V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
ريحا
ر و ح | RVḪ
RYḪE
rīHen
bir rüzgar
a wind
Re,Ye,Ha,Elif, 200,10,8,1,
N – accusative feminine indefinite noun اسم منصوب
فرأوه
ر ا ي | REY
FRÊVH
fe raevhu
ve (ekini) görseler
and they see it
Fe,Re,,Vav,He, 80,200,,6,5,
CONJ – prefixed conjunction fa (and) V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun الفاء عاطفة فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
مصفرا
ص ف ر | ṦFR
MṦFRE
muSferran
sararmış
turn yellow,
Mim,Sad,Fe,Re,Elif, 40,90,80,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite (form IX) active participle اسم منصوب
لظلوا
ظ ل ل | ƵLL
LƵLVE
leZellū
başlarlar
certainly they continue
Lam,Zı,Lam,Vav,Elif, 30,900,30,6,1,
EMPH – emphatic prefix lām V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun اللام لام التوكيد فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من
|
MN
min
after it
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
بعده
ب ع د | BAD̃
BAD̃H
beǎ'dihi
ondan sonra
after it
Be,Ayn,Dal,He, 2,70,4,5,
N – genitive noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يكفرون
ك ف ر | KFR
YKFRVN
yekfurūne
nankörlük etmeğe
(in) disbelief.
Ye,Kef,Fe,Re,Vav,Nun, 10,20,80,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَئِنْ: andolsun eğer | أَرْسَلْنَا: göndersek | رِيحًا: bir rüzgar | فَرَأَوْهُ: ve (ekini) görseler | مُصْفَرًّا: sararmış | لَظَلُّوا: başlarlar | مِنْ: | بَعْدِهِ: ondan sonra | يَكْفُرُونَ: nankörlük etmeğe |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولئن WLÙNandolsun eğer | أرسلنا ÊRSLNEgöndersek | ريحا RYḪEbir rüzgar | فرأوه FRÊWHve (ekini) görseler | مصفرا MṦFREsararmış | لظلوا LƵLWEbaşlarlar | من MN | بعده BAD̃Hondan sonra | يكفرون YKFRWNnankörlük etmeğe |
Kırık Meal (Okunuş) : |velein: andolsun eğer | erselnā: göndersek | rīHen: bir rüzgar | fe raevhu: ve (ekini) görseler | muSferran: sararmış | leZellū: başlarlar | min: | beǎ'dihi: ondan sonra | yekfurūne: nankörlük etmeğe |
Kırık Meal (Transcript) : |VLÙN: andolsun eğer | ÊRSLNE: göndersek | RYḪE: bir rüzgar | FRÊVH: ve (ekini) görseler | MṦFRE: sararmış | LƵLVE: başlarlar | MN: | BAD̃H: ondan sonra | YKFRVN: nankörlük etmeğe |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki bir rüzgâr yolladık da nebatları sararmış gördüler mi ardından hemen nankörlüğe başlarlar.
Adem Uğur : Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki eğer bir rüzgâr irsâl etsek de onu sararmış görseler, ondan sonra elbette nankörlüklerine dönerler.
Ahmet Tekin : Andolsun, bir sam yeli estirsek de, bitkileri, ekinleri sararmış görseler, ardından nankörlüğe başlarlar.
Ahmet Varol : Andolsun ki biz bir rüzgar göndersek de onu(n etkisiyle ekini) sararmış görseler ardından hemen nankörlük etmeye başlarlar.
Ali Bulaç : Andolsun, biz bir rüzgar göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka ardından nankörlük ederler.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu biz, (ekinleri üzerine kurutucu veya dondurucu) bir yel göndersek de, o ekini sararmış görseler, muhakkak ardından Allah’ı ve nimetlerini inkâra koyulurlar.
Bekir Sadak : Bir ruzgar gondersek de yesilliklerin sarardigini, gorseler hemen nankorluge baslarlar.
Celal Yıldırım : (Sıcak kavurucu) bir rüzgâr göndersek de (bitkileri) sararmış görseler, hemen arkasından nankörlüğe başlarlar.
Diyanet İşleri : Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.
Diyanet İşleri (eski) : Bir rüzgar göndersek de yeşilliklerin sarardığını görseler hemen nankörlüğe başlarlar.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.
Edip Yüksel : Ancak, O bir fırtına gönderir de onlar (ekinlerin kuruyup) sarardığını görseler hemen inkar ve nankörlük etmeye başlarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de onun bitkilerinin sararmış olduğunu görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için bir rüzgâr göndersek de onu (o eseri) sararmış görseler mutlak onun arkasından küfrana başlarlar
Gültekin Onan : Andolsun, biz bir rüzgar göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka ardından küfrederler.
Hakkı Yılmaz : "Ve andolsun ki Biz, bir rüzgâr göndersek de Allah’ın rahmetinin eseri olan bitkileri sararmış görseler, kesinlikle onun arkasından küfretmeye; Bizim ilâhlığımızı ve rabliğimizi bilerek reddetmeye başlarlar. "
Hasan Basri Çantay : Andolsun, biz bir rüzgâr gönderir de Onu (n eserini) sararmış görürlerse ardından muhakkak ki küfraana başlarlar.
Hayrat Neşriyat : Celâlim hakkı için, eğer (zararlı) bir rüzgâr göndersek de onu (o bitkileri) sararmış(solmuş) görseler, bundan sonra elbette nankörlük etmeye başlarlar.
İbni Kesir : Andolsun ki; bir rüzgar gönderir de yeşillikleri sarartırsak; bunu görünce hemen nankörlüğe başlarlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer Biz, rüzgârı göndersek, böylece onu (ekinleri) sararmış görseler (bile) bundan sonra mutlaka inkâra devam ederler.
Muhammed Esed : İşte böyle: şayet (topraklarını kavuran) bir rüzgar göndersek ve ekinlerinin sararmaya başladığını görseler, (kısa süre önceki sevinçlerinden) vazgeçip (kudretimizi ve rahmetimizi) inkar etmeye kalkışırlar!
Mustafa İslamoğlu : Ama Biz eğer bir sam yeli göndersek ve bu yüzden ekinlerinin sararıp solduğunu görseler, bunun ardından derhal inkarda ayak diremeye başlarlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun eğer bir rüzgar göndersek de onu o rüzgar ile ekinleri sararmış (solmuş) görseler, elbette ki onun ardından nankörlüğe başlarlar.
Ömer Öngüt : Andolsun ki bir rüzgâr göndersek de ekini sararmış görseler, hemen ardından nankörlük ederler.
Şaban Piriş : Bir rüzgar göndersek de yeşillikleri sararttığımızı görseler hemen bunun ardından nankörlüğe başlarlar.
Suat Yıldırım : Eğer Biz onlara sıcak, kavurucu bir rüzgâr göndersek, onlar da o yeşillikleri sararmış, kavrulmuş görseler, ondan sonra nankörlük etmeye koyulurlar.
Süleyman Ateş : Andolsun bir rüzgâr, göndersek de o (eki)ni sararmış görseler, ondan sonra nankörlük etmeğe başlarlar.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz bir rüzgâr göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka onun ardından nankörlük ederler.
Ümit Şimşek : Biz onlara bir rüzgâr göndersek de ekinlerini sararmış görseler, ardından yine nankörlüğe saparlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o yeri sararmış görseler, arkasından hiç şaşmadan nankörlük etmeye başlarlar.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]