» 59 / Hasr  14:

Kuran Sırası: 59
İniş Sırası: 101
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

 » 59 / Hasr  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَا (LE) = lā :
2. يُقَاتِلُونَكُمْ (YGETLVNKM) = yuḳātilūnekum : onlar sizinle savaşamazlar
3. جَمِيعًا (CMYAE) = cemīǎn : toplu olarak
4. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak (savaşırlar)
5. فِي (FY) = fī : içinde
6. قُرًى (GR) = ḳuran : kaleler
7. مُحَصَّنَةٍ (MḪṦNT) = muHaSSanetin : müstahkem
8. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
9. مِنْ (MN) = min : -ndan
10. وَرَاءِ (VREÙ) = verā'i : ardı-
11. جُدُرٍ (CD̃R) = cudurin : duvarların
12. بَأْسُهُمْ (BÊSHM) = be'suhum : onların çekişmeleri
13. بَيْنَهُمْ (BYNHM) = beynehum : kendi aralarında
14. شَدِيدٌ (ŞD̃YD̃) = şedīdun : şiddetli
15. تَحْسَبُهُمْ (TḪSBHM) = teHsebuhum : sen onları sanırsın
16. جَمِيعًا (CMYAE) = cemīǎn : toplu
17. وَقُلُوبُهُمْ (VGLVBHM) = veḳulūbuhum : ama kalbleri
18. شَتَّىٰ (ŞT) = şettā : dağınıktır
19. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : öyledir
20. بِأَنَّهُمْ (BÊNHM) = biennehum : çünkü onlar
21. قَوْمٌ (GVM) = ḳavmun : bir topluluktur
22. لَا (LE) = lā :
23. يَعْقِلُونَ (YAGLVN) = yeǎ'ḳilūne : düşünmez
| onlar sizinle savaşamazlar | toplu olarak | ancak (savaşırlar) | içinde | kaleler | müstahkem | yahut | -ndan | ardı- | duvarların | onların çekişmeleri | kendi aralarında | şiddetli | sen onları sanırsın | toplu | ama kalbleri | dağınıktır | öyledir | çünkü onlar | bir topluluktur | | düşünmez |

[] [GTL] [CMA] [] [] [GRY] [ḪṦN] [] [] [VRY] [CD̃R] [BES] [BYN] [ŞD̃D̃] [ḪSB] [CMA] [GLB] [ŞTT] [] [] [GVM] [] [AGL]
LE YGETLVNKM CMYAE ÎLE FY GR MḪṦNT ÊV MN VREÙ CD̃R BÊSHM BYNHM ŞD̃YD̃ TḪSBHM CMYAE VGLVBHM ŞT Z̃LK BÊNHM GVM LE YAGLVN

yuḳātilūnekum cemīǎn illā ḳuran muHaSSanetin ev min verā'i cudurin be'suhum beynehum şedīdun teHsebuhum cemīǎn veḳulūbuhum şettā ƶālike biennehum ḳavmun yeǎ'ḳilūne
لا يقاتلونكم جميعا إلا في قرى محصنة أو من وراء جدر بأسهم بينهم شديد تحسبهم جميعا وقلوبهم شتى ذلك بأنهم قوم لا يعقلون

 » 59 / Hasr  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE Not
يقاتلونكم ق ت ل | GTL YGETLVNKM yuḳātilūnekum onlar sizinle savaşamazlar will they fight you
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn toplu olarak all
إلا | ÎLE illā ancak (savaşırlar) except
في | FY içinde in
قرى ق ر ي | GRY GR ḳuran kaleler towns
محصنة ح ص ن | ḪṦN MḪṦNT muHaSSanetin müstahkem fortified
أو | ÊV ev yahut or
من | MN min -ndan from
وراء و ر ي | VRY VREÙ verā'i ardı- behind
جدر ج د ر | CD̃R CD̃R cudurin duvarların walls.
بأسهم ب ا س | BES BÊSHM be'suhum onların çekişmeleri Their violence
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum kendi aralarında among themselves
شديد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃YD̃ şedīdun şiddetli (is) severe.
تحسبهم ح س ب | ḪSB TḪSBHM teHsebuhum sen onları sanırsın You think they
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn toplu (are) united,
وقلوبهم ق ل ب | GLB VGLVBHM veḳulūbuhum ama kalbleri but their hearts
شتى ش ت ت | ŞTT ŞT şettā dağınıktır (are) divided.
ذلك | Z̃LK ƶālike öyledir That
بأنهم | BÊNHM biennehum çünkü onlar (is) because they
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmun bir topluluktur (are) a people,
لا | LE not
يعقلون ع ق ل | AGL YAGLVN yeǎ'ḳilūne düşünmez they reason.

59:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| onlar sizinle savaşamazlar | toplu olarak | ancak (savaşırlar) | içinde | kaleler | müstahkem | yahut | -ndan | ardı- | duvarların | onların çekişmeleri | kendi aralarında | şiddetli | sen onları sanırsın | toplu | ama kalbleri | dağınıktır | öyledir | çünkü onlar | bir topluluktur | | düşünmez |

[] [GTL] [CMA] [] [] [GRY] [ḪṦN] [] [] [VRY] [CD̃R] [BES] [BYN] [ŞD̃D̃] [ḪSB] [CMA] [GLB] [ŞTT] [] [] [GVM] [] [AGL]
LE YGETLVNKM CMYAE ÎLE FY GR MḪṦNT ÊV MN VREÙ CD̃R BÊSHM BYNHM ŞD̃YD̃ TḪSBHM CMYAE VGLVBHM ŞT Z̃LK BÊNHM GVM LE YAGLVN

yuḳātilūnekum cemīǎn illā ḳuran muHaSSanetin ev min verā'i cudurin be'suhum beynehum şedīdun teHsebuhum cemīǎn veḳulūbuhum şettā ƶālike biennehum ḳavmun yeǎ'ḳilūne
لا يقاتلونكم جميعا إلا في قرى محصنة أو من وراء جدر بأسهم بينهم شديد تحسبهم جميعا وقلوبهم شتى ذلك بأنهم قوم لا يعقلون

[] [ق ت ل] [ج م ع] [] [] [ق ر ي] [ح ص ن] [] [] [و ر ي] [ج د ر] [ب ا س] [ب ي ن] [ش د د] [ح س ب] [ج م ع] [ق ل ب] [ش ت ت] [] [] [ق و م] [] [ع ق ل]

 » 59 / Hasr  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE Not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يقاتلونكم ق ت ل | GTL YGETLVNKM yuḳātilūnekum onlar sizinle savaşamazlar will they fight you
Ye,Gaf,Elif,Te,Lam,Vav,Nun,Kef,Mim,
10,100,1,400,30,6,50,20,40,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn toplu olarak all
Cim,Mim,Ye,Ayn,Elif,
3,40,10,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
إلا | ÎLE illā ancak (savaşırlar) except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
في | FY içinde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قرى ق ر ي | GRY GR ḳuran kaleler towns
Gaf,Re,,
100,200,,
N – genitive plural indefinite noun
اسم مجرور
محصنة ح ص ن | ḪṦN MḪṦNT muHaSSanetin müstahkem fortified
Mim,Ha,Sad,Nun,Te merbuta,
40,8,90,50,400,
ADJ – genitive feminine indefinite (form II) passive participle
صفة مجرورة
أو | ÊV ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
وراء و ر ي | VRY VREÙ verā'i ardı- behind
Vav,Re,Elif,,
6,200,1,,
N – genitive noun
اسم مجرور
جدر ج د ر | CD̃R CD̃R cudurin duvarların walls.
Cim,Dal,Re,
3,4,200,
N – genitive masculine plural indefinite noun
اسم مجرور
بأسهم ب ا س | BES BÊSHM be'suhum onların çekişmeleri Their violence
Be,,Sin,He,Mim,
2,,60,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum kendi aralarında among themselves
Be,Ye,Nun,He,Mim,
2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
شديد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃YD̃ şedīdun şiddetli (is) severe.
Şın,Dal,Ye,Dal,
300,4,10,4,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
تحسبهم ح س ب | ḪSB TḪSBHM teHsebuhum sen onları sanırsın You think they
Te,Ha,Sin,Be,He,Mim,
400,8,60,2,5,40,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn toplu (are) united,
Cim,Mim,Ye,Ayn,Elif,
3,40,10,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وقلوبهم ق ل ب | GLB VGLVBHM veḳulūbuhum ama kalbleri but their hearts
Vav,Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
6,100,30,6,2,5,40,
"CIRC – prefixed circumstantial particle
N – nominative feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
الواو حالية
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
شتى ش ت ت | ŞTT ŞT şettā dağınıktır (are) divided.
Şın,Te,,
300,400,,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
ذلك | Z̃LK ƶālike öyledir That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
بأنهم | BÊNHM biennehum çünkü onlar (is) because they
Be,,Nun,He,Mim,
2,,50,5,40,
P – prefixed preposition bi
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف جر
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmun bir topluluktur (are) a people,
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعقلون ع ق ل | AGL YAGLVN yeǎ'ḳilūne düşünmez they reason.
Ye,Ayn,Gaf,Lam,Vav,Nun,
10,70,100,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَا: | يُقَاتِلُونَكُمْ: onlar sizinle savaşamazlar | جَمِيعًا: toplu olarak | إِلَّا: ancak (savaşırlar) | فِي: içinde | قُرًى: kaleler | مُحَصَّنَةٍ: müstahkem | أَوْ: yahut | مِنْ: -ndan | وَرَاءِ: ardı- | جُدُرٍ: duvarların | بَأْسُهُمْ: onların çekişmeleri | بَيْنَهُمْ: kendi aralarında | شَدِيدٌ: şiddetli | تَحْسَبُهُمْ: sen onları sanırsın | جَمِيعًا: toplu | وَقُلُوبُهُمْ: ama kalbleri | شَتَّىٰ: dağınıktır | ذَٰلِكَ: öyledir | بِأَنَّهُمْ: çünkü onlar | قَوْمٌ: bir topluluktur | لَا: | يَعْقِلُونَ: düşünmez |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لا LE | يقاتلونكم YGETLWNKM onlar sizinle savaşamazlar | جميعا CMYAE toplu olarak | إلا ÎLE ancak (savaşırlar) | في FY içinde | قرى GR kaleler | محصنة MḪṦNT müstahkem | أو ÊW yahut | من MN -ndan | وراء WREÙ ardı- | جدر CD̃R duvarların | بأسهم BÊSHM onların çekişmeleri | بينهم BYNHM kendi aralarında | شديد ŞD̃YD̃ şiddetli | تحسبهم TḪSBHM sen onları sanırsın | جميعا CMYAE toplu | وقلوبهم WGLWBHM ama kalbleri | شتى ŞT dağınıktır | ذلك Z̃LK öyledir | بأنهم BÊNHM çünkü onlar | قوم GWM bir topluluktur | لا LE | يعقلون YAGLWN düşünmez |
Kırık Meal (Okunuş) : |: | yuḳātilūnekum: onlar sizinle savaşamazlar | cemīǎn: toplu olarak | illā: ancak (savaşırlar) | : içinde | ḳuran: kaleler | muHaSSanetin: müstahkem | ev: yahut | min: -ndan | verā'i: ardı- | cudurin: duvarların | be'suhum: onların çekişmeleri | beynehum: kendi aralarında | şedīdun: şiddetli | teHsebuhum: sen onları sanırsın | cemīǎn: toplu | veḳulūbuhum: ama kalbleri | şettā: dağınıktır | ƶālike: öyledir | biennehum: çünkü onlar | ḳavmun: bir topluluktur | : | yeǎ'ḳilūne: düşünmez |
Kırık Meal (Transcript) : |LE: | YGETLVNKM: onlar sizinle savaşamazlar | CMYAE: toplu olarak | ÎLE: ancak (savaşırlar) | FY: içinde | GR: kaleler | MḪṦNT: müstahkem | ÊV: yahut | MN: -ndan | VREÙ: ardı- | CD̃R: duvarların | BÊSHM: onların çekişmeleri | BYNHM: kendi aralarında | ŞD̃YD̃: şiddetli | TḪSBHM: sen onları sanırsın | CMYAE: toplu | VGLVBHM: ama kalbleri | ŞT: dağınıktır | Z̃LK: öyledir | BÊNHM: çünkü onlar | GVM: bir topluluktur | LE: | YAGLVN: düşünmez |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların, hepsi birden sizinle savaşmazlar, ancak müstahkem yerlerde, yahut da surların ardında çarpışırlar; onların gücü kuvveti, aralarında çetindir, onları bir topluluk sanırsın ama gönülleri dağınıktır, ayrı ayrıdır; bu da akıl etmez bir topluluk olmalarındandır.
Adem Uğur : Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.
Ahmed Hulusi : Onlar sizinle toplu hâlde, ancak tahkim edilmiş (kale gibi çevrilmiş) bölgelerde yahut duvarların arkasından savaşırlar. . . Onların kendi aralarındaki sorunları - sıkıntıları da şiddetlidir. . . Düşünceleri ayrı ayrı olduğu hâlde onları toplu sanırsın! Bu, onların aklını kullanamayan bir topluluk olmalarındandır.
Ahmet Tekin : Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın, müttefik orduları bile kursalar, korkularından sizinle savaşamazlar. Yahudiler’in ve münâfıkların kendi aralarındaki savaşları ise şiddetlidir. Sen onların birlik halinde olduğunu sanırsın. Halbuki kalplerinin atışları farklı, kafaları karışık, düşünceleri darmadağınıktır. Bu, onların akıllarını faydalı kullanamayan, gelişmemiş, cahil bir toplum olmalarından ileri gelmektedir.
Ahmet Varol : Onlar sizinle toplu halde ancak müstahkem şehirlerde veya surların arkasından çarpışabilirler. Kendi aralarındaki çekişmeleri ise pek şiddetlidir. Sen onları toplu halde sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu onların akıl etmeyen bir topluluk olmalarından dolayıdır.
Ali Bulaç : Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.
Ali Fikri Yavuz : Onlar (Yahudi’lerle münafıklar) toplu bir halde size karşı savaşamazlar; ancak tahkim edilmiş yerlerde, yahud duvarlar (siperler) arkasından savaşırlar. Aralarında çarpışmaları ise şiddetlidir. (Ey Rasûlüm), sen onları toplu sanırsın, halbuki kalbleri dağınıktır; bu, onların akılları ermez bir kavim olmalarındandır.
Bekir Sadak : Onlar sizinle toplu olarak, ancak surla cevrilmis kasabalar icinde veya duvarlar arkasindan savasi kabul edebilirler. Kendi aralarindaki cekismeleri ise serttir; onlari birlik sanirsin, oysa kalbleri birbirinden ayridir. Bu, akletmeyen bir topluluk olmalarindandir.
Celal Yıldırım : Onlar, sizinle toplu halde vuruşmazlar; ancak kale içindeki kasabalarda veya duvarlar gerisinde savaşmak isterler. Kendi aralarında (birbirlerine karşı) saldırıları pek çetin ve hırçıncadır. Onları toplanıp birleşmiş sanırsın, oysa kalbleri değişik ve dağınıktır. Bu böyledir; çünkü onlar akıllarını kullanmayan bir topluluktur.
Diyanet İşleri : Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar sizinle toplu olarak, ancak surla çevrilmiş kasabalar içinde veya duvarlar arkasından savaşı kabul edebilirler. Kendi aralarındaki çekişmeleri ise serttir; onları birlik sanırsın, oysa kalbleri birbirinden ayrıdır. Bu, akletmeyen bir topluluk olmalarındandır.
Diyanet Vakfi : Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.
Edip Yüksel : Onlar, iyi korunmuş kentlerde veya duvarların ardında olmaları haricinde bir araya gelip sizinle savaşamazlar. Aralarındaki çekişmeleri çetindir. Onları birlik sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Zira onlar, akıllarını kullanmıyan bir topluluktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından (sizinle savaşmak isterler). Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalbleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar sizinle ancak müstahkem mevkilerde veya duvarlar, siperler arkasında topluca savaşabilirler. Kendi aralarında çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu, onların aklını kullanmayan bir topluluk olmalarındandır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Size hepsi toplanarak kıtal yapamazlar, ancak müstahkem mevkı'lerde veya divarlar, siperler arkasından yaparlar, aralarında be'sleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın halbuki kalbleri dağınıktır, bu onların akl etmez bir kavm olmalarındandır.
Fizilal-il Kuran : Onlar sizinle toplu olarak savaşamazlar, ancak müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından sizinle savaşmak isterler. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, ancak onların kalpleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar düşünmez bir topluluktur.
Gültekin Onan : Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.
Hakkı Yılmaz : (14-16) "Onlar, toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri, kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibi pek çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri, tıpkı, hani insana “Küfret; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddet” deyip de küfredince; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedince de “Kesinlikle ben, senden uzağım; şüphesiz ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım” diyen o şeytanın örneğinde olduğu gibi darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar, aklını kullanmayan bir topluluktur. "
Hasan Basri Çantay : Onlar müstahkem kasabalarda, yahud dıvarlar (siperler) arkasında bulunmaksızın sizinle toplu bir hâlde vuruşamazlar. Kendi aralarındaki savaşlar ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın. Halbuki kalbleri darma dağınıkdır. Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar akıllarını kullanmaz bir kavmdir.
Hayrat Neşriyat : (O yahudiler) toplu olarak sizinle savaşamazlar; ancak muhâfaza altına alınmış şehirlerde veya duvarların arkasından (korka korka harb ederler). Kendi aralarındaki savaşları şiddetlidir. (Sen) onları toplu sanırsın; hâlbuki kalbleri dağınıktır! Bu, şübhesiz onların(haklarında neyin hayır olduğuna) akıl erdirmeyen bir topluluk olmaları yüzündendir.
İbni Kesir : Onlar, sizinle topluca savaşı; ancak surla çevrilmiş kasabalarda veya duvarlar arasında kabul ederler. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen, onları toplu sanırsın, ama kalbleri darmadağınıktır. Bu; onların akletmez bir kavim olmalarındandır.
İskender Evrenosoğlu : Onlar, korunmuş şehir içinde veya duvarlar arkasında (surlar içinde) olmadıkça, sizinle toplu olarak savaşamazlar. Onların kendi aralarındaki çarpışmaları şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, (oysa) onların kalpleri dağınıktır. Bu, onların akıl etmez bir kavim olmaları sebebiyledir.
Muhammed Esed : Onlar ittifak içinde oldukları zaman (bile), ancak sağlam kaleler içinden veya surlar arkasından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir; sen onları birlik sanırsın, halbuki (aslında) kalpleri (birbirlerine) karşı soğuktur; çünkü onlar akıllarını kullanmayan bir topluluktur.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sizinle toplanmış olarak savaşta bulunmazlar, ancak müstahkem kasabalarda veya duvarların arkasından (savaşta bulunabilirler). Kendi aralarında savaşları ise pek şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, halbuki onların kalbleri dağınıktır. Bunun sebebi ise şüphe yok ki onlar âkilâne düşünemez bir kavimdirler.
Ömer Öngüt : Onlar müstahkem şehirlerde veya duvarlar (siperler) arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.
Şaban Piriş : Onlar, surlarla çevrili kasabalar veya duvarlar arkasında olmadıkça sizinle topluca savaşamazlar. Kendi aralarındaki kavgaları ise şiddetlidir. Onları birlik sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu, onların akletmeyen bir topluluk olmalarındandır.
Suat Yıldırım : Onlar sizinle toplu durumda savaşmazlar, ancak sağlam kaleler içinden veya duvarların arkasından sizinle savaşmak isterler. Kendi aralarındaki çatışmaları pek şiddetlidir. Sen dışardan onları birlik içinde sanırsın. Halbuki kalpleri darma dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan, düşünmeyen bir güruhtur.
Süleyman Ateş : Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak müstahkem kaleler içinde, yahut duvarların ardından (savaşırlar). Kendi aralarında şiddetli ayrılık vardır. Sen onları toplu sanırsın, ama kalbleri dağınıktır. Öyledir, çünkü onlar düşünmez bir topluluktur.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, gerçekten onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.
Ümit Şimşek : Onlar müstahkem şehirlerde veya surların ardında olmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki çatışmaları ise pek çetindir. Sen onları birlik içinde sanırsın; halbuki kalpleri darmadağınıktır. Çünkü onlar akılları ermeyen bir topluluktur.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar sizinle toplu halde değil ancak müstahkem kaleler içinde yahut duvarlar arasından savaşabilirler. Onların kendi aralarındaki problemleri/çıkmazları çetindir/ciddidir. Sen onları birlik/beraberlik halinde sanıyorsun, oysaki onların kalpleri darmadağınık/parça parçadır. Böyledir; çünkü onlar akıllarını işletmeyen bir topluluktur.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}