Ahmet Varol Meali |
|
Battığı zaman yıldıza andolsun ki,(53:1) | |
Arkadaşınız sapmadı da, azmadı da.(53:2) | |
O kendi tutkusundan (hevasından) da konuşmuyor.(53:3) | |
O (konuştuğu, kendine) vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.(53:4) | |
Onu çetin kuvvetleri olan (Cibril) öğretti.(53:5) | |
O çarpıcı bir güzelliğe [1] sahiptir. Hemen doğruldu.(53:6) | |
O, en yüksek ufuktaydı.(53:7) | |
Sonra yaklaştı ve sarktı.(53:8) | |
Böylece (aradaki mesafe) iki yay boyu veya daha yakın oldu.(53:9) | |
Derken (Allah'ın) kuluna vahyettiğini vahyetti.(53:10) | |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.(53:11) | |
Şimdi siz onun gördüğü üzerinde kendisiyle tartışıyor musunuz?(53:12) | |
Andolsun ki, o onu bir başka kez daha inişte gördü. [2](53:13) | |
Sidretu'l-Munteha'nın yanında.(53:14) | |
Barınma (Me'va) cenneti onun yanındadır.(53:15) | |
O zaman (o gördüğünde) Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.(53:16) | |
Göz kaymadı ve (sınırı) aşmadı da.(53:17) | |
Andolsun ki o Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.(53:18) | |
Gördünüz mü Lât'ı ve Uzza'yı?(53:19) | |
Ve üçüncüleri olan diğer (put) Menât'ı?(53:20) | |
Erkek sizin de dişi O'nun mu?(53:21) | |
Öyleyse bu insafsızca bir paylaştırma.(53:22) | |
Bunlar sizin ve atalarınızın koyduğu adlardan başka bir şey değildir. Allah, haklarında hiç bir belge indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerin arzuladıklarına uymaktadırlar. Oysa andolsun ki onlara Rablerinden hidayet gelmiştir.(53:23) | |
Yoksa insana her arzuladığı şey var mıdır?(53:24) | |
Son da ilk de (ahiret de dünya da) Allah'ındır.(53:25) | |
Göklerde nice melekler vardır ki, Allah dilediği ve razı olduğu kimse için izin vermeden şefaatleri bir yarar sağlamaz.(53:26) | |
Gerçekten ahirete inanmayanlar melekleri dişi adlarıyla adlandırıyorlar.(53:27) | |
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise gerçekten yana bir şey kazandırmaz.(53:28) | |
Sen bizim zikrimizden (kitabımızdan) yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenden yüz çevir.(53:29) | |
İşte onların ilimden erişebilecekleri budur. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı da doğru yola gireni de daha iyi bilir.(53:30) | |
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. (Bunları yaratması) kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, iyilik edenlere de iyilikle karşılık vermesi içindir.(53:31) | |
Ki onlar küçük kusurlar dışında günâhların büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar. Şüphesiz Rabbin bağışlaması geniş olandır. O sizi topraktan yarattığında ve siz daha annelerinizin karınlarında ceninler iken de (her kademede) sizi çok iyi bilir. Artık kendinizi temize çıkarmayın. Kimin sakındığını O daha iyi bilir.(53:32) | |
O yüz çevireni gördün mü?(53:33) | |
(Söz verdiği malından) az miktar verdi ve (gerisini) sımsıkı elinde tuttu.(53:34) | |
Gayb ilmi onun yanında da o görüyor mu?(53:35) | |
Yoksa Musa'nın sahifelerinde olan ona haber verilmedi mi?(53:36) | |
Ve çok vefakâr İbrahim'in (sahifelerinde olan):(53:37) | |
Ki hiçbir günâhkâr başkasının günâh yükünü yüklenmez.(53:38) | |
Ve insan için kendi çabasından başka bir şey yoktur.(53:39) | |
Şüphesiz kendi çabası da yakında görülecektir.(53:40) | |
Sonra onun karşılığı kendisine eksiksiz verilecektir.(53:41) | |
Elbette son varış Rabbinedir.(53:42) | |
Doğrusu güldüren de O'dur ağlatan da.(53:43) | |
Ve öldüren de O'dur dirilten de.(53:44) | |
Erkek ve dişi iki çifti O yarattı.(53:45) | |
(Rahme) atıldığı zaman nutfeden.(53:46) | |
Diğer yaratma [3] da O'na aittir.(53:47) | |
Zengin eden ve servet verip memnun eden O'dur.(53:48) | |
Gerçek şu ki, Şi'ra (yıldızı)nın [4] Rabbi O'dur.(53:49) | |
Doğrusu önceki Ad (kavmin)i O helâk etti.(53:50) | |
Semud'u da. Böylece (onlardan kimseyi) geriye bırakmadı.(53:51) | |
Daha önce Nuh kavmini de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar.(53:52) | |
(Lut kavminin) altı üstüne getirilen şehirlerini de O yere çarptı.(53:53) | |
Böylece onlara sardırdığını sardırttı.(53:54) | |
Öyleyse Rabbinin hangi nimetlerinden şüphe ediyorsun?(53:55) | |
Bu, önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır. [5](53:56) | |
O yaklaşıcı [6] yaklaştı.(53:57) | |
Onu Allah'tan başka ortaya çıkaracak yoktur.(53:58) | |
Şimdi siz bu söze mi hayret ediyorsunuz?(53:59) | |
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.(53:60) | |
Ve gafletle baş kaldırıyorsunuz. [7](53:61) | |
Haydi Allah'a secde edin ve O'na kulluk edin.(53:62) | |