Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
|
Andolsun, ardı ardınca, iyilikle gönderilenlere.(77:1) | |
Şiddetle esip yelenlere.(77:2) | |
Bulutları yayıp sürenlere.(77:3) | |
Gerçekle aslı olmayanı ayırt edenlere.(77:4) | |
Öğütleri telkin edenlere.(77:5) | |
Özürle suçu yok etmek husûsunda olsun, yahut korkutma husûsuna âit bulunsun.(77:6) | |
Şüphe yok ki size vaat edilen, mutlaka olacak.(77:7) | |
Yıldızların ışıkları sönünce.(77:8) | |
Ve gök yarılınca.(77:9) | |
Ve dağlar, yerlerinden kopup dümdüz olunca.(77:10) | |
Ve peygamberler toplanınca.(77:11) | |
Hangi gün için geciktirildi bunlar?(77:12) | |
Ayırma günü için.(77:13) | |
Ve nedir, bilir misin ayırma günü?(77:14) | |
Vay hallerine o gün yalanlayanların.(77:15) | |
Önce gelenleri helâk etmedik mi?(77:16) | |
Sonra da son gelenleri tutar, katarız onlara.(77:17) | |
Böyle yaparız günahkârlara.(77:18) | |
Sizi, bayağı ve azıcık bir sudan yaratmadık mı?(77:20) | |
Derken onu, karâr edilecek kuvvetli bir yerde tutmadık mı?(77:21) | |
Bilinen bir müddete dek.(77:22) | |
Derken taktîr ettik yaratılışını, ne güzel de takdîr ederiz biz.(77:23) | |
Yeryüzünü, bir toplantı yeri olarak halk etmedik mi?(77:25) | |
Dirilere ve ölülere.(77:26) | |
Ve orada, sâbit ve metin dağlar yarattık ve sizi, tatlı suyla suvardık.(77:27) | |
Haydi yürüyün yalanladığınıza doğru.(77:29) | |
Yürüyün üç kola ayrılmış gölgeye doğru.(77:30) | |
Ne gölgelendirir sizi o, ne alevden korur.(77:31) | |
O, köşk gibi kıvılcımlar fırlatır.(77:32) | |
Sanki o kıvılcımlar, birer sarı erkek devedir.(77:33) | |
Bu, bir gündür ki söz söyleyemezler.(77:35) | |
Onlara izin de verilmez, özür getiremezler.(77:36) | |
Budur ayırma günü, sizi de toplarız, öncekileri de.(77:38) | |
Artık bir düzeniniz varsa düzüp koşun.(77:39) | |
Şüphe yok ki çekinenler, gölgeliklerdedir ve pınar başlarında,(77:41) | |
arzuladıkları meyveleri bulurlar.(77:42) | |
Yiyin ve için, âfiyetler olsun yaptıklarınıza karşılık.(77:43) | |
Şüphe yok ki böyle mükâfatlandırırız iyilik edenleri.(77:44) | |
Yiyin ve geçinin az bir müddet, şüphe yok ki suçlularsınız siz.(77:46) | |
Rükû edin denince onlara, rükû etmezler.(77:48) | |
Bundan sonra artık hangi söze inanırlar ki?(77:50) | |