Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
|
Neyi birbirlerine sorup dururlar?(78:1) | |
Pek ulu haberi.(78:2) | |
Öylesine haber ki onlar, bu hususta aykırılığa düşmüşlerdir.(78:3) | |
Hayır, bilirler yakında.(78:4) | |
Gene de hayır, bilirler yakında.(78:5) | |
Yeryüzünü, hazır bir yaygı olarak yaymadık mı?(78:6) | |
Ve dağları, çiviler gibi çaktık.(78:7) | |
Ve sizi, çift çift yarattık.(78:8) | |
Ve uykunuzu, vakitli bir istirâhat zamânı kıldık.(78:9) | |
Ve geceyi, her şeyi örten bir örtü yaptık.(78:10) | |
Ve gündüzü de geçim zamânı.(78:11) | |
Ve üstünüzde, yedi sağlam yapı kurduk.(78:12) | |
Ve yalım yalım yanan bir kandil yarattık.(78:13) | |
Ve sıkılan bulutlardan şarıl şarıl sular akıttık.(78:14) | |
Akıttık da o sâyede tohumları, otları.(78:15) | |
Ve birbirine sarmaş dolaş bahçeleri, bağları meydana getirdik.(78:16) | |
Şüphe yok ki ayırma gününün vakti de tâyin edilmiştir.(78:17) | |
O gün Sûr üfürülür de gelirsiniz bölük bölük.(78:18) | |
Ve gök açılmış, kapılar haline gelmiştir.(78:19) | |
ve dağlar yürütülmüş, serâba dönmüştür.(78:20) | |
Şüphe yok ki cehennem pusudadır.(78:21) | |
Azanlara dönüp varılacak son yerdir.(78:22) | |
Yıllar boyunca kalırlar orada.(78:23) | |
Ne bir serinlik tadarlar, ne içilecek bir şey.(78:24) | |
Ancak bir kaynar su, ancak bir kan ve irin.(78:25) | |
Bir cezâdır ki tam uygun.(78:26) | |
Şüphe yok ki onlar, hiçbir soru ummazlardı.(78:27) | |
Ve delillerimizi boyuna yalanlarlardı.(78:28) | |
Ve biz her şeyi bir bir sayıp yazdık.(78:29) | |
Artık tadın, ancak azâbınızı arttırırız sizin.(78:30) | |
Şüphe yok ki çekinenlere bir kurtuluş, bir kutluluk ve murâda eriş yeri var.(78:31) | |
Bahçeler, üzümler.(78:32) | |
Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.(78:33) | |
Ve dopdolu kadeh.(78:34) | |
Ne boş bir söz duyarlar orada, ne birbirlerini yalanlama.(78:35) | |
Rabbinden, fazlasıyle bir lütuf ve ihsân.(78:36) | |
Göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir rahman, onun hitâbına nâil olmazlar.(78:37) | |
O gün, Rûh ve melekler, saf saf dururlar; konuşamazlar, ancak rahmânın izin verdiği konuşur ve gerçek söyler.(78:38) | |
Bugün, gerçektir, artık dileyen, dönüp Rabbinin tapısına varmaya bir vesîle edinir.(78:39) | |
Şüphe yok ki biz sizi, yakın bir azapla korkutmadayız; o gün kişi, elleriyle hazırladığına bakar ve kâfir de ne olurdu der, keşke toprak olaydım.(78:40) | |