» 42 / Sûrâ  51:

Kuran Sırası: 42
İniş Sırası: 62
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53

 » 42 / Sûrâ  Suresi: 51
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā : ve yoktur, olmaz
2. كَانَ (KEN) = kāne :
3. لِبَشَرٍ (LBŞR) = libeşerin : bir insanla
4. أَنْ (ÊN) = en :
5. يُكَلِّمَهُ (YKLMH) = yukellimehu : (karşılıklı) konuşması
6. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
7. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışında
8. وَحْيًا (VḪYE) = veHyen : vahiy
9. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
10. مِنْ (MN) = min : -ndan
11. وَرَاءِ (VREÙ) = verā'i : arkası-
12. حِجَابٍ (ḪCEB) = Hicābin : perde
13. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
14. يُرْسِلَ (YRSL) = yursile : gönderir
15. رَسُولًا (RSVLE) = rasūlen : bir elçi
16. فَيُوحِيَ (FYVḪY) = feyūHiye : vahyedecek
17. بِإِذْنِهِ (BÎZ̃NH) = biiƶnihi : izniyle
18. مَا (ME) = mā : ne
19. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : diliyorsa
20. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : şüphesiz O
21. عَلِيٌّ (ALY) = ǎliyyun : yücedir
22. حَكِيمٌ (ḪKYM) = Hakīmun : hüküm ve hikmet sahibidir
ve yoktur, olmaz | | bir insanla | | (karşılıklı) konuşması | Allah'ın | dışında | vahiy | yahut | -ndan | arkası- | perde | yahut | gönderir | bir elçi | vahyedecek | izniyle | ne | diliyorsa | şüphesiz O | yücedir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [KVN] [BŞR] [] [KLM] [] [] [VḪY] [] [] [VRY] [ḪCB] [] [RSL] [RSL] [VḪY] [EZ̃N] [] [ŞYE] [] [ALV] [ḪKM]
VME KEN LBŞR ÊN YKLMH ELLH ÎLE VḪYE ÊV MN VREÙ ḪCEB ÊV YRSL RSVLE FYVḪY BÎZ̃NH ME YŞEÙ ÎNH ALY ḪKYM

ve mā kāne libeşerin en yukellimehu llahu illā veHyen ev min verā'i Hicābin ev yursile rasūlen feyūHiye biiƶnihi yeşā'u innehu ǎliyyun Hakīmun
وما كان لبشر أن يكلمه الله إلا وحيا أو من وراء حجاب أو يرسل رسولا فيوحي بإذنه ما يشاء إنه علي حكيم

 » 42 / Sûrâ  Suresi: 51
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve yoktur, olmaz And not
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
لبشر ب ش ر | BŞR LBŞR libeşerin bir insanla for any human
أن | ÊN en that
يكلمه ك ل م | KLM YKLMH yukellimehu (karşılıklı) konuşması Allah should speak to him
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah should speak to him
إلا | ÎLE illā dışında except
وحيا و ح ي | VḪY VḪYE veHyen vahiy (by) revelation
أو | ÊV ev yahut or
من | MN min -ndan from
وراء و ر ي | VRY VREÙ verā'i arkası- behind
حجاب ح ج ب | ḪCB ḪCEB Hicābin perde a veil
أو | ÊV ev yahut or
يرسل ر س ل | RSL YRSL yursile gönderir (by) sending
رسولا ر س ل | RSL RSVLE rasūlen bir elçi a messenger
فيوحي و ح ي | VḪY FYVḪY feyūHiye vahyedecek then he reveals
بإذنه ا ذ ن | EZ̃N BÎZ̃NH biiƶnihi izniyle by His permission
ما | ME ne what
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u diliyorsa He wills.
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
علي ع ل و | ALV ALY ǎliyyun yücedir (is) Most High,
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir Most Wise.

42:51 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve yoktur, olmaz | | bir insanla | | (karşılıklı) konuşması | Allah'ın | dışında | vahiy | yahut | -ndan | arkası- | perde | yahut | gönderir | bir elçi | vahyedecek | izniyle | ne | diliyorsa | şüphesiz O | yücedir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [KVN] [BŞR] [] [KLM] [] [] [VḪY] [] [] [VRY] [ḪCB] [] [RSL] [RSL] [VḪY] [EZ̃N] [] [ŞYE] [] [ALV] [ḪKM]
VME KEN LBŞR ÊN YKLMH ELLH ÎLE VḪYE ÊV MN VREÙ ḪCEB ÊV YRSL RSVLE FYVḪY BÎZ̃NH ME YŞEÙ ÎNH ALY ḪKYM

ve mā kāne libeşerin en yukellimehu llahu illā veHyen ev min verā'i Hicābin ev yursile rasūlen feyūHiye biiƶnihi yeşā'u innehu ǎliyyun Hakīmun
وما كان لبشر أن يكلمه الله إلا وحيا أو من وراء حجاب أو يرسل رسولا فيوحي بإذنه ما يشاء إنه علي حكيم

[] [ك و ن] [ب ش ر] [] [ك ل م] [] [] [و ح ي] [] [] [و ر ي] [ح ج ب] [] [ر س ل] [ر س ل] [و ح ي] [ا ذ ن] [] [ش ي ا] [] [ع ل و] [ح ك م]

 » 42 / Sûrâ  Suresi: 51
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve yoktur, olmaz And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
لبشر ب ش ر | BŞR LBŞR libeşerin bir insanla for any human
Lam,Be,Şın,Re,
30,2,300,200,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يكلمه ك ل م | KLM YKLMH yukellimehu (karşılıklı) konuşması Allah should speak to him
Ye,Kef,Lam,Mim,He,
10,20,30,40,5,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah should speak to him
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
إلا | ÎLE illā dışında except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
وحيا و ح ي | VḪY VḪYE veHyen vahiy (by) revelation
Vav,Ha,Ye,Elif,
6,8,10,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
أو | ÊV ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
وراء و ر ي | VRY VREÙ verā'i arkası- behind
Vav,Re,Elif,,
6,200,1,,
N – genitive noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مجرور والياء المحذوفة ضمير متصل في محل جر بالاضافة
حجاب ح ج ب | ḪCB ḪCEB Hicābin perde a veil
Ha,Cim,Elif,Be,
8,3,1,2,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
أو | ÊV ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يرسل ر س ل | RSL YRSL yursile gönderir (by) sending
Ye,Re,Sin,Lam,
10,200,60,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
رسولا ر س ل | RSL RSVLE rasūlen bir elçi a messenger
Re,Sin,Vav,Lam,Elif,
200,60,6,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فيوحي و ح ي | VḪY FYVḪY feyūHiye vahyedecek then he reveals
Fe,Ye,Vav,Ha,Ye,
80,10,6,8,10,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
الفاء استئنافية
فعل مضارع منصوب
بإذنه ا ذ ن | EZ̃N BÎZ̃NH biiƶnihi izniyle by His permission
Be,,Zel,Nun,He,
2,,700,50,5,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME ne what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u diliyorsa He wills.
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
علي ع ل و | ALV ALY ǎliyyun yücedir (is) Most High,
Ayn,Lam,Ye,
70,30,10,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir Most Wise.
Ha,Kef,Ye,Mim,
8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve yoktur, olmaz | كَانَ: | لِبَشَرٍ: bir insanla | أَنْ: | يُكَلِّمَهُ: (karşılıklı) konuşması | اللَّهُ: Allah'ın | إِلَّا: dışında | وَحْيًا: vahiy | أَوْ: yahut | مِنْ: -ndan | وَرَاءِ: arkası- | حِجَابٍ: perde | أَوْ: yahut | يُرْسِلَ: gönderir | رَسُولًا: bir elçi | فَيُوحِيَ: vahyedecek | بِإِذْنِهِ: izniyle | مَا: ne | يَشَاءُ: diliyorsa | إِنَّهُ: şüphesiz O | عَلِيٌّ: yücedir | حَكِيمٌ: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve yoktur, olmaz | كان KEN | لبشر LBŞR bir insanla | أن ÊN | يكلمه YKLMH (karşılıklı) konuşması | الله ELLH Allah'ın | إلا ÎLE dışında | وحيا WḪYE vahiy | أو ÊW yahut | من MN -ndan | وراء WREÙ arkası- | حجاب ḪCEB perde | أو ÊW yahut | يرسل YRSL gönderir | رسولا RSWLE bir elçi | فيوحي FYWḪY vahyedecek | بإذنه BÎZ̃NH izniyle | ما ME ne | يشاء YŞEÙ diliyorsa | إنه ÎNH şüphesiz O | علي ALY yücedir | حكيم ḪKYM hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve yoktur, olmaz | kāne: | libeşerin: bir insanla | en: | yukellimehu: (karşılıklı) konuşması | llahu: Allah'ın | illā: dışında | veHyen: vahiy | ev: yahut | min: -ndan | verā'i: arkası- | Hicābin: perde | ev: yahut | yursile: gönderir | rasūlen: bir elçi | feyūHiye: vahyedecek | biiƶnihi: izniyle | : ne | yeşā'u: diliyorsa | innehu: şüphesiz O | ǎliyyun: yücedir | Hakīmun: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: ve yoktur, olmaz | KEN: | LBŞR: bir insanla | ÊN: | YKLMH: (karşılıklı) konuşması | ELLH: Allah'ın | ÎLE: dışında | VḪYE: vahiy | ÊV: yahut | MN: -ndan | VREÙ: arkası- | ḪCEB: perde | ÊV: yahut | YRSL: gönderir | RSVLE: bir elçi | FYVḪY: vahyedecek | BÎZ̃NH: izniyle | ME: ne | YŞEÙ: diliyorsa | ÎNH: şüphesiz O | ALY: yücedir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve hiçbir insana söz söylemez Allah, ancak vahiyle, yahut perde ardından, yahut da bir elçi gönderir de, izniyle dilediğini vahyeder ona; şüphe yok ki o, pek yücedir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Adem Uğur : Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.
Ahmed Hulusi : Bir beşer için Allâh'ın kendisiyle konuşması mümkün değildir! Ancak vahiy yollu yahut perde arkasından ya da bir Rasûl (melek) irsâl edip izniyle dilediğini vahyetmesi hariç! Muhakkak ki O, Alîy'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir Rasul gönderir, ilmi, planı dâhilinde izniyle sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanları vahyeder. O yücedir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Allah, vahiy yoluyla yahut perde arkasından ya da bir elçi göndererek o (elçi)nin dilediğini ona vahyetmesi dışında bir insanla konuşmaz. Şüphesiz O, uludur, hikmet sahibidir.
Ali Bulaç : Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile yada perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Hiç bir insan yoktur ki, Allah’ın onunla (doğrudan doğruya) konuşması olsun; ancak vahy ile, yahud perde arkasından, yahud bir peygamber gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi suretiyle olur. Çünkü O, çok yücedir, hikmet sahibidir.
Bekir Sadak : Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasindan konusur, yahut bir elci gonderir; izniyle, dildigini vahyeder. Dogrusu O yucedir, Hakim'dir.
Celal Yıldırım : Allah'a yaraşır ve yakışır olmaz bir insanla konuşsun, ancak ya vahiy ile, ya perde arkasından konuşur, ya da elçi gönderip kendi izniyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz ki O, yücedir, hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri : Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderir; izniyle, dilediğini vahyeder. Doğrusu O yücedir, Hakim'dir.
Diyanet Vakfi : Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.
Edip Yüksel : ALLAH bir insanla ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından iletişim kurar, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder. O, Yücedir, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut da bir elçi gönderir de izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz ki O çok yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bununla beraber hiçbir insan için Allah'ın şu üç suret dışında doğrudan doğruya ona söz söylemesi mümkün değildir; ancak, ya vahiy ile, ya perde arkasından ya da bir elçi gönderir, izniyle ona dilediğini vahyeder. Çünkü O, çok yüksek ve çok hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bununla beraber hiç bir beşer için kabil değildir ki Allah ona başka suretle kelâm söylesin, ancak vahyile veya bir hicab arkasından ve yâhud bir Resul gönderip de izniyle ona dilediğini vahyettirmesi müstesna, çünkü o çok yüksek, çok hakîmdir
Fizilal-il Kuran : Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasında konuşur. Yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O, yücedir ve her yaptığı yerindedir.
Gültekin Onan : Kendisiyle Tanrı'nın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile yada perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hakkı Yılmaz : Ve bir beşer için, bir vahiy ile veya perde arkasından yahut bir elçi gönderip de izniyle/ bilgisiyle dilediğini vahyetmesi dışında Allah'ın kendisine söz söylemesi olmaz. Şüphesiz O, çok yüce ve yücelticidir, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/ sağlam yapandır.
Hasan Basri Çantay : (Ya) bir vahy ile, ya bir perde arkasından, yahud bir elçi gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi olmadıkça Allahın hiçbir beşere kelâm söylemesi (vaaki) olmamışdır. Şübhesiz ki O, çok yücedir, mutlak bir hukûm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Hem bir insan için, Allah’ın kendisiyle konuşması, ancak vahiy ile veya bir perde arkasından veya bir elçi gönderip de izniyle (ona) dilediğini vahyetmesiyle olur. Şübhesiz ki O, Âliyy (çok yüce)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
İbni Kesir : Bir beşer için Allah'ın kendisiyle konuşması olacak şey değildir. Meğer ki bir vahy ile veya perde arkasından, yahut bir elçi gönderip de izni ile dilediğini vahyetsin. Muhakkak ki O; Aliyy'dir, Hakim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Allah'ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.
Muhammed Esed : Allah, insanla, ancak apansız gelen bir ilham aracılığıyla yahut bir perde arkasından (seslenerek,) yahut (vahyedilmesini) dilediği şeyi kendi izniyle vahyeden bir elçi göndermek suretiyle konuşur. O, şüphesiz yücedir, hikmet Sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bir beşer için sahih değildir ki, Allah onunla mükâlemede bulunsun. Ancak vahy ile veya bir hicap arkasından (kelâm ile) veyahut bir elçi göndererek kendi izniyle dilediğini vahyettirmesi ile (olan mükâleme) müstesna. Şüphe yok ki O, pek yücedir, çok hikmet sahibidir.
Ömer Öngüt : Allah'ın bir insanla konuşması mümkün değildir. Ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. O, yücedir, hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Bir insanın, vahiy dışında veya perde arkasından ya da bir elçi gönderilmeksizin Allah ile konuşması mümkün değildir. İşte bu şekilde O, dilediğine kendi izni ile vahyeder. O, çok yüce ve hakimdir.
Suat Yıldırım : Allah bir insana ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından hitab eder, yahut ona Kendi izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir.Çünkü O yüceler yücesidir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
Süleyman Ateş : Allâh bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur; yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile yada perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek : Allah'ın bir beşerle konuşması ancak vahiyle veya perde gerisinden olur; yahut ona bir elçi gönderir de, Onun izniyle, Onun dilediği şeyi elçi ona vahyeder. Şüphesiz ki O pek yücedir ve sonsuz hikmet sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur; yahut da bir resul gönderir de kendi izniyle dilediğini vahyeder. Yüceler yücesi O'dur; hüküm ve hikmet sahibi O'dur.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}