» 48 / Fetih  18:

Kuran Sırası: 48
İniş Sırası: 111
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

 » 48 / Fetih  Suresi: 18
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : andolsun
2. رَضِيَ (RŽY) = raDiye : razı olmuştur
3. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
4. عَنِ (AN) = ǎni : -den
5. الْمُؤْمِنِينَ (ELMÙMNYN) = l-mu'minīne : mü'minler-
6. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : zaman
7. يُبَايِعُونَكَ (YBEYAVNK) = yubāyiǔneke : sana bi'at ettikleri
8. تَحْتَ (TḪT) = teHte : altında
9. الشَّجَرَةِ (ELŞCRT) = ş-şecerati : ağacın
10. فَعَلِمَ (FALM) = fe ǎlime : bildi
11. مَا (ME) = mā : olanı
12. فِي (FY) = fī :
13. قُلُوبِهِمْ (GLVBHM) = ḳulūbihim : onların kalplerinde
14. فَأَنْزَلَ (FÊNZL) = feenzele : ve indirdi
15. السَّكِينَةَ (ELSKYNT) = s-sekīnete : huzur ve güven
16. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onların üzerine
17. وَأَثَابَهُمْ (VÊS̃EBHM) = ve eṧābehum : ve onlara verdi
18. فَتْحًا (FTḪE) = fetHen : bir fetih
19. قَرِيبًا (GRYBE) = ḳarīben : yakın
andolsun | razı olmuştur | Allah | -den | mü'minler- | zaman | sana bi'at ettikleri | altında | ağacın | bildi | olanı | | onların kalplerinde | ve indirdi | huzur ve güven | onların üzerine | ve onlara verdi | bir fetih | yakın |

[] [RŽV] [] [] [EMN] [] [BYA] [TḪT] [ŞCR] [ALM] [] [] [GLB] [NZL] [SKN] [] [S̃VB] [FTḪ] [GRB]
LGD̃ RŽY ELLH AN ELMÙMNYN ÎZ̃ YBEYAVNK TḪT ELŞCRT FALM ME FY GLVBHM FÊNZL ELSKYNT ALYHM VÊS̃EBHM FTḪE GRYBE

leḳad raDiye llahu ǎni l-mu'minīne yubāyiǔneke teHte ş-şecerati fe ǎlime ḳulūbihim feenzele s-sekīnete ǎleyhim ve eṧābehum fetHen ḳarīben
لقد رضي الله عن المؤمنين إذ يبايعونك تحت الشجرة فعلم ما في قلوبهم فأنزل السكينة عليهم وأثابهم فتحا قريبا

 » 48 / Fetih  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad andolsun Certainly
رضي ر ض و | RŽV RŽY raDiye razı olmuştur Allah was pleased
الله | ELLH llahu Allah Allah was pleased
عن | AN ǎni -den with
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne mü'minler- the believers
إذ | ÎZ̃ zaman when
يبايعونك ب ي ع | BYA YBEYAVNK yubāyiǔneke sana bi'at ettikleri they pledged allegiance to you
تحت ت ح ت | TḪT TḪT teHte altında under
الشجرة ش ج ر | ŞCR ELŞCRT ş-şecerati ağacın the tree,
فعلم ع ل م | ALM FALM fe ǎlime bildi and He knew
ما | ME olanı what
في | FY (was) in
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalplerinde their hearts,
فأنزل ن ز ل | NZL FÊNZL feenzele ve indirdi so He sent down
السكينة س ك ن | SKN ELSKYNT s-sekīnete huzur ve güven the tranquility
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların üzerine upon them
وأثابهم ث و ب | S̃VB VÊS̃EBHM ve eṧābehum ve onlara verdi and rewarded them
فتحا ف ت ح | FTḪ FTḪE fetHen bir fetih (with) a victory
قريبا ق ر ب | GRB GRYBE ḳarīben yakın near,

48:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

andolsun | razı olmuştur | Allah | -den | mü'minler- | zaman | sana bi'at ettikleri | altında | ağacın | bildi | olanı | | onların kalplerinde | ve indirdi | huzur ve güven | onların üzerine | ve onlara verdi | bir fetih | yakın |

[] [RŽV] [] [] [EMN] [] [BYA] [TḪT] [ŞCR] [ALM] [] [] [GLB] [NZL] [SKN] [] [S̃VB] [FTḪ] [GRB]
LGD̃ RŽY ELLH AN ELMÙMNYN ÎZ̃ YBEYAVNK TḪT ELŞCRT FALM ME FY GLVBHM FÊNZL ELSKYNT ALYHM VÊS̃EBHM FTḪE GRYBE

leḳad raDiye llahu ǎni l-mu'minīne yubāyiǔneke teHte ş-şecerati fe ǎlime ḳulūbihim feenzele s-sekīnete ǎleyhim ve eṧābehum fetHen ḳarīben
لقد رضي الله عن المؤمنين إذ يبايعونك تحت الشجرة فعلم ما في قلوبهم فأنزل السكينة عليهم وأثابهم فتحا قريبا

[] [ر ض و] [] [] [ا م ن] [] [ب ي ع] [ت ح ت] [ش ج ر] [ع ل م] [] [] [ق ل ب] [ن ز ل] [س ك ن] [] [ث و ب] [ف ت ح] [ق ر ب]

 » 48 / Fetih  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad andolsun Certainly
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
رضي ر ض و | RŽV RŽY raDiye razı olmuştur Allah was pleased
Re,Dad,Ye,
200,800,10,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah was pleased
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عن | AN ǎni -den with
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne mü'minler- the believers
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
إذ | ÎZ̃ zaman when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
يبايعونك ب ي ع | BYA YBEYAVNK yubāyiǔneke sana bi'at ettikleri they pledged allegiance to you
Ye,Be,Elif,Ye,Ayn,Vav,Nun,Kef,
10,2,1,10,70,6,50,20,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
تحت ت ح ت | TḪT TḪT teHte altında under
Te,Ha,Te,
400,8,400,
N – accusative noun
اسم منصوب
الشجرة ش ج ر | ŞCR ELŞCRT ş-şecerati ağacın the tree,
Elif,Lam,Şın,Cim,Re,Te merbuta,
1,30,300,3,200,400,
"N – genitive feminine noun → Tree"
اسم مجرور
فعلم ع ل م | ALM FALM fe ǎlime bildi and He knew
Fe,Ayn,Lam,Mim,
80,70,30,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
ما | ME olanı what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (was) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalplerinde their hearts,
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فأنزل ن ز ل | NZL FÊNZL feenzele ve indirdi so He sent down
Fe,,Nun,Ze,Lam,
80,,50,7,30,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
السكينة س ك ن | SKN ELSKYNT s-sekīnete huzur ve güven the tranquility
Elif,Lam,Sin,Kef,Ye,Nun,Te merbuta,
1,30,60,20,10,50,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların üzerine upon them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وأثابهم ث و ب | S̃VB VÊS̃EBHM ve eṧābehum ve onlara verdi and rewarded them
Vav,,Se,Elif,Be,He,Mim,
6,,500,1,2,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فتحا ف ت ح | FTḪ FTḪE fetHen bir fetih (with) a victory
Fe,Te,Ha,Elif,
80,400,8,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
قريبا ق ر ب | GRB GRYBE ḳarīben yakın near,
Gaf,Re,Ye,Be,Elif,
100,200,10,2,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَقَدْ: andolsun | رَضِيَ: razı olmuştur | اللَّهُ: Allah | عَنِ: -den | الْمُؤْمِنِينَ: mü'minler- | إِذْ: zaman | يُبَايِعُونَكَ: sana bi'at ettikleri | تَحْتَ: altında | الشَّجَرَةِ: ağacın | فَعَلِمَ: bildi | مَا: olanı | فِي: | قُلُوبِهِمْ: onların kalplerinde | فَأَنْزَلَ: ve indirdi | السَّكِينَةَ: huzur ve güven | عَلَيْهِمْ: onların üzerine | وَأَثَابَهُمْ: ve onlara verdi | فَتْحًا: bir fetih | قَرِيبًا: yakın |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لقد LGD̃ andolsun | رضي RŽY razı olmuştur | الله ELLH Allah | عن AN -den | المؤمنين ELMÙMNYN mü'minler- | إذ ÎZ̃ zaman | يبايعونك YBEYAWNK sana bi'at ettikleri | تحت TḪT altında | الشجرة ELŞCRT ağacın | فعلم FALM bildi | ما ME olanı | في FY | قلوبهم GLWBHM onların kalplerinde | فأنزل FÊNZL ve indirdi | السكينة ELSKYNT huzur ve güven | عليهم ALYHM onların üzerine | وأثابهم WÊS̃EBHM ve onlara verdi | فتحا FTḪE bir fetih | قريبا GRYBE yakın |
Kırık Meal (Okunuş) : |leḳad: andolsun | raDiye: razı olmuştur | llahu: Allah | ǎni: -den | l-mu'minīne: mü'minler- | : zaman | yubāyiǔneke: sana bi'at ettikleri | teHte: altında | ş-şecerati: ağacın | fe ǎlime: bildi | : olanı | : | ḳulūbihim: onların kalplerinde | feenzele: ve indirdi | s-sekīnete: huzur ve güven | ǎleyhim: onların üzerine | ve eṧābehum: ve onlara verdi | fetHen: bir fetih | ḳarīben: yakın |
Kırık Meal (Transcript) : |LGD̃: andolsun | RŽY: razı olmuştur | ELLH: Allah | AN: -den | ELMÙMNYN: mü'minler- | ÎZ̃: zaman | YBEYAVNK: sana bi'at ettikleri | TḪT: altında | ELŞCRT: ağacın | FALM: bildi | ME: olanı | FY: | GLVBHM: onların kalplerinde | FÊNZL: ve indirdi | ELSKYNT: huzur ve güven | ALYHM: onların üzerine | VÊS̃EBHM: ve onlara verdi | FTḪE: bir fetih | GRYBE: yakın |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki Allah, ağaç altında, seninle bîatleştikleri zaman, inananlardan râzı olmuştur da onlara sükûn ve huzur indirmiştir ve onlara pek yakın bir fethi mükâfât olarak da vermiştir.
Adem Uğur : Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki Allâh, o ağacın altında sana biat ettiklerinde iman edenlerden razı oldu, onların kalplerinde olanı bildi de, üzerlerine sekine (huzur) inzâl etti ve kendilerine feth-i kariyb (yakîn açıklığı) verdi.
Ahmet Tekin : O ağacın altında sosyal ve siyasî sözleşmeye katılıp açıkça reylerini belirterek yenilerlerken, sana biat ederlerken, Allah şuurlu ve kâmil mü’minler adına elbette razı olmuştur. Kalplerinde, akıllarında olanı bilmiş, onlara güven duygusu indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır.
Ahmet Varol : Andolsun ki Allah, ağacın altında sana bey'at ederlerken mü'minlerden razı olmuş, onların kalplerinde olanı bilmiş böylece üzerlerine güven indirmiş ve kendilerine yakın bir fetih bahşetmiştir.
Ali Bulaç : Andolsun, Allah, sana o ağacın altında biat ederlerken mü'minlerden razı olmuştur, kalplerinde olanı bilmiş ve böylece üzerlerine 'güven duygusu ve huzur' indirmiştir ve onlara yakın bir fethi sevap (karşılık) olarak vermiştir.
Ali Fikri Yavuz : Hakikaten Allah, (Hudeybiye’de) ağacın altında sana biat etmekte oldukları vakit, o müminlerden razı oldu. Böylece kalblerinde olan sadakatı bildi de, üzerlerine manevî huzuru indirdi. Kendilerine de yakın bir zafer (Hayber’in fethini) verdi.
Bekir Sadak : (18-19) Allah inananlardan, agac altinda sana bas egerek el verirlerken, and olsun ki hosnut olmustur. Gonullerinde olani da bilmis, onlara guvenlik vermis, onlara yakin bir zafer ve ele gecirecekleri bol ganimetler bahsetmistir. Allah, guclu olandir, Hakim olandir.
Celal Yıldırım : (18-19) And olsun ki, Allah, o ağaç altında sana bey'at eden mü'minlerden razı oldu ; onların kalblerindekini (iyi niyet ve samimiyetlerini) bildi de bunun için üzerlerine güven ve sükûnet indirdi ve onlara çok yakın bir fethi (müyesser kılmakla başarıyı) ve ele geçirecekleri birçok ganimetleri lâyık gördü. Allah çok üstündür, çok güçlüdür, hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri : (18-19) Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : (18-19) Allah inananlardan, ağaç altında sana baş eğerek el verirlerken, and olsun ki hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı da bilmiş, onlara güvenlik vermiş, onlara yakın bir zafer ve ele geçirecekleri bol ganimetler bahşetmiştir. Allah, güçlü olandır, Hakim olandır.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.
Edip Yüksel : ALLAH, ağacın altında sana bağlılık sözü veren inananlardan hoşnut olmuştur. Onların kalplerinde olanı bilmiş, onlara huzur indirmiş ve onları yakın bir zaferle ödüllendirmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun o ağacın altında (Hudeybiye'de) sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçekten o ağacın altında sana biat ederlerken O, müminlerden razı oldu. Onların kalplerindekini bildi de üzerlerine o güveni indirdi ve onları bir yakın fetih ile ödüllendirdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hakıkaten Allah o mü'minlerden râzıy oldu, ağacın altında sana biy'at ederlerken, ki kalblerindekini bildi de üzerlerine o sekîneti indirdi ve kendilerine bir yakın fethi sevab verdi
Fizilal-il Kuran : Andolsun ki, o ağacın altında sana biat ederken, Allah, mü'minlerden razı olmuştur. Allah onların gönüllerinden geçeni bildiği için onların üzerine huzur ve güven indirdi ve onlara yakın bir fetih verdi.
Gültekin Onan : Andolsun, Tanrı, sana o ağacın altında biat ederlerken inançlılardan razı olmuştur, kalplerinde olanı bilmiş ve böylece üzerlerine 'güven duygusu ve huzur' indirmiştir ve onlara yakın bir fethi sevap (karşılık) olarak vermiştir.
Hakkı Yılmaz : (18,19) Andolsun o ağacın altında sana bağlılık yemini ederlerken Allah, mü’minlerden razı olmuştur. İşte kalplerinde olanı bilmiş, onlara kalbi teskin eden, güven ve yatışma duygusu/ moral indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ve alacakları birçok ganimetler ile ödüllendirmiştir. Ve Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.
Hasan Basri Çantay : (18-19) Andolsun ki Allah mü'minlerden —seninle o ağacın altında bîat ederlerken— raazî olmuşdur da kalblerindeki bilerek üzerlerine kuvve-i ma'neviyyeyi indirmiş ve onları yakın bir feth ile ve alacakları bir çok ganimetlerle mükâfatlandırmadır. Allah mutlak gaalibdir, yegâne hukûm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki, (Hudeybiye’de) o ağacın altında sana bîat ederlerken Allah o mü’minlerden râzı olmuştur; onların kalblerinde olan (sadâkat)i bilip, üzerlerine (kalblere huzur veren bir) sükûnet indirmiş ve onları (Mekke’nin fethinden önce) yakın bir fetih(Hudeybiye anlaşması ve Hayber’in fethi) ile mükâfâtlandırmıştır.
İbni Kesir : Andolsun ki; sana, o ağacın altında bi'at ederlerken Allah mü'minlerden hoşnud olmuştur. Kalblerinde olanı bilmiş de onlara sekineti indirmiş ve onları pek yakın bir fethle mükafatlandırmıştır.
İskender Evrenosoğlu : Andolsun ki, o ağacın altında sana tâbî oldukları zaman Allah, mü'minlerden razı oldu. Ve onların kalplerinde olanı biliyordu. Böylece onların üzerine sekînet indirdi. Ve onlara yakın bir fetih nasip etti.
Muhammed Esed : (Ey Muhammmed!) O ağacın altında sana bağlılıklarını bildiren müminlerden Allah razı olmuştu, çünkü onların kalplerinden geçeni biliyordu; böylece Allah, onlara bir iç huzuru bağışladı ve yakında gerçekleşecek bir zafer(in müjdesi) ile onları ödüllendirdi
Ömer Nasuhi Bilmen : Kasem olsun ki Allah, mü'minlerden râzı oldu. O vakit ki, ağacın altında seninle mubâyeada bulunur oldular. Onların kalblerinde olanı bildi de üzerlerine o sekîneti (o huzur ve itminânı) indirdi ve onları bir yakın feth ile mükâfaatlandırdı.
Ömer Öngüt : Resulüm! Andolsun ki, sana ağaç altında biât eden müminlerden Allah hoşnud olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, üzerlerine huzur ve güven indirmiş, onları yakın bir fetihle mükâfatlandırmıştır.
Şaban Piriş : (18-19) Ağaç altında sana bey’at edenlerden Allah razı olmuştur. Gönüllerindekini bildi de üzerlerine huzur indirdi ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri bir çok ganimetler vermiştir. Allah, güçlüdür, hakimdir.
Suat Yıldırım : (18-19) Gerçekten Allah, (Hudeybiye’de) o ağacın altında sana biat ettikleri zaman, müminlerden razı oldu. Onların kalplerindeki ihlâsı bildiği için üzerlerine sekîne, huzur ve güven indirdi. Onları hemen yakında gerçekleşen bir zaferle ve alacakları birçok ganimetle mükafatlandırdı. Allah azîz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş : Allâh şu mü'minlerden râzı olmuştur ki onlar, ağacın altında sana bi'at ediyorlardı, Allâh onların gönüllerinden geçeni bildiği için onların üzerine huzûr ve güven indirdi ve onlara yakın bir fetih verdi.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, Allah, sana o ağacın altında biat ederlerken mü'minlerden razı olmuştur, kalplerinde olanı bilmiş ve böylece üzerlerine 'güven duygusu ve huzur' indirmiştir ve onlara yakın bir fethi sevap (karşılığı) olarak vermiştir.
Ümit Şimşek : O ağacın altında sana biat ettiklerinde, Allah mü'minlerden hoşnut oldu. Onların kalplerinde olanı bildiği için, üzerlerine güven ve huzur indirdi ve onları yakında erişecekleri bir fetihle ödüllendirdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, Allah müminlerden, o ağacın altında sana bey'at ettikleri sırada hoşnut olmuştur. Onların gönüllerindekini bilmiş, üzerlerine huzur ve sükûn indirmiş ve kendilerine yakın bir fetih nasip etmiştir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}