Ali Bulaç Meali |
|
Birbiri ardınca gönderilenlere andolsun;(77:1) | |
Derken kökünden koparıp savuranlara.(77:2) | |
Yaydıkça yayanlara.(77:3) | |
Böylece ayırdıkça ayıranlara,(77:4) | |
Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara;(77:5) | |
Özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) veya uyarmak için.(77:6) | |
Şüphesiz, size vaadedilen gerçekleşecektir.(77:7) | |
Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman,(77:8) | |
Gök yarıldığı zaman(77:9) | |
Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman,(77:10) | |
Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman(77:11) | |
(Bu,) Hangi gün için ertelenmişti?(77:12) | |
(Mü'mini müşrikten, haklıyı haksızdan) Ayırma günü için.(77:13) | |
Bu ayırma gününü sana ne bildirdi?(77:14) | |
O gün, yalanlayanların vay haline.(77:15) | |
Biz, öncekileri helak etmedik mi?(77:16) | |
Sonra arkadan gelenleri onların izinde yürüteceğiz.(77:17) | |
İşte biz, suçlu günahkarlara böyle yapıyoruz.(77:18) | |
Sizi basbayağı bir sudan yaratmadık mı?(77:20) | |
Sonra onu savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.(77:21) | |
Belli bir süreye kadar;(77:22) | |
İşte (buna) güç yetirdik. Demek ki, biz ne güzel güç yetirenleriz.(77:23) | |
Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?(77:25) | |
Dirilere ve ölülere.(77:26) | |
Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su içirmedik mi?(77:27) | |
Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin.(77:29) | |
Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin.(77:30) | |
Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur.(77:31) | |
Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar.(77:32) | |
Her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir.(77:33) | |
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.(77:35) | |
Ve onlara özür beyan etmeleri için izin verilmez.(77:36) | |
Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri 'bir arada topladık.'(77:38) | |
Şayet kurabileceğiniz hileli bir düzeniniz varsa, durmaksızın bana karşı kurun.(77:39) | |
Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadır;(77:41) | |
Arzu ettikleri her türlü meyveyi bulurlar.(77:42) | |
Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.(77:43) | |
Elbette biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüllendiririz.(77:44) | |
(Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu günahkar kimselersiniz.(77:46) | |
Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman, rüku etmezler.(77:48) | |
Artık onlar, bundan sonra hangi söze inanacaklar?(77:50) | |