» 35 / Fâtir  27:

Kuran Sırası: 35
İniş Sırası: 43
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

 » 35 / Fâtir  Suresi: 27
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَلَمْ (ÊLM) = elem :
2. تَرَ (TR) = tera : görmedin mi
3. أَنَّ (ÊN) = enne : elbette
4. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
5. أَنْزَلَ (ÊNZL) = enzele : indirdi
6. مِنَ (MN) = mine : -ten
7. السَّمَاءِ (ELSMEÙ) = s-semāi : gök-
8. مَاءً (MEÙ) = māen : su
9. فَأَخْرَجْنَا (FÊḢRCNE) = feeḣracnā : böylece çıkardık
10. بِهِ (BH) = bihi : onunla
11. ثَمَرَاتٍ (S̃MRET) = ṧemerātin : meyvalar
12. مُخْتَلِفًا (MḢTLFE) = muḣtelifen : çeşit çeşit
13. أَلْوَانُهَا (ÊLVENHE) = elvānuhā : renkleri
14. وَمِنَ (VMN) = ve mine : ve
15. الْجِبَالِ (ELCBEL) = l-cibāli : dağlardan
16. جُدَدٌ (CD̃D̃) = cudedun : yollar
17. بِيضٌ (BYŽ) = bīDun : beyaz
18. وَحُمْرٌ (VḪMR) = ve Humrun : ve kırmızı
19. مُخْتَلِفٌ (MḢTLF) = muḣtelifun : değişik
20. أَلْوَانُهَا (ÊLVENHE) = elvānuhā : renklerde
21. وَغَرَابِيبُ (VĞREBYB) = ve ğarābību : ve simsiyah
22. سُودٌ (SVD̃) = sūdun : kara
| görmedin mi | elbette | Allah | indirdi | -ten | gök- | su | böylece çıkardık | onunla | meyvalar | çeşit çeşit | renkleri | ve | dağlardan | yollar | beyaz | ve kırmızı | değişik | renklerde | ve simsiyah | kara |

[] [REY] [] [] [NZL] [] [SMV] [MVH] [ḢRC] [] [S̃MR] [ḢLF] [LVN] [] [CBL] [CD̃D̃] [BYŽ] [ḪMR] [ḢLF] [LVN] [ĞRB] [SVD̃]
ÊLM TR ÊN ELLH ÊNZL MN ELSMEÙ MEÙ FÊḢRCNE BH S̃MRET MḢTLFE ÊLVENHE VMN ELCBEL CD̃D̃ BYŽ VḪMR MḢTLF ÊLVENHE VĞREBYB SVD̃

elem tera enne llahe enzele mine s-semāi māen feeḣracnā bihi ṧemerātin muḣtelifen elvānuhā ve mine l-cibāli cudedun bīDun ve Humrun muḣtelifun elvānuhā ve ğarābību sūdun
ألم تر أن الله أنزل من السماء ماء فأخرجنا به ثمرات مختلفا ألوانها ومن الجبال جدد بيض وحمر مختلف ألوانها وغرابيب سود

 » 35 / Fâtir  Suresi: 27
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
تر ر ا ي | REY TR tera görmedin mi you see
أن | ÊN enne elbette that
الله | ELLH llahe Allah Allah
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL enzele indirdi sends down
من | MN mine -ten from
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
ماء م و ه | MVH MEÙ māen su water,
فأخرجنا خ ر ج | ḢRC FÊḢRCNE feeḣracnā böylece çıkardık then We bring forth
به | BH bihi onunla therewith
ثمرات ث م ر | S̃MR S̃MRET ṧemerātin meyvalar fruits
مختلفا خ ل ف | ḢLF MḢTLFE muḣtelifen çeşit çeşit (of) various
ألوانها ل و ن | LVN ÊLVENHE elvānuhā renkleri [their] colors?
ومن | VMN ve mine ve And in
الجبال ج ب ل | CBL ELCBEL l-cibāli dağlardan the mountains
جدد ج د د | CD̃D̃ CD̃D̃ cudedun yollar (are) tracts,
بيض ب ي ض | BYŽ BYŽ bīDun beyaz white
وحمر ح م ر | ḪMR VḪMR ve Humrun ve kırmızı and red
مختلف خ ل ف | ḢLF MḢTLF muḣtelifun değişik (of) various
ألوانها ل و ن | LVN ÊLVENHE elvānuhā renklerde [their] colors,
وغرابيب غ ر ب | ĞRB VĞREBYB ve ğarābību ve simsiyah and intensely black.
سود س و د | SVD̃ SVD̃ sūdun kara and intensely black.

35:27 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| görmedin mi | elbette | Allah | indirdi | -ten | gök- | su | böylece çıkardık | onunla | meyvalar | çeşit çeşit | renkleri | ve | dağlardan | yollar | beyaz | ve kırmızı | değişik | renklerde | ve simsiyah | kara |

[] [REY] [] [] [NZL] [] [SMV] [MVH] [ḢRC] [] [S̃MR] [ḢLF] [LVN] [] [CBL] [CD̃D̃] [BYŽ] [ḪMR] [ḢLF] [LVN] [ĞRB] [SVD̃]
ÊLM TR ÊN ELLH ÊNZL MN ELSMEÙ MEÙ FÊḢRCNE BH S̃MRET MḢTLFE ÊLVENHE VMN ELCBEL CD̃D̃ BYŽ VḪMR MḢTLF ÊLVENHE VĞREBYB SVD̃

elem tera enne llahe enzele mine s-semāi māen feeḣracnā bihi ṧemerātin muḣtelifen elvānuhā ve mine l-cibāli cudedun bīDun ve Humrun muḣtelifun elvānuhā ve ğarābību sūdun
ألم تر أن الله أنزل من السماء ماء فأخرجنا به ثمرات مختلفا ألوانها ومن الجبال جدد بيض وحمر مختلف ألوانها وغرابيب سود

[] [ر ا ي] [] [] [ن ز ل] [] [س م و] [م و ه] [خ ر ج] [] [ث م ر] [خ ل ف] [ل و ن] [] [ج ب ل] [ج د د] [ب ي ض] [ح م ر] [خ ل ف] [ل و ن] [غ ر ب] [س و د]

 » 35 / Fâtir  Suresi: 27
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
تر ر ا ي | REY TR tera görmedin mi you see
Te,Re,
400,200,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
أن | ÊN enne elbette that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL enzele indirdi sends down
,Nun,Ze,Lam,
,50,7,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
ماء م و ه | MVH MEÙ māen su water,
Mim,Elif,,
40,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فأخرجنا خ ر ج | ḢRC FÊḢRCNE feeḣracnā böylece çıkardık then We bring forth
Fe,,Hı,Re,Cim,Nun,Elif,
80,,600,200,3,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onunla therewith
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
ثمرات ث م ر | S̃MR S̃MRET ṧemerātin meyvalar fruits
Se,Mim,Re,Elif,Te,
500,40,200,1,400,
N – genitive feminine plural indefinite noun
اسم مجرور
مختلفا خ ل ف | ḢLF MḢTLFE muḣtelifen çeşit çeşit (of) various
Mim,Hı,Te,Lam,Fe,Elif,
40,600,400,30,80,1,
N – accusative masculine indefinite (form VIII) active participle
اسم منصوب
ألوانها ل و ن | LVN ÊLVENHE elvānuhā renkleri [their] colors?
,Lam,Vav,Elif,Nun,He,Elif,
,30,6,1,50,5,1,
"N – nominative masculine plural noun → Color
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun"
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومن | VMN ve mine ve And in
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
الجبال ج ب ل | CBL ELCBEL l-cibāli dağlardan the mountains
Elif,Lam,Cim,Be,Elif,Lam,
1,30,3,2,1,30,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
جدد ج د د | CD̃D̃ CD̃D̃ cudedun yollar (are) tracts,
Cim,Dal,Dal,
3,4,4,
N – nominative masculine plural indefinite noun
اسم مرفوع
بيض ب ي ض | BYŽ BYŽ bīDun beyaz white
Be,Ye,Dad,
2,10,800,
ADJ – nominative plural indefinite adjective
صفة مرفوعة
وحمر ح م ر | ḪMR VḪMR ve Humrun ve kırmızı and red
Vav,Ha,Mim,Re,
6,8,40,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative plural indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
مختلف خ ل ف | ḢLF MḢTLF muḣtelifun değişik (of) various
Mim,Hı,Te,Lam,Fe,
40,600,400,30,80,
N – nominative masculine indefinite (form VIII) active participle
اسم مرفوع
ألوانها ل و ن | LVN ÊLVENHE elvānuhā renklerde [their] colors,
,Lam,Vav,Elif,Nun,He,Elif,
,30,6,1,50,5,1,
"N – nominative masculine plural noun → Color
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun"
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وغرابيب غ ر ب | ĞRB VĞREBYB ve ğarābību ve simsiyah and intensely black.
Vav,Ğayn,Re,Elif,Be,Ye,Be,
6,1000,200,1,2,10,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
سود س و د | SVD̃ SVD̃ sūdun kara and intensely black.
Sin,Vav,Dal,
60,6,4,
ADJ – nominative masculine plural indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَلَمْ: | تَرَ: görmedin mi | أَنَّ: elbette | اللَّهَ: Allah | أَنْزَلَ: indirdi | مِنَ: -ten | السَّمَاءِ: gök- | مَاءً: su | فَأَخْرَجْنَا: böylece çıkardık | بِهِ: onunla | ثَمَرَاتٍ: meyvalar | مُخْتَلِفًا: çeşit çeşit | أَلْوَانُهَا: renkleri | وَمِنَ: ve | الْجِبَالِ: dağlardan | جُدَدٌ: yollar | بِيضٌ: beyaz | وَحُمْرٌ: ve kırmızı | مُخْتَلِفٌ: değişik | أَلْوَانُهَا: renklerde | وَغَرَابِيبُ: ve simsiyah | سُودٌ: kara |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألم ÊLM | تر TR görmedin mi | أن ÊN elbette | الله ELLH Allah | أنزل ÊNZL indirdi | من MN -ten | السماء ELSMEÙ gök- | ماء MEÙ su | فأخرجنا FÊḢRCNE böylece çıkardık | به BH onunla | ثمرات S̃MRET meyvalar | مختلفا MḢTLFE çeşit çeşit | ألوانها ÊLWENHE renkleri | ومن WMN ve | الجبال ELCBEL dağlardan | جدد CD̃D̃ yollar | بيض BYŽ beyaz | وحمر WḪMR ve kırmızı | مختلف MḢTLF değişik | ألوانها ÊLWENHE renklerde | وغرابيب WĞREBYB ve simsiyah | سود SWD̃ kara |
Kırık Meal (Okunuş) : |elem: | tera: görmedin mi | enne: elbette | llahe: Allah | enzele: indirdi | mine: -ten | s-semāi: gök- | māen: su | feeḣracnā: böylece çıkardık | bihi: onunla | ṧemerātin: meyvalar | muḣtelifen: çeşit çeşit | elvānuhā: renkleri | ve mine: ve | l-cibāli: dağlardan | cudedun: yollar | bīDun: beyaz | ve Humrun: ve kırmızı | muḣtelifun: değişik | elvānuhā: renklerde | ve ğarābību: ve simsiyah | sūdun: kara |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLM: | TR: görmedin mi | ÊN: elbette | ELLH: Allah | ÊNZL: indirdi | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | MEÙ: su | FÊḢRCNE: böylece çıkardık | BH: onunla | S̃MRET: meyvalar | MḢTLFE: çeşit çeşit | ÊLVENHE: renkleri | VMN: ve | ELCBEL: dağlardan | CD̃D̃: yollar | BYŽ: beyaz | VḪMR: ve kırmızı | MḢTLF: değişik | ÊLVENHE: renklerde | VĞREBYB: ve simsiyah | SVD̃: kara |
Abdulbaki Gölpınarlı : Görmez misin ki şüphe yok, Allah, gökten yağmur yağdırır da o sâyede renkleri çeşit çeşit meyveler bitirir ve dağlarda da beyaz, kırmızı, çeşitli renklerde ve kapkara yollar meydana getirir.
Adem Uğur : Görmedin mi Allah gökten su indirdi. Onunla renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan (geçen) beyaz, kırmızı, degişik renklerde ve simsiyah yollar (yaptık).
Ahmed Hulusi : Görmedin mi ki Allâh semâdan bir su (ilim) inzâl etti. . . Onunla renkleri muhtelif meyveler (düşünce sahipleri) çıkardık. . . Dağlardan (benlik sahipleri) da beyaz, renkleri muhtelif kırmızı ve simsiyah cüddeler (renkleri {anlamları - yaşam tarzları} farklı olan yollar var).
Ahmet Tekin : Allah’ın gökten su indirdiğini görmüyor musun? Biz onunla, renkleri çeşit çeşit meyvalar yetiştirdik. Dağlarda beyazlı kırmızılı, muhtelif renkli yol yol damarlar, farklı kesitler, koyu, kuzgunî renkte kapkara topraklar ve kayalar var ettik.
Ahmet Varol : Allah'ın gökten su indirdiğini görmedin mi? Böylece onunla renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlarda da beyaz, kırmızı, değişik renklerde ve simsiyah yollar varettik.
Ali Bulaç : Allah'ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı, renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık).
Ali Fikri Yavuz : Görmedin mi, Allah gökten bir yağmur indirdi de onunla cinsleri başka başka bir çok meyveler çıkardı? Dağlardan da (renklerine göre) beyaz ve kırmızı, renkleri çeşitli, hem de kapkara yollar yaptık.
Bekir Sadak : Allah'in gokten su indirdigini gormez misin? Biz onunla turlu turlu renkte urunler yetistirmis; daglarda da beyaz, kirmizi, siyah ve turlu renkte yollar varetmisizdir.
Celal Yıldırım : Görmedin mi ki, Allah gökten su indirdi de biz onunla renkleri farklı meyveler çıkardık. Dağlardan da kimi beyaz, kimi kırmızı muhtelif renklerde ve siyahımsı görünümde çeşitli yollar meydana getirdik.
Diyanet İşleri : Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın gökten su indirdiğini görmez misin? Biz onunla türlü türlü renkte ürünler yetiştirmiş; dağlarda da beyaz, kırmızı, siyah ve türlü renkte yollar varetmişizdir.
Diyanet Vakfi : Görmedin mi Allah gökten su indirdi. Onunla renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan (geçen) beyaz, kırmızı, değişik renklerde ve simsiyah yollar (yaptık).
Edip Yüksel : ALLAH'ın gökten bir su indirdiğini görmedin mi? Onunla çeşitli renklerde ürünler çıkarırız. Hatta dağlarda bile beyaz, kırmızı veya rengarenk katmanlar vardır. Kargalar ise siyahtır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Görmedin mi Allah gökten bir su indirdi. Biz onunla renkleri başka başka meyveler çıkardık. Dağlarda da yollar, beyazlı kırmızılı çeşitli renklerde ve kapkara topraklar var.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Görmedin mi Allah, yukarıdan bir su indirdi de onunla renkleri başka başka birçok meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var, beyazlı, kırmızılı, renkleri çeşitli, bir de kuzguni siyahlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Görmedin mi Allah yukardan bir su indirdi de onunla bir çok meyveler çıkardık; renkleri başka başka, dağlardan da yollar var, beyazlı kırmızılı, renkleri muhtelif, hem de kuzgûnî siyahlar
Fizilal-il Kuran : Allah'ın gökten su indirdiğini görmüyor musun? O su aracılığı ile türlü türlü renkte meyvalar yetiştirdik. Dağlarda beyaz, kırmızı, koyu siyah değişik renklerde yollar, patikalar açtık.
Gültekin Onan : Tanrı'nın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece biz onunla renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı, renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık).
Hakkı Yılmaz : "Görmedin mi/ hiç düşünmedin mi, gerçekten Allah gökten bir su indirdi? Biz onunla renkleri başka başka meyveler/ ürünler çıkarıverdik. Dağlardan da yollar var; beyazlı, kırmızılı çeşitli renklerde/ renklerin değişik tonlarında. Ve kapkara topraklar/ yollar da var. "
Hasan Basri Çantay : Allahın, gökden bir su indirdiğini ve işte onunla nev'ileri başka başka meyveler (bitirib) çıkardığımızı görmedin mi? Dağlardan da beyaz beyaz, kırmızı kırmızı, renkleri çeşidli ve kuzgunî siyah yollar (yapdık).
Hayrat Neşriyat : Görmedin mi, muhakkak ki Allah gökten bir su indirdi. Böylece onunla renkleri muhtelif mahsûller çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı, renkleri farklı ve simsiyah yollar(yaptık).
İbni Kesir : Görmez misin ki; Allah, gökten su indirmiştir. Onunla Biz, türlü türlü renkte meyveler çıkarmışızdır. Dağlardan da beyaz, kırmızı, siyah ve türlü renkte yollar yaptık.
İskender Evrenosoğlu : Allah'ın suyu, semadan indirdiğini görmedin mi? Böylece onunla çeşitli renklerde ürünler (meyveler) çıkardık. Ve dağlardan beyaz, kırmızı, çeşitli renklerde ve kara ve kapkara (koyu siyah) yollar (kıldık).
Muhammed Esed : Görmüyor musun, Allah, göklerden su indirmekte ve onunla türlü renklere (ve tadlara) sahip meyveler yetiştirmekteyiz; nasıl ki dağlarda kırmızı ve beyaz renkte ve simsiyah çizgiler var,
Ömer Nasuhi Bilmen : Görmedin mi ki, muhakkak Allah gökten bir su indirdi de onunla renkleri muhtelif meyveler çıkardık ve dağlardan da yollar vardır ki, beyazdırlar ve kırmızıdırlar, renkleri muhteliftir ve siyah siyah kayalar da vardır.
Ömer Öngüt : Görmez misin ki, Allah gökten su indirdi. Biz o su ile renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan (geçen) beyaz, kırmızı, çeşit çeşit renklerde ve simsiyah yollar yaptık.
Şaban Piriş : Allah’ın gökten su indirdiğini ve onunla çeşitli renklerde ürünler çıkardığımızı görmüyor musun? Dağların beyazı, kırmızısı, muhtelif renklerde ve siyahımsı görünümlü yolları vardır.
Suat Yıldırım : Görmez misin ki Allah gökten bir su indirir. Onunla rengârenk, çeşitli meyveler yetiştiririz. Dağlardan da beyaz, kızıl, siyah ve türlü türlü renklerde yollar varetmişizdir.
Süleyman Ateş : Görmedin mi Allâh gökten su indirdi de, onunla renkleri çeşit çeşit meyvalar çıkardık. Dağlardan (geçen) beyaz, kırmızı, değişik renklerde ve simsiyah yollar (yarattık).
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı, renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık).
Ümit Şimşek : Allah'ın gökten bir su indirdiğini görmedin mi? Onunla Biz rengârenk ürünler çıkardık. Bunun gibi, dağlarda da beyazlı, kırmızılı, kapkara ve daha nice renklerde damarlar açtık.
Yaşar Nuri Öztürk : Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}