» 79 / Nâzi’ât  34:

Kuran Sırası: 79
İniş Sırası: 81
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46

 » 79 / Nâzi’ât  Suresi: 34
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَإِذَا (FÎZ̃E) = feiƶā : zaman
2. جَاءَتِ (CEÙT) = cā'eti : geldiği
3. الطَّامَّةُ (ELŦEMT) = T-Tāmmetu : herşeyi bastıran o felaket
4. الْكُبْرَىٰ (ELKBR) = l-kubrā : büyük
zaman | geldiği | herşeyi bastıran o felaket | büyük |

[] [CYE] [ŦMM] [KBR]
FÎZ̃E CEÙT ELŦEMT ELKBR

feiƶā cā'eti T-Tāmmetu l-kubrā
فإذا جاءت الطامة الكبرى

 » 79 / Nâzi’ât  Suresi: 34
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإذا | FÎZ̃E feiƶā zaman But when
جاءت ج ي ا | CYE CEÙT cā'eti geldiği comes
الطامة ط م م | ŦMM ELŦEMT T-Tāmmetu herşeyi bastıran o felaket the Overwhelming Calamity
الكبرى ك ب ر | KBR ELKBR l-kubrā büyük the great,

79:34 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman | geldiği | herşeyi bastıran o felaket | büyük |

[] [CYE] [ŦMM] [KBR]
FÎZ̃E CEÙT ELŦEMT ELKBR

feiƶā cā'eti T-Tāmmetu l-kubrā
فإذا جاءت الطامة الكبرى

[] [ج ي ا] [ط م م] [ك ب ر]

 » 79 / Nâzi’ât  Suresi: 34
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإذا | FÎZ̃E feiƶā zaman But when
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
جاءت ج ي ا | CYE CEÙT cā'eti geldiği comes
Cim,Elif,,Te,
3,1,,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
الطامة ط م م | ŦMM ELŦEMT T-Tāmmetu herşeyi bastıran o felaket the Overwhelming Calamity
Elif,Lam,Tı,Elif,Mim,Te merbuta,
1,30,9,1,40,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
الكبرى ك ب ر | KBR ELKBR l-kubrā büyük the great,
Elif,Lam,Kef,Be,Re,,
1,30,20,2,200,,
ADJ – nominative feminine adjective
صفة مرفوعة
FÎZ̃E CEÙT ELŦEMT ELKBR

فإذا جاءت الطامة الكبرى

 » 79 / Nâzi’ât  Suresi: 34

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَإِذَا: zaman | جَاءَتِ: geldiği | الطَّامَّةُ: herşeyi bastıran o felaket | الْكُبْرَىٰ: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فإذا FÎZ̃E zaman | جاءت CEÙT geldiği | الطامة ELŦEMT herşeyi bastıran o felaket | الكبرى ELKBR büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |feiƶā: zaman | cā'eti: geldiği | T-Tāmmetu: herşeyi bastıran o felaket | l-kubrā: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |FÎZ̃E: zaman | CEÙT: geldiği | ELŦEMT: herşeyi bastıran o felaket | ELKBR: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken o pek büyük felâket gelip çatınca.
Adem Uğur : Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit,
Ahmed Hulusi : Et Tammet'ül Kübra (karşı konulmaz olay - ölüm tadılıp yeni yaşam) başladığında.
Ahmet Tekin : Her şeyi alt üst eden o büyük felâket, sur sesi geldiği vakit hesap verme zamanıdır.
Ahmet Varol : Ancak o en büyük belâ geldiği zaman,
Ali Bulaç : Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felaket' (kıyamet) geldiği zaman.
Ali Fikri Yavuz : Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit,
Bekir Sadak : (34-35) Guc yetirilemeyen en buyuk baskin geldigi zaman, o gun, insan ne ugurda calistigini anlar.
Celal Yıldırım : O güç getirilemiyecek büyük (Kıyamet) felâketi geldiği zaman ;
Diyanet İşleri : (34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar.
Diyanet İşleri (eski) : (34-35) Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.
Diyanet Vakfi : (34-36) Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, insan dünyada iken ne için çalıştığını hatırlar. Cehennem de gören her kişiye açıklığı ile gösterilir.
Edip Yüksel : Büyük baskın geldiği zaman,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit,
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat o en büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman,
Elmalılı Hamdi Yazır : Fakat geldiği vakıt o «tâmme-i kübrâ»
Fizilal-il Kuran : Her şeyi bastıran o büyük felaket geldiği zaman.
Gültekin Onan : Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felaket' (kıyamet) geldiği zaman.
Hakkı Yılmaz : Artık o en büyük felaket geldiği vakit,
Hasan Basri Çantay : Fakat o (bütün belâlardan üstün) en büyük belâ geldiği zaman,
Hayrat Neşriyat : (34-35) Fakat o en büyük felâket (kıyâmet) geldiği zaman! O gün insan, (hayâtı boyunca) neye koşmakta olduğunu iyice anlar.
İbni Kesir : Fakat o en büyük bela geldiği zaman;
İskender Evrenosoğlu : Fakat o büyük (dayanılmaz) musîbet (kıyâmet vakti) geldiği zaman.
Muhammed Esed : Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında,
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık o vakit ki, pek büyük bir âfet zuhûra gelir.
Ömer Öngüt : Her şeyi altüst eden o en büyük felâket geldiği zaman.
Şaban Piriş : En büyük baskın geldiği zaman,
Suat Yıldırım : Fakat her şeyi bastıran o felaket geldiği zaman,
Süleyman Ateş : Herşeyi bastıran o büyük felâket geldiği zaman,
Tefhim-ul Kuran : Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felâket (kıyamet)' geldiği zaman.
Ümit Şimşek : O büyük felâket gelip çattığında,
Yaşar Nuri Öztürk : O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}