELCBEL

ve ḳad mekerū mekrahum veǐnde llahi mekruhum vein kāne mekruhum litezūle minhu l-cibālu
وقد مكروا مكرهم وعند الله مكرهم وإن كان مكرهم لتزول منه الجبال

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقد | VGD̃ ve ḳad ve kuşkusuz And indeed
مكروا م ك ر | MKR MKRVE mekerū onlar kurdular they planned
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekrahum tuzaklarını their plan,
وعند ع ن د | AND̃ VAND̃ veǐnde oysa yanındadır but with
الله | ELLH llahi Allah'ın Allah
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekruhum onların tuzakları (was) their plan,
وإن | VÎN vein eğer even if
كان ك و ن | KVN KEN kāne olsa bile was
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekruhum tuzakları their plan
لتزول ز و ل | ZVL LTZVL litezūle yerinden kaldıracak that should be moved
منه | MNH minhu by it
الجبال ج ب ل | CBL ELCBEL l-cibālu dağları the mountains.

14:46 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kuşkusuz | onlar kurdular | tuzaklarını | oysa yanındadır | Allah'ın | onların tuzakları | eğer | olsa bile | tuzakları | yerinden kaldıracak | | dağları |

[] [MKR] [MKR] [AND̃] [] [MKR] [] [KVN] [MKR] [ZVL] [] [CBL]
VGD̃ MKRVE MKRHM VAND̃ ELLH MKRHM VÎN KEN MKRHM LTZVL MNH ELCBEL

ve ḳad mekerū mekrahum veǐnde llahi mekruhum vein kāne mekruhum litezūle minhu l-cibālu
وقد مكروا مكرهم وعند الله مكرهم وإن كان مكرهم لتزول منه الجبال

[] [م ك ر] [م ك ر] [ع ن د] [] [م ك ر] [] [ك و ن] [م ك ر] [ز و ل] [] [ج ب ل]

 » 14 / Ibrahim  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقد | VGD̃ ve ḳad ve kuşkusuz And indeed
Vav,Gaf,Dal,
6,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
حرف تحقيق
مكروا م ك ر | MKR MKRVE mekerū onlar kurdular they planned
Mim,Kef,Re,Vav,Elif,
40,20,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekrahum tuzaklarını their plan,
Mim,Kef,Re,He,Mim,
40,20,200,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وعند ع ن د | AND̃ VAND̃ veǐnde oysa yanındadır but with
Vav,Ayn,Nun,Dal,
6,70,50,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekruhum onların tuzakları (was) their plan,
Mim,Kef,Re,He,Mim,
40,20,200,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وإن | VÎN vein eğer even if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
كان ك و ن | KVN KEN kāne olsa bile was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
مكرهم م ك ر | MKR MKRHM mekruhum tuzakları their plan
Mim,Kef,Re,He,Mim,
40,20,200,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لتزول ز و ل | ZVL LTZVL litezūle yerinden kaldıracak that should be moved
Lam,Te,Ze,Vav,Lam,
30,400,7,6,30,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
منه | MNH minhu by it
Mim,Nun,He,
40,50,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
الجبال ج ب ل | CBL ELCBEL l-cibālu dağları the mountains.
Elif,Lam,Cim,Be,Elif,Lam,
1,30,3,2,1,30,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَدْ: ve kuşkusuz | مَكَرُوا: onlar kurdular | مَكْرَهُمْ: tuzaklarını | وَعِنْدَ: oysa yanındadır | اللَّهِ: Allah'ın | مَكْرُهُمْ: onların tuzakları | وَإِنْ: eğer | كَانَ: olsa bile | مَكْرُهُمْ: tuzakları | لِتَزُولَ: yerinden kaldıracak | مِنْهُ: | الْجِبَالُ: dağları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقد WGD̃ ve kuşkusuz | مكروا MKRWE onlar kurdular | مكرهم MKRHM tuzaklarını | وعند WAND̃ oysa yanındadır | الله ELLH Allah'ın | مكرهم MKRHM onların tuzakları | وإن WÎN eğer | كان KEN olsa bile | مكرهم MKRHM tuzakları | لتزول LTZWL yerinden kaldıracak | منه MNH | الجبال ELCBEL dağları |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳad: ve kuşkusuz | mekerū: onlar kurdular | mekrahum: tuzaklarını | veǐnde: oysa yanındadır | llahi: Allah'ın | mekruhum: onların tuzakları | vein: eğer | kāne: olsa bile | mekruhum: tuzakları | litezūle: yerinden kaldıracak | minhu: | l-cibālu: dağları |
Kırık Meal (Transcript) : |VGD̃: ve kuşkusuz | MKRVE: onlar kurdular | MKRHM: tuzaklarını | VAND̃: oysa yanındadır | ELLH: Allah'ın | MKRHM: onların tuzakları | VÎN: eğer | KEN: olsa bile | MKRHM: tuzakları | LTZVL: yerinden kaldıracak | MNH: | ELCBEL: dağları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Düzenlerini yaptılar, düzdükleri hîlelerin cezâsıysa Allah katında, hattâ hîlelerinden dağlar bile yerinden oynasa.
Adem Uğur : Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!
Ahmed Hulusi : Gerçekten onlar, mekrlerini yaptılar; onların mekrleri Allâh indîndedir (karşılığından kurtulamazlar)! Onların mekrleri (hileleri), dağları yerinden oynatacak kadar olsa (neye yarar)!
Ahmet Tekin : Hilelerinin cezası Allah katında belli iken, onlar sinsice hileler, İslâm’ın yükselişini önleme, müslümanların ilerlemesini engelleme planları yapmışlar, tuzaklar kurmuşlardı. Onların sinsi planlarıyla dağlar yerinden gidecek değildi.
Ahmet Varol : Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa onların tuzakları Allah katındadır. İsterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun.
Ali Bulaç : Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten onlar, (İslâma karşı) hile ve tuzaklarını kurdular. Allah katında da onlara hilelerine karşı azap var; isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun.
Bekir Sadak : suphesiz onlar duzenlerini kurdular; oysa daglari yerinden oynatacak olsa bile, bu duzenleri hep Allah'in elindeydi.
Celal Yıldırım : Onlar kurmak istedikleri tuzağı kurdular; hile ve tuzaklarıyla dağlar bile yerinden oynasa, Allah yanında da onların tuzağına karşı tuzak var.
Diyanet İşleri : Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir).
Diyanet İşleri (eski) : Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.
Diyanet Vakfi : Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!
Edip Yüksel : Onlar planlarını yaptılar, halbuki planları ALLAH'ın kontrolündeydi. Planları dağları yerinden oyanatacak kadar olsa bile..
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gerçekten onlar çeşitli hileler ve tuzaklar kurdular. Allah katında da onlara hilelerine karşı azab var; isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçekten onlar, tuzaklarını kurdular; Allah katında da onlara tuzak var; isterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun!
Elmalılı Hamdi Yazır : Filhakıka onlar mekirlerini yaptılar, Allah ındinde de onlara mekir var, isterse onların mekirleri dağları yerinden oynatacak olsun
Fizilal-il Kuran : Onlar kuracakları tuzağı kurdular. Fakat tuzakları dağları yerlerinden oynatabilecek nitelikte olsa bile, Allah'ın denetimi altındadır.
Gültekin Onan : Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Tanrı katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.
Hakkı Yılmaz : Ve gerçekten onlar, tuzaklarını kurdular. Onların tuzakları, Allah katındadır. Tuzakları, dağları yerinden oynatacak olsa bile…
Hasan Basri Çantay : Hakıykat, onlar (peygamberlere karşı) bir takım tuzaklar kurmuşlardı. Halbuki onların tuzaklarından dağlar yerinden oynayıb gitmiş olsa bile Allah katında onlara âid (nice nice) cezalar vardır.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki (onlar her türlü) tuzaklarıyla, gerçekten tuzak kurdular; Allah katında da tuzakları (beklemedikleri cezâları) var. Artık, isterse tuzakları dağları yerinden yok edecek olsun!
İbni Kesir : Gerçekten onlar, düzenlerini kurmuşlardı. Halbuki dağları oynatacak güçte olsa bile, onların bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.
İskender Evrenosoğlu : Onlar tuzaklarını (hilelerini) kurmuşlardı. Ve onların tuzakları (hileleri) Allah'ın indindedir (Allah onların tuzaklarını bilir), onların tuzakları (hileleri), dağları yok edecek (güçte) olsa bile...
Muhammed Esed : (Hal böyleyken,) onlar yine de, çürük ve asılsız tasarımlara dayanan oyunlarını oynamaya devam etmekteler; oysa, onların bütün oyunları, bütün düzenleri Allah'ın bilgisi içindedir. (Kafirler hakikat karşısında asla başarıya ulaşamazlar) velev ki bu oyunları dağları yerinden oynatacak kadar (yetkince kurgulanmış veyahut güçlü kuvvetli) olsun.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve muhakkak ki, (onlar) hileleriyle hilede bulundular ve onların hilesi, Allah katında (malum)dur. Ve onların hilesi, ondan dağlar zail olacak bir (kuvvette) değildir.
Ömer Öngüt : Gerçekten onlar kurmak istedikleri tuzağı kurmuşlardı. Oysa tuzakları dağları yerinden oynatacak (cinsten) olsa bile, onların tuzakları Allah'ın katında idi.
Şaban Piriş : Onlar tuzaklar kurmuşlardı; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu tuzakları hep Allah’ın elindeydi.
Suat Yıldırım : Onlar tuzaklar kurdular, ama Allah nezdinde de onlara tuzak var, isterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun!
Süleyman Ateş : Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa tuzakları dağları yerinden kaldıracak (cinsten) olsa bile onların tuzakları, Allâh'ın yanındaydı (Allâh onların tuzaklarını bozar, cezâlarını verirdi).
Tefhim-ul Kuran : Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.
Ümit Şimşek : Onlar tuzaklarını kurdular. Ancak tuzakları Allah katındadıristerse o tuzaklar dağları yerinden oynatacak olsun.
Yaşar Nuri Öztürk : Tuzaklarını kurmuşlardı ama Allah katında da onlar için tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden oynatacak türden olsa neye yarar!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}