» 31 / Lokman  4:

Kuran Sırası: 31
İniş Sırası: 57
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34

 » 31 / Lokman  Suresi: 4
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : onlar ki
2. يُقِيمُونَ (YGYMVN) = yuḳīmūne : -doğrulurlar
3. الصَّلَاةَ (ELṦLET) = S-Salāte : SaLâTe/Desteğe-
4. وَيُؤْتُونَ (VYÙTVN) = ve yu'tūne : ve verirler
5. الزَّكَاةَ (ELZKET) = z-zekāte : zekatı
6. وَهُمْ (VHM) = ve hum : ve onlar
7. بِالْاخِرَةِ (BEL ËḢRT) = bil-āḣirati : ahirete
8. هُمْ (HM) = hum : onlar
9. يُوقِنُونَ (YVGNVN) = yūḳinūne : kesin olarak inanırlar
onlar ki | -doğrulurlar | SaLâTe/Desteğe- | ve verirler | zekatı | ve onlar | ahirete | onlar | kesin olarak inanırlar |

[] [GVM] [ṦLV] [ETY] [ZKV] [] [EḢR] [] [YGN]
ELZ̃YN YGYMVN ELṦLET VYÙTVN ELZKET VHM BEL ËḢRT HM YVGNVN

elleƶīne yuḳīmūne S-Salāte ve yu'tūne z-zekāte ve hum bil-āḣirati hum yūḳinūne
الذين يقيمون الصلاة ويؤتون الزكاة وهم بالآخرة هم يوقنون

 » 31 / Lokman  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
يقيمون ق و م | GVM YGYMVN yuḳīmūne -doğrulurlar establish
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe- the prayer
ويؤتون ا ت ي | ETY VYÙTVN ve yu'tūne ve verirler and give
الزكاة ز ك و | ZKV ELZKET z-zekāte zekatı zakah
وهم | VHM ve hum ve onlar and they,
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter,
هم | HM hum onlar [they]
يوقنون ي ق ن | YGN YVGNVN yūḳinūne kesin olarak inanırlar believe firmly.

31:4 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onlar ki | -doğrulurlar | SaLâTe/Desteğe- | ve verirler | zekatı | ve onlar | ahirete | onlar | kesin olarak inanırlar |

[] [GVM] [ṦLV] [ETY] [ZKV] [] [EḢR] [] [YGN]
ELZ̃YN YGYMVN ELṦLET VYÙTVN ELZKET VHM BEL ËḢRT HM YVGNVN

elleƶīne yuḳīmūne S-Salāte ve yu'tūne z-zekāte ve hum bil-āḣirati hum yūḳinūne
الذين يقيمون الصلاة ويؤتون الزكاة وهم بالآخرة هم يوقنون

[] [ق و م] [ص ل و] [ا ت ي] [ز ك و] [] [ا خ ر] [] [ي ق ن]

 » 31 / Lokman  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يقيمون ق و م | GVM YGYMVN yuḳīmūne -doğrulurlar establish
Ye,Gaf,Ye,Mim,Vav,Nun,
10,100,10,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe- the prayer
Elif,Lam,Sad,Lam,Elif,Te merbuta,
1,30,90,30,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
ويؤتون ا ت ي | ETY VYÙTVN ve yu'tūne ve verirler and give
Vav,Ye,,Te,Vav,Nun,
6,10,,400,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الزكاة ز ك و | ZKV ELZKET z-zekāte zekatı zakah
Elif,Lam,Ze,Kef,Elif,Te merbuta,
1,30,7,20,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
وهم | VHM ve hum ve onlar and they,
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter,
Be,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
2,1,30,,600,200,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
جار ومجرور
هم | HM hum onlar [they]
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
يوقنون ي ق ن | YGN YVGNVN yūḳinūne kesin olarak inanırlar believe firmly.
Ye,Vav,Gaf,Nun,Vav,Nun,
10,6,100,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: onlar ki | يُقِيمُونَ: -doğrulurlar | الصَّلَاةَ: SaLâTe/Desteğe- | وَيُؤْتُونَ: ve verirler | الزَّكَاةَ: zekatı | وَهُمْ: ve onlar | بِالْاخِرَةِ: ahirete | هُمْ: onlar | يُوقِنُونَ: kesin olarak inanırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN onlar ki | يقيمون YGYMWN -doğrulurlar | الصلاة ELṦLET SaLâTe/Desteğe- | ويؤتون WYÙTWN ve verirler | الزكاة ELZKET zekatı | وهم WHM ve onlar | بالآخرة BEL ËḢRT ahirete | هم HM onlar | يوقنون YWGNWN kesin olarak inanırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: onlar ki | yuḳīmūne: -doğrulurlar | S-Salāte: SaLâTe/Desteğe- | ve yu'tūne: ve verirler | z-zekāte: zekatı | ve hum: ve onlar | bil-āḣirati: ahirete | hum: onlar | yūḳinūne: kesin olarak inanırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: onlar ki | YGYMVN: -doğrulurlar | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | VYÙTVN: ve verirler | ELZKET: zekatı | VHM: ve onlar | BEL ËḢRT: ahirete | HM: onlar | YVGNVN: kesin olarak inanırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, namaz kılarlar ve zekât verirler ve âhirete de iyice inanmışlardır.
Adem Uğur : O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Ahmed Hulusi : Onlar ki, salâtı ikame ederler ve zekâtı verirler; onlar sonsuz geleceklerine ikân sahipleridir.
Ahmet Tekin : Onlar namazı adâbına riayet ederek, aksatmadan kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, âhiretin, ebedî yurdun varlığını delilleriyle, gerekçeleriyle bilerek kesinlikle inananlardır.
Ahmet Varol : Onlar namazı kılar, zekatı verirler ve onlar ahirete kesin olarak inanırlar.
Ali Bulaç : Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar.
Ali Fikri Yavuz : (Güzel iş yapanlar muhsinler) o kimselerdir ki, namazı gereği üzre kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de onlar yakinen (şüphesiz) iman ederler.
Bekir Sadak : O kimseler namazi kilarlar, zekati verirler; ahirete de yakinen inanirlar.
Celal Yıldırım : Onlar ki, namazı vaktinde dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar evet onlar Âhiret'e kesinlikle inanırlar.
Diyanet İşleri : Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.
Diyanet İşleri (eski) : O kimseler namazı kılarlar, zekatı verirler; ahirete de yakinen inanırlar.
Diyanet Vakfi : O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Edip Yüksel : Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler; ahiret hakkında da kuşkuları yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : ki (onlar) namazı kılar, zekatı verirler, ahirete de kesin inanç edinirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ki namazı kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler
Fizilal-il Kuran : İşte onlar ki, namaz kılarlar, zekât verirler, ahirete de kesin olarak inanırlar.
Gültekin Onan : Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete (iman ederler).
Hakkı Yılmaz : (2-5) "İşte bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri olan güzellik-iyilik üretenler –ki işte bunlar, Rableri tarafından bir doğru yol üzeredirler. Ve onlar, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir– için bir doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın âyetleridir. "
Hasan Basri Çantay : (O ihsan erbabı) ki onlar dosdoğru namazı kılanlar, zekâtı verenlerdir. Onlar âhirete yakıyn (ya'ni katî insan) haasıl edenlerin de ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : Onlar ki, namazı hakkıyla edâ ederler ve zekâtı verirler; onlar, âhirete de gerçekten kat'î olarak îmân edenlerdir.
İbni Kesir : Onlar ki; namaz kılarlar, zekat verirler ve onlar ahirete de yakınen inanırlar.
İskender Evrenosoğlu : Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar) ve zekâtı verirler. Ve onlar, ahirete (Allah'a ulaşmaya) yakîn hasıl ederler (kesinlikle inanırlar).
Muhammed Esed : onlar ki namazlarında kararlılık gösterir ve karşılıksız yardımda bulunurlar: çünkü onlar içlerinde öteki dünyaya kesin bir inanç besleyenlerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar ki, namazı ikame ederler ve zekâtı verirler ve onlar, ahirete kat'i surette inanırlar.
Ömer Öngüt : Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Şaban Piriş : Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete yakinen inananlardır.
Suat Yıldırım : Onlar namazı hakkıyla ifa ederler, zekâtı verirler, âhirete de tam olarak iman ederler.
Süleyman Ateş : Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve onlar âhirete de kesin olarak inanırlar.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inananlardır.
Ümit Şimşek : Onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler; âhirete de onların tam ve kesin bir imanı vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Ki onlar namazı kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}