Süleyman Ateş Meali |
|
Andolsun fecre (tan yeri ağarmasına),(89:1) | |
On geceye,(89:2) | |
Çift'e ve tek'e,(89:3) | |
Gitmekte olan geceye.(89:4) | |
Bu (anıla)n (şeyler)de akıl sâhibi için bir yemin var, değil mi? (İşte bunlara andolsun ki kâfirler mutlaka azâba uğrayacaklardır!)(89:5) | |
Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd (kavmin)e?(89:6) | |
Sütunlu İrem'e?(89:7) | |
Ki ülkeler arasında onun eşi yaratılmamıştı.(89:8) | |
Vâdi('l-Kurâ)da kayaları oya(rak evler yapa)n Semûd (kavmin)e?(89:9) | |
Ve kazıklar sâhibi Fir'avn'a?(89:10) | |
Bunlar ülkelerde azmışlardı.(89:11) | |
Oralarda çok kötülük etmişlerdi.(89:12) | |
Bu yüzden Rabbin onların üzerine azâb kırbacını çarptı.(89:13) | |
Elbette Rabbin gözetleme yerindedir (her an kullarının fiillerini gözetlemektedir).(89:14) | |
Fakat insan öyledir; Rabbi ne zaman kendisini sınayıp ona ikrâmda bulunur, ona ni'met verirse: "Rabbim bana ikrâm etti" der.(89:15) | |
Ama Rabbi onu sınayıp rızkını daraltırsa: "Rabbim beni alçalttı (perişan etti)" der.(89:16) | |
Hayır, doğrusu siz (Allah'tan ikrâm bekliyorsunuz ama kendiniz) yetime ikrâm etmiyorsunuz.(89:17) | |
Yoksula yedirmeğe teşvik etmiyorsunuz.(89:18) | |
Mirâsı hırsla yutuyorsunuz.(89:19) | |
Malı pek çok seviyorsunuz.(89:20) | |
Hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz edildiği zaman,(89:21) | |
Melekler sıra sıra dizili durumda Rabbin geldiği zaman.(89:22) | |
Ve cehennem de getirildiği zaman. İşte o gün insan anlar, ama artık anlamanın kendisine ne yararı var?(89:23) | |
(O zaman insan): "Âh, keşke ben bu hayâtım için (iyi işler yapıp) gönderseydim!" der.(89:24) | |
O gün O'nun yapacağı azâbı kimse yapamaz.(89:25) | |
Ve O'nun vuracağı bağı kimse vuramaz!(89:26) | |
Ey huzûra eren nefis!(89:27) | |
Râzı edici ve râzı edilmiş olarak Rabbine dön!(89:28) | |
(İyi) Kullarım arasına gir!(89:29) | |
Cennetime gir!(89:30) | |