Kırık Meal (Arapça) : |أَفَمِنْ : -den mi? | هَٰذَا : bu | الْحَدِيثِ : söz- | تَعْجَبُونَ : şaşıyorsunuz | Kırık Meal (Harekesiz) : |أفمن ÊFMN -den mi? | هذا HZ̃E bu | الحديث ELḪD̃YS̃ söz- | تعجبون TACBWN şaşıyorsunuz | Kırık Meal (Okunuş) : |efemin : -den mi? | hāƶā : bu | l-Hadīṧi : söz- | teǎ'cebūne : şaşıyorsunuz | Kırık Meal (Transcript) : |ÊFMN : -den mi? | HZ̃E : bu | ELḪD̃YS̃ : söz- | TACBVN : şaşıyorsunuz | Abdulbaki Gölpınarlı : Bu söze mi şaştınız siz? Adem Uğur : Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz? Ahmed Hulusi : Şimdi siz bu olayı (ölümle başlayan ölümsüz hayatı) acayip mi buluyorsunuz? Ahmet Tekin : Şimdi siz, bu sözden, Kur’ân’dan dolayı mı hayretler içindesiniz? Ahmet Varol : Şimdi siz bu söze mi hayret ediyorsunuz? Ali Bulaç : Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz? Ali Fikri Yavuz : Şimdi siz, bu Kur’an’a mı şaşıyorsunuz? (Ey Mekke’liler). Bekir Sadak : Bu soze mi sasiyorsunuz? Celal Yıldırım : Yoksa bu söze mi şaşıyorsunuz? Diyanet İşleri : (59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? Diyanet İşleri (eski) : Bu söze mi şaşıyorsunuz? Diyanet Vakfi : Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz? Edip Yüksel : Bu sözü mü tuhaf karşılıyorsunuz? Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şimdi siz bu sözden mi hayret ediyorsunuz? Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz? Elmalılı Hamdi Yazır : Şimdi siz bu kelâma mı teaccüb ediyorsunuz Fizilal-il Kuran : Bu Kur'an sizin tuhafınıza mı gidiyor? Gültekin Onan : Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz? Hasan Basri Çantay : Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz? Hayrat Neşriyat : (59-60) Şimdi (siz) bu sözden mi (Kur’ân’dan mı) şaşıyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! İbni Kesir : Bu söze mi şaşıyorsunuz siz? İskender Evrenosoğlu : Yoksa bu söz size acayip mi geldi? Muhammed Esed : Siz bu haberleri tuhaf mı buluyorsunuz? Mustafa İslamoğlu : Ne yani, siz bu (kaçınılmaz) olayın haberini tuhaf mı buluyorsunuz? Ömer Nasuhi Bilmen : (59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? Ömer Öngüt : Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz? Şaban Piriş : Bu söze mi şaşıyorsunuz? Suat Yıldırım : (59-62) Şimdi siz bu söze mi şaşırıyorsunuz? Hep gülüyorsunuz, ama ağlamıyorsunuz. Üstelik kafa tutuyor, oyalanıyorsunuz. Haydi artık (bırakın bu gafleti de) Allah’a secde ve ibadet edin! Süleyman Ateş : Şimdi siz bu söze mi hayret ediyorsunuz? Tefhim-ul Kuran : Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz? Ümit Şimşek : Siz bu söze mi şaşıyorsunuz? Yaşar Nuri Öztürk : Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?