Ahmed Hulusi Meali |
|
Andolsun o ardı ardına irsâl olunanlara;(77:1) | |
Şiddetle esip de savuranlara;(77:2) | |
Diriltip ayağa kaldıranlara;(77:3) | |
Seçip ayıranlara;(77:4) | |
Hatırlatıcıyı ilka edenlere (şuurda açığa çıkaran kuvveler. Mele-i Âlâ. Alûn melekler. "İlka" da, "likâ" da aynen "nefh" gibi derûndan zâhire ya da içten dışa doğru "şuurda" oluşan bir hâl, hissediştir. Ahfâ - Hafî {Sıfat tecellisi} - Sır {Esmâ tecellisi} - Ruh {Fuad - Esmâ mânâları yansıtıcısı} - Kalp {Şuur} - Nefs {Bilinç} sıralamasında, Ruh'tan kalbe yansımaları anlatır. "Halife - İnsan" bu mertebelerin tamamıdır ya da bu bütünlüğe "İnsan" adı verilmiştir; denebilir. Bundan yukarısının ise dile gelip anlatılması doğru değildir, denir. Allâhu âlem! A. H. )!(77:5) | |
Özür (kabahati silmek için) yahut uyarı olmak üzere.(77:6) | |
Vadolunduğunuz (bâ's) mutlaka gerçekleşecektir!(77:7) | |
Yıldızlar silindiğinde (ışıkları görünmez olduğunda),(77:8) | |
Semâ yarıldığında,(77:9) | |
Dağlar savrulduğunda,(77:10) | |
Rasûller (-Nebiler değil-) yeni işlevleri için yerlerini aldıklarında.(77:11) | |
Hangi gün için ertelenmişlerdi?(77:12) | |
Ayırt edilme süreci için!(77:13) | |
Fasl (ayırt edilme) süreci nedir bilir misin?(77:14) | |
O süreçte (ölümle birlikte başlayacak ikinci yaşam sürecini) yalanlayanların vay hâline!(77:15) | |
Evvelkileri helâk etmedik mi?(77:16) | |
Sonra, ardı sıra gelenleri de onlara tâbi ederiz (onlar da helâk olurlar).(77:17) | |
İşte suçluları böyle yaparız!(77:18) | |
O süreçte yalanlayanların vay hâline!(77:19) | |
Sizi basit bir sudan yaratmadık mı?(77:20) | |
Onu güvenli bir mekânda (rahimde) oluşturduk;(77:21) | |
Malûm bir kadere kadar!(77:22) | |
Böylece biz takdir ettik! Ne güzel takdir edenleriz!(77:23) | |
Arzı bir toplanma yeri kılmadık mı?(77:25) | |
Diriler ve ölüler için!(77:26) | |
Orada yüksek (haşmetli, azametli) sâbit dağlar oluşturduk ve size tatlı bir su içirdik.(77:27) | |
Haydi, yalanlamakta olduğunuza gidin!(77:29) | |
Haydi, üççatallı gölgeye gidin (Hristiyanların inandığı teslis - üçleme; Allâh - Ruh-ül Kuds ve Oğlu inancı kurtarsın bakalım sizi, anlamında)!(77:30) | |
Ne (ateşten) gölgelendirir ve ne de (renk renk) alevden kurtarır!(77:31) | |
Muhakkak ki o saray gibi büyük kıvılcımlar atar!(77:32) | |
Sanki o (kıvılcımlar) sarı dev halatlar gibidir!(77:33) | |
Bu, konuşamayacakları gündür.(77:35) | |
Onlara izin de verilmez ki mazeret beyan etsinler!(77:36) | |
O süreci yalanlayanların vay hâline!(77:37) | |
Bu ayırt etme sürecidir! Sizi ve öncekileri bir araya getirdik.(77:38) | |
Eğer bir hileniz varsa, hadi bana bir hile yapın!(77:39) | |
Muhakkak ki müttekîler (korunmuşlar), gölgelerin ve kaynakların içindedirler.(77:41) | |
Canlarının çektiklerinden meyvelerle!(77:42) | |
"Yaptığınız çalışmalardan dolayı afiyetle yeyin ve için!"(77:43) | |
Doğrusu biz muhsinleri (müşahedelerinde Hak'tan gayrı bulunmayanları) böylece cezalandırırız!(77:44) | |
"Yeyin ve azıcık keyif sürün (dünyada). . . Muhakkak ki siz suçlularsınız!"(77:46) | |
Onlara (müşriklere): "Boyun eğin" denildiğinde, rükû etmezler!(77:48) | |
Artık Ondan (Kurân'ın verdiği bu büyük haberden) sonra hangi söze iman ederler?(77:50) | |