Süleyman Ateş Meali |
|
Hâ mim.(44:1) | |
Apaçık Kitaba andolsun ki,(44:2) | |
Biz onu mübârek bir gecede indirdik. Çünkü biz, uyarıcıyız.(44:3) | |
Her hikmetli emir, o gecede ayırdedilir;(44:4) | |
Katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz elçi göndericiyiz.(44:5) | |
Senin Rabbinin acıması gereği olarak (gönderdiğimiz elçilere o gece emirlerimizi açıklar, vahiylerimizi bildiririz). Doğrusu O, işitendir, bilendir.(44:6) | |
Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki Allâh), göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.(44:7) | |
O'ndan başka tanrı yoktur, yaşatır, öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.(44:8) | |
Ama onlar, şüphe içinde oynuyorlar.(44:9) | |
Göğün, açık bir duman getireceği günü gözetle.(44:10) | |
(Duman) İnsanları sarar. Bu, acı bir azâbdır.(44:11) | |
"Rabbimiz, bizden azâbı kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz" derler.(44:12) | |
Artık onlar nasıl düşünüp öğüt alacaklar (öğüt alma zamanı geçti)? Oysa kendilerine apaçık bir elçi gelmişti.(44:13) | |
Ondan yüz çevirdiler: "Bu, öğretilmiştir, cinlenmiştir" dediler.(44:14) | |
Biz sizden azâbı birazcık kaldırırız ama siz yine (inkârınıza) dönersiniz.(44:15) | |
O gün büyük vuruşla vururuz; zira biz öç alıcıyız!(44:16) | |
Andolsun, onlardan önce Fir'avn toplumunu da (imkânlar vererek) sınadık. Onlara değerli bir elçi geldi, (şöyle diyerek):(44:17) | |
"Allâh'ın kullarını bana teslim edin; çünkü ben sizin için güvenilir bir elçiyim."(44:18) | |
"Allah'a karşı ululanmayın. Ben size apaçık bir delil getiriyorum."(44:19) | |
"Ben, beni taşla(yıp öldür)menizden, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan (Allâh)'a sığındım."(44:20) | |
"Eğer bana inanmadınızsa bari ben(im yolum)dan çekilin."(44:21) | |
Sonra (Mûsâ): "Bunlar, suç işleyen bir toplumdur!" diye Rabbine du'â etti.(44:22) | |
(Allâh): "O halde kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü takibedileceksiniz" (dedi).(44:23) | |
"Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur."(44:24) | |
Onlar geride nice şeyler bıraktılar: Bahçeler, çeşmeler.(44:25) | |
Ekinler, güzel makamlar!(44:26) | |
Ve zevkü sefa sürdükleri nice ni'metler!(44:27) | |
İşte böyle oldu ve biz onları başka bir topluma mirâs verdik.(44:28) | |
Onlara gök ve yer ağlamadı. Ve kendilerine fırsat da verilmedi.(44:29) | |
Andolsun biz, İsrâil oğullarını o küçültücü azâbdan kurtardık:(44:30) | |
Fir'avn'dan. Çünkü o, (insanları ezip) ululanan, sınırı aşanlardan biri idi.(44:31) | |
Andolsun biz, onları bir bilgiye göre âlemlere üstün kıldık.(44:32) | |
Onlara, içinde açık bir sınav bulunan âyetler verdik.(44:33) | |
Şunlar (Kureyş kâfirleri) de diyorlar ki:(44:34) | |
"İlk ölümümüzden sonra bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz."(44:35) | |
"Doğru söylüyorsanız, babalarımızı getirin."(44:36) | |
Onlar mı hayırlı, yoksa Tubba' kavmi ve onlardan önce gelen (kavim)ler mi? Suç işledikleri için biz onların hepsini helâk ettik.(44:37) | |
Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları eğlenmek için yaratmadık!(44:38) | |
Onları sadece gerçek bir sebeple, (hikmetli bir gâye ile) yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.(44:39) | |
(Hakkın bâtıldan ayrılacağı) Hüküm günü, hepsinin varacağı gündür.(44:40) | |
O gün dost, dostundan bir şey savamaz. Ve onlara yardım da edilmez.(44:41) | |
Ancak Allâh'ın acıdığı kimseler (kurtulur). Şüphesiz O, üstündür esirgeyendir.(44:42) | |
Zakkum ağacı,(44:43) | |
Günâhkârların yemeğidir.(44:44) | |
Pota gibi karınlarda kaynar.(44:45) | |
Sıcak suyun kaynaması gibi.(44:46) | |
(Allâh, zebânilere emreder): "Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin."(44:47) | |
"Sonra başının üstüne kaynar su azâbından dökün!"(44:48) | |
"Tad, zira sen kendince üstündün, şerefliydin."(44:49) | |
İşte o kuşkulanıp durduğunuz şey budur!"(44:50) | |
Korunanlar ise güvenli bir makamdadır.(44:51) | |
Bahçelerde ve çeşme başlarında.(44:52) | |
İnce ipekten ve parlak atlastan giysiler giyerek karşılıklı otururlar.(44:53) | |
Ayrıca onları, iri gözlü hûrilerle de evlendirmişizdir.(44:54) | |
Orada, güven içinde, her meyveyi isterler.(44:55) | |
Orada ilk ölümden başka ölüm tadmazlar (sürekli yaşarlar). Ve (Allâh) onları cehennem azâbından korumuştur.(44:56) | |
Rabbinden bir lutuf olarak (bu ni'metler kendilerine verilmiştir). İşte, o büyük başarı budur.(44:57) | |
Biz o (Kur'â)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.(44:58) | |
Biraz bekle, onlar da beklemektedirler (yakında başlarına neler geleceğini göreceklerdir).(44:59) | |