İskender Evrenosoğlu Meali |
|
Hakikat (vuku bulması gerçek olan).(69:1) | |
Hakikat (gerçek) olan (vuku bulacağı mutlak olan) nedir?(69:2) | |
Ve hakikat olanın (vuku bulacak olanın) ne olduğunu sana bildiren nedir?(69:3) | |
Karia'yı (korkunç olayı) Semud ve Ad (kavmi) yalanladılar.(69:4) | |
Fakat bu sebeple Semud (kavmi) azgın (çok şiddetli) bir azapla helâk edildi.(69:5) | |
Ve amma, Ad (kavmi) ise (o da) bu sebeple şiddetli dondurucu, azgın esen bir fırtına ile helâk edildi.(69:6) | |
(Allah), onu (fırtınayı) ardarda, 7 gece, 8 gün onların üzerine musallat etti. Bundan sonra o kavmi orada, içi boş hurma ağacı kütükleri gibi yerlere serilmiş görürsün.(69:7) | |
Artık onlara ait bir bakiye (geriye kalan bir şey) var mı, görüyor musun?(69:8) | |
Ve firavun ve ondan öncekiler ve şehirleri alt üst olan kimseler o büyük hata ile geldiler (kıyâmeti, hesap vermeyi, ceza görmeyi inkâr etmişlerdi).(69:9) | |
Böylece, Rab'lerinin Resûl'üne isyan ettiler. Bunun üzerine onları şiddetli bir yakalamayla yakaladı.(69:10) | |
Muhakkak ki (tufanda) su taştığı zaman, sizi (akıp giden) gemide Biz taşıdık.(69:11) | |
Onu sizin için bir ibret kılalım ve işiten kulaklar onu bellesin diye.(69:12) | |
Artık sur'a tek bir üfleyişle üflendiği zaman.(69:13) | |
Ve yeryüzü (arz) ve dağlar yerlerinden kaldırılıp, tek bir çarpışla parçalandığı zaman.(69:14) | |
İşte izin günü, o vakıa (büyük olay) vuku bulmuştur.(69:15) | |
Ve sema yarılmıştır. Artık o, izin günü zaafa uğramıştır (dengesi bozulmuştur).(69:16) | |
Ve o melek, onun (göğün) çevresi üzerindedir. Ve izin günü Rabbinin arşını üstlerinde taşıyanların sayısı sekizdir.(69:17) | |
İzin günü (Rabbinize) arz olunacaksınız. Sizden (size ait hiçbir şey) sır olarak gizli kalmaz.(69:18) | |
O zaman kitabı (hayat filmi) sağından verilen kimse ise o zaman: “Alınız, kitabımı okuyun.” der.(69:19) | |
Muhakkak ki ben, hesabıma mülâki olacağımı (hesabımla karşılaşacağımı) biliyordum.(69:20) | |
İşte o razı olduğu bir yaşayış içindedir.(69:21) | |
Onlar yüksek bir cennettedirler.(69:22) | |
Onun olgunlaşmış meyveleri yakınlaşmış (aşağı sarkmış) durumdadır.(69:23) | |
Geçmiş günlerde yapmış olduğunuz şeyler sebebiyle (mükâfat olarak) afiyetle yeyin ve için!(69:24) | |
Ve kitabı (hayat filmi) solundan verilen kimse ise o zaman: “Keşke bana kitabım verilmeseydi.” der.(69:25) | |
Ve hesabımın ne olduğunu bilmeseydim.(69:26) | |
Keşke o (ölünce hayatım) bitmiş olsaydı.(69:27) | |
Malım bana bir fayda vermedi.(69:28) | |
Benim saltanatım (mal gücüm) helâk oldu.(69:29) | |
Onu tutun, sonra da onu bağlayın (kelepçeleyin)!(69:30) | |
Sonra onu alevli ateşe (cehenneme) atın!(69:31) | |
Sonra uzunluğu yetmiş arşın (zira) olan bir zincir içinde, öylece onu (cehenneme) sevkedin.(69:32) | |
Muhakkak ki o, Azîm olan Allah'a inanmıyordu (îmân etmiyordu).(69:33) | |
Ve yoksullara yemek vermeye teşvik etmiyordu.(69:34) | |
Artık o gün, onun burada yakın bir dostu yoktur.(69:35) | |
Ve kanlı irinden başka bir yemek yoktur.(69:36) | |
Onu günahkârlardan başkası yemez.(69:37) | |
Artık hayır, gördüğünüz şeylere yemin ederim.(69:38) | |
Ve görmediğiniz şeylere de (yemin ederim).(69:39) | |
Muhakkak ki o, gerçekten Kerim Resûl'ün sözüdür.(69:40) | |
O bir şairin sözü değildir. Ne kadar az îmân ediyorsunuz?(69:41) | |
Ve bir kâhinin de sözü değildir. Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz.(69:42) | |
Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.(69:43) | |
Ve eğer, bazı sözleri Bize karşı uydurmuş olsaydı.(69:44) | |
Elbette onu sağından tutup alırdık (yakalardık).(69:45) | |
Sonra mutlaka onun can damarını keserdik.(69:46) | |
Ayrıca sizden hiçbiriniz ondan men edici olamaz (buna mani olamaz).(69:47) | |
Ve muhakkak ki O (Kur'ân), gerçekten muttakiler (takva sahipleri) için bir öğüttür.(69:48) | |
Ve muhakkak ki Biz, sizden (içinizde) tekzip edenler olduğunu (yalanlayanları) elbette biliyoruz.(69:49) | |
Ve muhakkak ki O (Kur'ân), kâfirlere elbette hasrettir.(69:50) | |
Ve muhakkak ki; O (Kur'ân), gerçekten Hakk'ul yakîn'dir (kesin olarak Hakk'ı bilmektir).(69:51) | |
O halde Rabbini “Azîm” ismiyle tesbih et.(69:52) | |