» 30 / Rûm  33:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 30 / Rûm  Suresi: 33
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : ve zaman
2. مَسَّ (MS) = messe : dokunduğu
3. النَّاسَ (ELNES) = n-nāse : insanlara
4. ضُرٌّ (ŽR) = Durrun : bir zarar
5. دَعَوْا (D̃AVE) = deǎv : yalvarırlar
6. رَبَّهُمْ (RBHM) = rabbehum : Rablerine
7. مُنِيبِينَ (MNYBYN) = munībīne : yönelerek
8. إِلَيْهِ (ÎLYH) = ileyhi : O'na
9. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
10. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
11. أَذَاقَهُمْ (ÊZ̃EGHM) = eƶāḳahum : onlara taddırdığı
12. مِنْهُ (MNH) = minhu : kendinden
13. رَحْمَةً (RḪMT) = raHmeten : bir rahmet
14. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : hemen
15. فَرِيقٌ (FRYG) = ferīḳun : bir grup
16. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
17. بِرَبِّهِمْ (BRBHM) = birabbihim : Rablerine
18. يُشْرِكُونَ (YŞRKVN) = yuşrikūne : ortak koşarlar
ve zaman | dokunduğu | insanlara | bir zarar | yalvarırlar | Rablerine | yönelerek | O'na | sonra | zaman | onlara taddırdığı | kendinden | bir rahmet | hemen | bir grup | onlardan | Rablerine | ortak koşarlar |

[] [MSS] [NVS] [ŽRR] [D̃AV] [RBB] [NVB] [] [] [] [Z̃VG] [] [RḪM] [] [FRG] [] [RBB] [ŞRK]
VÎZ̃E MS ELNES ŽR D̃AVE RBHM MNYBYN ÎLYH S̃M ÎZ̃E ÊZ̃EGHM MNH RḪMT ÎZ̃E FRYG MNHM BRBHM YŞRKVN

ve iƶā messe n-nāse Durrun deǎv rabbehum munībīne ileyhi ṧumme iƶā eƶāḳahum minhu raHmeten iƶā ferīḳun minhum birabbihim yuşrikūne
وإذا مس الناس ضر دعوا ربهم منيبين إليه ثم إذا أذاقهم منه رحمة إذا فريق منهم بربهم يشركون

 » 30 / Rûm  Suresi: 33
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
مس م س س | MSS MS messe dokunduğu touches
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāse insanlara people
ضر ض ر ر | ŽRR ŽR Durrun bir zarar hardship,
دعوا د ع و | D̃AV D̃AVE deǎv yalvarırlar they call
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbehum Rablerine their Lord
منيبين ن و ب | NVB MNYBYN munībīne yönelerek turning
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him.
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
أذاقهم ذ و ق | Z̃VG ÊZ̃EGHM eƶāḳahum onlara taddırdığı He causes them to taste
منه | MNH minhu kendinden from Him
رحمة ر ح م | RḪM RḪMT raHmeten bir rahmet Mercy
إذا | ÎZ̃E iƶā hemen behold!
فريق ف ر ق | FRG FRYG ferīḳun bir grup A party
منهم | MNHM minhum onlardan of them
بربهم ر ب ب | RBB BRBHM birabbihim Rablerine with their Lord
يشركون ش ر ك | ŞRK YŞRKVN yuşrikūne ortak koşarlar associate partners

30:33 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve zaman | dokunduğu | insanlara | bir zarar | yalvarırlar | Rablerine | yönelerek | O'na | sonra | zaman | onlara taddırdığı | kendinden | bir rahmet | hemen | bir grup | onlardan | Rablerine | ortak koşarlar |

[] [MSS] [NVS] [ŽRR] [D̃AV] [RBB] [NVB] [] [] [] [Z̃VG] [] [RḪM] [] [FRG] [] [RBB] [ŞRK]
VÎZ̃E MS ELNES ŽR D̃AVE RBHM MNYBYN ÎLYH S̃M ÎZ̃E ÊZ̃EGHM MNH RḪMT ÎZ̃E FRYG MNHM BRBHM YŞRKVN

ve iƶā messe n-nāse Durrun deǎv rabbehum munībīne ileyhi ṧumme iƶā eƶāḳahum minhu raHmeten iƶā ferīḳun minhum birabbihim yuşrikūne
وإذا مس الناس ضر دعوا ربهم منيبين إليه ثم إذا أذاقهم منه رحمة إذا فريق منهم بربهم يشركون

[] [م س س] [ن و س] [ض ر ر] [د ع و] [ر ب ب] [ن و ب] [] [] [] [ذ و ق] [] [ر ح م] [] [ف ر ق] [] [ر ب ب] [ش ر ك]

 » 30 / Rûm  Suresi: 33
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
مس م س س | MSS MS messe dokunduğu touches
Mim,Sin,
40,60,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāse insanlara people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
ضر ض ر ر | ŽRR ŽR Durrun bir zarar hardship,
Dad,Re,
800,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
دعوا د ع و | D̃AV D̃AVE deǎv yalvarırlar they call
Dal,Ayn,Vav,Elif,
4,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbehum Rablerine their Lord
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
منيبين ن و ب | NVB MNYBYN munībīne yönelerek turning
Mim,Nun,Ye,Be,Ye,Nun,
40,50,10,2,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him.
,Lam,Ye,He,
,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
أذاقهم ذ و ق | Z̃VG ÊZ̃EGHM eƶāḳahum onlara taddırdığı He causes them to taste
,Zel,Elif,Gaf,He,Mim,
,700,1,100,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
منه | MNH minhu kendinden from Him
Mim,Nun,He,
40,50,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
رحمة ر ح م | RḪM RḪMT raHmeten bir rahmet Mercy
Re,Ha,Mim,Te merbuta,
200,8,40,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
إذا | ÎZ̃E iƶā hemen behold!
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
فريق ف ر ق | FRG FRYG ferīḳun bir grup A party
Fe,Re,Ye,Gaf,
80,200,10,100,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
منهم | MNHM minhum onlardan of them
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
بربهم ر ب ب | RBB BRBHM birabbihim Rablerine with their Lord
Be,Re,Be,He,Mim,
2,200,2,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يشركون ش ر ك | ŞRK YŞRKVN yuşrikūne ortak koşarlar associate partners
Ye,Şın,Re,Kef,Vav,Nun,
10,300,200,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ve zaman | مَسَّ: dokunduğu | النَّاسَ: insanlara | ضُرٌّ: bir zarar | دَعَوْا: yalvarırlar | رَبَّهُمْ: Rablerine | مُنِيبِينَ: yönelerek | إِلَيْهِ: O'na | ثُمَّ: sonra | إِذَا: zaman | أَذَاقَهُمْ: onlara taddırdığı | مِنْهُ: kendinden | رَحْمَةً: bir rahmet | إِذَا: hemen | فَرِيقٌ: bir grup | مِنْهُمْ: onlardan | بِرَبِّهِمْ: Rablerine | يُشْرِكُونَ: ortak koşarlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ve zaman | مس MS dokunduğu | الناس ELNES insanlara | ضر ŽR bir zarar | دعوا D̃AWE yalvarırlar | ربهم RBHM Rablerine | منيبين MNYBYN yönelerek | إليه ÎLYH O'na | ثم S̃M sonra | إذا ÎZ̃E zaman | أذاقهم ÊZ̃EGHM onlara taddırdığı | منه MNH kendinden | رحمة RḪMT bir rahmet | إذا ÎZ̃E hemen | فريق FRYG bir grup | منهم MNHM onlardan | بربهم BRBHM Rablerine | يشركون YŞRKWN ortak koşarlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ve zaman | messe: dokunduğu | n-nāse: insanlara | Durrun: bir zarar | deǎv: yalvarırlar | rabbehum: Rablerine | munībīne: yönelerek | ileyhi: O'na | ṧumme: sonra | iƶā: zaman | eƶāḳahum: onlara taddırdığı | minhu: kendinden | raHmeten: bir rahmet | iƶā: hemen | ferīḳun: bir grup | minhum: onlardan | birabbihim: Rablerine | yuşrikūne: ortak koşarlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: ve zaman | MS: dokunduğu | ELNES: insanlara | ŽR: bir zarar | D̃AVE: yalvarırlar | RBHM: Rablerine | MNYBYN: yönelerek | ÎLYH: O'na | S̃M: sonra | ÎZ̃E: zaman | ÊZ̃EGHM: onlara taddırdığı | MNH: kendinden | RḪMT: bir rahmet | ÎZ̃E: hemen | FRYG: bir grup | MNHM: onlardan | BRBHM: Rablerine | YŞRKVN: ortak koşarlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve insanlara bir zarar erişti mi dönüp Rablerini çağırırlar, sonra onlara, kendi katından bir rahmet tattırınca da onların bir bölüğü, Rablerine şirk koşarlar.
Adem Uğur : İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar.
Ahmed Hulusi : İnsanlara bir sıkıntı dokunduğunda, O'na yönelenlerden olarak Rablerine dua ederler. . . Sonra onlara kendinden bir rahmet tattırırsa, bir de bakarsın ki onlardan bir fırka Rablerine şirk koşuyorlar.
Ahmet Tekin : İnsanların başlarına bir felâket, bir sıkıntı gelince, ekonomik darboğaza düştükleri zaman, Rablerine yönelerek ibadet ederler, yalvarırlar. Sonra, Allah, katından onlara bir rahmet, nimet ve bolluk tattırınca, bakarsınız ki, onlardan bir grup Allah’ı unutarak, kurtuluşlarına başka vesileler icat edip, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rablerine ortak koşarlar.
Ahmet Varol : İnsanlara bir darlık dokunduğunda gönülden boyun eğerek Rablerine dua ederler. Sonra kendinden onlara bir rahmet tattırdığında hemen içlerinden bir grup Rablerine ortak koşarlar.
Ali Bulaç : İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, 'gönülden katıksız bağlılar' olarak, Rablerine dua ederler; sonra kendinden onlara bir rahmet taddırınca hemencecik bir grup Rablerine şirk koşarlar.
Ali Fikri Yavuz : İnsanlara bir zarar değdiği vakit, (her şeyden geçerek yalnız) Rablerine dönüb yalvarırlar, dua ederler. Sonra (Allah), katından onlara bir nimet taddırınca, bakarsın ki, içlerinden bir kısmı Rablerine ortak koşuyorlar (putlara taparak, küfür yollarına saparak Allah’a eş ediniyorlar);
Bekir Sadak : (33-34) Insanlar bir darliga ugrayinca Rablerine donerek O'na yalvarirlar, sonra Allah katindan onlara bir rahmet tattirinca iclerinden bir takimi kendilerine verdiklerimize nankorluk ederek Rablerine es kosarlar. Safa surun bakalim, yakinda goreceksiniz.
Celal Yıldırım : (33-34) İnsanlara bir zarar dokununca gönülden yönelerek Rablarına yalvarırlar. Sonra da kendi katından onlara bir rahmet tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rablarına ortak koşarlar. Böylece kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük ederler. Öyle ise eğlenip yararlanın yararlanabildiğiniz kadar, ileride (gerçeği) anlayıp öğreneceksiniz (ama neden sonra).
Diyanet İşleri : İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek O’na dua ederler. Sonra Allah, onlara kendinden bir rahmet tattırınca da, bir bakarsın ki içlerinden bir grup, Rablerine ortak koşuyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : (33-34) İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz.
Diyanet Vakfi : İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar.
Edip Yüksel : Halka bir zarar dokunduğu gün tümüyle Rab'lerine yönelerek dua ederler. Fakat sonra, kendilerine bir rahmet tattırınca bazıları Rab'lerine ortak koşar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar, O Rablerine ortak koşarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman herşeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar, o Rablerine ortak koşarlar,
Elmalılı Hamdi Yazır : Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu vakıt her şeyden geçerek rablarına yalvarır, duâ ederler, sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği vakıt da bakarsın onlardan bir kısmı tutar o rablarına şirk koşarlar
Fizilal-il Kuran : İnsanlara bir zarar dokundu mu, Rabb'lerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Rabb'leri, onlara kendinden bir rahmet tattırınca, hemen onlardan bir grup, Rabb'lerine ortak koşarlar.
Gültekin Onan : İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, 'gönülden katıksız bağlılar' olarak, rablerine dua ederler; sonra kendinden onlara bir rahmet tattırınca hemencecik bir grup rablerine şirk koşarlar.
Hakkı Yılmaz : (33,34) İnsanlara bir sıkıntı dokununca da, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra, onlara Kendinden bir rahmet tattırınca, bir de bakarsın ki, içlerinden bir grup, kendilerine verdiğimiz nimetlere iyilikbilmezlik etmek için Rablerinin ortakları olduğunu kabul ederler. –Haydi, yararlanın bakalım! Yakında bileceksiniz.–
Hasan Basri Çantay : İnsanlara bir zarar isaabet etdi mi Rablerine, (yalınız) Ona, dönerek, düâ ederler. Sonra onlara kendi (cânib) inden bir rahmet tatdırdığı vakit da, bakarsınız ki, onlardan bir güruh Rablerine şirk koşub durmakdadırlar,
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki insanlara bir zarar dokunduğu zaman, O’na yönelen kimseler olarak Rablerine yalvarırlar; sonra (Rableri) onlara katından bir rahmet tattırınca, bir de bakarsın ki, onlardan bir tâife Rablerine ortak koşuyorlar!
İbni Kesir : İnsanlara bir zarar dokununca; Rabblarına dönerek O'na yalvarırlar. Sonra onlara katından bir rahmet tattırınca; bakarsınız ki, içlerinden bir grup Rabblarına şirk koşup durmaktadırlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve insanlara bir zarar dokunduğu zaman Rab'lerine dua ederek, O'na yönelirler. Sonra onlara kendisinden rahmet tattırdığı (Rahîm esması ile hidayete erdirdiği) zaman onlardan bir kısmı Rab'lerine şirk (ortak) koşarlar (hidayetteyken dalâlete düşerler).
Muhammed Esed : Şimdi (vaki olduğu üzere) insanlar sıkıntıya uğradıklarında Rablerine dönerek (yardım için) O'na yalvarıp yakarırlar; fakat rahmetine nail olunca da bir kısmı, başka güçleri Rablerinin ilahlığına ortak koş(maya başl)arlar,
Mustafa İslamoğlu : Ne zaman insanlara bir zarar ilişse, (hemen) Rablerine yönelerek O'na yalvarıp yakarırlar; fakat ardından O'nun katından kendilerine bir rahmet tattırılınca, hiç değilse bir kısmı başlarlar Rablerine şirk koşmaya;
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve insanlara bir ziyan dokunduğu vakit Rablerine dönerek O'na duada bulunurlar. Sonra onlara ondan bir rahmet tattırıverince o vakit onlardan bir gürûh Rablerine şerik koşarlar.
Ömer Öngüt : İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra onlara katından bir rahmet tattırınca da, içlerinden bir grup hemen Rablerine şirk koşarlar.
Şaban Piriş : İnsanların başına bir sıkıntı gelse, Rab’lerine dönüp yalvarırlar, sonra onlara rahmetinden tattırınca, onlardan bır kısmı hemen Rab’lerine şirk koşarlar.
Suat Yıldırım : (33-34) İnsanlar bir derde düşünce, başka her şeyi unutarak yalnız Rab’lerine gönülden yalvarırlar; sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rab’lerine eş, ortak koşuyor ve böylece Allah’ın nimetlerine nankörlük ediyorlar. De ki: "Bir süre eğlenin bakalım, yakında öğrenirsiniz!"
Süleyman Ateş : İnsanlara bir zarar dokundu mu, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra (Rableri), onlara kendinden bir rahmet taddırınca, hemen onlardan bir grup, Rablerine ortak koşarlar.
Tefhim-ul Kuran : İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, 'gönülden katıksız bağlılar' olarak, Rablerine dua ederler, sonra kendinden onlara bir rahmet taddırınca hemencecik onlardan bir grup Rablerine şirk koşarlar.
Ümit Şimşek : İnsanlar sıkıntıya uğrayınca Rablerine yönelerek Ona yakarırlar. Sonra Rableri onlara kendi tarafından bir rahmet tattırdığında, bir de bakarsın, onlardan bir topluluk, Rablerine ortak koşmaya başlamıştır.
Yaşar Nuri Öztürk : İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}