Ali Fikri Yavuz Meali |
|
(Müşrikler) hangi (büyük) şeyden birbirlerine soruyorlar?(78:1) | |
(2-3) O hakkında ayrılığa düşmekte oldukları büyük haberden (öldükten sonra dirilmekten) mi? (Hem bununla alay mı ediyorlar?)(78:2) | |
Hayır, (ihtilâfa lüzum yok, iş dedikleri gibi değil). İleride (kıyamet günü, inkârlarının akıbetini) bilecekler.(78:4) | |
Hayır hayır, ileride bilecekler.(78:5) | |
Biz, yapmadık mı arzı bir döşek,(78:6) | |
Dağları da birer kazık?(78:7) | |
Sizleri de (erkek-dişi) çift çift yarattık.(78:8) | |
Uykunuzu ise, bir dinlenme yaptık.(78:9) | |
Geceyi bir örtü yaptık.(78:10) | |
Gündüzü ise, geçim vakti kıldık.(78:11) | |
Üstünüze, yedi sağlam gök bina ettik.(78:12) | |
İçlerinde parıl parıl ışıldayan bir kandil (güneş) astık.(78:13) | |
Rüzgârların sıkıştırıp yoğunlaştırdığı bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik;(78:14) | |
Onunla çıkaralım diye, daneler, otlar,(78:15) | |
Sarmaş dolaş bağlar, bahçeler...(78:16) | |
Şüphesiz ki, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) o fâsıl günü (kıyamet) muayyen bir vakit olmuştur.(78:17) | |
Sûr’a üfürüleceği o gün, (mezarlardan kalkıp mahşere) bölük bölük gelirsiniz.(78:18) | |
Bir de, sema açılmış da kapı kapı olmuştur.(78:19) | |
Dağlar yürütülmüş de bir serap olmuştur, (yerlerinde yeller esmektedir).(78:20) | |
Muhakkak ki cehennem, (melekler tarafından kâfirleri) bir gözetleme yeridir.(78:21) | |
Kâfirler için bir dönüş yeridir.(78:22) | |
Nice devirler boyunca içinde kalacaklar...(78:23) | |
Orada ne bir serinlik tadacaklar ne de içilecek bir şey!(78:24) | |
Bir kaynar su ve irin içecekler.(78:25) | |
Bir ceza ki, (işledikleri amellere) uygun...(78:26) | |
Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini hiç ummuyorlardı,(78:27) | |
Âyetlerimizi de alabildiklerine yalanlamışlardı.(78:28) | |
Biz ise, her şeyi (Levh-i Mahfûz’da) yazıp tesbit ettik.(78:29) | |
(O kâfirlere şöyle denilir): Şimdi tadın, artık size azap artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz.(78:30) | |
Şüphesiz takva sahiblerine (her türlü kederden) kurtuluş (cennet) var.(78:31) | |
Bahçeler var, üzümler var;(78:32) | |
Aynı yaşta tomurcuk sîneliler,(78:33) | |
Hem dolgun kadehler var...(78:34) | |
Orada ne boş bir lâf işitilir, ne de bir yalan...(78:35) | |
(Bu, takva sahiplerinin işledikleri güzel amellere) bir karşılık ki, Rabbinden, bir ihsandır; yeter mi yeter...(78:36) | |
O, göklerle yerin ve bütün aralarındakilerin Rabbidir; Rahmân’dır: O’na hiç bir sözde (ve itirazda) bulunamazlar.(78:37) | |
O gün Cebrâil ve melekler saf halinde duracaklar. Rahmân’ın, kendisine izin verip de doğruyu söylemiş olandan başkaları bir kelime söyliyemiyecekler...(78:38) | |
İşte bu kıyamet, çaresiz vuku bulacak gündür. Artık dileyen, Rabbine varacak bir yol edinsin, (iman edip itaatten ayrılmasın).(78:39) | |
Çünkü biz, size, (ahirette olacak) yakın bir azabı haber verdik. O gün kişi, ellerinin kazanıp öne (ahirete) gönderdiği amellere bakacak ve kâfir şöyle diyecektir: “- Ah ne olurdu, ben bir toprak olaydım!...”(78:40) | |