Ömer Öngüt Meali |
|
Savurdukça savuranlara andolsun!(51:1) | |
(Yağmur) yüküyle yüklenen (bulutlara) andolsun!(51:2) | |
Kolayca akıp giden (gemi)lere andolsun!(51:3) | |
İşi paylaştırıp ayıranlara andolsun!(51:4) | |
Size vâdedilen şey kesinlikle doğrudur.(51:5) | |
Ceza mutlaka vuku bulacaktır.(51:6) | |
İçinde yollar bulunan göğe andolsun!(51:7) | |
Şüphesiz ki siz çelişkili sözler içerisindesiniz.(51:8) | |
Ondan döndürülen kimseler döndürülür.(51:9) | |
Kahrolsun o koyu yalancılar!(51:10) | |
Onlar koyu bir cehalet içinde kalmış gafillerdir.(51:11) | |
Din gününün ne zaman olacağını soruyorlar.(51:12) | |
Onların ateşte yakılacakları gündür.(51:13) | |
Tadın azabınızı! Acele gelmesini istediğiniz şey işte bu idi.(51:14) | |
Muttakiler cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar.(51:15) | |
Rablerinin kendilerine verdiklerini alırlar. Çünkü onlar bundan önce dünyada güzel davranırlardı.(51:16) | |
Onlar geceleri pek az uyurlardı.(51:17) | |
Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.(51:18) | |
Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı (onu verirlerdi).(51:19) | |
Kesin olarak inananlar için yeryüzünde açık âyetler (deliller) vardır.(51:20) | |
İçinizde. . . Görmüyor musunuz?(51:21) | |
Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir.(51:22) | |
Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.(51:23) | |
Resulüm! İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana gelmedi mi?(51:24) | |
Onlar İbrahim'in yanına girdiklerinde: "Selâm!" demişlerdi. O da: "Selâm!" demiş, içinden de onların "Tanınmamış bir topluluk" olduğunu geçirmişti.(51:25) | |
Hemen âilesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabı) getirtti.(51:26) | |
Önlerine sürüp: "Yemez misiniz?" dedi.(51:27) | |
Onlardan ötürü içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.(51:28) | |
Karısı hayretle seslenerek geldi. Elini yüzüne çarparak: "Ben kısır bir kocakarıyım!" dedi.(51:29) | |
Onlar: "Bu böyledir. Rabbin söylemiştir. O hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. " dediler.(51:30) | |
İbrahim: "O halde işiniz nedir ey elçiler?" dedi.(51:31) | |
Dediler ki: "Biz suçlu bir kavme gönderildik. "(51:32) | |
"Üzerlerine sert taşlar yağdıralım diye. "(51:33) | |
"Onlar haddi aşanlar için Rabbinin katında işaretlenmiştir. "(51:34) | |
Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık.(51:35) | |
Zaten orada müslümanlardan sadece bir ev halkından başka kimse bulamadık.(51:36) | |
Acı azaptan korkanlar için, orada bir işaret bıraktık.(51:37) | |
Musa'da da ibretler vardır. Onu apaçık bir delil ile Firavun'a gönderdik.(51:38) | |
O bütün erkânı ile birlikte yüz çevirdi ve: "Bir sihirbaz veya bir delidir. " dedi.(51:39) | |
Biz de onu ve ordusunu tutup denize attık. Bu sırada o, kendisini kınayıp duruyordu.(51:40) | |
Âd kavminin başından geçende de ibret vardır. Onların üzerine kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.(51:41) | |
Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.(51:42) | |
Semud kavminin başına gelenlerde de ibretler vardır. Onlara: "Bir süreye kadar sefa sürüp zevklenin!" denmişti.(51:43) | |
Rablerinin buyruğuna başkaldırdılar. Bu yüzden bakıp dururken kendilerini yıldırım çarpmıştı.(51:44) | |
Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım edenleri de olmamıştı.(51:45) | |
Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir topluluk idiler.(51:46) | |
Göğü kendi ellerimizle biz bina ettik ve biz onu elbette genişleticiyiz.(51:47) | |
Yeri de döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz!(51:48) | |
İbret alasınız diye her şeyi çift çift yarattık.(51:49) | |
Allah'a kaçınız! Ben size O'nun katından apaçık bir korkutucuyum.(51:50) | |
Allah ile birlikte başka bir ilâh edinmeyin. Ben sizi O'nun katından apaçık bir korkutucuyum.(51:51) | |
İşte böyle. Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde hemen: "Bir sihirbaz veya bir delidir. " dediler.(51:52) | |
Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır, onlar azgın bir topluluktur.(51:53) | |
Onlardan yüz çevir. (Dâvetine uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.(51:54) | |
Öğüt ver, hatırlat. Çünkü öğüt ve nasihat müminlere fayda verir.(51:55) | |
Ben cinleri ve insanları ancak (beni bilsinler) bana ibadet etsinler diye yarattım.(51:56) | |
Ben onlardan rızık istemiyorum, beni doyurmalarını da istemiyorum.(51:57) | |
Şüphesiz ki rızıklandıran da, güç ve kuvvet sahibi olan da Allah'tır.(51:58) | |
Muhakkak ki bu (zamanda) zulmedenlerin de (geçmişteki zâlim) arkadaşlarının paylarına benzer (azaptan) payları vardır. O halde acele etmesinler!(51:59) | |
Kendilerine vaad edilen günlerinden dolayı kâfirlerin vay haline!(51:60) | |