» 30 / Rûm  55:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 30 / Rûm  Suresi: 55
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَيَوْمَ (VYVM) = ve yevme : ve gün
2. تَقُومُ (TGVM) = teḳūmu : başladığı
3. السَّاعَةُ (ELSEAT) = s-sāǎtu : sa'at
4. يُقْسِمُ (YGSM) = yuḳsimu : yemin ederler
5. الْمُجْرِمُونَ (ELMCRMVN) = l-mucrimūne : suçlular
6. مَا (ME) = mā :
7. لَبِثُوا (LBS̃VE) = lebiṧū : kalmadıklarına
8. غَيْرَ (ĞYR) = ğayra : -ten başka
9. سَاعَةٍ (SEAT) = sāǎtin : bir sa'at-
10. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte
11. كَانُوا (KENVE) = kānū : onlar
12. يُؤْفَكُونَ (YÙFKVN) = yu'fekūne : (böyle) çevriliyorlardı
ve gün | başladığı | sa'at | yemin ederler | suçlular | | kalmadıklarına | -ten başka | bir sa'at- | işte | onlar | (böyle) çevriliyorlardı |

[YVM] [GVM] [SVA] [GSM] [CRM] [] [LBS̃] [ĞYR] [SVA] [] [KVN] [EFK]
VYVM TGVM ELSEAT YGSM ELMCRMVN ME LBS̃VE ĞYR SEAT KZ̃LK KENVE YÙFKVN

ve yevme teḳūmu s-sāǎtu yuḳsimu l-mucrimūne lebiṧū ğayra sāǎtin keƶālike kānū yu'fekūne
ويوم تقوم الساعة يقسم المجرمون ما لبثوا غير ساعة كذلك كانوا يؤفكون

 » 30 / Rûm  Suresi: 55
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويوم ي و م | YVM VYVM ve yevme ve gün And (the) Day
تقوم ق و م | GVM TGVM teḳūmu başladığı will (be) established
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎtu sa'at the Hour
يقسم ق س م | GSM YGSM yuḳsimu yemin ederler will swear
المجرمون ج ر م | CRM ELMCRMVN l-mucrimūne suçlular the criminals
ما | ME not
لبثوا ل ب ث | LBS̃ LBS̃VE lebiṧū kalmadıklarına they remained
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra -ten başka but
ساعة س و ع | SVA SEAT sāǎtin bir sa'at- an hour.
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte Thus
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar they were
يؤفكون ا ف ك | EFK YÙFKVN yu'fekūne (böyle) çevriliyorlardı deluded.

30:55 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve gün | başladığı | sa'at | yemin ederler | suçlular | | kalmadıklarına | -ten başka | bir sa'at- | işte | onlar | (böyle) çevriliyorlardı |

[YVM] [GVM] [SVA] [GSM] [CRM] [] [LBS̃] [ĞYR] [SVA] [] [KVN] [EFK]
VYVM TGVM ELSEAT YGSM ELMCRMVN ME LBS̃VE ĞYR SEAT KZ̃LK KENVE YÙFKVN

ve yevme teḳūmu s-sāǎtu yuḳsimu l-mucrimūne lebiṧū ğayra sāǎtin keƶālike kānū yu'fekūne
ويوم تقوم الساعة يقسم المجرمون ما لبثوا غير ساعة كذلك كانوا يؤفكون

[ي و م] [ق و م] [س و ع] [ق س م] [ج ر م] [] [ل ب ث] [غ ي ر] [س و ع] [] [ك و ن] [ا ف ك]

 » 30 / Rûm  Suresi: 55
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويوم ي و م | YVM VYVM ve yevme ve gün And (the) Day
Vav,Ye,Vav,Mim,
6,10,6,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
تقوم ق و م | GVM TGVM teḳūmu başladığı will (be) established
Te,Gaf,Vav,Mim,
400,100,6,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎtu sa'at the Hour
Elif,Lam,Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,60,1,70,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
يقسم ق س م | GSM YGSM yuḳsimu yemin ederler will swear
Ye,Gaf,Sin,Mim,
10,100,60,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
المجرمون ج ر م | CRM ELMCRMVN l-mucrimūne suçlular the criminals
Elif,Lam,Mim,Cim,Re,Mim,Vav,Nun,
1,30,40,3,200,40,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
ما | ME not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
لبثوا ل ب ث | LBS̃ LBS̃VE lebiṧū kalmadıklarına they remained
Lam,Be,Se,Vav,Elif,
30,2,500,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra -ten başka but
Ğayn,Ye,Re,
1000,10,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
ساعة س و ع | SVA SEAT sāǎtin bir sa'at- an hour.
Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
60,1,70,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يؤفكون ا ف ك | EFK YÙFKVN yu'fekūne (böyle) çevriliyorlardı deluded.
Ye,,Fe,Kef,Vav,Nun,
10,,80,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَيَوْمَ: ve gün | تَقُومُ: başladığı | السَّاعَةُ: sa'at | يُقْسِمُ: yemin ederler | الْمُجْرِمُونَ: suçlular | مَا: | لَبِثُوا: kalmadıklarına | غَيْرَ: -ten başka | سَاعَةٍ: bir sa'at- | كَذَٰلِكَ: işte | كَانُوا: onlar | يُؤْفَكُونَ: (böyle) çevriliyorlardı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ويوم WYWM ve gün | تقوم TGWM başladığı | الساعة ELSEAT sa'at | يقسم YGSM yemin ederler | المجرمون ELMCRMWN suçlular | ما ME | لبثوا LBS̃WE kalmadıklarına | غير ĞYR -ten başka | ساعة SEAT bir sa'at- | كذلك KZ̃LK işte | كانوا KENWE onlar | يؤفكون YÙFKWN (böyle) çevriliyorlardı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve yevme: ve gün | teḳūmu: başladığı | s-sāǎtu: sa'at | yuḳsimu: yemin ederler | l-mucrimūne: suçlular | : | lebiṧū: kalmadıklarına | ğayra: -ten başka | sāǎtin: bir sa'at- | keƶālike: işte | kānū: onlar | yu'fekūne: (böyle) çevriliyorlardı |
Kırık Meal (Transcript) : |VYVM: ve gün | TGVM: başladığı | ELSEAT: sa'at | YGSM: yemin ederler | ELMCRMVN: suçlular | ME: | LBS̃VE: kalmadıklarına | ĞYR: -ten başka | SEAT: bir sa'at- | KZ̃LK: işte | KENVE: onlar | YÙFKVN: (böyle) çevriliyorlardı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve kıyâmetin koptuğu gün suçlular, ancak bir an yatıp eğlendiklerine and içerler; işte böyle asılsız şeylere kapılıyordu onlar.
Adem Uğur : Kıyamet koptuğu gün, günahkârlar, (dünyada) ancak pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar, (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardı.
Ahmed Hulusi : O saatin (ölüm) geldiği süreçte suçlular, (beden yaşamında) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. . . Böylece çevriliyorlardı. (Rabbin indînde bir gün beden yaşamına göre bin yıldır; bağlantısı. )
Ahmet Tekin : Kıyametin kopacağı ânın gerçekleşeceği gün, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, günahkârlar, dünyada, kulluk ve ibadet edebilecek yeterli süreye sahip olmadıklarına, ancak pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar, dünyada da haktan ayrılıp, küfre böyle döndürülüyorlardı.
Ahmet Varol : Kıyametin koptuğu gün suçlular bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar böyle uzaklaştırılıyorlar.
Ali Bulaç : Kıyamet saatinin kopacağı gün, suçlu günahkarlar, tek bir saatin dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içerler. İşte onlar böyle çevriliyorlardı.
Ali Fikri Yavuz : Kıyamet kopacağı gün, mücrimler (Allah’a eş koşanlar) bir saatten fazla (kabirde veya dünyada) durmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada iken de, doğruluktan yalan söylemeye), işte böyle çevriliyorlardı.
Bekir Sadak : Kiyamet koptugu gun suclular sadece cok kisa bir muddet kalmis olduklarina yemin ederler. Boylece onlar dunyada da aldatilip haktan donduruluyorlardi.
Celal Yıldırım : (Beklenen) Kıyamet saati gelip gerçekleşeceği gün, suçlu günahkârlar (Dünya'da veya kabirde) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (Dünya'da da) hep böyle (haktan gerçekten) çevriliyorlardı.
Diyanet İşleri : Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) : Kıyamet koptuğu gün suçlular sadece çok kısa bir müddet kalmış olduklarına yemin ederler. Böylece onlar dünyada da aldatılıp haktan döndürülüyorlardı.
Diyanet Vakfi : Kıyamet koptuğu gün, günahkârlar, (dünyada) ancak pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar, (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardı.
Edip Yüksel : Saat (dünyanın sonu) gerçekleştiği zaman, suçlular, (dünyada) ancak bir saat kaldıklarına and içerler. Onlar işte böyle yanılıyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kıyamet kopacağı gün günahkarlar dünyada bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Onlar önceden de böyle haktan çevriliyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Vaktin gelip kıyametin koptuğu gün suçlular, (dünyada) bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Önce de böyle (haktan) çevriliyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : O gün ki saat gelir Kıyamet kopar, mücrimler, bir saatten fazla durmadıklarına yemîn ederler evvel de böyle çeviriliyorlardı
Gültekin Onan : Kıyamet saatinin kopacağı gün, suçlu günahkarlar tek bir saatin dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içerler. İşte onlar böyle çevriliyorlardı.
Hakkı Yılmaz : Ve kıyâmetin kopacağı gün günahkarlar bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle döndürülüyorlardı.
Hasan Basri Çantay : Kıyametin kopacağı gün günahkârlar bir sâatden başka kalmadıklarına yemîn eder (ler). İşte onlar (dünyâda da haktan) böyle döndürülüyorlar (yalan söylüyorlar) dı.
Hayrat Neşriyat : Kıyâmet koptuğu gün günahkârlar, (dünyada) bir saatten başka kalmadıklarına yemîn eder. İşte (haktan) böyle çevriliyorlardı.
İbni Kesir : Kıyametin kopacağı gün; suçlular bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar, böylece aldatılıp döndürülürler.
İskender Evrenosoğlu : Ve o saatin geldiği (kıyâmetin koptuğu) gün, mücrimler bir saatten fazla (mezarda) kalmadıklarına yemin ederler. İşte böyle döndürülüyorlardı (ölümden hayata döndürülüyorlardı).
Muhammed Esed : (Size ölümü veren ve zamanı geldiğinde yeniden diriltecek olan O'dur!) Ve Son Saat gelip çattığında, günaha saplanmış olanlar, (yeryüzünde) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin edeceklerdir, onlar kendilerini böylece (hayat boyu) kandırırlar!
Mustafa İslamoğlu : Ve Son Saat gelip çattığı gün suça batmış olanlar, dünyada bir saatten fazla kalmadıklarına yemin edecekler; böylece kendilerine (dahi) yalan söylemiş olacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o gün ki, Kıyamet kopar; günahkârlar (dünyada) bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar (doğru sözden) böylece çevrilir kimseler olmuşlardı.
Ömer Öngüt : Kıyamet koptuğu gün suçlular bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar böylece aldatılıp saptırılıyorlardı.
Şaban Piriş : Kıyamet saatinin geldiği gün, suçlular, bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. İşte böyle yalan söylerlerdi.
Suat Yıldırım : Kıyamet (duruşma) saati gelip çattığında suçlu kâfirler yemin ederek dünyada sadece bir saat kaldıklarını ileri sürerler. Onlar (dünyada iken de doğruluktan) işte böyle döndürülüyorlardı.
Süleyman Ateş : (Duruşma) Sâ'at(i) başladığı gün, suçlular, (dünyâda veya Berzahta) bir sâ'atten fazla kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar, (dünyâda da haktan) böyle çevriliyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : Kıyamet saatinin kopacağı gün, suçlu günahkârlar, tek bir saatin dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içerler. İşte onlar böyle çevriliyorlardı.
Ümit Şimşek : Kıyametin koptuğu gün, mücrimler dünyada bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. Önceden de onların böyle tersleri dönüveriyordu.
Yaşar Nuri Öztürk : Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}