İbni Kesir Meali |
|
Esip savuranlara.(51:1) | |
Yükünü yüklenenlere,(51:2) | |
Kolayca süzülenlere,(51:3) | |
İşi ayıranlara andolsun ki;(51:4) | |
Muhakkak size vaadolunan elbette doğrudur.(51:5) | |
Muhakkak ceza elbet vuku bulacaktır.(51:6) | |
Hareli yollara sahip olan göğe andolsun ki;(51:7) | |
Muhakkak siz, ihtilaflı bir sözdesiniz.(51:8) | |
Ondan döndürülen kimseler döndürülür.(51:9) | |
Kahrolsun o koyu yalancılar.(51:10) | |
Ki onlar; koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.(51:11) | |
Din günü ne zaman? diye sorarlar.(51:12) | |
O, kendilerinin ateşe sokulacakları gündür.(51:13) | |
Tadın azabınızı, işte acele istediğiniz bu idi.(51:14) | |
Muhakkak ki muttakiler; cennetlerde ve çeşmelerdedirler.(51:15) | |
Rabblarının kendilerine verdiğini almış olarak. Zira onlar bundan önce de ihsan edenlerdendi.(51:16) | |
Onlar gecenin az bir kısmında uyurlardı.(51:17) | |
Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.(51:18) | |
Onların mallarında yoksullar ve muhtaçlar için de bir hak vardır.(51:19) | |
Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır.(51:20) | |
Kendi nefislerinizde de. Hala görmez misiniz?(51:21) | |
Rızkınız da, size vaadolunan şeyler de semadadır.(51:22) | |
Göğün ve yerin Rabbına andolsun ki; bu, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.(51:23) | |
Sana, İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi geldi mi?(51:24) | |
Hani onlar, yanına girip; selam sana, demişlerdi de; selam, demişti. Tanınmamış bir zümre.(51:25) | |
Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı ile gelmiş,(51:26) | |
Onlara yaklaştırıp; yemez misiniz? demişti.(51:27) | |
Derken onlardan endişeye düşmüştü. Korkma; demişler ve onu bilgin bir oğulla müjdelemişlerdi.(51:28) | |
Bunun üzerine zevcesi hayretle seslenerek döndü, yüzünü kapayarak: Kısır bir kocakarı, dedi.(51:29) | |
Onlar: Bu, böyledir, Rabbın buyurdu. Muhakkak ki O; Hakim, Alim olandır, dediler.(51:30) | |
Ey elçiler, işiniz nedir? dedi.(51:31) | |
Dediler ki: Biz, suçlu bir kavme gönderildik,(51:32) | |
Ki; üzerlerine çamurdan taşlar yağdıralım.(51:33) | |
Ki; aşırı gidenler için Rabbının katında nişanlanmış.(51:34) | |
Bunun üzerine orada bulunan mü'minleri çıkardık.(51:35) | |
Zaten orada bir evden başka müslüman bulamadık.(51:36) | |
Elim azabdan korkanlar için orada bir ayet bıraktık.(51:37) | |
Musa'da da. Hani onu, apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.(51:38) | |
O, erkanı ile birlikte yüz çevirmiş; ya bir büyücü, ya da bir delidir, demişti.(51:39) | |
Sonunda onu da, ordularını da yakalayıp denize attık. O, kınanacak işler yapıp durmaktaydı.(51:40) | |
Ad'da da. Hani onların üzerine kasıp kavuran rüzgarı göndermiştik.(51:41) | |
İsabet ettiği şeyi bırakmayıp toza çeviriyordu.(51:42) | |
Semud'da da. Hani onlara: Bir süreye kadar yararlanın, demişti.(51:43) | |
Onlar ise Rabblarının emrine başkaldırmışlardı, buyruğundan çıkmışlardı. Bunun üzerine kendilerini göz göre göre yıldırım çarpmıştı.(51:44) | |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım da görmemişlerdi.(51:45) | |
Daha önce de Nuh kavmini. Zira onlar gerçekten fasıklar güruhu idiler.(51:46) | |
Göğü gücümüzle Biz kurduk. Ve muhakkak ki Biz, genişleticiyiz.(51:47) | |
Yeryüzünü Biz, döşedik. Ne güzel döşeyicileriz.(51:48) | |
Ve her şeyden çift çift yarattık ki ibret alasınız.(51:49) | |
Öyleyse Allah'a koşun. Doğrusu ben; size, O'ndan apaçık bir uyarıcıyım.(51:50) | |
Allah ile birlikte başka bir tanrı edinmeyin. Doğrusu ben; size, O'ndan apaçık bir uyarıcıyım.(51:51) | |
İşte böyle. Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde sadece; büyücüdür veya delidir, dediler.(51:52) | |
Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler? Hayır, onlar; azgın birer topluluktu.(51:53) | |
Onlardan yüz çevir. Artık sen, kınanacak değilsin.(51:54) | |
Sen, öğüt ver. Çünkü öğüt mü'minlere fayda verir.(51:55) | |
Ben, cinnleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.(51:56) | |
Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.(51:57) | |
Şüphesiz ki rızıklandıran, güç ve kuvvet sahibi olan Allah'tır.(51:58) | |
Muhakkak ki zulmedenlerin, arkadaşlarının suçlarına benzer suçları vardır. Acele etmesinler.(51:59) | |
Kendilerine vaadedilen günlerinden dolayı vay kafirlere.(51:60) | |