» 30 / Rûm  30:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 30 / Rûm  Suresi: 30
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَقِمْ (FÊGM) = feeḳim : çevir
2. وَجْهَكَ (VCHK) = vecheke : yüzünü
3. لِلدِّينِ (LLD̃YN) = liddīni : dine
4. حَنِيفًا (ḪNYFE) = Hanīfen : Hanif olarak
5. فِطْرَتَ (FŦRT) = fiTrate : yaratmasına
6. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
7. الَّتِي (ELTY) = lletī : ki
8. فَطَرَ (FŦR) = feTara : yaratmıştır
9. النَّاسَ (ELNES) = n-nāse : insanları
10. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : ona göre
11. لَا (LE) = lā :
12. تَبْدِيلَ (TBD̃YL) = tebdīle : değiştirilemez
13. لِخَلْقِ (LḢLG) = liḣalḳi : yaratması
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
15. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : işte odur
16. الدِّينُ (ELD̃YN) = d-dīnu : din
17. الْقَيِّمُ (ELGYM) = l-ḳayyimu : doğru
18. وَلَٰكِنَّ (VLKN) = velākinne : fakat
19. أَكْثَرَ (ÊKS̃R) = ekṧera : çoğu
20. النَّاسِ (ELNES) = n-nāsi : insanların
21. لَا (LE) = lā :
22. يَعْلَمُونَ (YALMVN) = yeǎ'lemūne : bilmezler
çevir | yüzünü | dine | Hanif olarak | yaratmasına | Allah'ın | ki | yaratmıştır | insanları | ona göre | | değiştirilemez | yaratması | Allah'ın | işte odur | din | doğru | fakat | çoğu | insanların | | bilmezler |

[GVM] [VCH] [D̃YN] [ḪNF] [FŦR] [] [] [FŦR] [NVS] [] [] [BD̃L] [ḢLG] [] [] [D̃YN] [GVM] [] [KS̃R] [NVS] [] [ALM]
FÊGM VCHK LLD̃YN ḪNYFE FŦRT ELLH ELTY FŦR ELNES ALYHE LE TBD̃YL LḢLG ELLH Z̃LK ELD̃YN ELGYM VLKN ÊKS̃R ELNES LE YALMVN

feeḳim vecheke liddīni Hanīfen fiTrate llahi lletī feTara n-nāse ǎleyhā tebdīle liḣalḳi llahi ƶālike d-dīnu l-ḳayyimu velākinne ekṧera n-nāsi yeǎ'lemūne
فأقم وجهك للدين حنيفا فطرت الله التي فطر الناس عليها لا تبديل لخلق الله ذلك الدين القيم ولكن أكثر الناس لا يعلمون

 » 30 / Rûm  Suresi: 30
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأقم ق و م | GVM FÊGM feeḳim çevir So set
وجهك و ج ه | VCH VCHK vecheke yüzünü your face
للدين د ي ن | D̃YN LLD̃YN liddīni dine to the religion
حنيفا ح ن ف | ḪNF ḪNYFE Hanīfen Hanif olarak upright.
فطرت ف ط ر | FŦR FŦRT fiTrate yaratmasına Nature
الله | ELLH llahi Allah'ın (made by) Allah
التي | ELTY lletī ki (upon) which
فطر ف ط ر | FŦR FŦR feTara yaratmıştır He has created
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāse insanları mankind
عليها | ALYHE ǎleyhā ona göre [on it].
لا | LE No
تبديل ب د ل | BD̃L TBD̃YL tebdīle değiştirilemez change
لخلق خ ل ق | ḢLG LḢLG liḣalḳi yaratması (should there be) in the creation
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
ذلك | Z̃LK ƶālike işte odur That
الدين د ي ن | D̃YN ELD̃YN d-dīnu din (is) the religion
القيم ق و م | GVM ELGYM l-ḳayyimu doğru the correct,
ولكن | VLKN velākinne fakat but
أكثر ك ث ر | KS̃R ÊKS̃R ekṧera çoğu most
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların men
لا | LE (do) not
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilmezler know.

30:30 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

çevir | yüzünü | dine | Hanif olarak | yaratmasına | Allah'ın | ki | yaratmıştır | insanları | ona göre | | değiştirilemez | yaratması | Allah'ın | işte odur | din | doğru | fakat | çoğu | insanların | | bilmezler |

[GVM] [VCH] [D̃YN] [ḪNF] [FŦR] [] [] [FŦR] [NVS] [] [] [BD̃L] [ḢLG] [] [] [D̃YN] [GVM] [] [KS̃R] [NVS] [] [ALM]
FÊGM VCHK LLD̃YN ḪNYFE FŦRT ELLH ELTY FŦR ELNES ALYHE LE TBD̃YL LḢLG ELLH Z̃LK ELD̃YN ELGYM VLKN ÊKS̃R ELNES LE YALMVN

feeḳim vecheke liddīni Hanīfen fiTrate llahi lletī feTara n-nāse ǎleyhā tebdīle liḣalḳi llahi ƶālike d-dīnu l-ḳayyimu velākinne ekṧera n-nāsi yeǎ'lemūne
فأقم وجهك للدين حنيفا فطرت الله التي فطر الناس عليها لا تبديل لخلق الله ذلك الدين القيم ولكن أكثر الناس لا يعلمون

[ق و م] [و ج ه] [د ي ن] [ح ن ف] [ف ط ر] [] [] [ف ط ر] [ن و س] [] [] [ب د ل] [خ ل ق] [] [] [د ي ن] [ق و م] [] [ك ث ر] [ن و س] [] [ع ل م]

 » 30 / Rûm  Suresi: 30
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأقم ق و م | GVM FÊGM feeḳim çevir So set
Fe,,Gaf,Mim,
80,,100,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
وجهك و ج ه | VCH VCHK vecheke yüzünü your face
Vav,Cim,He,Kef,
6,3,5,20,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
للدين د ي ن | D̃YN LLD̃YN liddīni dine to the religion
Lam,Lam,Dal,Ye,Nun,
30,30,4,10,50,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
حنيفا ح ن ف | ḪNF ḪNYFE Hanīfen Hanif olarak upright.
Ha,Nun,Ye,Fe,Elif,
8,50,10,80,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فطرت ف ط ر | FŦR FŦRT fiTrate yaratmasına Nature
Fe,Tı,Re,Te,
80,9,200,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın (made by) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
التي | ELTY lletī ki (upon) which
Elif,Lam,Te,Ye,
1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun
اسم موصول
فطر ف ط ر | FŦR FŦR feTara yaratmıştır He has created
Fe,Tı,Re,
80,9,200,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāse insanları mankind
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
عليها | ALYHE ǎleyhā ona göre [on it].
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
لا | LE No
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تبديل ب د ل | BD̃L TBD̃YL tebdīle değiştirilemez change
Te,Be,Dal,Ye,Lam,
400,2,4,10,30,
N – accusative masculine (form II) verbal noun
اسم منصوب
لخلق خ ل ق | ḢLG LḢLG liḣalḳi yaratması (should there be) in the creation
Lam,Hı,Lam,Gaf,
30,600,30,100,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
ذلك | Z̃LK ƶālike işte odur That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
الدين د ي ن | D̃YN ELD̃YN d-dīnu din (is) the religion
Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
1,30,4,10,50,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
القيم ق و م | GVM ELGYM l-ḳayyimu doğru the correct,
Elif,Lam,Gaf,Ye,Mim,
1,30,100,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
ولكن | VLKN velākinne fakat but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان»
أكثر ك ث ر | KS̃R ÊKS̃R ekṧera çoğu most
,Kef,Se,Re,
,20,500,200,
N – accusative masculine singular noun
اسم منصوب
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların men
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilmezler know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَقِمْ: çevir | وَجْهَكَ: yüzünü | لِلدِّينِ: dine | حَنِيفًا: Hanif olarak | فِطْرَتَ: yaratmasına | اللَّهِ: Allah'ın | الَّتِي: ki | فَطَرَ: yaratmıştır | النَّاسَ: insanları | عَلَيْهَا: ona göre | لَا: | تَبْدِيلَ: değiştirilemez | لِخَلْقِ: yaratması | اللَّهِ: Allah'ın | ذَٰلِكَ: işte odur | الدِّينُ: din | الْقَيِّمُ: doğru | وَلَٰكِنَّ: fakat | أَكْثَرَ: çoğu | النَّاسِ: insanların | لَا: | يَعْلَمُونَ: bilmezler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فأقم FÊGM çevir | وجهك WCHK yüzünü | للدين LLD̃YN dine | حنيفا ḪNYFE Hanif olarak | فطرت FŦRT yaratmasına | الله ELLH Allah'ın | التي ELTY ki | فطر FŦR yaratmıştır | الناس ELNES insanları | عليها ALYHE ona göre | لا LE | تبديل TBD̃YL değiştirilemez | لخلق LḢLG yaratması | الله ELLH Allah'ın | ذلك Z̃LK işte odur | الدين ELD̃YN din | القيم ELGYM doğru | ولكن WLKN fakat | أكثر ÊKS̃R çoğu | الناس ELNES insanların | لا LE | يعلمون YALMWN bilmezler |
Kırık Meal (Okunuş) : |feeḳim: çevir | vecheke: yüzünü | liddīni: dine | Hanīfen: Hanif olarak | fiTrate: yaratmasına | llahi: Allah'ın | lletī: ki | feTara: yaratmıştır | n-nāse: insanları | ǎleyhā: ona göre | : | tebdīle: değiştirilemez | liḣalḳi: yaratması | llahi: Allah'ın | ƶālike: işte odur | d-dīnu: din | l-ḳayyimu: doğru | velākinne: fakat | ekṧera: çoğu | n-nāsi: insanların | : | yeǎ'lemūne: bilmezler |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊGM: çevir | VCHK: yüzünü | LLD̃YN: dine | ḪNYFE: Hanif olarak | FŦRT: yaratmasına | ELLH: Allah'ın | ELTY: ki | FŦR: yaratmıştır | ELNES: insanları | ALYHE: ona göre | LE: | TBD̃YL: değiştirilemez | LḢLG: yaratması | ELLH: Allah'ın | Z̃LK: işte odur | ELD̃YN: din | ELGYM: doğru | VLKN: fakat | ÊKS̃R: çoğu | ELNES: insanların | LE: | YALMVN: bilmezler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Artık, yüzünü tam doğru dine döndür, Allah'ın ilk yarattığı selâmet haline ki insanları, o tabîî halde, selâmet halinde yaratmıştır; Allah'ın yaratışı, dîn, değiştirilemez; budur en doğru dîn ve fakat insanların çoğu bilmez.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
Ahmed Hulusi : Vechini (şuurunu) Hanîf olarak (tanrıya tapınmaksızın, Allâh'a şirk koşmaksızın) o Tek Din'e yönelt! O Allâh Fıtratı'na (beynin ana çalışma sistem ve mekanizması) ki, insanları onun üzerine (o ana sistem ve mekanizmayla) yaratmıştır! Allâh yaratışında değişme olmaz! İşte bu, Din-i Kayyim'dir (sonsuz geçerli Sistem, Sünnetullah'tır). . . Ne var ki insanların çoğunluğu (bu gerçeği) bilmezler.
Ahmet Tekin : Açıkça varlığını, benliğini, Hakka ve tevhide yönelik dine, medeniyete, şeriata ada. Allah’ın, insanları dinî, ahlâkî, insanî kabiliyetler ve özelliklerle donatarak yarattığı, kulluk sözleşmesi yaptığı; yaratılışa uygun, insan tabiatında mevcut tabii din İslâm’ı, şeriatı hayata geçir. Hakkı anlamaya ve kabule uygun yarattığı, yaratılış dini, tabii din İslâm’ı, tevhid inancını şirk ile değiştirmek doğru değildir. Allah’ın yaratılışa uygun kanunlarının benzerini yapmak mümkün değildir. İşte doğru ve insanlığı, insanî değerleri ayakta tutan din, zamanla değişmeyen tabii hukuk kurallarını içeren şeriat, düzen budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Ahmet Varol : (tm)yleyse sen dosdoğru bir inançla yüzünü dine, Allah'ın fıtratına çevir ki O insanları bu (fıtrat) üzere yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte dosdoğru din budur. Ancak insanların çoğu bilmezler.
Ali Bulaç : Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
Ali Fikri Yavuz : O halde (ey Rasûlüm), gerçek müslüman (muvahhid) olarak kendini dine doğrult, (başka şeye iltifat etme); Allah’ın dinine ki, insanları onun üzerine yaratmıştır (zira herkes, hak dini kabul edebilecek yaratılıştadır). Allah’ın yarattığı bu dini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu, (hak dinin İslâm olduğunu) bilmezler.
Bekir Sadak : Hakka yonelerek kendini Allah'in insanlara yaratilista verdigi dine ver. Zira Allah'in yaratisinda degisme yoktur; iste dosdogru din budur, fakat insanlarin cogu bilmezler.
Celal Yıldırım : Sen artık yüzünü Hakk'a yönelmiş bir birleyici olarak dine çevir ki bu. Allah'ın sağladığı bir mayadır, insanları onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında hiçbir değişme, değiştirme bulunmaz. İşte en doğru en sağlam din budur! Ama insanların çoğu bilmezler.
Diyanet İşleri : Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Diyanet İşleri (eski) : Hakka yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur; işte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
Edip Yüksel : Bir tek Tanrıcı olarak kendini dine adamalısın. Nitekim, ALLAH insanları böyle bir yaratılış ile donatarak yaratmıştır. ALLAH'ın yaratışında değişiklik olmaz. Bu, tam yetkin bir dindir, fakat insanların çoğu bilmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, Allah' ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına. Allah'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : O halde yüzünü dine bir hanîf olarak tut: o Allah fıtratına ki insanları onun üzerine yaratmıştır, Allah yaradışına bedel bulunmaz, doğru sâbit din odur, velâkin nâsın ekserisi bilmezler
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed! Yüzünü Allah'ı birleyici olarak doğruca dine çevir: Allah'ın yaratma kanununa uygun olarak dine dön ki, insanları ona göre yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Gültekin Onan : Öyleyse sen yüzünü hanif olarak dine çevir; Tanrı'nın o fıtratına ki insanları bunun üzerine yaratmıştır (fatara). Tanrı'nın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
Hakkı Yılmaz : O hâlde sen yüzünü, eski inançlarını terk eden biri olarak dine, insanları üzerine ilk olarak yoktan yaratmış olduğu Allah'ın fıtratına doğrult. Allah'ın oluşturuşunda değişiklik söz konusu değildir. Dosdoğru/ ayakta tutan din, budur. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.
Hasan Basri Çantay : O halde (Habîbim) sen yüzünü bir müvahhid olarak dîne, Allahın o fıtratına çevir ki O, insanları bunun üzerine yaratmışdır. Allahın yaratışına (hiçbir şey) bedel olmaz. Bu, dimdik ayakda duran bir dîndir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Öyle ise hakka yönelmiş olarak yüzünü (hak) dîne doğrult! Allah’ın, insanları onun üzerine yarattığı (İslâm) fıtratına! (Ki her çocuk, İslâm fıtratı üzere doğar.)Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte doğru din budur! Fakat insanların çoğu bilmezler.
İbni Kesir : Öyleyse sen, yüzünü Hanif olarak dine, Allah'ın fıtratına çevir ki O, insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Ama insanların çoğu bilmezler.
İskender Evrenosoğlu : Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame et, Allah'ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıştır. Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.
Muhammed Esed : Böylece sen, batıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü kararlı bir şekilde (hak olan) dine çevir ve Allah'ın insan bünyesine nakşettiği fıtrata uygun davran: (ki,) Allah'ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin: bu, sahih (bir) din(in gayesi)dir; ama çoğu insanlar onu bilmezler.
Mustafa İslamoğlu : İmdi sen, varlığını her tür sapmadan uzaklaşarak tümüyle doğru ve asıl dine, Allah'ın insanlığın özüne yaratılıştan nakşettiği fıtrata çevir; (ta ki) Allah'ın yarattığında olumsuz bir değişme olmasın: işte, değer (odaklı) gerçek Din'in (amacı) budur ve fakat insanların çoğu bilmiyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık yüzünü çevirerek (nezih bir muvahhit olarak) dine, Allah'ın yaradışına tut ki, nâsı onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaradışı için değişiklik yoktur. İşte müstakim olan din budur. Velâkin insanların çokları bilmezler.
Ömer Öngüt : Hakk'a yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılıştan verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur. Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Şaban Piriş : Hanif olarak yönünü dine çevir. Allah insanları yarattığında onun üzerinde yaratmıştır. Allah’ın yaratmasında bir değişiklik olamaz. İşte dosdoğru din! Fakat, insanların çoğu bilmezler.
Suat Yıldırım : O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm’a yönelt. Yani Allah’ın insanları yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et. Allah’ın bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler.
Süleyman Ateş : Sen yüzünü, Allâh'ı birleyici olarak doğruca dine çevir: Allâh'ın yaratma yasasına (uygun olan dine dön) ki, insanları ona göre yaratmıştır. Allâh'ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Tefhim-ul Kuran : O halde (ey Peygamber ve Peygamber'e uyanlar) yüzünü samimiyetle ve tamamen bu dine çevir, Allah'ın fıtratına çevir ki O insanları bu fıtrat üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din (budur) fakat insanların çoğu bilmezler.
Ümit Şimşek : Bütün bâtıl inançlardan uzak şekilde, yüzünü hak dine çevir-o fıtrat dinine ki, insanları Allah onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur; lâkin insanların çoğu bilmiyor.
Yaşar Nuri Öztürk : O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}