» 78 / Nebe’  40:

Kuran Sırası: 78
İniş Sırası: 80
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40

 » 78 / Nebe’  Suresi: 40
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
2. أَنْذَرْنَاكُمْ (ÊNZ̃RNEKM) = enƶernākum : siz uyardık
3. عَذَابًا (AZ̃EBE) = ǎƶāben : bir azab ile
4. قَرِيبًا (GRYBE) = ḳarīben : yakın
5. يَوْمَ (YVM) = yevme : o gün
6. يَنْظُرُ (YNƵR) = yenZuru : bakar
7. الْمَرْءُ (ELMRÙ) = l-mer'u : kişi
8. مَا (ME) = mā : işlere
9. قَدَّمَتْ (GD̃MT) = ḳaddemet : öne sürdüğü
10. يَدَاهُ (YD̃EH) = yedāhu : ellerinin
11. وَيَقُولُ (VYGVL) = ve yeḳūlu : ve der
12. الْكَافِرُ (ELKEFR) = l-kāfiru : kafir
13. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
14. لَيْتَنِي (LYTNY) = leytenī : keşke ben
15. كُنْتُ (KNT) = kuntu : ben olsaydım
16. تُرَابًا (TREBE) = turāben : toprak
elbette biz | siz uyardık | bir azab ile | yakın | o gün | bakar | kişi | işlere | öne sürdüğü | ellerinin | ve der | kafir | EY/HEY/AH | keşke ben | ben olsaydım | toprak |

[] [NZ̃R] [AZ̃B] [GRB] [YVM] [NƵR] [MRE] [] [GD̃M] [YD̃Y] [GVL] [KFR] [Y] [LYT] [KVN] [TRB]
ÎNE ÊNZ̃RNEKM AZ̃EBE GRYBE YVM YNƵR ELMRÙ ME GD̃MT YD̃EH VYGVL ELKEFR YE LYTNY KNT TREBE

innā enƶernākum ǎƶāben ḳarīben yevme yenZuru l-mer'u ḳaddemet yedāhu ve yeḳūlu l-kāfiru leytenī kuntu turāben
إنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الكافر يا ليتني كنت ترابا

 » 78 / Nebe’  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed We
أنذرناكم ن ذ ر | NZ̃R ÊNZ̃RNEKM enƶernākum siz uyardık [We] have warned you
عذابا ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBE ǎƶāben bir azab ile (of) a punishment
قريبا ق ر ب | GRB GRYBE ḳarīben yakın near
يوم ي و م | YVM YVM yevme o gün (the) Day
ينظر ن ظ ر | NƵR YNƵR yenZuru bakar will see
المرء م ر ا | MRE ELMRÙ l-mer'u kişi the man
ما | ME işlere what
قدمت ق د م | GD̃M GD̃MT ḳaddemet öne sürdüğü have sent forth
يداه ي د ي | YD̃Y YD̃EH yedāhu ellerinin his hands
ويقول ق و ل | GVL VYGVL ve yeḳūlu ve der and will say
الكافر ك ف ر | KFR ELKEFR l-kāfiru kafir the disbeliever,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
ليتني ل ي ت | LYT LYTNY leytenī keşke ben I wish
كنت ك و ن | KVN KNT kuntu ben olsaydım I were
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak "dust!"""

78:40 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette biz | siz uyardık | bir azab ile | yakın | o gün | bakar | kişi | işlere | öne sürdüğü | ellerinin | ve der | kafir | EY/HEY/AH | keşke ben | ben olsaydım | toprak |

[] [NZ̃R] [AZ̃B] [GRB] [YVM] [NƵR] [MRE] [] [GD̃M] [YD̃Y] [GVL] [KFR] [Y] [LYT] [KVN] [TRB]
ÎNE ÊNZ̃RNEKM AZ̃EBE GRYBE YVM YNƵR ELMRÙ ME GD̃MT YD̃EH VYGVL ELKEFR YE LYTNY KNT TREBE

innā enƶernākum ǎƶāben ḳarīben yevme yenZuru l-mer'u ḳaddemet yedāhu ve yeḳūlu l-kāfiru leytenī kuntu turāben
إنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الكافر يا ليتني كنت ترابا

[] [ن ذ ر] [ع ذ ب] [ق ر ب] [ي و م] [ن ظ ر] [م ر ا] [] [ق د م] [ي د ي] [ق و ل] [ك ف ر] [ي] [ل ي ت] [ك و ن] [ت ر ب]

 » 78 / Nebe’  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أنذرناكم ن ذ ر | NZ̃R ÊNZ̃RNEKM enƶernākum siz uyardık [We] have warned you
,Nun,Zel,Re,Nun,Elif,Kef,Mim,
,50,700,200,50,1,20,40,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عذابا ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBE ǎƶāben bir azab ile (of) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,Elif,
70,700,1,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
قريبا ق ر ب | GRB GRYBE ḳarīben yakın near
Gaf,Re,Ye,Be,Elif,
100,200,10,2,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
يوم ي و م | YVM YVM yevme o gün (the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
T – accusative masculine time adverb
ظرف زمان منصوب
ينظر ن ظ ر | NƵR YNƵR yenZuru bakar will see
Ye,Nun,Zı,Re,
10,50,900,200,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
المرء م ر ا | MRE ELMRÙ l-mer'u kişi the man
Elif,Lam,Mim,Re,,
1,30,40,200,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
ما | ME işlere what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
قدمت ق د م | GD̃M GD̃MT ḳaddemet öne sürdüğü have sent forth
Gaf,Dal,Mim,Te,
100,4,40,400,
V – 3rd person feminine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
يداه ي د ي | YD̃Y YD̃EH yedāhu ellerinin his hands
Ye,Dal,Elif,He,
10,4,1,5,
N – nominative feminine dual noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويقول ق و ل | GVL VYGVL ve yeḳūlu ve der and will say
Vav,Ye,Gaf,Vav,Lam,
6,10,100,6,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
الكافر ك ف ر | KFR ELKEFR l-kāfiru kafir the disbeliever,
Elif,Lam,Kef,Elif,Fe,Re,
1,30,20,1,80,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

ليتني ل ي ت | LYT LYTNY leytenī keşke ben I wish
Lam,Ye,Te,Nun,Ye,
30,10,400,50,10,
VOC – prefixed vocative particle ya
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
أداة نداء
حرف نصب من اخوات «ان» والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ليت»
كنت ك و ن | KVN KNT kuntu ben olsaydım I were
Kef,Nun,Te,
20,50,400,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak "dust!"""
Te,Re,Elif,Be,Elif,
400,200,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Dust"
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | أَنْذَرْنَاكُمْ: siz uyardık | عَذَابًا: bir azab ile | قَرِيبًا: yakın | يَوْمَ: o gün | يَنْظُرُ: bakar | الْمَرْءُ: kişi | مَا: işlere | قَدَّمَتْ: öne sürdüğü | يَدَاهُ: ellerinin | وَيَقُولُ: ve der | الْكَافِرُ: kafir | يَا: EY/HEY/AH | لَيْتَنِي: keşke ben | كُنْتُ: ben olsaydım | تُرَابًا: toprak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE elbette biz | أنذرناكم ÊNZ̃RNEKM siz uyardık | عذابا AZ̃EBE bir azab ile | قريبا GRYBE yakın | يوم YWM o gün | ينظر YNƵR bakar | المرء ELMRÙ kişi | ما ME işlere | قدمت GD̃MT öne sürdüğü | يداه YD̃EH ellerinin | ويقول WYGWL ve der | الكافر ELKEFR kafir | يا YE EY/HEY/AH | ليتني LYTNY keşke ben | كنت KNT ben olsaydım | ترابا TREBE toprak |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | enƶernākum: siz uyardık | ǎƶāben: bir azab ile | ḳarīben: yakın | yevme: o gün | yenZuru: bakar | l-mer'u: kişi | : işlere | ḳaddemet: öne sürdüğü | yedāhu: ellerinin | ve yeḳūlu: ve der | l-kāfiru: kafir | : EY/HEY/AH | leytenī: keşke ben | kuntu: ben olsaydım | turāben: toprak |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | ÊNZ̃RNEKM: siz uyardık | AZ̃EBE: bir azab ile | GRYBE: yakın | YVM: o gün | YNƵR: bakar | ELMRÙ: kişi | ME: işlere | GD̃MT: öne sürdüğü | YD̃EH: ellerinin | VYGVL: ve der | ELKEFR: kafir | YE: EY/HEY/AH | LYTNY: keşke ben | KNT: ben olsaydım | TREBE: toprak |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz sizi, yakın bir azapla korkutmadayız; o gün kişi, elleriyle hazırladığına bakar ve kâfir de ne olurdu der, keşke toprak olaydım.
Adem Uğur : Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.
Ahmed Hulusi : Doğrusu biz sizi yakın bir azap (ölüm) ile uyardık! O gün kişi, ellerinin (kendine) ne takdim ettiğine bakar; hakikat bilgisini inkâr eden de şöyle der "Keşke toprak olsaydım!"
Ahmet Tekin : Biz, yakında başınıza gelecek bir azap ile sizi uyardık. Kişinin, ilerisi için neler hazırlayıp, takdim ettiğini kontrol edeceği, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirin: 'Ah ne olaydı, toprak olaydım' diyeceği gün, bu azap sizin başınıza gelecek.
Ahmet Varol : Doğrusu biz sizi yakın bir azapla uyardık. O gün kişi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve inkâr eden: 'Keşke ben toprak olsaydım!' der.
Ali Bulaç : Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.
Ali Fikri Yavuz : Çünkü biz, size, (ahirette olacak) yakın bir azabı haber verdik. O gün kişi, ellerinin kazanıp öne (ahirete) gönderdiği amellere bakacak ve kâfir şöyle diyecektir: “- Ah ne olurdu, ben bir toprak olaydım!...”
Bekir Sadak : Sizi, yakin gelecekteki bir azabla uyardik; o gun kisi elleriyle sunduguna bakar ve inkarci da: «Keske toprak olaydim» der. *
Celal Yıldırım : Doğrusu biz, sizi yakın bir azâb ile uyardık; o gün, kişi, ellerinin önden gönderdiğine bakacak. Hakk'ı inkâr eden ise, (büyük bir pişmanlık içinde) «keşke (bugün) toprak olaydım !» diyecek.
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, “Keşke toprak olaydım!” diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık.
Diyanet İşleri (eski) : Sizi, yakın gelecekteki bir azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkarcı da: 'Keşke toprak olaydım' der.
Diyanet Vakfi : Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: «Keşke toprak olsaydım!» diyecektir.
Edip Yüksel : Biz, sizi yakın bir azap ile uyarmış bulunuyoruz. O gün kişi yapmış olduklarına bakar ve inkarcı ise, 'Keşke toprak olsaydım!' der.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: «Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü Biz size yakın bir azabı ihtar ettik. O gün kişi ellerinin önceden gönderdiğine bakacak ve kafir ise: «Ah ne olurdu ben bir toprak olsaydım!» diyecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü biz size yakın bir azâbı ıhtar ettik, o gün ki kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve diyecek ki kâfir: ah nolaydı ben bir türâb olaydım
Fizilal-il Kuran : Sizi yakın gelecekteki azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkarcı da «Keşke toprak olsaydım» der.
Gültekin Onan : Gerçekten biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.
Hakkı Yılmaz : (38-40) "İndirilmiş âyetler ve vahiy, tanık olarak saf saf dikildikleri gün, Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. Ve o izin verilen, doğruyu söyler: “İşte bu, hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir sığınak edinir. Şüphesiz Biz sizi yakın bir azap ile uyardık.” O gün, kişi iki gücünün/mal ve çevresinin ne takdim ettiğine bakar/yaptıklarıyla yüz yüze gelir ve kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişi: “Ah ne olaydı, ben bir toprak olsaydım” der. "
Hasan Basri Çantay : Çünkü hakıykaten biz size yakın bir azabın tehlikesini haber verdik. O gün (her) kes iki elinin önden yolladığı ne ise (ona) bakacak, kâfir ise «Ah, ne olurdu ben bir toprak olaydım» diyecek.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki biz, sizi yakın bir azâb ile korkuttuk. O gün kişi, ellerinin takdîm ettiği şeye (önceden işlediği ameline) bakar ve kâfir: 'Ah! Keşke ben toprak olaydım!' der.
İbni Kesir : Biz, sizi yakın bir azabla uyardık. O gün; kişi elleriyle sunduğuna bakacak. Ve kafir: Keşki ben, toprak olsaydım, diyecektir.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki, sizi yakın bir azapla uyardık. O gün kişi, elleri ile takdim ettiği şeye bakacak. Ve kâfir olan: “Keşke ben toprak olsaydım.” diyecek.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, Biz sizi yakındaki bir azaba karşı uyarmaktayız; insanın ilerisi için yapıp ettiklerini (açıkça) göreceği ve hakikati inkar edenin: "Eyvah, keşke toprak olsaydım..!" diyeceği Gün(ün azabına)!
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki Biz, sizi yakın bir azap ile korkutmuş olduk. O gün ki herkes iki elinin ne takdim etmiş olduğuna bakacaktır. Kâfir de, «Ah! Ben keşke, bir toprak olaydım,» diyecektir.
Ömer Öngüt : Biz sizi pek yakında gelecek bir azap ile uyardık. Kişi o gün kendi elleriyle işlediklerine bakar. O gün kâfir: "Ah ne olurdu, ben toprak olaydım!" der.
Şaban Piriş : Biz, sizi yakın bir azap ile uyardık. Kişi o gün, elleri ile ne sunduğuna bakar. Kafir olan da: -Keşke toprak olsaydım! der.
Suat Yıldırım : Biz, gelmesi yaklaşmış bir azabı bildirerek sizi uyarıyoruz. O gün gelecek ve her şahıs önünde, yalnız yapıp ettiklerini bulup bakacak ve kâfir: "Ah ne olurdu, keşke toprak olaydım!" diyecek.
Süleyman Ateş : Biz sizi yakın bir azâb ile uyardık. O gün kişi, ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlere bakar ve kâfir: "Keşke ben, toprak olsaydım!" der.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten biz sizi yakın bir azab ile uyarıp korkuttuk. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kâfir olan da; «Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim» diyecek.
Ümit Şimşek : Biz sizi yakın bir azap hakkında uyardık. O gün insan kendi eliyle yaptıklarına bakar; kâfir de 'Keşke toprak olsaydım' der.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}