Muhammed Esed Meali |
|
Düşün rüzgarları, tozları sağa sola savuran,(51:1) | |
ve (koyu bulutların) yükünü taşıyan,(51:2) | |
yumuşak bir şekilde akıp giden,(51:3) | |
ve (hayatın nimetlerini) (Allah'ın) buyruğu altında paylaştıran!(51:4) | |
Gerçek şu ki, size vaad edilmiş olan kesinlikle doğrudur,(51:5) | |
ve yargılama (Günü) mutlaka gelecektir!(51:6) | |
Düşün yıldız kümeleri ile dolu gök kubbeyi!(51:7) | |
Siz (ey insanlar,) neye inanılacağı konusunda derin bir ayrılık içindesiniz.(51:8) | |
Bu konuda (gerçeğe) aykırı görüşleri savunan, (yalnızca) kendini aldatır!(51:9) | |
Onlar yalnızca kendilerini yok ederler, o anlayamadıkları şeyler hakkında zanda bulunanlar,(51:10) | |
aptallıklarıyla cehalete gömülenler;(51:11) | |
(müstehzi bir şekilde,) "Ne zaman gelecekmiş Hesap Günü?" diye soranlar.(51:12) | |
(O Gün,) onlar ateşle denenecekler,(51:13) | |
(ve o Gün,) "Bu sınanmayı yaşayın!" (denilecek,) "O kadar ısrarla istediğiniz şey budur işte!"(51:14) | |
(Ama,) Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyanlar, kendilerini bahçeler ve pınarlar arasında bulacaklar,(51:15) | |
Rablerinin bağışlayacağı her şeyden istedikleri gibi yararlanarak; (çünkü) onlar geçmişte iyi şeyler yapan (insan)lardı;(51:16) | |
gecenin çok az bir kısmında uyurlardı,(51:17) | |
bağışlanmak için kalplerinin derinliğinden gelerek yalvarırlardı;(51:18) | |
ve sahip oldukları her şeyden, (yardım) isteyenlere ve sıkıntı içinde bulunanlara bir pay (ayırırlardı).(51:19) | |
Yeryüzünde içlerinde hiçbir şüphe duymadan inananlar(ın görebileceği, Allah'ın varlığının) işaretleri vardır,(51:20) | |
tıpkı kendi kişiliğiniz üzerinde de (O'nun işaretleri bulunduğu) gibi. (Bunları) görmüyor musunuz?(51:21) | |
Semada da rızkınız ve o va'dolunduğunuz(51:22) | |
yerin ve göğün Rabbine andolsun ki bu (ölümden sonraki hayat) gerçektir; konuşma (yeteneği)ne sahip olmanız kadar gerçek!(51:23) | |
İbrahim'in seçkin konukları ile ilgili kıssayı hiç duydun mu?(51:24) | |
O (semavi elçi)ler İbrahim'e gelip ona selam verdiklerinde, "(Size de) selam olsun!" demişti; (ve kendi kendine,) "Bunlar, yabancı kimseler!" (diye düşünmüştü.)(51:25) | |
Sonra sessizce evine dönerek semiz bir (kızartılmış) buzağı getirmiş,(51:26) | |
ve "Yemez misiniz?" diye önlerine koymuştu.(51:27) | |
(İbrahim, misafirlerin yemediklerini görünce,) onlardan endişeye kapıldı; (ama) onlar: "Korkma!" dediler ve derin bilgi ile donatılan bir erkek çocuk (sahibi olacağı) müjdesini verdiler.(51:28) | |
Bunun üzerine karısı çığlık atarak (misafirlerin) yanına geldi ve (şaşkınlık içinde) yüzüne vurarak feryad etti: "(Benim gibi) kısır bir kocakarıdan mı!"(51:29) | |
Onlar: "Rabbin böyle buyurdu; ve şüphesiz yalnız O'dur hikmet sahibi olan, her şeyi bilen!" dediler.(51:30) | |
(İbrahim,) "Peki" dedi, "(başka) ne görüyorsunuz, ey (semavi) elçiler?"(51:31) | |
Onlar, "Bak" dediler, "biz günaha batmış bir topluma gönderildik,(51:32) | |
ki onlara taş gibi sert ceza darbeleri vuralım,(51:33) | |
bu şekilde kendi kişiliklerini harcamış olanlar(a ceza) için Rabbinin katında belirlenmiş olan (darbeler)".(51:34) | |
Ve zaman içinde orada bulunan (bazı) müminleri (Lut'un şehrinden) çıkardık;(51:35) | |
çünkü bir (tek) hane dışında orada Bize teslim olan hiç kimse görmedik.(51:36) | |
Ve böylece (bütün zalimleri bekleyen) şiddetli azaptan korkanlar için orada bir işaret, bir mesaj bıraktık.(51:37) | |
Musa (ile Firavun kıssasın)da da (aynı mesajı verdik; çünkü) Biz o'nu Firavun'a açık bir otorite ile göndermiştik,(51:38) | |
o zaman (Firavun) kudretinden (dolayı böbürlenerek) karşı koymuştu ve "(Bu Musa) bir büyücü veya bir delidir!" demişti;(51:39) | |
ve Biz onu ve adamlarını yakalayıp hepsini denize atmıştık, (bütün bu olup bitenler için) suçlanması gereken, (Firavun'dan başkası değildi,) yalnız o idi (tek suçlu).(51:40) | |
Ve; canlıları yok eden kasırgayı üzerlerine saldığımız 'Ad (kavminin başına gelenlerde) de (aynı mesajı bulursunuz),(51:41) | |
(bu kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı ve (her şeyi) çürümüş kemiklere benzetti.(51:42) | |
Semud (kavminin kıssasın)da da (aynı mesaj vardır), ki Biz onlara: "Kısa bir süre sefanızı sürün bakalım!" demiştik,(51:43) | |
(çünkü) Rablerinin buyruğuna baş kaldırmışlardı; bunun üzerine, (ümitsizce) bakınıp dururlarken bir ceza şimşeği onları yakalamıştı,(51:44) | |
çünkü yerlerinden kalkacak durumda bile değillerdi ve kendilerini savunamazlardı.(51:45) | |
Daha önce Nuh kavmini (de böylece yok etmiştik). Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum idi.(51:46) | |
Evreni (yaratıcı) güc(ümüz) ile inşa eden Biziz; ve şüphesiz Biziz onu istikrarlı bir şekilde genişleten.(51:47) | |
Biz yeri genişçe yaydık ve onu pek de güzel düzenledik!(51:48) | |
Ve her şeyin karşıtını yarattık, ki (Allah'ın Tek olduğunu) anlayabilesiniz.(51:49) | |
Böylece, (ey Muhammed, onlara söyle:) "(Sahte ve kötü olan her şeyden) Allah'a sığının! Gerçek şu ki ben, O'nun tarafından görevlendirilmiş açık bir uyarıcıyım!(51:50) | |
Allah'ın yanısıra başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayın. Şüphesiz ben, O'nun tarafından görevlendirilmiş açık bir uyarıcıyım!"(51:51) | |
İşte böyle, kendilerinden önce yaşamış olanlara da hangi elçi geldiyse, mutlaka, "(O) bir göz boyayıcı(dır), yahut bir deli!" dediler.(51:52) | |
Onlar bu (düşünce tarzı)nı birbirlerine miras olarak mı aktarmışlar? Hayır, onlar azgınca bir küstahlığa kapılmış bir topluluktur!(51:53) | |
O halde, onlardan yüz çevir, (bu durumda) senin bir suçun olmaz;(51:54) | |
ama yine de (kulak veren herkese) hatırlatmaya devam et! Çünkü bu hatırlatmalar müminlere fayda sağlar.(51:55) | |
Ve (onlara söyle!) Görünmez varlıkları ve insanları yalnızca (Beni tanımaları ve) Bana kulluk etmeleri için yarattım.(51:56) | |
(Ama dikkat edin,) Ben onlardan ne bir rızık istiyorum ne de Beni gözetip beslemelerini.(51:57) | |
çünkü bizzat Allah bütün rızıkları verendir, her türlü kudretin Sahibidir, baki olandır!(51:58) | |
Gerçek şu ki, zulüm işleyenler, (geçmişteki) arkadaşları gibi (kötülükten) paylarını alacaklardır. Öyleyse (akibetlerini) çabuklaştırmayı benden istemesinler!(51:59) | |
Hakikati inkara şartlanmış olanların vay haline; haber verilen Günde (başlarına gelecekler için vay haline onların!)(51:60) | |