Hasan Basri Çantay Meali |
|
Onlar birbirlerine neyi soruşduruyorlar? (78:1) | |
(2-3) Hakkında ihtilâf edici oldukları o büyük haberi (mi)? (78:2) | |
Hayır (ihtilâfa ve soruşdurmıya hacet yok), ileride (onu) bilecekler. (78:4) | |
Yine hayır, ileride bilecekler onlar. (78:5) | |
(6-7) Biz yeri bir beşik, dağları kazıklar yapmadık mı? (78:6) | |
Sizi çift çift yaratdık. (78:8) | |
Uykunuzu dinlenme yapdık. (78:9) | |
Geceyi örtü kıldık. (78:10) | |
Gündüzü maişet vakti yapdık. (78:11) | |
Üstünüze sağlam sağlam yedi (gök) bina etdik. (78:12) | |
(Ona) parıl parıl parıldayan bir kandil asdık. (78:13) | |
O sıkıcı mengenelerden de şarıl şarıl su indirdik, (78:14) | |
(15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye. (78:15) | |
Şübhe yok ki o (hak ile batılı) ayırd etme ve hukûm verme günü ta'yîn edilmiş bir vakıtdır, (78:17) | |
o gün «Suur» a üfürülecek de hepiniz bölük bölük geleceksiniz, (78:18) | |
(o gün) gök açılmış, kapı kapı olmuş, (78:19) | |
dağlar (yerlerinden koparılıb) yürütülmüş, bir serab haaline gelmişdir. (78:20) | |
Şübhesiz ki cehennem bir pusudur. (78:21) | |
Azgınların dönüb dolaşıb girecekleri bir yerdir. (78:22) | |
Sonsuz devirler boyunca içinde kalacaklar, (78:23) | |
orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tatmayacaklar. (78:24) | |
Sâde bir kaynar su, bir de irin (içeceklerdir), (78:25) | |
(Amellerine) uyaun bir ceza olarak. (78:26) | |
Çünkü onlar hiçbir hisâb ummuyorlardı, (78:27) | |
bizim âyetlerimizi alabildiklerine yalan sayıyorlardı. (78:28) | |
Biz ise her şey'i yazıb saymışızdır. (78:29) | |
(Onlara şöyle denilir:) «İşte tadın (cezanızı)! Artık size azâb (ınız) ı artırmakdan başka bir şey yapmayacağız». (78:30) | |
Şübhesiz takva saahibleri için (her korkudan) selâmet (ve her arzuuya) vuslet vardır. (78:31) | |
(Ya o) bağçeler, üzüm bağları, (78:32) | |
memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar, (78:33) | |
dolu kadeh (ler)! (78:34) | |
Orada ne boş bir lâkırdı, ne de birbirine yalan söyleme (nedir) işitmezler. (78:35) | |
(Bunlar) Rabbinden bir mükâfat ve yeter bir bağış olarak (verilir). (78:36) | |
(Evet) göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan şeylerin Rabbi, rahmeti umuuma yaygın olan (Allah) dan (bir mükâfat ve yeter bir bağışdır bu. Mahluklar) Ona hitabda bulunmıya asla muktedir olamazlar, (78:37) | |
O gün Ruuh ve melekler saf haalinde ayakda duracakdır. Rahmeti umuuma yaygın olan (Allah) ın, kendilerine izin verdiğinden başkaları (o gün) konuşmazlar. O (nlar) da (ancak) doğruyu söylemiş (ler) dir (söyleyeceklerdir). (78:38) | |
İşte bu, hak olan o gündür. O halde dileyen kişi Rabbine bir dönüş ve gidiş yeri edinsin. (78:39) | |
Çünkü hakıykaten biz size yakın bir azabın tehlikesini haber verdik. O gün (her) kes iki elinin önden yolladığı ne ise (ona) bakacak, kâfir ise «Ah, ne olurdu ben bir toprak olaydım» diyecek. (78:40) | |