» 35 / Fâtir  8:

Kuran Sırası: 35
İniş Sırası: 43
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

 » 35 / Fâtir  Suresi: 8
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَفَمَنْ (ÊFMN) = efemen : kimse (de) mi?
2. زُيِّنَ (ZYN) = zuyyine : süslendirilen
3. لَهُ (LH) = lehu : kendisine
4. سُوءُ (SVÙ) = sū'u : kötü
5. عَمَلِهِ (AMLH) = ǎmelihi : işi
6. فَرَاهُ (FR ËH) = ferāhu : ve onu gören
7. حَسَنًا (ḪSNE) = Hasenen : güzel
8. فَإِنَّ (FÎN) = feinne : şüphesiz
9. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
10. يُضِلُّ (YŽL) = yuDillu : sapıklık içinde bırakır
11. مَنْ (MN) = men : kimseyi
12. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
13. وَيَهْدِي (VYHD̃Y) = ve yehdī : ve yola iletir
14. مَنْ (MN) = men : kimseyi
15. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
16. فَلَا (FLE) = felā : asla
17. تَذْهَبْ (TZ̃HB) = teƶheb : gitmesin
18. نَفْسُكَ (NFSK) = nefsuke : canın
19. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlar için
20. حَسَرَاتٍ (ḪSRET) = Haserātin : hasretlere
21. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
22. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
23. عَلِيمٌ (ALYM) = ǎlīmun : biliyor
24. بِمَا (BME) = bimā : şeyleri
25. يَصْنَعُونَ (YṦNAVN) = yeSneǔne : onların yaptıkları
kimse (de) mi? | süslendirilen | kendisine | kötü | işi | ve onu gören | güzel | şüphesiz | Allah | sapıklık içinde bırakır | kimseyi | dilediği | ve yola iletir | kimseyi | dilediği | asla | gitmesin | canın | onlar için | hasretlere | şüphesiz | Allah | biliyor | şeyleri | onların yaptıkları |

[] [ZYN] [] [SVE] [AML] [REY] [ḪSN] [] [] [ŽLL] [] [ŞYE] [HD̃Y] [] [ŞYE] [] [Z̃HB] [NFS] [] [ḪSR] [] [] [ALM] [] [ṦNA]
ÊFMN ZYN LH SVÙ AMLH FR ËH ḪSNE FÎN ELLH YŽL MN YŞEÙ VYHD̃Y MN YŞEÙ FLE TZ̃HB NFSK ALYHM ḪSRET ÎN ELLH ALYM BME YṦNAVN

efemen zuyyine lehu sū'u ǎmelihi ferāhu Hasenen feinne llahe yuDillu men yeşā'u ve yehdī men yeşā'u felā teƶheb nefsuke ǎleyhim Haserātin inne llahe ǎlīmun bimā yeSneǔne
أفمن زين له سوء عمله فرآه حسنا فإن الله يضل من يشاء ويهدي من يشاء فلا تذهب نفسك عليهم حسرات إن الله عليم بما يصنعون

 » 35 / Fâtir  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أفمن | ÊFMN efemen kimse (de) mi? Then is (he) who -
زين ز ي ن | ZYN ZYN zuyyine süslendirilen is made fair-seeming
له | LH lehu kendisine to him
سوء س و ا | SVE SVÙ sū'u kötü (the) evil
عمله ع م ل | AML AMLH ǎmelihi işi (of) his deed -
فرآه ر ا ي | REY FR ËH ferāhu ve onu gören so that he sees it
حسنا ح س ن | ḪSN ḪSNE Hasenen güzel (as) good?
فإن | FÎN feinne şüphesiz For indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
يضل ض ل ل | ŽLL YŽL yuDillu sapıklık içinde bırakır lets go astray
من | MN men kimseyi whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
ويهدي ه د ي | HD̃Y VYHD̃Y ve yehdī ve yola iletir and guides
من | MN men kimseyi whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills.
فلا | FLE felā asla So (let) not
تذهب ذ ه ب | Z̃HB TZ̃HB teƶheb gitmesin go out
نفسك ن ف س | NFS NFSK nefsuke canın your soul
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlar için for them
حسرات ح س ر | ḪSR ḪSRET Haserātin hasretlere (in) regrets.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun biliyor (is) All-Knower
بما | BME bimā şeyleri of what
يصنعون ص ن ع | ṦNA YṦNAVN yeSneǔne onların yaptıkları they do.

35:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kimse (de) mi? | süslendirilen | kendisine | kötü | işi | ve onu gören | güzel | şüphesiz | Allah | sapıklık içinde bırakır | kimseyi | dilediği | ve yola iletir | kimseyi | dilediği | asla | gitmesin | canın | onlar için | hasretlere | şüphesiz | Allah | biliyor | şeyleri | onların yaptıkları |

[] [ZYN] [] [SVE] [AML] [REY] [ḪSN] [] [] [ŽLL] [] [ŞYE] [HD̃Y] [] [ŞYE] [] [Z̃HB] [NFS] [] [ḪSR] [] [] [ALM] [] [ṦNA]
ÊFMN ZYN LH SVÙ AMLH FR ËH ḪSNE FÎN ELLH YŽL MN YŞEÙ VYHD̃Y MN YŞEÙ FLE TZ̃HB NFSK ALYHM ḪSRET ÎN ELLH ALYM BME YṦNAVN

efemen zuyyine lehu sū'u ǎmelihi ferāhu Hasenen feinne llahe yuDillu men yeşā'u ve yehdī men yeşā'u felā teƶheb nefsuke ǎleyhim Haserātin inne llahe ǎlīmun bimā yeSneǔne
أفمن زين له سوء عمله فرآه حسنا فإن الله يضل من يشاء ويهدي من يشاء فلا تذهب نفسك عليهم حسرات إن الله عليم بما يصنعون

[] [ز ي ن] [] [س و ا] [ع م ل] [ر ا ي] [ح س ن] [] [] [ض ل ل] [] [ش ي ا] [ه د ي] [] [ش ي ا] [] [ذ ه ب] [ن ف س] [] [ح س ر] [] [] [ع ل م] [] [ص ن ع]

 » 35 / Fâtir  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أفمن | ÊFMN efemen kimse (de) mi? Then is (he) who -
,Fe,Mim,Nun,
,80,40,50,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
REL – relative pronoun
الهمزة همزة استفهام
الفاء زائدة
اسم موصول
زين ز ي ن | ZYN ZYN zuyyine süslendirilen is made fair-seeming
Ze,Ye,Nun,
7,10,50,
V – 3rd person masculine singular (form II) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
له | LH lehu kendisine to him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
سوء س و ا | SVE SVÙ sū'u kötü (the) evil
Sin,Vav,,
60,6,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
عمله ع م ل | AML AMLH ǎmelihi işi (of) his deed -
Ayn,Mim,Lam,He,
70,40,30,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فرآه ر ا ي | REY FR ËH ferāhu ve onu gören so that he sees it
Fe,Re,,He,
80,200,,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حسنا ح س ن | ḪSN ḪSNE Hasenen güzel (as) good?
Ha,Sin,Nun,Elif,
8,60,50,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
فإن | FÎN feinne şüphesiz For indeed,
Fe,,Nun,
80,,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الفاء استئنافية
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يضل ض ل ل | ŽLL YŽL yuDillu sapıklık içinde bırakır lets go astray
Ye,Dad,Lam,
10,800,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
من | MN men kimseyi whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ويهدي ه د ي | HD̃Y VYHD̃Y ve yehdī ve yola iletir and guides
Vav,Ye,He,Dal,Ye,
6,10,5,4,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
من | MN men kimseyi whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills.
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
فلا | FLE felā asla So (let) not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
تذهب ذ ه ب | Z̃HB TZ̃HB teƶheb gitmesin go out
Te,Zel,He,Be,
400,700,5,2,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
نفسك ن ف س | NFS NFSK nefsuke canın your soul
Nun,Fe,Sin,Kef,
50,80,60,20,
N – nominative feminine singular noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlar için for them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
حسرات ح س ر | ḪSR ḪSRET Haserātin hasretlere (in) regrets.
Ha,Sin,Re,Elif,Te,
8,60,200,1,400,
N – genitive feminine plural indefinite noun
اسم مجرور
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun biliyor (is) All-Knower
Ayn,Lam,Ye,Mim,
70,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
بما | BME bimā şeyleri of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
يصنعون ص ن ع | ṦNA YṦNAVN yeSneǔne onların yaptıkları they do.
Ye,Sad,Nun,Ayn,Vav,Nun,
10,90,50,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَفَمَنْ: kimse (de) mi? | زُيِّنَ: süslendirilen | لَهُ: kendisine | سُوءُ: kötü | عَمَلِهِ: işi | فَرَاهُ: ve onu gören | حَسَنًا: güzel | فَإِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | يُضِلُّ: sapıklık içinde bırakır | مَنْ: kimseyi | يَشَاءُ: dilediği | وَيَهْدِي: ve yola iletir | مَنْ: kimseyi | يَشَاءُ: dilediği | فَلَا: asla | تَذْهَبْ: gitmesin | نَفْسُكَ: canın | عَلَيْهِمْ: onlar için | حَسَرَاتٍ: hasretlere | إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | عَلِيمٌ: biliyor | بِمَا: şeyleri | يَصْنَعُونَ: onların yaptıkları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أفمن ÊFMN kimse (de) mi? | زين ZYN süslendirilen | له LH kendisine | سوء SWÙ kötü | عمله AMLH işi | فرآه FR ËH ve onu gören | حسنا ḪSNE güzel | فإن FÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | يضل YŽL sapıklık içinde bırakır | من MN kimseyi | يشاء YŞEÙ dilediği | ويهدي WYHD̃Y ve yola iletir | من MN kimseyi | يشاء YŞEÙ dilediği | فلا FLE asla | تذهب TZ̃HB gitmesin | نفسك NFSK canın | عليهم ALYHM onlar için | حسرات ḪSRET hasretlere | إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | عليم ALYM biliyor | بما BME şeyleri | يصنعون YṦNAWN onların yaptıkları |
Kırık Meal (Okunuş) : |efemen: kimse (de) mi? | zuyyine: süslendirilen | lehu: kendisine | sū'u: kötü | ǎmelihi: işi | ferāhu: ve onu gören | Hasenen: güzel | feinne: şüphesiz | llahe: Allah | yuDillu: sapıklık içinde bırakır | men: kimseyi | yeşā'u: dilediği | ve yehdī: ve yola iletir | men: kimseyi | yeşā'u: dilediği | felā: asla | teƶheb: gitmesin | nefsuke: canın | ǎleyhim: onlar için | Haserātin: hasretlere | inne: şüphesiz | llahe: Allah | ǎlīmun: biliyor | bimā: şeyleri | yeSneǔne: onların yaptıkları |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊFMN: kimse (de) mi? | ZYN: süslendirilen | LH: kendisine | SVÙ: kötü | AMLH: işi | FR ËH: ve onu gören | ḪSNE: güzel | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YŽL: sapıklık içinde bırakır | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | VYHD̃Y: ve yola iletir | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | FLE: asla | TZ̃HB: gitmesin | NFSK: canın | ALYHM: onlar için | ḪSRET: hasretlere | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ALYM: biliyor | BME: şeyleri | YṦNAVN: onların yaptıkları |
Abdulbaki Gölpınarlı : İşlediği kötü iş kendisine bezenen ve onu güzel gören adam, iyiyi, kötüyü bilen gibi midir? Hiç şüphe yok ki Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini doğru yola sevk eder; onlar için hasretlere düşüp üzüntüler verme kendine; şüphe yok ki Allah, onların işledikleri şeyleri bilir.
Adem Uğur : Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.
Ahmed Hulusi : Kötü fiilleri kendisine süslü gösterilince, kendini iyi sanan (nasıl iyilerle bir olur)! Muhakkak ki Allâh, dilediğini saptırır ve dilediğine hidâyet verir. . . O hâlde hüsran ehlini düşünüp üzülme! Muhakkak ki Allâh onların ürettiklerini (Yaratan'ı olarak) Aliym'dir.
Ahmet Tekin : Bilinçli olarak işlediği kötü ameli kendisine, süslenerek güzel gösterilip de, onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç istemeyen mü’min kimse gibi midir? Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkların hak yoldan uzaklaşıp dalâleti tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları doğru yola sevketme lütfunda da bulunur. Onlar adına üzülerek, için yanmasın, canın sıkılmasın. Allah onların yaptıkları düzenbazlıkları iyi biliyor.
Ahmet Varol : Kötü ameli kendine süslü gösterilen ve böylece onu güzel gören kimse (doğru yolda olanla bir midir)? Şüphesiz Allah dilediğini sapıklığa düşürür dilediğini de doğru yola eriştirir. Öyleyse nefsin onlara karşı hasretlere (üzüntülere) kapılmasın. Şüphesiz Allah onların yaptıklarını bilmektedir.
Ali Bulaç : Kötü olarak işledikleri kendisine çekici, süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yaptıklarını bilendir.
Ali Fikri Yavuz : Hiç kötü ameli kendisine süslenipte onu güzel gören kimse, (hakkı hak ve bâtılı bâtıl gören gibi olur mu?) Doğrusu Allah dilediğini şaşırtır, dilediğine de hidayet verir. O halde (Ey Rasûlüm, insanlar inkârlarından dolayı helâk olacaklar diye) onlara üzülüp kendini mahvetme. Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını tamamiyle bilir.
Bekir Sadak : Kotu isi kendisine guzel gosterilip de onu guzel goren kimse, kotulugu hic islemeyene benzer mi? suphesiz Allah diledigini saptirir, diledigini de dogru yola eristirir. Artik onlara uzulerek kendini harabetme; Allah onlarin yaptiklarini suphesiz bilir.
Celal Yıldırım : Kötü ameli kendisine çekici gösterip de onu güzel gören kimse, (iyi yararlı amellerde bulunan kimse gibi midir?). Allah, elbette dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Artık onlara karşı üzüntülere kapılarak kendini yıpratmaya yönelme. Şüphesiz ki Allah onların neler işlediğini bilendir.
Diyanet İşleri : Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
Diyanet İşleri (eski) : Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç işlemeyene benzer mi? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Artık onlara üzülerek kendini harabetme; Allah onların yaptıklarını şüphesiz bilir.
Diyanet Vakfi : Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.
Edip Yüksel : Kötü işi, kendisine süslenip de onu güzel gören kimseye ne dersin? ALLAH dileyeni saptırır ve dileyeni yola iletir. Öyleyse onlar için kendini üzüp durma. ALLAH onların yaptıklarını iyi Bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş olan kimse de mi (iman edip salih amel işleyenler gibi olacak)? Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır. O halde canın onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Çünkü Allah, onların bütün yaptıklarını bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel gören kimse de mi (iman edip yararlı iş yapan gibi olacak)? Şüphe yok ki, Allah, dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola çıkarır. O halde gönlün onlara karşı hasretlerle geçmesin! Allah onların bütün sanatlarını bilir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya artık o kimse de mi ki? Kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş, şübhe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola çıkarır, o halde nefsin onlara karşı hasretlerle geçmesin, çünkü Allah onların bütün san'atlerini bilir
Fizilal-il Kuran : Kötü işi allandırılıp pullandırılarak gözüne güzel gösterilen kimse davranışlarını süzgeçten geçiren, gerçekçi biri gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Sakın onlar için hayıflanma. Hiç kuşkusuz onların neler yaptıklarını Allah iyi bilir.
Gültekin Onan : Kötü olarak işledikleri kendisine çekici, süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Tanrı katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Tanrı, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Tanrı, yaptıklarını bilendir.
Hakkı Yılmaz : Onun için, kötü ameli kendisine süslü gösterilen sonra da onu güzel gören kişi mi? Şüphe yok ki Allah dilediğini/dileyeni şaşırtır, dilediğine/dileyene de kılavuzluk eder. Onun için canın onlara karşı hasretlerle/ üzüntülerle sıkılıp gitmesin. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilir.
Hasan Basri Çantay : Ya kötü amel (ve Hareket) i kendisine süslü gösterilib de onu hoş gören adam mı (Allahın hidâyet etdiği kimseler gibi tanılacak)? Şübhe yok ki Allah kimi dilerse şaşırtır, kimi de dilerse doğru yola sevk eder. O halde (habibîm) nefsin onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle tükenib) gitmesin. Çünkü Allah onların neler yapmakda olduklarını çok iyi bilendir.
Hayrat Neşriyat : Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, (kötülüğü hiç istemeyen kimse gibi) midir? Artık şübhe yok ki Allah, dilediğini (küfründeki inadı sebebiyle)dalâlete atar, dilediğini de (hikmetine binâen, kendi lütfundan) hidâyete erdirir. Öyle ise (îmân etmiyorlar diye) nefsin onlara hasretlerle (üzüntüyle tükenip) gitmesin! Muhakkak ki Allah,(onlar) ne yapıyorlarsa hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Kötü işi kendisine süslendirilip de onu güzel gören bir midir? Muhakkak ki Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete erdirir. Öuleyse onlara yanarak kendini harab etme. Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını bilendir.
İskender Evrenosoğlu : Fakat kötü ameli, kendisine süslenen (güzel gösterilen), böylece onu güzel gören kişi mi? İşte muhakkak ki Allah, dilediği kişiyi dalâlette bırakır ve dilediği kişiyi hidayete erdirir. Artık onlar için nefsin, hasret duymasın (hüzünlenmesin). Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.
Muhammed Esed : O halde, işlediği kötü, çirkin fiillerin cazibesine kapılıp (sonunda) onları güzel gören biri (Şeytan'ın adamlarından başkası) olur mu? Kuşkusuz Allah, (doğru yoldan sapmak) isteyenin sapmasına izin verir, (aydınlığa ulaşmak) isteyeni de aydınlığa ulaştırır. O halde (ey müminler,) onlara üzülerek kendinizi perişan etmeyin! Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ya o kimse ki, ona kötü ameli süslü gösterilmiş de onu güzel görmüştür. (O hiç ehl-i salâh gibi olabilir mi?) Muhakkak ki, Allah dilediğini şaşırtır ve dilediğini doğru yola iletir. Artık nefsin onların üzerine teessüflerle geçip gitmesin. Şüphe yok ki, Allah (onların) neler işlediklerini tamamıyla bilendir.
Ömer Öngüt : Kötülükleri kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Şüphesiz ki Allah dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete erdirir. O halde nefsin onlar hakkında bir takım üzüntülere dalarak yıpranmasın. Çünkü Allah onların yaptıklarını çok iyi bilendir.
Şaban Piriş : Kötü işler kendisine süslenip, onu güzel gören kimse böyle midir? Allah, dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini doğru yola çıkarır. Öyleyse onlar için kendini üzüp durma! Allah, onların ne yaptıklarını biliyor.
Suat Yıldırım : Hiç kötü işleri kendisine güzel görünen kimse, iyilik edip dürüst işler işleyen kimse gibi olur mu?Allah dilediğini sapıklığa, dilediğini doğru yola iletir. O halde o insanlardan ötürü üzülüp kendini mahvetme! Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını bilir.
Süleyman Ateş : Kötü işi, kendisine süslendirilip de onu güzel gören kimse (vehmine aldanmayarak kötü amelini güzel görmeyen, aklıyle gerçeği gören kimse gibi olur) mu? Allâh dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini yola iletir. Bundan dolayı canın, onlar için hasretlere (üzüntülere) gitmesin, Allâh onların ne yaptıklarını biliyor.
Tefhim-ul Kuran : Kötü olarak yapıp ettikleri kendisine çekici, süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yapmakta olduklarını bilendir.
Ümit Şimşek : Kötü işi kendisine süslenip de artık onu güzel bir iş olarak görmeye başlayan kimse de o mü'minler gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Onlar için kendini yiyip bitirme. Allah onların özene bezene yaptıkları işleri çok iyi biliyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini/ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}