: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | إِنْ: hayır | أَدْرِي: bilmem | أَقَرِيبٌ: yakın mıdır? | مَا: şey | تُوعَدُونَ: size söylenen | أَمْ: yoksa | يَجْعَلُ: koyacak (mıdır?) | لَهُ: onun için | رَبِّي: Rabbim | أَمَدًا: uzun bir süre |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GLde ki | إن ÎNhayır | أدري ÊD̃RYbilmem | أقريب ÊGRYByakın mıdır? | ما MEşey | توعدون TWAD̃WNsize söylenen | أم ÊMyoksa | يجعل YCALkoyacak (mıdır?) | له LHonun için | ربي RBYRabbim | أمدا ÊMD̃Euzun bir süre |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | in: hayır | edrī: bilmem | eḳarībun: yakın mıdır? | mā: şey | tūǎdūne: size söylenen | em: yoksa | yec'ǎlu: koyacak (mıdır?) | lehu: onun için | rabbī: Rabbim | emeden: uzun bir süre |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | ÎN: hayır | ÊD̃RY: bilmem | ÊGRYB: yakın mıdır? | ME: şey | TVAD̃VN: size söylenen | ÊM: yoksa | YCAL: koyacak (mıdır?) | LH: onun için | RBY: Rabbim | ÊMD̃E: uzun bir süre |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Ben bilmem, size vaadedilen pek mi yakın, yoksa Rabbim, onu bir müddet uzattı mı?
Adem Uğur : De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
Ahmed Hulusi : De ki: "Vadolunduğunuz yakın mıdır, yoksa Rabbim uzun bir süre mi tanımıştır, bilmiyorum. "
Ahmet Tekin : 'Tehdit edildiğiniz şey, yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, onu bilemem.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Size vaadedilen yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar bilemem.
Ali Bulaç : De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?"
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), de ki: “- Bilmiyorum, o korkutulduğunuz azab yakın mı, yoksa Rabbim ona uzun bir müddet mi tayin eder?”
Bekir Sadak : De ki: Size soz verilen yakin midir, yoksa Rabbim onu uzun sureli mi kilmistir ben bilmem.»
Celal Yıldırım : De ki: O va'dolunduğunuz şey (azâb) yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun bir zaman sonraya mı bırakmıştır? Bilemiyorum.
Diyanet İşleri : De ki: “Sizin uyarıldığınız şey yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi koyacaktır, bilemem.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: Size söz verilen yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır ben bilmem.'
Diyanet Vakfi : De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
Edip Yüksel : De ki, 'Size söz verilen yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi belirlemiştir bilmiyorum.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Ben bilmem, o size vaad edilen şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar..»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Ben dirayetle bilmem, o size vadolunan yakın mı, yoksa Rabbim onun için bir uzun süre mi koyar?»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: Dirayet ile bilmem, yakın mı o size va'dolunan? Yoksa Rabbım onun için bir uzun gaye mi yapar?
Fizilal-il Kuran : De ki: «Size yöneltilen tehdit yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir vade mi belirlemiştir, bilmiyorum.»
Gültekin Onan : De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa rabbim onun için (uzun) bir müddet mi koymuştur?"
Hakkı Yılmaz : (25-28) De ki: “O tehdit olunduğunuz şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi tanıyacak ben bilmiyorum. Rabbim, bütün görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği bilendir. Ve de elçilerden seçip hoşnut olduğu kişi hariç, göstermediğine, duyurmadığına, sezdirmediğine, geçmişe, geleceğe hiçbir kimseyi bilgi sahibi yapmaz. Çünkü O, Rablerinin gönderdiklerini gereği gibi tebliğ ettiklerini bilsin diye onun her tarafından gözetleyiciler salar. O, onların yanında olan her şeyi kuşatmıştır, her şeyi de sayısı ile saymıştır.”
Hasan Basri Çantay : De ki (Habîbim): «Tehdîd edilegeldiğiniz (azâb) ın yakın mı, yoksa Rabbimin ona uzun bir müddet mi' ta'yîn etmiş olduğunu ben bilmem».
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) De ki: 'Tehdîd olunageldiğiniz (o azab) bilmiyorum yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi ta'yîn eder?'
İbni Kesir : De ki: Size vaadedilen yakın mıdır, yoksa Rabbım onu uzun süreli mi kılmıştır bilemiyorum.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Eğer bilseydim (size bildirirdim) vaadolunduğunuz şey yakın mı, yoksa Rabbim ona uzun bir müddet mi verir?”
Muhammed Esed : De ki: "Önceden uyarıldığınız bu (akibet)in yakın olup olmadığını yahut Rabbimin onun için uzun bir vade koyup koymadığını bilemem".
Ömer Nasuhi Bilmen : (24-25) Tehdid olunur oldukları şeyi gördükleri vakit artık bileceklerdir ki, yardımcı itibariyle en zaif ve adeden en az olan kim imiş? De ki: «Ben bilmem ki tehdid edilir olduğunuz şey, yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir müddet mi tayin kılar?»
Ömer Öngüt : De ki: "Size vaad edilen (azap) yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar? Ben bilemem. "
Şaban Piriş : De ki: -Size vaat edilen yakın mı yoksa Rabbim onu uzak mı kıldı bilmiyorum.
Suat Yıldırım : Ey Resulüm! De ki: "O sizin tehdit edildiğiniz azap yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için bir süre mi belirler, kesin bilmiyorum."
Süleyman Ateş : De ki: "Size söylenen şey yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır, bilmem."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?»
Ümit Şimşek : De ki: Size vaad olunan şey yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için bir süre mi tanır; onu da ben bilemem.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?"
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]