» 50 / Kâf  4:

Kuran Sırası: 50
İniş Sırası: 34
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

 » 50 / Kâf  Suresi: 4
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَدْ (GD̃) = ḳad : andolsun
2. عَلِمْنَا (ALMNE) = ǎlimnā : biz bilmişizdir
3. مَا (ME) = mā : ne
4. تَنْقُصُ (TNGṦ) = tenḳuSu : eksilttiğini
5. الْأَرْضُ (ELÊRŽ) = l-erDu : yerin
6. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
7. وَعِنْدَنَا (VAND̃NE) = ve ǐndenā : ve yanımızda vardır
8. كِتَابٌ (KTEB) = kitābun : bir Kitap
9. حَفِيظٌ (ḪFYƵ) = HafīZun : (her şeyi) zapteden
andolsun | biz bilmişizdir | ne | eksilttiğini | yerin | onlardan | ve yanımızda vardır | bir Kitap | (her şeyi) zapteden |

[] [ALM] [] [NGṦ] [ERŽ] [] [AND̃] [KTB] [ḪFƵ]
GD̃ ALMNE ME TNGṦ ELÊRŽ MNHM VAND̃NE KTEB ḪFYƵ

ḳad ǎlimnā tenḳuSu l-erDu minhum ve ǐndenā kitābun HafīZun
قد علمنا ما تنقص الأرض منهم وعندنا كتاب حفيظ

 » 50 / Kâf  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad andolsun Certainly,
علمنا ع ل م | ALM ALMNE ǎlimnā biz bilmişizdir We know
ما | ME ne what
تنقص ن ق ص | NGṦ TNGṦ tenḳuSu eksilttiğini diminishes
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDu yerin the earth
منهم | MNHM minhum onlardan of them,
وعندنا ع ن د | AND̃ VAND̃NE ve ǐndenā ve yanımızda vardır and with Us
كتاب ك ت ب | KTB KTEB kitābun bir Kitap (is) a Book
حفيظ ح ف ظ | ḪFƵ ḪFYƵ HafīZun (her şeyi) zapteden guarded.

50:4 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

andolsun | biz bilmişizdir | ne | eksilttiğini | yerin | onlardan | ve yanımızda vardır | bir Kitap | (her şeyi) zapteden |

[] [ALM] [] [NGṦ] [ERŽ] [] [AND̃] [KTB] [ḪFƵ]
GD̃ ALMNE ME TNGṦ ELÊRŽ MNHM VAND̃NE KTEB ḪFYƵ

ḳad ǎlimnā tenḳuSu l-erDu minhum ve ǐndenā kitābun HafīZun
قد علمنا ما تنقص الأرض منهم وعندنا كتاب حفيظ

[] [ع ل م] [] [ن ق ص] [ا ر ض] [] [ع ن د] [ك ت ب] [ح ف ظ]

 » 50 / Kâf  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad andolsun Certainly,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
علمنا ع ل م | ALM ALMNE ǎlimnā biz bilmişizdir We know
Ayn,Lam,Mim,Nun,Elif,
70,30,40,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME ne what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تنقص ن ق ص | NGṦ TNGṦ tenḳuSu eksilttiğini diminishes
Te,Nun,Gaf,Sad,
400,50,100,90,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDu yerin the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – nominative feminine noun → Earth"
اسم مرفوع
منهم | MNHM minhum onlardan of them,
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وعندنا ع ن د | AND̃ VAND̃NE ve ǐndenā ve yanımızda vardır and with Us
Vav,Ayn,Nun,Dal,Nun,Elif,
6,70,50,4,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
PRON – 1st person plural possessive pronoun
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كتاب ك ت ب | KTB KTEB kitābun bir Kitap (is) a Book
Kef,Te,Elif,Be,
20,400,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
حفيظ ح ف ظ | ḪFƵ ḪFYƵ HafīZun (her şeyi) zapteden guarded.
Ha,Fe,Ye,Zı,
8,80,10,900,
ADJ – nominative masculine singular indefinite active participle
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَدْ: andolsun | عَلِمْنَا: biz bilmişizdir | مَا: ne | تَنْقُصُ: eksilttiğini | الْأَرْضُ: yerin | مِنْهُمْ: onlardan | وَعِنْدَنَا: ve yanımızda vardır | كِتَابٌ: bir Kitap | حَفِيظٌ: (her şeyi) zapteden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قد GD̃ andolsun | علمنا ALMNE biz bilmişizdir | ما ME ne | تنقص TNGṦ eksilttiğini | الأرض ELÊRŽ yerin | منهم MNHM onlardan | وعندنا WAND̃NE ve yanımızda vardır | كتاب KTEB bir Kitap | حفيظ ḪFYƵ (her şeyi) zapteden |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳad: andolsun | ǎlimnā: biz bilmişizdir | : ne | tenḳuSu: eksilttiğini | l-erDu: yerin | minhum: onlardan | ve ǐndenā: ve yanımızda vardır | kitābun: bir Kitap | HafīZun: (her şeyi) zapteden |
Kırık Meal (Transcript) : |GD̃: andolsun | ALMNE: biz bilmişizdir | ME: ne | TNGṦ: eksilttiğini | ELÊRŽ: yerin | MNHM: onlardan | VAND̃NE: ve yanımızda vardır | KTEB: bir Kitap | ḪFYƵ: (her şeyi) zapteden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de yeryüzü, onlardan neyi eksiltir, biliriz biz ve katımızdadır her şeyi koruyan ve zapteden kitap.
Adem Uğur : Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.
Ahmed Hulusi : Arzın onlardan noksanlaştırdığı şeyi (yaşlılığın eksilttiklerini) gerçekten bilmişizdir. . . Kitab-ı Hafiyz (koruyup kayıt eden kitap = memory) indîmizdedir (varlığın ruhunda).
Ahmet Tekin : Biz, toprağın onlardan neyi eksilttiğini, elbette biliyoruz. Yanımızda, her şeyi kaydedip muhafaza eden bir sicil vardır.
Ahmet Varol : Biz yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Katımızda da (her şeyi) saklayan bir kitap vardır.
Ali Bulaç : Doğrusu Biz, yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Katımızda (bütün bunları) saklayıp koruyan bir kitap vardır.
Ali Fikri Yavuz : Muhakkak ki biz, toprak, onların bedenlerinden neleri yeyip eksilttiğini bilmişizdir. Bizim katımızda (her şeyi) tesbit eden bir kitab (Levh-i Mahfûz) vardır.
Bekir Sadak : Onlardan kimlerin olup topraga karistigini biliyoruz. Katimizda her seyi unutulmaktan koruyan bir kitap vardir.
Celal Yıldırım : (4-5) Biz, muhakkak yerin onlardan neyin (çürütüp) eksilttiğini biliriz. Yanımızda (her şeyin yazılı bulunduğu) muhafazalı bir kitap vardır. Hayır, onlar hakk kendilerine gelince yalanladılar. Bu bakımdan onlar, kararsızlık ve perişanlık içindedirler.
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz, toprağın; onlardan neleri eksilttiğini bilmekteyiz. Yanımızda (o bilgileri) koruyan bir kitap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Onlardan kimlerin ölüp toprağa karıştığını biliyoruz. Katımızda her şeyi unutulmaktan koruyan bir kitap vardır.
Diyanet Vakfi : Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.
Edip Yüksel : Yeryüzünün onlardan kimi alıp götürdüğünü bilmişizdir. Yanımızda koruyan bir kayıt vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat biz toprağın onlardan neyi eksilttiğini elbette biliyoruz. Yanımızda herşeyi kaydedip muhafaza eden bir kitap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak, Biz yerin onlardan neyi (yiyip) eksilteceğini biliriz ve yanımızda içinde herşeyi muhafaza eden bir kitap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : fakat Arz onlardan neyi eksiltir bize ma'lûmdur ve nezdimizde hıfzedici bir kitab vardır
Fizilal-il Kuran : Biz toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.
Gültekin Onan : Doğrusu biz, yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Katımızda (bütün bunları) saklayıp koruyan bir kitap vardır.
Hakkı Yılmaz : Biz, yerin onlardan neyi eksilttiğini elbette bilmişizdir. Yanımızda da çok iyi kaydedip koruyan bir kitap vardır.
Hasan Basri Çantay : Toprak, onlardan neleri (yeyib) eksiltdiğinizi biz muhakkak bilmişizdir. Nezdimizde de (her şey'i) hıfız (ve tesbît) eden bir kitab vardır.
Hayrat Neşriyat : Gerçekten (biz, onlar öldükten sonra) yerin kendi (cesed)lerinden neleri eksilttiğini bilmişizdir. Ve katımızda (herşeyi) kaydeden bir kitab (Levh-i Mahfûz) vardır.
İbni Kesir : Doğrusu Biz; toprağın onlardan neleri eksilttiğini biliyoruz. Katımızda da her şeyi saklayan bir kitab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Arzın (toprağın) onlardan neleri eksilteceğini biz biliyorduk. Ve katımızda (illiyyine ve siccîne yerleştirilen bütün zamanlardaki bütün olayları) muhafaza eden bir kitap vardır.
Muhammed Esed : Biz toprağın onların bedenlerini nasıl çürütüp yok ettiğini iyi biliriz, çünkü katımızda şaşmaz bir sicil vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : (4-5) Muhakkak ki, yer onlardan neyi eksiltirse Biz bilmişizdir ve Bizim nezdimizde hıfzedici bir kitap vardır. Fakat kendilerine geldiği vakit hakkı tekzîp ettiler. İmdi onlar karmakarışık bir ızdırap içindedirler.
Ömer Öngüt : Biz toprağın onlardan neleri eksilttiğini muhakkak bilmekteyiz. Yanımızda (her şeyi) zapteden bir kitap (Levh-i mahfuz) vardır.
Şaban Piriş : Yerin onlardan (cesetlerinden) ne eksilteceğini biliriz. Katımızda koruyup saklayan bir yazıt vardır.
Suat Yıldırım : Biz toprağın, onların bedenlerini (hücre hücre) nasıl çürüttüğünü tafsilatıyla biliriz. Zaten yanımızda her şeyin kayıtlı olduğu şaşmaz bir sicil vardır.
Süleyman Ateş : Biz yerin, onlar(ın cesetlerin)den ne eksilttiğini bilmişizdir. Yanımızda (her şeyi) zapteden bir Kitâp vardır.
Tefhim-ul Kuran : Doğrusu biz, yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Katımızda (bütün bunları) saklayıp koruyan bir kitap vardır.
Ümit Şimşek : Toprağın onlardan neyi eksilttiğini Biz biliriz. Katımızda, herşeyi saklayan bir kitap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}