Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
|
Andolsun şiddetle çekip alanlara.(79:1) | |
Ve neşeli neşeli yürüyenlere.(79:2) | |
Ve yüze yüze gidenlere.(79:3) | |
Ve herkesi geçenlere.(79:4) | |
Ve işi tedbîrle yapanlara.(79:5) | |
O gün, bir sarsıntıdır, sarsar.(79:6) | |
Ardından bir sarsıntı daha gelir çatar.(79:7) | |
Yürekler, belinleyip korkar.(79:8) | |
Gözleri yere dikilir.(79:9) | |
Onlar derler ki: Çukura atıldıktan sonra mı dirileceğiz de çıkacağız?(79:10) | |
Ufalanmış bir kemik yığını hâline geldikten sonra mı olacak bu iş?(79:11) | |
Öyleyse derler, bu, pek ziyanlı bir dönüş.(79:12) | |
Halbuki o, bir tek haykırış.(79:13) | |
Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar.(79:14) | |
Gelmedi mi Mûsâ'ya âit söz sana?(79:15) | |
Hani Rabbi, kutlu Tuvâ vâdisinde nidâ etmişti ona.(79:16) | |
Git Firavun'a, şüphe yok ki o, azdı.(79:17) | |
De ki: İster misin temizlenmeyi.(79:18) | |
Ve sana Rabbinin yolunu göstereyim de korkasın, saygı duyasın?(79:19) | |
Derken ona en büyük delîli göstermişti.(79:20) | |
Oysa yalanlamıştı, karşı gelmişti.(79:21) | |
Sonra da geri dönmüştü de koşup gitmişti.(79:22) | |
Derken halkı toplamıştı da bağırmıştı.(79:23) | |
Ben, sizin en yüce Rabbinizim demişti.(79:24) | |
Derken Allah onu, dünyâda da, âhirette de azaplandırarak helâk etmişti.(79:25) | |
Şüphe yok ki bunda bir ibret var korkanlara.(79:26) | |
Sizi yaratmak mı daha güç sizce, yoksa göğü yaratmak mı? Onu kurdu.(79:27) | |
Tavanını yüceltti, düzüp koştu.(79:28) | |
Ve gecesini kararttı, kuşluk çağını meydana çıkarttı.(79:29) | |
Ve yeryüzünü de bundan sonra yaydı, döşedi.(79:30) | |
Oradan suyunu, otlağını çıkarıp meydana getirdi.(79:31) | |
Ve dağlarını oturttu.(79:32) | |
Sizin ve hayvanlarınızın faydası için.(79:33) | |
Derken o pek büyük felâket gelip çatınca.(79:34) | |
İnsan, o gün anlar, hatırlar neye çalıştığını.(79:35) | |
Ve cehennem, belirtilir görene.(79:36) | |
Artık kim azmışsa.(79:37) | |
Dünyâ yaşayışını üstün tutmuşsa,(79:38) | |
Artık cehennemdir onun yeri yurdu.(79:39) | |
Ve ama kim, Rabbinin durağından korkup da nefsi, dileğinden çekmişse.(79:40) | |
Şüphe yok ki cennettir onun yeri yurdu.(79:41) | |
Senden sorarlar kıyâmeti, ne vakit kopacak?(79:42) | |
Sen, onu ne bilirsin ki ne anlatacaksın?(79:43) | |
Onun sonu, Rabbine âittir, o bilir.(79:44) | |
Sen ancak, korkanı korkutansın.(79:45) | |
Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler yahut da günün kuşluk çağı.(79:46) | |