Ahmed Hulusi Meali |
|
Andolsun o tozutup savuranlara.(51:1) | |
O ağırlık taşıyanlara.(51:2) | |
O kolayca akıp gidenlere.(51:3) | |
Hükmü taksim edenlere!(51:4) | |
Vadolunduğunuz elbette kesinlikle gerçektir!(51:5) | |
Muhakkak ki Din (sistem) mutlaka bir realitedir!(51:6) | |
O (çeşitli düşüncelerden oluşmuş) yollarla dolu semâ (bilinç)!(51:7) | |
Muhakkak ki siz çeşitli görüşler içindesiniz!(51:8) | |
Çevrilmiş kimse Ondan döndürülür!(51:9) | |
Ölsün o yalancılar!(51:10) | |
Onlar ki cehalet ve körlük içinde ne yaptığını bilmeyenlerdir!(51:11) | |
"Din süreci ne zamandır?" diye sorarlar.(51:12) | |
O süreçte onlar ateşte kıvranırlar!(51:13) | |
(Zebânîler der ki): "Azabınızı tadın! İşte o acele istediğiniz buydu!"(51:14) | |
Muhakkak ki korunanlar cennetlerde ve kaynaklardadırlar.(51:15) | |
Rablerinin kendilerine verdiğini alıcılar olarak (içten dışa çıkış olarak)! Muhakkak ki onlar bundan önce muhsindiler.(51:16) | |
Geceden az bir bölümde uyurlardı.(51:17) | |
Seherlerde istiğfar ederlerdi.(51:18) | |
Onların mallarında talep eden ve sıkıntıda olan için bir hak vardı.(51:19) | |
İkân sahiplerine arzda (bedende) işaretler vardır!(51:20) | |
Nefslerinizde (Benliğinizin hakikati)! Hâlâ (fark etmiyor) görmüyor musunuz?(51:21) | |
Yaşam gıdanız da, vadedilen şey de semâdadır (bilincinizden yaşanacaktır)!(51:22) | |
Semânın ve arzın Rabbine yemin ederim ki, kesinlikle o (bildirilen gelecektekiler), sizin konuşmanız kadar olağan bir gerçektir.(51:23) | |
İbrahim'in şerefli kılınmış konuklarının haberi sana geldi mi?(51:24) | |
Hani Onun yanına girdiklerinde: "Selâm" dediler. . . (İbrahim de): "Selâm" dedi. . . "Rastlanmadık birileri (diye düşündü). "(51:25) | |
Ailesine yöneldi de semiz (kızartılmış) bir buzağı eti getirdi.(51:26) | |
Onu onlara yaklaştırıp: "Yemeyecek misiniz?" dedi.(51:27) | |
(Yemediklerini görünce İbrahim'in içine) onlardan bir korku düştü! "Korkma" dediler ve Onu Aliym bir erkek çocuk ile müjdelediler.(51:28) | |
Bu yüzden (İbrahim'in) karısı çığlık içinde misafirlerin yanına döndü de, (ellerini utanarak) yüzüne kapatıp dedi ki: "(Ben) kısır bir ihtiyar kadınım!"(51:29) | |
(İbrahim'in misafiri melekler) dediler ki: "İşte böyle! (Bunu) Rabbin dedi. . . Muhakkak ki O, Hakiym'dir, Aliym'dir. "(51:30) | |
(İbrahim): "Ey irsâl olunanlar. . . (Esas) işiniz (amacınız) nedir?" dedi.(51:31) | |
Dediler ki: "Doğrusu biz suçlu bir toplum için irsâl olunduk!"(51:32) | |
"Tepelerine balçıktan taşlar (lavlar) geçirelim diye. "(51:33) | |
"Rabbinin indînde, (hakikate ermeleri için verilmiş kuvveleri) israf edenler için işaretlenmiş (taşlar)!"(51:34) | |
Biz de, orada iman edenlerden kim varsa çıkardık.(51:35) | |
Zaten orada bir evden başkasında teslim olmuşlardan bulamadık!(51:36) | |
Orada o elim azaptan korkanlara bir işaret terkettik.(51:37) | |
Musa'da da. . . Hani Onu Firavun'a apaçık bir delil olarak irsâl etmiştik.(51:38) | |
Erkânı ile birlikte yüz çevirdi ve dedi ki: "Bir büyücü yahut mecnun!"(51:39) | |
Bunun üzerine onu ve ordusunu yakaladık da onları denize attık. . . O pişmanlıkla kendi kendini yeriyordu!(51:40) | |
Ad'da da. . . Hani onların üzerine o hayır ve bereketi olmayan rüzgârı (hortum) irsâl etmiştik. . .(51:41) | |
Üzerine geldiği hiçbir şeyi ayakta bırakmıyor, onu un ufak kılıyordu!(51:42) | |
Semud'da da. . . Hani onlara: "Bir süreye kadar yararlanın" denilmişti.(51:43) | |
Rablerinin emrine itaattan çıktılar! Bunun üzerine onlar bakıp dururlarken kendilerini yıldırım yakalayıverdi.(51:44) | |
Ne ayakta kalmaya güçleri yetti ve ne de yardım gördüler!(51:45) | |
Daha önce de Nuh kavmi. . . Muhakkak ki onlar inancı bozuk bir toplumdu!(51:46) | |
Semâya (Evren'e ve de beyin kapasitesine) gelince, onu elimizle bina ettik ve muhakkak ki biz genişleticileriz (boyutsal oluşumlarla - varlıklarla - idrakını genişletmek suretiyle, beyindeki kullanılır alanın genişlemesiyle)!(51:47) | |
Arzı da (enerji hatları - sinir sistemiyle) döşedik. . . Ne güzel döşeyenleriz!(51:48) | |
Her şeyi iki eşten (pozitif - negatif güç; gen sarmalını oluşturan çiftten) yarattık. . . Belki hatırlayıp düşünürsünüz diye.(51:49) | |
"(Bedensellik dünyanızdan) Allâh'a firar edin! Ben kesinlikle, O'ndan size apaçık bir uyarıcıyım!"(51:50) | |
"Allâh yanı sıra tanrı oluşturmayın! Ben kesinlikle, O'ndan size apaçık bir uyarıcıyım!"(51:51) | |
İşte (gerçek durum) böyle! Onlardan öncekilere de (Allâh'a, hakikatlerine çağıran) herhangi bir Rasûl geldiğinde, mutlaka: "Bu büyücü veya mecnun" dediler.(51:52) | |
Bunu (genetik olarak) birbirlerine tavsiye mi ettiler! Hayır, onlar taşkınlık içinde olan bir toplumdur!(51:53) | |
Onlardan yüz çevir! Sen (bu yüzden) kınanacak değilsin.(51:54) | |
Hatırlat! Muhakkak ki hatırlatma iman edenlere fayda verir!(51:55) | |
Ben cinni ve insi yalnızca (Esmâ özelliklerimi açığa çıkarmak suretiyle) kulluk etmeleri için yarattım!(51:56) | |
Ben onlardan yaşam gıdası istemiyorum; Beni beslemelerini de istemiyorum.(51:57) | |
Muhakkak ki Allâh; "HÛ" Rezzâk'tır, Zül Kuvvet'il Metiyn'dir.(51:58) | |
Muhakkak ki zâlim olanlar, (kendilerinden önceki geçmiş) arkadaşlarının payları benzeri (azaptan) paylarını alacaklardır! Acele etmesinler.(51:59) | |
Kendilerine vadolunan (uyarıldıkları) o süreçlerinin azabından dolayı yazıklar olsun o Hakikati inkâr edenlere!(51:60) | |