» 50 / Kâf  27:

Kuran Sırası: 50
İniş Sırası: 34
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

 » 50 / Kâf  Suresi: 27
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi ki
2. قَرِينُهُ (GRYNH) = ḳarīnuhu : arkadaşı
3. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
4. مَا (ME) = mā :
5. أَطْغَيْتُهُ (ÊŦĞYTH) = eTğaytuhu : ben onu azdırmadım
6. وَلَٰكِنْ (VLKN) = velākin : zaten
7. كَانَ (KEN) = kāne : idi
8. فِي (FY) = fī : içinde
9. ضَلَالٍ (ŽLEL) = Delālin : bir sapıklık
10. بَعِيدٍ (BAYD̃) = beǐydin : derin
dedi ki | arkadaşı | Rabbimiz | | ben onu azdırmadım | zaten | idi | içinde | bir sapıklık | derin |

[GVL] [GRN] [RBB] [] [ŦĞY] [] [KVN] [] [ŽLL] [BAD̃]
GEL GRYNH RBNE ME ÊŦĞYTH VLKN KEN FY ŽLEL BAYD̃

ḳāle ḳarīnuhu rabbenā eTğaytuhu velākin kāne Delālin beǐydin
قال قرينه ربنا ما أطغيته ولكن كان في ضلال بعيد

 » 50 / Kâf  Suresi: 27
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi ki Will say
قرينه ق ر ن | GRN GRYNH ḳarīnuhu arkadaşı his companion,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord,"
ما | ME not
أطغيته ط غ ي | ŦĞY ÊŦĞYTH eTğaytuhu ben onu azdırmadım I made him transgress,
ولكن | VLKN velākin zaten but
كان ك و ن | KVN KEN kāne idi he was
في | FY içinde in
ضلال ض ل ل | ŽLL ŽLEL Delālin bir sapıklık error
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydin derin "far."""

50:27 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi ki | arkadaşı | Rabbimiz | | ben onu azdırmadım | zaten | idi | içinde | bir sapıklık | derin |

[GVL] [GRN] [RBB] [] [ŦĞY] [] [KVN] [] [ŽLL] [BAD̃]
GEL GRYNH RBNE ME ÊŦĞYTH VLKN KEN FY ŽLEL BAYD̃

ḳāle ḳarīnuhu rabbenā eTğaytuhu velākin kāne Delālin beǐydin
قال قرينه ربنا ما أطغيته ولكن كان في ضلال بعيد

[ق و ل] [ق ر ن] [ر ب ب] [] [ط غ ي] [] [ك و ن] [] [ض ل ل] [ب ع د]

 » 50 / Kâf  Suresi: 27
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi ki Will say
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
قرينه ق ر ن | GRN GRYNH ḳarīnuhu arkadaşı his companion,
Gaf,Re,Ye,Nun,He,
100,200,10,50,5,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord,"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
أطغيته ط غ ي | ŦĞY ÊŦĞYTH eTğaytuhu ben onu azdırmadım I made him transgress,
,Tı,Ğayn,Ye,Te,He,
,9,1000,10,400,5,
V – 1st person singular (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ولكن | VLKN velākin zaten but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
AMD – amendment particle
الواو عاطفة
حرف استدراك
كان ك و ن | KVN KEN kāne idi he was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
في | FY içinde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ضلال ض ل ل | ŽLL ŽLEL Delālin bir sapıklık error
Dad,Lam,Elif,Lam,
800,30,1,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydin derin "far."""
Be,Ayn,Ye,Dal,
2,70,10,4,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi ki | قَرِينُهُ: arkadaşı | رَبَّنَا: Rabbimiz | مَا: | أَطْغَيْتُهُ: ben onu azdırmadım | وَلَٰكِنْ: zaten | كَانَ: idi | فِي: içinde | ضَلَالٍ: bir sapıklık | بَعِيدٍ: derin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi ki | قرينه GRYNH arkadaşı | ربنا RBNE Rabbimiz | ما ME | أطغيته ÊŦĞYTH ben onu azdırmadım | ولكن WLKN zaten | كان KEN idi | في FY içinde | ضلال ŽLEL bir sapıklık | بعيد BAYD̃ derin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi ki | ḳarīnuhu: arkadaşı | rabbenā: Rabbimiz | : | eTğaytuhu: ben onu azdırmadım | velākin: zaten | kāne: idi | : içinde | Delālin: bir sapıklık | beǐydin: derin |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi ki | GRYNH: arkadaşı | RBNE: Rabbimiz | ME: | ÊŦĞYTH: ben onu azdırmadım | VLKN: zaten | KEN: idi | FY: içinde | ŽLEL: bir sapıklık | BAYD̃: derin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Arkadaşı, Rabbimiz der, onu, taşkınlığa ben sevketmedim ve fakat o, pek uzak bir sapıklık içindeydi.
Adem Uğur : Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
Ahmed Hulusi : Onun karîni ("insan" olarak hitap bilince olup; karîni, beden olarak da anlaşılabilir veya cinn dostu) dedi ki: "Rabbimiz, onu ben tuğyan ettirmedim (azdırmadım), ne var ki o (inanç olarak) uzak bir sapkınlık içinde idi. "
Ahmet Tekin : Onun arkadaşı şeytan: 'Ey Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Fakat kendisi tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindeydi.' der.
Ahmet Varol : Yakını der ki: 'Rabbimiz! Onu ben azdırmadım. Fakat o uzak bir sapıklığın içindeydi.'
Ali Bulaç : Onun yakın dostu (saptırıcı) dedi ki: "Rabbimiz, ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi."
Ali Fikri Yavuz : (Onun dünyadaki) arkadaşı (olan şeytan şöyle) der: “- Ey Rabbimiz! Onu, ben azdırmadım; fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi.”
Bekir Sadak : Yanindaki seytan: «Rabbimiz! Ben onu azdirmadim, fakat kendisi derin bir sapikliktaydi» der.
Celal Yıldırım : Yandaşı (olan şeytan, sapık inkarcı, şekillendirilmiş put): «Ey Rabbimiz! Ben bunu azdırmadım, ama o, uzak bir sapıklık ve şaşkınlık içinde idi,» (der).
Diyanet İşleri : Arkadaşı (olan şeytan) der ki: “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.”
Diyanet İşleri (eski) : Yanındaki şeytan: 'Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklıktaydı' der.
Diyanet Vakfi : Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
Edip Yüksel : Arkadaşı, 'Rabbim, ben onu azdırmadım; fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi,' der.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: «Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi».
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Arkadaşı: «Ey Rabbimiz onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi!» der.
Elmalılı Hamdi Yazır : Arkadaşı der: Ya rabbenâ onu ben azdırmadım velâkin kendisi uzak bir dalâl içinde idi.
Fizilal-il Kuran : Yanındaki arkadaşı dedi ki: «Rabb'imiz, ben onu azdırmadım, zaten o kendisi derin bir sapıklık içinde idi.»
Gültekin Onan : Onun yakın dostu (saptırıcı) dedi ki: "Rabbimiz, ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi."
Hakkı Yılmaz : Onun yaşıtı olan arkadaşı/İblis dedi ki: “Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi uzak bir sapıklık içindeydi.”
Hasan Basri Çantay : Arkadaşı (olan şeytan) «Ey Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Fakat o, (zâten hakdan) uzak bir sapıklık içinde idi» dedi (ler),
Hayrat Neşriyat : Onun arkadaşı (olan şeytan): 'Rabbimiz! Onu (ben) azdırmadım; fakat (o, haktan)uzak bir dalâlet içinde idi!' der.
İbni Kesir : Onun yakın dostu dedi ki: Rabbımız; onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklıktaydı.
İskender Evrenosoğlu : Onun yakını: “Rabbimiz onu ben azdırmadım, fakat o uzak bir dalalet içindeydi.” der.
Muhammed Esed : İnsanın öteki kişiliği: "Ya Rabbi!" diyecek, "Onun aklını, bilincini kötülüğe bulaştıran ben değilim; (hayır,) ama o (kendi yüzünden) sapıklığa düştü!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Arkadaşı der ki: «Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, velâkin o uzak bir sapıklık içinde bulunmuş idi.»
Ömer Öngüt : Yanındaki arkadaşı der ki: "Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi!"
Şaban Piriş : Yanındaki der ki: -Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Ama o, uzak bir sapıklık içindeydi.
Suat Yıldırım : Yanındaki arkadaş: "Ya Rabbî," der, "onu ben saptırmadım, kendisi zaten haktan iyice uzak bir sapıklık içinde idi."
Süleyman Ateş : Yanındaki arkadaşı dedi ki: "Rabbimiz, ben onu azdırmadım, zaten o kendisi derin bir sapıklık içinde idi."
Tefhim-ul Kuran : Onun yakın dostu (saptırıcı) dedi ki: «Rabbimiz, ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi.»
Ümit Şimşek : Arkadaşı der ki: 'Rabbimiz, onu ben azdırmadım. O zaten derin bir sapıklıktaydı.'
Yaşar Nuri Öztürk : Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}