» 51 / Zâriyât  42:

Kuran Sırası: 51
İniş Sırası: 67
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 51 / Zâriyât  Suresi: 42
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَا (ME) = mā :
2. تَذَرُ (TZ̃R) = teƶeru : bırakmıyor
3. مِنْ (MN) = min : hiçbir
4. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyi
5. أَتَتْ (ÊTT) = etet : geçtiği
6. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : üzerinden
7. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak
8. جَعَلَتْهُ (CALTH) = ceǎlethu : onu ediyordu
9. كَالرَّمِيمِ (KELRMYM) = kārramīmi : kül gibi
| bırakmıyor | hiçbir | şeyi | geçtiği | üzerinden | ancak | onu ediyordu | kül gibi |

[] [VZ̃R] [] [ŞYE] [ETY] [] [] [CAL] [RMM]
ME TZ̃R MN ŞYÙ ÊTT ALYH ÎLE CALTH KELRMYM

teƶeru min şey'in etet ǎleyhi illā ceǎlethu kārramīmi
ما تذر من شيء أتت عليه إلا جعلته كالرميم

 » 51 / Zâriyât  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
تذر و ذ ر | VZ̃R TZ̃R teƶeru bırakmıyor it left
من | MN min hiçbir any
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
أتت ا ت ي | ETY ÊTT etet geçtiği it came
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinden upon it,
إلا | ÎLE illā ancak but
جعلته ج ع ل | CAL CALTH ceǎlethu onu ediyordu it made it
كالرميم ر م م | RMM KELRMYM kārramīmi kül gibi like disintegrated ruins.

51:42 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| bırakmıyor | hiçbir | şeyi | geçtiği | üzerinden | ancak | onu ediyordu | kül gibi |

[] [VZ̃R] [] [ŞYE] [ETY] [] [] [CAL] [RMM]
ME TZ̃R MN ŞYÙ ÊTT ALYH ÎLE CALTH KELRMYM

teƶeru min şey'in etet ǎleyhi illā ceǎlethu kārramīmi
ما تذر من شيء أتت عليه إلا جعلته كالرميم

[] [و ذ ر] [] [ش ي ا] [ا ت ي] [] [] [ج ع ل] [ر م م]

 » 51 / Zâriyât  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تذر و ذ ر | VZ̃R TZ̃R teƶeru bırakmıyor it left
Te,Zel,Re,
400,700,200,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min hiçbir any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
أتت ا ت ي | ETY ÊTT etet geçtiği it came
,Te,Te,
,400,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinden upon it,
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
إلا | ÎLE illā ancak but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
جعلته ج ع ل | CAL CALTH ceǎlethu onu ediyordu it made it
Cim,Ayn,Lam,Te,He,
3,70,30,400,5,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كالرميم ر م م | RMM KELRMYM kārramīmi kül gibi like disintegrated ruins.
Kef,Elif,Lam,Re,Mim,Ye,Mim,
20,1,30,200,40,10,40,
P – prefixed preposition ka
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَا: | تَذَرُ: bırakmıyor | مِنْ: hiçbir | شَيْءٍ: şeyi | أَتَتْ: geçtiği | عَلَيْهِ: üzerinden | إِلَّا: ancak | جَعَلَتْهُ: onu ediyordu | كَالرَّمِيمِ: kül gibi |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ما ME | تذر TZ̃R bırakmıyor | من MN hiçbir | شيء ŞYÙ şeyi | أتت ÊTT geçtiği | عليه ALYH üzerinden | إلا ÎLE ancak | جعلته CALTH onu ediyordu | كالرميم KELRMYM kül gibi |
Kırık Meal (Okunuş) : |: | teƶeru: bırakmıyor | min: hiçbir | şey'in: şeyi | etet: geçtiği | ǎleyhi: üzerinden | illā: ancak | ceǎlethu: onu ediyordu | kārramīmi: kül gibi |
Kırık Meal (Transcript) : |ME: | TZ̃R: bırakmıyor | MN: hiçbir | ŞYÙ: şeyi | ÊTT: geçtiği | ALYH: üzerinden | ÎLE: ancak | CALTH: onu ediyordu | KELRMYM: kül gibi |
Abdulbaki Gölpınarlı : Nereden geçmiş, neye dokunmuşsa orasını ve o şeyi çürümüş kemiğe döndürmüştü.
Adem Uğur : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Ahmed Hulusi : Üzerine geldiği hiçbir şeyi ayakta bırakmıyor, onu un ufak kılıyordu!
Ahmet Tekin : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi canlı bırakmıyor, kül haline getiriyordu.
Ahmet Varol : Üzerinden geçtiği hiçbir şey bırakmaksızın hepsini kül gibi ediyordu.
Ali Bulaç : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Ali Fikri Yavuz : Öyle bir rüzgâr ki, uğradığı bir şeyi bırakmıyor, mutlak onu kül gibi savuruyordu.
Bekir Sadak : (41-42) Ad milletinin basindan gecende de ibret vardir: Onlarin uzerine, ugradigi her seyi birakmayip toza ceviren kuru bir ruzgar gonderdik.
Celal Yıldırım : (Kasırga) nerenin üzerine uğradıysa mutlaka orayı kül haline çeviriyordu.
Diyanet İşleri : Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu.
Diyanet İşleri (eski) : (41-42) Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.
Diyanet Vakfi : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Edip Yüksel : Rastgeldiği her şeyi toz toprağa çeviriyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi dağıtıyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (O rüzgar) uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi ediyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Uğradığı bir şey'i bırakmıyor, mutlak onu çürütüp kül gibi ediyordu
Fizilal-il Kuran : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Gültekin Onan : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Hakkı Yılmaz : (41,42) Âd'da da alâmetler/ göstergeler vardır. Bir zaman Biz onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayan, sadece onu kül gibi yapan, sonsuz bırakan bir rüzgâr gönderdik.
Hasan Basri Çantay : (Öyle bir rüzgâr ki) her uğradığı şey'i (yerinde) bırakmıyor, mutlakaa onu kül gibi savuruyordu.
Hayrat Neşriyat : (O,) üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu toz gibi ediyordu!
İbni Kesir : İsabet ettiği şeyi bırakmayıp toza çeviriyordu.
İskender Evrenosoğlu : (O rüzgâr), üzerinden geçtiği (hiç)bir şeyi bırakmayarak, mutlaka kül gibi toz haline getirdi.
Muhammed Esed : (bu kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı ve (her şeyi) çürümüş kemiklere benzetti.
Ömer Nasuhi Bilmen : (41-42) Ve Âd (kavminin kıssasında da (ibret vardır). O vakit ki, onların üzerine faidesiz, muzır rüzgarı gönderdik. Üzerine her uğradığı şeyi bırakmıyordu, illâ ki, onu çürümüş bir kül gibi kılmış oluyordu.
Ömer Öngüt : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Şaban Piriş : Dokunduğu her şeyi çürük kemik gibi yapmıştı.
Suat Yıldırım : Bu rüzgâr, uğradığı her şeyi derhal kül gibi savuruyordu.
Süleyman Ateş : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, onu kül gibi ediyordu.
Tefhim-ul Kuran : Üzerinden geçtiği her şeyi (olduğu gibi) bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Ümit Şimşek : Bir rüzgâr ki, dokunduğu herşeyi küle çeviriyordu.
Yaşar Nuri Öztürk : Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}