Kırık Meal (Arapça) : |وُجُوهٌ : yüzler var ki | يَوْمَئِذٍ : o gün | خَاشِعَةٌ : öne düşüktür | Kırık Meal (Harekesiz) : |وجوه WCWH yüzler var ki | يومئذ YWMÙZ̃ o gün | خاشعة ḢEŞAT öne düşüktür | Kırık Meal (Okunuş) : |vucūhun : yüzler var ki | yevmeiƶin : o gün | ḣāşiǎtun : öne düşüktür | Kırık Meal (Transcript) : |VCVH : yüzler var ki | YVMÙZ̃ : o gün | ḢEŞAT : öne düşüktür | Abdulbaki Gölpınarlı : O gün yüzler eğilirler. Adem Uğur : O gün bir takım yüzler zelildir, Ahmed Hulusi : O gün yüzler (vardır) zilletle yere bakar! Ahmet Tekin : O gün, bir takım yüzler zillet içinde, başlar eğilmiştir. Ahmet Varol : Bir kısım yüzler, o gün aşağılık içinde eğilmiştir. Ali Bulaç : O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.' Ali Fikri Yavuz : Bir takım yüzler vardır ki, o gün zelildir; Bekir Sadak : O gun bir takim yuzler zillete burunmustur. Celal Yıldırım : Yüzler var ki, o gün kararıp aşağılanmıştır. Diyanet İşleri : O gün birtakım yüzler vardır ki zillete bürünmüşlerdir. Diyanet İşleri (eski) : O gün bir takım yüzler zillete bürünmüştür. Diyanet Vakfi : (2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. Edip Yüksel : O gün yüzler saygı gösterir. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yüzler var ki, o gün eğilmiş, zillete düşmüştür. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O gün kimi yüzler eğilmiş, zillete düşmüştür. Elmalılı Hamdi Yazır : Bir takım yüzler o gün eğilmiş zillete düşmüştür Fizilal-il Kuran : O gün birtakım yüzler zillete bürünmüştür. Gültekin Onan : O gün, öyle yüzler vardır ki 'zillet içinde aşağılanmıştır'. Hakkı Yılmaz : (2,3) Kişiler var ki, o gün çalışmış, yorulmuş olmasına rağmen eğilmiş, aşağılığa düşmüştür, Hasan Basri Çantay : Yüzler (vardır) o gün zelîl ve (hakıyr) dir. Hayrat Neşriyat : Birtakım yüzler vardır ki o gün zelildir! İbni Kesir : Yüzler vardır ki, o gün zillete bürünmüştür. İskender Evrenosoğlu : İzin günü zillet içinde olan yüzler vardır. Muhammed Esed : Bazı yüzler o Gün yere bakacak, Ömer Nasuhi Bilmen : (1-2) Sana salgın Kıyametin haberi geldi mi? O gün nice yüzler zillete düşmüştür. Ömer Öngüt : Bir takım yüzler o gün zillete bürünmüştür. Şaban Piriş : O gün, yüzler vardır yere yıkılmış. Suat Yıldırım : Yüzler vardır o gün yere eğilmiştir, zelildir! Süleyman Ateş : Yüzler var ki o gün öne düşüktür, Tefhim-ul Kuran : O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.' Ümit Şimşek : Yüzler vardır, o gün yere bakar, Yaşar Nuri Öztürk : Yüzler vardır o gün zilletle öne eğilmiştir.