Ömer Öngüt Meali |
|
Hâ. Mîm.(44:1) | |
Apaçık Kitab'a andolsun ki!(44:2) | |
Gerçekten biz onu mübarek bir gecede indirdik. Biz uyarıcılarız.(44:3) | |
O gecede her hikmetli iş ayrılır.(44:4) | |
Katımızdan bir emir olmak üzere. Muhakkak ki biz peygamberler göndeririz.(44:5) | |
Bu, Rabbinden bir rahmettir. Gerçekten O, işiten ve bilendir.(44:6) | |
Eğer inanmıyorsanız O, göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir.(44:7) | |
O'ndan başka ilâh yoktur. O diriltir, O öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.(44:8) | |
Hayır! Onlar bir şüphe içindedirler ve eğlenip duruyorlar.(44:9) | |
Resulüm! O halde sen göğün apaçık bir duman getireceği günü bekle.(44:10) | |
Bütün insanları bürüyecektir. Bu acıklı bir azaptır.(44:11) | |
"Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, doğrusu biz artık iman ediyoruz. " (derler).(44:12) | |
Nerede onlarda düşünüp öğüt almak? Oysa onlara apaçık bir peygamber gelmişti.(44:13) | |
Sonra ondan yüz çevirdiler ve: "Öğretilmiştir, delidir. " dediler.(44:14) | |
Biz, azabı biraz kaldıracağız, siz tekrar (eski halinize) döneceksiniz.(44:15) | |
Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün intikam alacağız.(44:16) | |
Andolsun ki onlardan önce Firavun kavmini de imtihan ettik ve onlara kerim bir peygamber gelmişti.(44:17) | |
(Onlara dedi ki): "Allah'ın kullarını bana bırakın! Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. "(44:18) | |
"Allah'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getirdim. "(44:19) | |
"Ben, beni taşa tutmanızdan benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım. "(44:20) | |
"Eğer bana inanmazsanız, başımdan çekilin gidin!"(44:21) | |
"Bunlar günahkâr bir topluluktur. " diye Rabbine niyazda bulundu.(44:22) | |
"Kullarımı geceleyin götür, çünkü takip edileceksiniz. "(44:23) | |
"Denizi açık bir halde bırak, çünkü onlar boğulacak bir ordudur. "(44:24) | |
Orada nice nice bağlar-bahçeler, pınarlar-çeşmeler bırakmışlardı.(44:25) | |
Nice nice ekinler, güzel makamlar, muhteşem konaklar.(44:26) | |
Zevk ve sefa sürüp eğlendikleri nice nimetler.(44:27) | |
Bu böyle oldu. Biz de onları başka bir kavme miras bıraktık.(44:28) | |
Gök ve yer onlar için gözyaşı dökmedi, onlara mühlet de verilmedi.(44:29) | |
Andolsun ki biz İsrailoğullarını alçaltıcı azaptan kurtardık.(44:30) | |
Firavun'dan. Doğrusu o, azgın bir zorba idi.(44:31) | |
Ve andolsun ki, onların durumunu bilerek âlemlerin üzerinde seçkin kıldık.(44:32) | |
Onlara âyetlerden (mucizelerden) öylelerini verdik ki, her birinde açıkça bir imtihan vardı.(44:33) | |
Bunlar ise şöyle diyorlar:(44:34) | |
"İlk ölümümüzden sonra bir şey yoktur. Biz yeniden diriltilecek değiliz. "(44:35) | |
"Eğer doğru sözlü iseniz bize atalarımızı getirsenize!"(44:36) | |
Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tubba' kavmi ve onlardan öncekiler mi? Biz onları da helâk ettik, çünkü onlar günahkâr idiler.(44:37) | |
Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri oyun olsun diye yaratmadık(44:38) | |
Biz onları ancak hak olmak üzere yarattık. Fakat onların çoğu bilmezler.(44:39) | |
Şüphesiz ki (hakkı bâtıldan) ayıran o hüküm günü, herkesin bir araya toplanacağı gündür.(44:40) | |
O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez.(44:41) | |
Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz ki O Azîz'dir, çok merhametlidir.(44:42) | |
Şüphesiz ki Zakkum ağacı.(44:43) | |
Günahkârların yiyeceğidir.(44:44) | |
Erimiş maden gibi karınlarında kaynar.(44:45) | |
Sıcak suyun kaynaması gibi.(44:46) | |
"Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin!"(44:47) | |
"Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün!"(44:48) | |
"Tat bakalım! Hani sen kendince çok üstün, çok şerefli bir kimse idin. "(44:49) | |
"Bu, işte o şüphe edip durduğun şeydir. "(44:50) | |
Muttakiler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar.(44:51) | |
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.(44:52) | |
İnce ipekten ve parlak atlastan (elbiseler) giyerek karşılıklı otururlar.(44:53) | |
Böyle olduğu gibi, biz onları ayrıca iri gözlü hurilerle de evlendirmişizdir.(44:54) | |
Orada güven içinde (canlarının çektiği) her meyveyi isterler.(44:55) | |
Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar. Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur.(44:56) | |
Rabbinden bir lütuf olarak. İşte o büyük kurtuluş budur.(44:57) | |
Resulüm! Biz onu (Kur'an'ı) senin dilin ile kolaylaştırdık ki, düşünüp ibret alsınlar.(44:58) | |
Öyle ise bekle, onlar da beklemektedirler.(44:59) | |