Ahmet Tekin Meali |
|
Dehşeti ve paniği ortalığı kaplayan felâketin, Kıyamet’in haberi mi geldi sana?(88:1) | |
O gün, bir takım yüzler zillet içinde, başlar eğilmiştir.(88:2) | |
Gayrete gelmişlerdir, zahmet çekmektedirler, boşuna yorulurlar.(88:3) | |
Kızgın ateşe yaslanacaklar.(88:4) | |
Kendilerine kaynar su fışkıran bir pınardan su içirilecek.(88:5) | |
Acı kuru dikenden başka onlara yiyecek de yok.(88:6) | |
Acı kuru dikenler, ne besler, ne de açlığı giderir.(88:7) | |
O gün, bir takım yüzler de, nimetler içinde mutlu, güzel, pırıl pırıldır.(88:8) | |
Dünyadaki gayretlerinden, amellerinden, hâlis niyetlerinden dolayı memnundurlar.(88:9) | |
Yüce Cennet’te, yüksek konaklardadırlar.(88:10) | |
Orada boş işlerle meşgul olan bir topluluk gürültüsü, boş bir söz işitmezler.(88:11) | |
Orada akan pınarlar var.(88:12) | |
Pınarların başlarında, yükseltilmiş tahtlar, divanlar var.(88:13) | |
Konulmuş kadehler var.(88:14) | |
Dizilmiş koltuklar, yastıklar var.(88:15) | |
Serilmiş halılar var.(88:16) | |
İnsanlar, develere bakıp bir şeyler anlamıyorlar mı? Nasıl yaratılmış?(88:17) | |
Göğe bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl yükseltilmiş?(88:18) | |
Dağlara bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl dikilmiş?(88:19) | |
Yerküreye, yeryüzüne bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl yayılmış, yaşamaya elverişli hale getirilmiş?(88:20) | |
O halde, tebliğe devam et, Kur’ân ile öğüt ver. Çünkü sen vahyi, Kur’ân’ı tebliğ ile memursun, öğüt vericisin.(88:21) | |
Sen onları zorlamaya, onlardan zorla İslâm’ı kabul taahhüdü almaya memur değilsin.(88:22) | |
Ancak Kur’ân’a sırtını dönen, güç ve iktidarını kullanarak halkı Kur’ân aleyhinde yönlendiren, küfürde direnen, Kur’ân’ı inkâr edene karşı güç kullanabilir, cezalandırabilirsin.(88:23) | |
Ayrıca Allah, onu daha büyük bir ceza ile cezalandıracaktır.(88:24) | |
Kesinlikle, onların dönecekleri yer bizim huzurumuzdur.(88:25) | |
Üstelik onları sorguya, suale hesaba çekmek de bize aittir.(88:26) | |