» 48 / Fetih  16:

Kuran Sırası: 48
İniş Sırası: 111
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

 » 48 / Fetih  Suresi: 16
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. لِلْمُخَلَّفِينَ (LLMḢLFYN) = lilmuḣallefīne : geride kalanlara
3. مِنَ (MN) = mine : dan
4. الْأَعْرَابِ (ELÊAREB) = l-eǎ'rābi : Araplar-
5. سَتُدْعَوْنَ (STD̃AVN) = setud'ǎvne : siz yakında da'vet edileceksiniz
6. إِلَىٰ (ÎL) = ilā : karşı
7. قَوْمٍ (GVM) = ḳavmin : bir kavme
8. أُولِي (ÊVLY) = ūlī : sahibi
9. بَأْسٍ (BÊS) = be'sin : güç
10. شَدِيدٍ (ŞD̃YD̃) = şedīdin : çok kuvvetli
11. تُقَاتِلُونَهُمْ (TGETLVNHM) = tuḳātilūnehum : onlarla savaşırsınız
12. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
13. يُسْلِمُونَ (YSLMVN) = yuslimūne : (onlar) müslüman olurlar
14. فَإِنْ (FÎN) = fein : eğer
15. تُطِيعُوا (TŦYAVE) = tuTīǔ : ita'at ederseniz
16. يُؤْتِكُمُ (YÙTKM) = yu'tikumu : size verir
17. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
18. أَجْرًا (ÊCRE) = ecran : bir mükafat
19. حَسَنًا (ḪSNE) = Hasenen : güzel
20. وَإِنْ (VÎN) = vein : ve eğer
21. تَتَوَلَّوْا (TTVLVE) = tetevellev : dönerseniz
22. كَمَا (KME) = kemā : gibi
23. تَوَلَّيْتُمْ (TVLYTM) = tevelleytum : döndüğünüz
24. مِنْ (MN) = min :
25. قَبْلُ (GBL) = ḳablu : önceden
26. يُعَذِّبْكُمْ (YAZ̃BKM) = yuǎƶƶibkum : size azabeder
27. عَذَابًا (AZ̃EBE) = ǎƶāben : bir azapla
28. أَلِيمًا (ÊLYME) = elīmen : acıklı
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | لِلْمُخَلَّفِينَ: geride kalanlara | مِنَ: dan | الْأَعْرَابِ: Araplar- | سَتُدْعَوْنَ: siz yakında da'vet edileceksiniz | إِلَىٰ: karşı | قَوْمٍ: bir kavme | أُولِي: sahibi | بَأْسٍ: güç | شَدِيدٍ: çok kuvvetli | تُقَاتِلُونَهُمْ: onlarla savaşırsınız | أَوْ: yahut | يُسْلِمُونَ: (onlar) müslüman olurlar | فَإِنْ: eğer | تُطِيعُوا: ita'at ederseniz | يُؤْتِكُمُ: size verir | اللَّهُ: Allah | أَجْرًا: bir mükafat | حَسَنًا: güzel | وَإِنْ: ve eğer | تَتَوَلَّوْا: dönerseniz | كَمَا: gibi | تَوَلَّيْتُمْ: döndüğünüz | مِنْ: | قَبْلُ: önceden | يُعَذِّبْكُمْ: size azabeder | عَذَابًا: bir azapla | أَلِيمًا: acıklı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | للمخلفين LLMḢLFYN geride kalanlara | من MN dan | الأعراب ELÊAREB Araplar- | ستدعون STD̃AWN siz yakında da'vet edileceksiniz | إلى ÎL karşı | قوم GWM bir kavme | أولي ÊWLY sahibi | بأس BÊS güç | شديد ŞD̃YD̃ çok kuvvetli | تقاتلونهم TGETLWNHM onlarla savaşırsınız | أو ÊW yahut | يسلمون YSLMWN (onlar) müslüman olurlar | فإن FÎN eğer | تطيعوا TŦYAWE ita'at ederseniz | يؤتكم YÙTKM size verir | الله ELLH Allah | أجرا ÊCRE bir mükafat | حسنا ḪSNE güzel | وإن WÎN ve eğer | تتولوا TTWLWE dönerseniz | كما KME gibi | توليتم TWLYTM döndüğünüz | من MN | قبل GBL önceden | يعذبكم YAZ̃BKM size azabeder | عذابا AZ̃EBE bir azapla | أليما ÊLYME acıklı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | lilmuḣallefīne: geride kalanlara | mine: dan | l-eǎ'rābi: Araplar- | setud'ǎvne: siz yakında da'vet edileceksiniz | ilā: karşı | ḳavmin: bir kavme | ūlī: sahibi | be'sin: güç | şedīdin: çok kuvvetli | tuḳātilūnehum: onlarla savaşırsınız | ev: yahut | yuslimūne: (onlar) müslüman olurlar | fein: eğer | tuTīǔ: ita'at ederseniz | yu'tikumu: size verir | llahu: Allah | ecran: bir mükafat | Hasenen: güzel | vein: ve eğer | tetevellev: dönerseniz | kemā: gibi | tevelleytum: döndüğünüz | min: | ḳablu: önceden | yuǎƶƶibkum: size azabeder | ǎƶāben: bir azapla | elīmen: acıklı |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | LLMḢLFYN: geride kalanlara | MN: dan | ELÊAREB: Araplar- | STD̃AVN: siz yakında da'vet edileceksiniz | ÎL: karşı | GVM: bir kavme | ÊVLY: sahibi | BÊS: güç | ŞD̃YD̃: çok kuvvetli | TGETLVNHM: onlarla savaşırsınız | ÊV: yahut | YSLMVN: (onlar) müslüman olurlar | FÎN: eğer | TŦYAVE: ita'at ederseniz | YÙTKM: size verir | ELLH: Allah | ÊCRE: bir mükafat | ḪSNE: güzel | VÎN: ve eğer | TTVLVE: dönerseniz | KME: gibi | TVLYTM: döndüğünüz | MN: | GBL: önceden | YAZ̃BKM: size azabeder | AZ̃EBE: bir azapla | ÊLYME: acıklı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bedevilerden, geride kalanlara de ki: Yakında çok savaşkan ve kuvvetli bir toplulukla savaşa çağrılacaksınız; onlarla sonuna dek savaşacaksınız, yahut da Müslüman olacak onlar; artık itâat ederseniz Allah, size güzelim bir mükâfat verir ve fakat evvelce döndüğünüz gibi gene dönerseniz sizi elemli bir azapla azaplandırır.
Adem Uğur : Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.
Ahmed Hulusi : Bedevîlerden o geri bırakılanlara de ki: "Siz son derece güçlü, cengâver bir toplulukla savaşa davet olunacaksınız. . . Onlarla savaşırsınız yahut onlar İslâm olurlar. Eğer itaat ederseniz Allâh size güzel bir ecir verir. . . Fakat daha önce yüz çevirdiğiniz gibi gene döneklik yaparsanız, sizi feci bir azap ile azaplandırır. "
Ahmet Tekin : Savaşa giden orduya katılmayıp cephe gerisinde kalan Bedevî Araplardan bazılarına: 'Siz, yakında çok kuvvetli savaşçı bir milletin karşısına çıkacak orduya katılmaya davet edileceksiniz. Epeyce bir zayiat vererek onlarla savaşabilirsiniz. Onlar barış isteyerek savaşsız İslâm’ı da kabul etmiş olabilirler. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama, daha önce, orduya iştirak etmediğiniz, halkı yönlendirdiğiniz gibi, yine iştirak etmez, halkı istediğiniz istikamette yönlendirirseniz, Allah sizi can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırır.' de.
Ahmet Varol : Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: 'Siz yakında çetin savaşçı bir kavme karşı çağrılacaksınız. Onlarla (ya) çarpışırsınız yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir ecir verir. Ama eğer daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz sizi acıklı bir azapla azaplandırır.
Ali Bulaç : Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: "Siz yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız; onlarla (ya) savaşırsınız ya da (onlar) müslüman olurlar. Bu durumda eğer itaat ederseniz, Allah, size güzel bir ecir verir; eğer bundan önce sırt çevirdiğiniz gibi (yine) sırt çevirirseniz, sizi acı bir azab ile azablandırır."
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, Hudeybiye seferinden) geri kalan o Bedevî’lere de ki: “- siz yakında çok kuvvetli olan cengâver bir kavimle harb için çağrılacaksınız. Onlarla savaşırsınız, yahud müslüman olurlar (da kurtulurlar). Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Şayed bundan önce yaptığınız gibi, cihaddan dönerseniz, sizi acıklı bir azab ile azablandırır.
Bekir Sadak : Bedevilerden geri kalmis olanlara de ki: «Guclu kuvvetli bir millete karsi, onlar musluman olana kadar savasmaya cagrilacaksaniz; eger itaat ederseniz Allah size guzel ecir verir, ama daha once dondugunuz gibi yine donecek olursaniz sizi can yakan bir azaba ugratir.»
Celal Yıldırım : Bedevilerden geri kalanlara de ki: İleride siz güçlü savaşçı bir milletle savaşmaya çağrılacaksınız; ya İslâm'a girmeyi kabul edecekler, değilse onlarla vuruşacaksınız. O takdirde eğer (çağrıya evet deyip Peygamber'e) itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Daha önce arka döndüğünüz gibi dönerseniz, Allah sizi elem verici bir azâb ile azâblandırır.
Diyanet İşleri : Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: “Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır.”
Diyanet İşleri (eski) : Bedevilerden geri kalmış olanlara de ki: 'güçlü kuvvetli bir millete karşı, onlar müslüman olana kadar savaşmaya çağrılacaksanız; eğer itaat ederseniz Allah size güzel ecir verir, ama daha önce döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi can yakan bir azaba uğratır.'
Diyanet Vakfi : Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.
Edip Yüksel : Araplardan geri kalanlara de ki, 'Siz çok güçlü bir topluluğa karşı çağrılacaksınız. Onlar teslim olana kadar onlarla savaşacaksınız. İtaat ederseniz ALLAH size güzel bir ödül verir. Daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz sizi acı bir azap ile cezalandırır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla savaşırsınız veya müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O (savaştan) geri bırakılan bedevilere de ki: «Siz, ileride çok zorlu savaşçı bir toplulukla savaşmaya çağrılacaksınız. Onlarla savaşırsınız, yahut müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükafat verir ve eğer bundan önce yaptığınız gibi aksine giderseniz sizi acı bir azaba çarptınr.
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki o geri bırakılan a'râbîlere: siz ileride şiddetli harb ehli bir kavme çağırılacaksınız, onlara muharebe edersiniz yâhud müsliman olurlar. Eğer itaat ederseniz o vakıt Allah size güzel bir ecir verir ve eğer bundan evvel yaptığınız gibi aksine giderseniz sizi elîm bir azâb ile ta'zib eyler
Fizilal-il Kuran : Bedevilerden geri kalmış olanlara de ki: «Siz yakında çok kuvvetli olan bir kavme karşı savaşmaya çağrılacaksınız. Onlarla savaşırsınız ya da müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükafat verir. Fakat önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.»
Gültekin Onan : Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: "Siz yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız; onlarla (ya) savaşırsınız ya da (onlar) müslüman olurlar. Bu durumda eğer itaat ederseniz, Tanrı, size güzel bir ecir verir; eğer bundan önce sırt çevirdiğiniz gibi (yine) sırt çevirirseniz, sizi acı bir azab ile azablandırır."
Hakkı Yılmaz : Bedevi Araplardan, geri bırakılmış olanlara de ki: “Siz, yakında çok kuvvetli bir topluma karşı çağırılacaksınız, onlarla savaşırsınız veya onlar Müslüman olurlar. Artık, eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verir. Ama önceden yan çizdiğiniz gibi yine yan çizecek olursanız sizi acıklı bir azap ile azaplandırır.”
Hasan Basri Çantay : Bedevilerden o geri bırakılanlara de ki: «Siz yakında çetin bir harb ehli olan bir kavme, siz kendileriyle muhaarebe etmek, yahut (muhaarebesiz) onlar (ın) müslüman ol (malarını sağla) mak üzere da'vet olunacaksınız. Binâen'aleyh (onlarla döğüşmek hususunda) îtâat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir, eğer evvelce döndüğünüz gibi dönerseniz sizi elem verici bir azâb ile azâblandırır.»
Hayrat Neşriyat : O bedevîlerden geri bırakılanlara de ki: '(Siz) yakında çok şiddetli savaş ehli olan bir kavme çağrılacaksınız; ya onlarla savaşırsınız, ya da (onlar) Müslüman olurlar! Artık itâat ederseniz, Allah size (pek) güzel bir mükâfât verir. Eğer bundan önce (Hudeybiye’den sefere iştirâk etmeden) döndüğünüz gibi yine dönerseniz, sizi (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırır.'
İbni Kesir : Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: Siz, yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız. Onlarla savaşırsınız veya onlar müslüman olurlar. Şayet itaat ederseniz; Allah size güzel bir ecir verir. Ama daha önce döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız; sizi, elim bir azabla azablandırır.
İskender Evrenosoğlu : Bedevî Araplar'dan (savaştan) geride kalanlara de ki: “Şiddetli (kuvvetli) çarpışan bir kavime karşı (savaşmaya) çağrılacaksınız. Ya onları öldürürsünüz ya da onlar teslim olurlar. Bundan sonra eğer (Allah'a) itaat ederseniz, Allah size ahsen ecir verir. Ve eğer daha önce döndüğünüz gibi dönerseniz, size elîm bir azapla azap eder.”
Muhammed Esed : Arkada kalan bu bedevilere de ki: "Yakında çok güçlü bir topluma karşı (savaşmaya) çağrılacaksınız, onlarla (siz ölünceye) yahut onlar teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Ve sonra, (bu çağrıya) uyarsanız Allah size güzel bir mükafat ihsan edecek ama şimdi olduğu gibi (yine) vazgeçerseniz sizi şiddetli bir cezaya çarptıracaktır".
Ömer Nasuhi Bilmen : O bedevilerden geri bırakılmış olanlara de ki: «Siz ileride şiddetli savaş ehli bir kavme davet olunacaksınızdır. Onlar ile savaşta bulunursunuz veya onlar İslâmiyet'i kabul ederler. Artık itaat ederseniz Allah Teâlâ size güzel bir mükâfaat verir ve eğer evvelce yüz çevirmiş olduğunuz gibi yine yüz çevirirseniz sizi bir acıklı azab ile muazzeb kılar.»
Ömer Öngüt : Bedevîlerden (seferden) geri bırakılanlara de ki: "Siz yakında güçlü kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla savaşırsınız veya onlar müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Amma daha önce döndüğünüz gibi yine dönerseniz, size acıklı bir azap ile azap eder. "
Şaban Piriş : Bedevilerden (seferden) geri kalanlara de ki: -Çok güçlü bir kavme karşı savaşmak için çağrılacaksınız, ya da onlar teslim olacaklar. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir ödül verir. Eğer daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz, sizi acı bir azapla cezalandırır.
Suat Yıldırım : O gazaya katılmayıp geri kalan bedevilere de ki: "Siz yakında çok kuvvetli ve savaşçı bir milletle savaşmaya dâvet edileceksiniz. Onlar teslim olup boyun eğinceye kadar onlarla savaşacaksınız. Eğer bu sefer itaat ederseniz Allah sizi pek güzel bir şekilde ödüllendirir. Ama daha önce yaptığınız gibi arkanızı döner, cihaddan kaçarsanız, O, size gayet acı bir azap verir."
Süleyman Ateş : O geride kalan göçebe Araplara de ki: "Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya davet edileceksiniz, onlarla (ya) dövüşürsünüz, yahut (onlar) müslüman olurlar. Eğer itâat ederseniz, Allâh size güzel bir mükâfât verir; (yok) eğer önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, size acı bir şekilde azâb eder.
Tefhim-ul Kuran : Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: «Siz yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız; onlarla (ya) savaşırsınız ya da (onlar) müslüman olurlar. Bu durumda eğer itaat ederseniz, Allah, size güzel bir ecir verir; eğer bundan önce sırt çevirdiğiniz gibi (yine) sırt çevirirseniz, sizi acı bir azab ile azablandırır.»
Ümit Şimşek : Geride kalanlara de ki: Yakında güçlü ve savaşçı bir kavme karşı çağırılacaksınız. O zaman ya onlar kendiliğinden teslim olacak veya onlarla savaşacaksınız. İtaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verir. Daha önce yaptığınız gibi yine yüz çevirirseniz, bu defa acı bir azapla sizi azaplandırır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bedevilerden, geri bırakılmış olanlara de ki: "Siz yakında çok zorlu savaş veren bir kavimle çarpışmaya çağrılacaksınız. Ya onlarla çarpışırsınız, yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verecektir. Yok eğer önceden döndüğünüz gibi yüz çevirirseniz, Allah sizi acıklı bir azapla cezalandırır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}