Ali Bulaç Meali |
|
Tozu dumana katıp savuran (rüzgar)lara,(51:1)![](/open-icon.png) | |
Derken, ağır yük taşıyan (bulut)lara.(51:2)![](/open-icon.png) | |
Sonra kolaylıkla akıp gidenlere,(51:3)![](/open-icon.png) | |
Sonra iş(ler)i taksim edenlere andolsun.(51:4)![](/open-icon.png) | |
Size va'dedilmekte olan, hiç tartışmasız doğrudur.(51:5)![](/open-icon.png) | |
Şüphesiz din (hesap ve ceza) da mutlaka gerçekleşecektir.(51:6)![](/open-icon.png) | |
'Özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış' göğe andolsun;(51:7)![](/open-icon.png) | |
Siz, gerçekten birbirini tutmaz bir söz (çelişkili ve aykırı görüşler) içindesiniz.(51:8)![](/open-icon.png) | |
Ondan çevrilen çevrilir,(51:9)![](/open-icon.png) | |
Kahrolsun, o 'zan ve tahminle yalan söyleyenler';(51:10)![](/open-icon.png) | |
Ki onlar, 'bilgisizliğin kuşatması' içinde habersizdirler.(51:11)![](/open-icon.png) | |
"Hesap ve ceza (din) günü ne zaman?" diye sorarlar.(51:12)![](/open-icon.png) | |
O gün onlar, ateşin üstünde tutulup eritilecekler:(51:13)![](/open-icon.png) | |
"Tadın fitnenizi. Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir."(51:14)![](/open-icon.png) | |
Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar;(51:15)![](/open-icon.png) | |
Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda (güzel davranışta) bulunanlardı.(51:16)![](/open-icon.png) | |
Gece boyunca da pek az uyurlardı.(51:17)![](/open-icon.png) | |
Onlar, seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.(51:18)![](/open-icon.png) | |
Onların mallarında dilenip isteyen (ve iffetinden dolayı istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardı.(51:19)![](/open-icon.png) | |
Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.(51:20)![](/open-icon.png) | |
Ve kendi nefislerinizde de. Yine de görmüyor musunuz?(51:21)![](/open-icon.png) | |
Gökte rızkınız vardır ve size va'dolunmakta olan da.(51:22)![](/open-icon.png) | |
İşte, göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, şüphesiz, o (size va'dedilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir.(51:23)![](/open-icon.png) | |
Sana İbrahim'in ağırlanan konuklarının haberi geldi mi?(51:24)![](/open-icon.png) | |
Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk."(51:25)![](/open-icon.png) | |
Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.(51:26)![](/open-icon.png) | |
Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi.(51:27)![](/open-icon.png) | |
(Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.(51:28)![](/open-icon.png) | |
Böylece karısı çığlıklar kopararak geldi ve yüzüne vurarak: "Kısır, yaşlı bir kadın (mı doğum yapacakmış)?" dedi.(51:29)![](/open-icon.png) | |
Dediler ki: "Öyle. (Bunu) Senin Rabbin buyurdu. Çünkü O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir."(51:30)![](/open-icon.png) | |
(İbrahim) dedi ki: "Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?"(51:31)![](/open-icon.png) | |
"Doğrusu biz, suçlu günahkar bir kavme gönderildik" dediler.(51:32)![](/open-icon.png) | |
"Üzerlerine çamurdan (iyice sertleşip kaskatı kesilmiş) taşlar yağdırmak için."(51:33)![](/open-icon.png) | |
"(Ki bu taşların her biri,) Rabbinin katında ölçüyü taşıranlar için (herkese ayrı ayrı) işaretlenmiştir."(51:34)![](/open-icon.png) | |
Bu arada, mü'minlerden orda kim varsa çıkardık.(51:35)![](/open-icon.png) | |
Ne var ki, orda müslümanlardan olan bir evden başkasını bulmadık.(51:36)![](/open-icon.png) | |
Ve orada, acı bir azabtan korkanlar için bir ayet bıraktık.(51:37)![](/open-icon.png) | |
Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik;(51:38)![](/open-icon.png) | |
Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi.(51:39)![](/open-icon.png) | |
Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) 'kınanacak işler yapıyordu.'(51:40)![](/open-icon.png) | |
Ad (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onların üzerine köklerini kesen (akim) bir rüzgar gönderdik.(51:41)![](/open-icon.png) | |
Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.(51:42)![](/open-icon.png) | |
Semud (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onlara: "Belli bir süreye kadar yararlanın" denmişti.(51:43)![](/open-icon.png) | |
Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp dururlarken, onları yıldırım çarpıp yakaladı.(51:44)![](/open-icon.png) | |
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.(51:45)![](/open-icon.png) | |
Bundan önce Nuh kavmini de (yıkıma uğrattık). Çünkü onlar da fasık bir kavim idi.(51:46)![](/open-icon.png) | |
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.(51:47)![](/open-icon.png) | |
Yeri de Biz döşeyip yaydık; ne güzel döşeyici(yiz).(51:48)![](/open-icon.png) | |
Ve Biz, her şeyi iki çift yarattık. Umulur ki, öğüt alıp düşünürsünüz.(51:49)![](/open-icon.png) | |
Öyleyse, Allah'a doğru (yönelip, şirkten ve bozulmalardan) kaçın. Gerçekten ben sizi, O'ndan yana açıkça uyarıyorum.(51:50)![](/open-icon.png) | |
Allah ile beraber başka bir ilah(ı ortak) kılmayın. Gerçekten sizi, O'ndan yana açıkça uyarıyorum.(51:51)![](/open-icon.png) | |
İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir.(51:52)![](/open-icon.png) | |
Onlar bunu (tarih boyunca) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır; onlar, 'azgın ve taşkın (tağiy)' bir kavimdirler.(51:53)![](/open-icon.png) | |
Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık kınanacak değilsin.(51:54)![](/open-icon.png) | |
Sen öğüt verip hatırlat! Çünkü gerçekten öğütle hatırlatma, mü'minlere yarar sağlar.(51:55)![](/open-icon.png) | |
Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.(51:56)![](/open-icon.png) | |
Ben, onlardan bir rızık istemiyorum ve onların beni doyurup beslemelerini de istemiyorum.(51:57)![](/open-icon.png) | |
Hiç şüphesiz, rızık veren O, metin kuvvet sahibi olan Allah'tır.(51:58)![](/open-icon.png) | |
Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler.(51:59)![](/open-icon.png) | |
Kendilerine va'dedilen o (azab) günlerinden dolayı vay o inkâr edenlere.(51:60)![](/open-icon.png) | |