» 46 / Ahkâf  7:

Kuran Sırası: 46
İniş Sırası: 66
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 7
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : ve zaman
2. تُتْلَىٰ (TTL) = tutlā : okunduğu
3. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlara
4. ايَاتُنَا ( ËYETNE) = āyātunā : ayetlerimiz
5. بَيِّنَاتٍ (BYNET) = beyyinātin : açık açık
6. قَالَ (GEL) = ḳāle : dediler
7. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
8. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar eden(ler)
9. لِلْحَقِّ (LLḪG) = lilHaḳḳi : hakk için
10. لَمَّا (LME) = lemmā :
11. جَاءَهُمْ (CEÙHM) = cā'ehum : kendilerine gelen
12. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
13. سِحْرٌ (SḪR) = siHrun : bir büyüdür
14. مُبِينٌ (MBYN) = mubīnun : apaçık
ve zaman | okunduğu | onlara | ayetlerimiz | açık açık | dediler | kimseler | inkar eden(ler) | hakk için | | kendilerine gelen | bu | bir büyüdür | apaçık |

[] [TLV] [] [EYY] [BYN] [GVL] [] [KFR] [ḪGG] [] [CYE] [] [SḪR] [BYN]
VÎZ̃E TTL ALYHM ËYETNE BYNET GEL ELZ̃YN KFRVE LLḪG LME CEÙHM HZ̃E SḪR MBYN

ve iƶā tutlā ǎleyhim āyātunā beyyinātin ḳāle elleƶīne keferū lilHaḳḳi lemmā cā'ehum hāƶā siHrun mubīnun
وإذا تتلى عليهم آياتنا بينات قال الذين كفروا للحق لما جاءهم هذا سحر مبين

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 7
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
تتلى ت ل و | TLV TTL tutlā okunduğu are recited
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
آياتنا ا ي ي | EYY ËYETNE āyātunā ayetlerimiz Our Verses
بينات ب ي ن | BYN BYNET beyyinātin açık açık clear,
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dediler say
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieve
للحق ح ق ق | ḪGG LLḪG lilHaḳḳi hakk için of the truth
لما | LME lemmā when
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum kendilerine gelen it comes to them,
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
سحر س ح ر | SḪR SḪR siHrun bir büyüdür (is) a magic
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun apaçık "clear."""

46:7 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve zaman | okunduğu | onlara | ayetlerimiz | açık açık | dediler | kimseler | inkar eden(ler) | hakk için | | kendilerine gelen | bu | bir büyüdür | apaçık |

[] [TLV] [] [EYY] [BYN] [GVL] [] [KFR] [ḪGG] [] [CYE] [] [SḪR] [BYN]
VÎZ̃E TTL ALYHM ËYETNE BYNET GEL ELZ̃YN KFRVE LLḪG LME CEÙHM HZ̃E SḪR MBYN

ve iƶā tutlā ǎleyhim āyātunā beyyinātin ḳāle elleƶīne keferū lilHaḳḳi lemmā cā'ehum hāƶā siHrun mubīnun
وإذا تتلى عليهم آياتنا بينات قال الذين كفروا للحق لما جاءهم هذا سحر مبين

[] [ت ل و] [] [ا ي ي] [ب ي ن] [ق و ل] [] [ك ف ر] [ح ق ق] [] [ج ي ا] [] [س ح ر] [ب ي ن]

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 7
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
تتلى ت ل و | TLV TTL tutlā okunduğu are recited
Te,Te,Lam,,
400,400,30,,
V – 3rd person feminine singular passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
آياتنا ا ي ي | EYY ËYETNE āyātunā ayetlerimiz Our Verses
,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
,10,1,400,50,1,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بينات ب ي ن | BYN BYNET beyyinātin açık açık clear,
Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,10,50,1,400,
ADJ – genitive feminine plural indefinite adjective
صفة مجرورة
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dediler say
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieve
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
للحق ح ق ق | ḪGG LLḪG lilHaḳḳi hakk için of the truth
Lam,Lam,Ha,Gaf,
30,30,8,100,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
لما | LME lemmā when
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
T – time adverb
ظرف زمان
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum kendilerine gelen it comes to them,
Cim,Elif,,He,Mim,
3,1,,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
سحر س ح ر | SḪR SḪR siHrun bir büyüdür (is) a magic
Sin,Ha,Re,
60,8,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun apaçık "clear."""
Mim,Be,Ye,Nun,
40,2,10,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ve zaman | تُتْلَىٰ: okunduğu | عَلَيْهِمْ: onlara | ايَاتُنَا: ayetlerimiz | بَيِّنَاتٍ: açık açık | قَالَ: dediler | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | لِلْحَقِّ: hakk için | لَمَّا: | جَاءَهُمْ: kendilerine gelen | هَٰذَا: bu | سِحْرٌ: bir büyüdür | مُبِينٌ: apaçık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ve zaman | تتلى TTL okunduğu | عليهم ALYHM onlara | آياتنا ËYETNE ayetlerimiz | بينات BYNET açık açık | قال GEL dediler | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | للحق LLḪG hakk için | لما LME | جاءهم CEÙHM kendilerine gelen | هذا HZ̃E bu | سحر SḪR bir büyüdür | مبين MBYN apaçık |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ve zaman | tutlā: okunduğu | ǎleyhim: onlara | āyātunā: ayetlerimiz | beyyinātin: açık açık | ḳāle: dediler | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | lilHaḳḳi: hakk için | lemmā: | cā'ehum: kendilerine gelen | hāƶā: bu | siHrun: bir büyüdür | mubīnun: apaçık |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: ve zaman | TTL: okunduğu | ALYHM: onlara | ËYETNE: ayetlerimiz | BYNET: açık açık | GEL: dediler | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LLḪG: hakk için | LME: | CEÙHM: kendilerine gelen | HZ̃E: bu | SḪR: bir büyüdür | MBYN: apaçık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlara apaçık âyetlerimiz okundu mu gerçeği inkâr edenler, gerçek, onlara gelince bu derler, aşikâr bir büyü.
Adem Uğur : Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
Ahmed Hulusi : İşaretlerimiz kendilerine apaçık bildirildiğinde, o hakikat bilgisini inkâr edenler, kendilerine geldiğinde Hak için: "Bu apaçık bir büyüdür" dediler.
Ahmet Tekin : Bizim âyetlerimiz kendilerine açıkça okunduğu zaman, Allah ve Rasulünü inkârda ısrar edenler, kâfirler, kendilerine gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân için: 'Bu aklı etki altına alan apaçık, büyüleyici bir söz.' dediler.
Ahmet Varol : Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda inkar edenler, kendilerine gelen hak için: 'Bu apaçık bir büyüdür' derler.
Ali Bulaç : Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o inkâr edenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki: "Bu, apaçık bir büyüdür."
Ali Fikri Yavuz : Onlara açık ve parlak olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o kâfirler, kendilerine hak olan o ayetler gelince, dediler ki: “- Bu açık bir sihirdir.”
Bekir Sadak : Ayetlerimiz onlara acikca okundugu zaman inkar edenlere, kendilerine gelen gercek icin: «Bu, apacik bir buyudur» derler.
Celal Yıldırım : Onlara âyetlerimiz açık-seçik okunduğu zaman, küfre saplanıp kalanlar, kendilerine gelen hakk için, «bu açık bir sihirdir» derler.
Diyanet İşleri : Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kur’an) için, düşünmeden “Bu, apaçık bir büyüdür” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman inkar edenler, kendilerine gelen gerçek için: 'Bu, apaçık bir büyüdür' derler.
Diyanet Vakfi : Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler: «Bu, apaçık bir büyüdür» dediler.
Edip Yüksel : Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, kendilerine gelen gerçeğe karşı çıkanlar, 'Bu, açıkça bir büyüdür,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman inkâr edenler kendilerine gelen hak kitap için: «Bu apaçık bir büyüdür.» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Karşılarında ayetlerimiz açık açık, parlak parlak okunurken de o inkar edenler gerçek kendilerine geldiği zaman ona: «Bu parlak bir büyüdür.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Karşılarında âyetlerimiz açık açık, parlak parlak okunurken de o küfredenler dediler ki hakka, kendilerine geldiği zaman: bu parlak bir sihir
Fizilal-il Kuran : Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman inkar edenler kendilerine gelen gerçek için: «Bu, apaçık bir büyüdür» derler.
Gültekin Onan : Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki: "Bu, apaçık bir büyüdür."
Hakkı Yılmaz : "Ve Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden şu kimseler, kendilerine gelen “hak” için: “Bu apaçık bir büyüdür” dediler. "
Hasan Basri Çantay : Karşılarında açık açık âyetlerimiz okunduğu vakit (içlerinde) o küfredenler, kendilerine o hak gelince «Bu, apâşikâr bir büyüdür» dediler.
Hayrat Neşriyat : Ve âyetlerimiz onlara açıkça okunduğunda inkâr edenler, kendilerine geldiği vakit o hak olan (Allah kelâmın)a dedi ki: 'Bu apaçık bir sihirdir!'
İbni Kesir : Onlara, ayetlerimiz açıkça okunduğu zaman; kendilerine geldiğinde hakkı inkar edenler: Bu, apaçık bir büyüdür, dediler.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlara âyetlerimiz beyan edilerek (açıklanarak) okunduğu zaman kâfirler, (âyetlerimiz) onlara gelince, hak (âyetlerimiz) için: “Bu, apaçık bir sihirdir.” dediler.
Muhammed Esed : Ama mesajlarımız ne zaman onlara bütün açıklığıyla iletildiyse, hakikati inkara şartlanmış olanlar, hakikat kendilerine iletilir iletilmez onun hakkında, "Bu, göz boyayan bir büyüden başka bir şey değil!" diye konuşurlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlara karşı açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman kendilerine geldiği vakit hakkı inkâr edenler dedi ki: «İşte bu bir apaçık sihirdir.»
Ömer Öngüt : Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman, hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler: "Bu apaçık bir sihirdir. " dediler.
Şaban Piriş : Açıklayıcı ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, kendilerine gelen gerçeği inkar edenler şöyle dediler: -Bu, apaçık bir sihirdir!
Suat Yıldırım : Âyetlerimiz açık açık okunup beyan edildiğinde o kâfirler önlerine gelen gerçek hakkında: "Bu, besbelli bir sihirdir!" derler.
Süleyman Ateş : Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman kendilerine gelen hakkı inkâr edenler: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
Tefhim-ul Kuran : Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki: «Bu, apaçık bir büyüdür.»
Ümit Şimşek : Kendilerine apaçık âyetlerimiz okunduğu zaman, o kâfirler, kendilerine gelmiş olan hak kitap için 'Bu düpedüz büyü' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : Herşeyi ayan beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler: "Açık bir büyüdür bu!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}