ACC – accusative particle PRON – 1st person plural object pronoun حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
هديناه
ه د ي | HD̃Y
HD̃YNEH
hedeynāhu
ona gösterdik
guided him
He,Dal,Ye,Nun,Elif,He, 5,4,10,50,1,5,
V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
السبيل
س ب ل | SBL
ELSBYL
s-sebīle
yolu
(to) the way
Elif,Lam,Sin,Be,Ye,Lam, 1,30,60,2,10,30,
N – accusative masculine noun اسم منصوب
إما
|
ÎME
immā
ya
whether
,Mim,Elif, ,40,1,
EXL – explanation particle حرف تفصيل
شاكرا
ش ك ر | ŞKR
ŞEKRE
şākiran
şükreder
(he) be grateful
Şın,Elif,Kef,Re,Elif, 300,1,20,200,1,
N – accusative masculine indefinite active participle اسم منصوب
وإما
|
VÎME
ve immā
veya
and whether
Vav,,Mim,Elif, 6,,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) EXL – explanation particle الواو عاطفة حرف تفصيل
كفورا
ك ف ر | KFR
KFVRE
kefūran
nankör olur
(he) be ungrateful.
Kef,Fe,Vav,Re,Elif, 20,80,6,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | هَدَيْنَاهُ: ona gösterdik | السَّبِيلَ: yolu | إِمَّا: ya | شَاكِرًا: şükreder | وَإِمَّا: veya | كَفُورًا: nankör olur |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNEelbette biz | هديناه HD̃YNEHona gösterdik | السبيل ELSBYLyolu | إما ÎMEya | شاكرا ŞEKREşükreder | وإما WÎMEveya | كفورا KFWREnankör olur |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | hedeynāhu: ona gösterdik | s-sebīle: yolu | immā: ya | şākiran: şükreder | ve immā: veya | kefūran: nankör olur |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | HD̃YNEH: ona gösterdik | ELSBYL: yolu | ÎME: ya | ŞEKRE: şükreder | VÎME: veya | KFVRE: nankör olur |
Abdulbaki Gölpınarlı : İster şükretsin, ister nankör olsun, gerçekten de biz ona doğru yolu gösterdik.
Adem Uğur : Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki biz ona o yolu (aklını kullanarak iman etme yolunu) gösterdik. Ya şükredici olur (Rabbini değerlendirir), ya küfür (gerçeği ret) edici!
Ahmet Tekin : Biz ona yolu, yöntemi gösterdik, doğru yolu aydınlatıcı bilgiler verdik. Ya şükreden mü’min bir kul olacak, ya nankör bir kul, azılı bir kâfir olacak.
Ahmet Varol : Biz ona yolu gösterdik; artık ya şükredici olur, ya da nankör.
Ali Bulaç : Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu biz ona, gerçek yolu gösterdik; ister şükreden (mümin) olsun, ister nankörlük eden (kâfir)...
Bekir Sadak : suphesiz ona yol gosterdik; buna kimi sukreder, kimi de nankorluk.
Celal Yıldırım : Gerçekten biz, insana yol gösterdik ; o ya şükredici, ya da nankör inkarcı olur.
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.
Diyanet İşleri (eski) : Şüphesiz ona yol gösterdik; buna kimi şükreder, kimi de nankörlük.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör.
Edip Yüksel : Ona yolu gösterdik; ya şükredendir, ya da nankör.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Muhakkak Biz ona (doğru) yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör kafir!
Elmalılı Hamdi Yazır : Her halde biz ona yolu gösterdik, ister şâkir olsun ister nankör kâfir
Fizilal-il Kuran : Biz ona yolu gösterdik. Artık ister şükreder isterse nankör olur.
Gültekin Onan : Biz ona yolu gösterdik; (artık o) ya şükredici olur ya da (pek) kafir.
Hakkı Yılmaz : (2,3) "Şüphesiz Biz, insanı karışık bir nutfeden oluşturduk. Onu yıpratacağız/yükümlülükler vereceğiz. Bu nedenle onu çok iyi işitici, çok iyi görücü yaptık; iyiyi kötüyü ayıracak bilgileri yollayarak bilgilendirdik. Şüphesiz Biz, ona yolu gösterdik, ister kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen biri olsun, ister nankör. "
Hasan Basri Çantay : Gerçek, biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici (olsun o), ister nankör (kâfir).
Hayrat Neşriyat : Şübhe yok ki biz, onu o (doğru) yola hidâyet ettik; (artık) ister şükredici (mü’min)olsun, ister nankör (kâfir)!
İbni Kesir : Gerçekten Biz; ona yolu gösterdik. Buna kimisi şükreder, kimisi de küfür.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz, onu (Allah'a ulaştıran) yola hidayet ettik. Fakat o, ya (Allah'a ulaşmayı diler) şükreden olur, ya da (Allah'a ulaşmayı dilemez) küfreden olur.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, Biz ona yolu/yöntemi gösterdik; şükredici, ya da nankör (olması artık kendisine kalmıştır).
Ömer Nasuhi Bilmen : (1-3) Muhakkak insan üzerine gayri mahdut zamandan bir mahdut zaman gelmiştir ki, (o zaman da bilinip) yâdolunmuş bir şey olmamıştı. Şüphe yok ki, Biz insanı karışık bir damla sudan yarattık, onu imtihan ediyoruz. İmdi onu işitici, görücü kıldık. Muhakkak ki, Biz ona hidâyet yolunu gösterdik, gerek şükredici ve gerek nankör olsun.
Ömer Öngüt : Biz ona hidayet yolunu gösterdik. İster şükredici olsun, isterse nankör olsun.
Şaban Piriş : Biz, ona yolu gösterdik. İster şükreder, ister nankörlük.
Suat Yıldırım : Ona yolu da gösterdik: Artık ister şükreder, ister nankör ve kâfir olur.
Süleyman Ateş : Biz ona yolu gösterdik: Ya şükredici veya nânkör olur.
Tefhim-ul Kuran : Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.
Ümit Şimşek : Ona yol da gösterdik. Artık ister şükreder, ister nankörlük eder.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]