Edip Yüksel Meali |
|
Q, şanlı Kuran'a andolsun(50:1) | |
İçlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesini tuhaf karşıladılar! Kafirler, 'Bu tuhaf bir şey' dediler,(50:2) | |
'Ölüp toprak olduktan sonra mı? Bu imkansız bir dönüştür.'(50:3) | |
Yeryüzünün onlardan kimi alıp götürdüğünü bilmişizdir. Yanımızda koruyan bir kayıt vardır.(50:4) | |
Oysa onlar gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler.(50:5) | |
Üstlerindeki göğe bakmadılar mı, onu hiçbir çatlağı olmadan nasıl yaptık ve onu nasıl süsledik?(50:6) | |
Yeri ise yaydık, içine dağlar yerleştirdik ve içinde her çeşit güzel bitkiler yetiştirdik.(50:7) | |
Her yönelen kul için bu bir aydınlatma ve mesajdır.(50:8) | |
Ve gökten kutlu bir su indirerek onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik.(50:9) | |
Küme küme tomurcuklara sahip yüksek hurma ağaçları yetiştirdik.(50:10) | |
Kullara bir besin olarak. Onunla bölgeyi dirilttik. Çıkış (diriliş) de böyledir.(50:11) | |
Onlardan önce Nuh'un halkı, Res'liler ve Semud da yalanlamıştı.(50:12) | |
Ad, Firavun ve Lut'un kardeşleri...(50:13) | |
Eyke'liler ve Tubba' halkı da... Hepsi elçileri yalanladılar. Bunun üzerine tehdidim gerçekleşti.(50:14) | |
İlk yaratılıştan yorulduk mu ki? Doğrusu onlar yeni bir yaratılıştan kuşku içindedirler.(50:15) | |
İnsanı biz yarattık ve onun kendi kendine neyi fısıldadığını iyi biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.(50:16) | |
Sağında ve solunda iki alıcı melek oturmuş kaydetmektedirler.(50:17) | |
Yanında gözetleyen tanıklar olmaksızın ağzından bir söz çıkmaz.(50:18) | |
Sonunda ölüm sarhoşluğu gerçekten gelmiştir; işte senin kendisinden kaçıp durduğun şey budur.(50:19) | |
Boruya üflenmiştir. Bu, söz verilen gündür.(50:20) | |
Her can yanında bir sürücü ve bir tanık ile gelir.(50:21) | |
Sen tümüyle bundan gafildin. Şimdi biz örtünü kaldırdık; bugün gözün çelik gibi keskindir.(50:22) | |
Yanındaki arkadaşı, 'İşte yanımdaki hazır' der.(50:23) | |
Haydi ikiniz atın cehenneme her inatçı kafiri,(50:24) | |
İyiliği engelleyen, azgın, kuşkucuyu...(50:25) | |
O ki ALLAH ile birlikte başka tanrı edindi. Onu o çetin cezanın içine atın.(50:26) | |
Arkadaşı, 'Rabbim, ben onu azdırmadım; fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi,' der.(50:27) | |
O da der ki, 'Huzurumda cekişmeyin. Size daha önceden uyarı göndermiştim.'(50:28) | |
'Benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullara asla haksızlık etmem.'(50:29) | |
O gün cehenneme, 'Doldun mu?' deriz. O, 'Daha yok mu?' der.(50:30) | |
Erdemlilere ise cennet yaklaştırılır, uzak değildir.(50:31) | |
Bu, size söz verilendir. Her yönelen ve her koruyana,(50:32) | |
Onlar yalnız başınayken bile Rahman'ı sayarlar ve içtenlikle gelirler.(50:33) | |
Oraya esenlikle girin; bu, sonsuz yaşama günüdür.(50:34) | |
Diledikleri her şeyi elde ederler ve hatta katımızda fazlası da vardır.(50:35) | |
Onlardan önce, onlardan daha güçlü nice nesilleri yok etmiştik. Ülke ülke dolaşmışlardı; kurtuluşu var mı?(50:36) | |
Bunda, zeka sahibi olan yahut tanık olarak kulak veren herkes için bir mesaj vardır.(50:37) | |
Gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık. Hiç bir yorgunluk da duymadık(50:38) | |
Onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini överek yücelt.(50:39) | |
Geceleyin O'nu yücelt ve secdelerin ardından da...(50:40) | |
Çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.(50:41) | |
O gün o çığlığı kesinlikle duyarlar; bu, çıkış günüdür.(50:42) | |
Biz diriltiriz, öldürürüz ve dönüş de bizedir.(50:43) | |
O gün yer onlardan dolayı yarılıverir. Bu, bizim için kolay bir toparlamadır(50:44) | |
Biz onların ne konuştuğunu iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Uyarılarımdan korkanlara sen bu Kuran ile öğüt ver.(50:45) | |